Etiket arşivi: The only condition for development is producing science

ODTÜ : Gelişmenin tek koşulu temel bilim üretmektir.. / METU : The only condition for development is producing basic science

Cumhuriyet Bilim Teknik 27.07.2012

ODTÜ Fen Edebiyat Fakültesi’nden açıklama:

‘Gelişmenin tek koşulu temel bilim üretmektir’

ODTÜ Fen Edebiyat Fakültesi Matematik, Fizik, Kimya ve Biyoloji Bölümleri, ortak bir açıklama ile sanayi ve bilgi temelli toplumlarda temel bilimlerin nasıl olması gerektiği konusunda kamuoyunu bilgilendirdiler. Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ersan Akyıldız’ın imzası ile yayımlanan açıklamada, son günlerde fen edebiyat fakülteleri mezunları üzerinde yaşanan gelişmelerin ve yapılan yorumların toplum nezdinde çok yanlış ve eksik bilgilenmeye yol açabileceği endişesi ile böyle bir girişimde bulundukları belirtiliyor.

ODTÜ Fen Edebiyat Fakültesi Matematik, Fizik, Kimya ve Biyoloji Bölümleri, son günlerde fen edebiyat fakülteleri mezunlarının öğretmen olabilme olanaklarının ellerinden alınması üzerine, toplumu temel bilimler konusunda aydınlatmak üzere bir açıklama yaptılar.
Açıklamada, “Bu uygulama ne denli kabul edilemez bir girişim ise, bu fakülte mezunlarının sanki yalnızca öğretmen olabilecekleri yaklaşımı da o denli yanlıştır” deniliyor. Fen Edebiyat Fakülteleri mezunlarının sanayide ve akademik dünyada aranan adaylar olması gerektiğine vurgu yapılıyor. Açıklamada özetle şöyle deniliyor:

Değişik bilim alanlarının matematik, fizik, kimya, biyoloji gibi temel bilgilerini içeren bilim dalları, “temel bilimler” olarak nitelendirilir. Temel bilim alanlarında yeni bilgi üretimine yönelik araştırmalar, ağırlıklı olarak, üniversitelerin matematik, fizik, kimya, biyoloji bölümlerinde yapılır. Bu bölümlerden mezun olanlar, edindikleri geniş teknik bilginin yanı sıra içselleştirdikleri “bilimsel yöntem” gereği sürekli merak eden ve sorgulayan bireyler olarak günümüz teknolojisinin hayat bulmasında her aşamada kilit rol oynamışlardır. Temel bilim, sürekli evrilerek gelişen ve biriken süreçlerin uzamıdır. Kullandığı yeni fikirler ve yöntemler daha sonra yaygınlaşarak pratiğini bulur.

MATEMATİK, FİZİK, KİMYA ve BİYOLOJİNİN ÖNEMİ

Tarih, endüstriyel ve teknolojik gelişmelerin temel bilim araştırmaları olmaksızın gerçek-leşemeyeceğinin örnekleriyle doluyken bizler bunun ne kadar bilincindeyiz? Dünyayı değiştiren kritik gelişmelerin tabanını oluşturan temel bilimlere ne kadar önem veriyoruz?

Matematik :

Uygarlığın gelişiminde büyük bir öneme sahip olan matematiğin fen bilimleri, mühendislik ve sosyal bilimlerde problemleri tanımlama ve çözmede kullanıldığını günlük hayatımızda bile sıklıkla görmekteyiz. Temel fizik yasalarının anlaşılması ve modellenmesi, organların çalışma süreçlerinin anlaşılması, genetik kodlama ve yapılanmanın anlaşılması, tıp ve biyomedikal gibi alanlarda kullanılan matematik, aynı zamanda bu alanlardaki gelişmeleri de tetikler. Belirli bir ihtiyaçtan üretilen matematik ise, daha sonraları kendisine hiç beklenmedik bambaşka uygulama alanları bulmuştur.

Biyoloji :

Biyoloji bilimindeki araştırmalar, günümüzde yepyeni gelişmelerin ortaya çıkmasına
ve insanın yaşam kalitesini arttıracak, sağlıklı yaşamasını sağlayacak tekniklerin kullanılabilmesine yol açmıştır.

Fizik :

Bütün amacı mikro, makro ve kozmolojik düzeylerde maddeyi ve onun evrenini anlamak olan fiziğe baktığımızda da, termodinamik, elektromanyetik teori, dinamik ve mekanik gibi günümüz biliminin ve teknolojisinin yapıtaşı kuramlarını daha 17. ve 18. yüzyıllarda oluşturmuştur. Böylesi bir altyapıyla artık evrende sorgulanacak ve bulunacak yeni bir bilgi kalmadığı bundan sonra yapılması gerekenin ağırlıkla biriktirdiklerini pratik uygulamalara yöneltme yanılgısına saplanmak üzere iken, 1897’de J. J. Thompson’un elektronu keşfi ile merak ve bilmek konusunda yepyeni ufuklara yelken açan insanoğlu, 20. yy’a geldiğinde Einstein’ın Görelilik Kuramını; Dirac, Bohr, De Broglie, Heisenberg, Schröedinger gibi bilim adamlarının çalışmalarıyla Kuantum Kuramını keşfetmiş ve evreni anlayabilme yolunda yepyeni ufuklar açmıştır.

Kimya :

Maddenin yapısını anlamayı hedefleyen kimya bilimi, kimyasal tepkimeler sonucunda maddenin yapısının ve özelliklerinin nasıl değiştiğini merak ederken, fizik ile diğer doğa bilimleri olan biyoloji ve jeoloji arasındaki köprüyü kurmuştur. Günümüzde, malzeme bilimi, akıllı malzemeler, polimerler gibi yüksek teknolojik araştırma ve uygulamaların ardında bu birikimin olduğunu yadsımak olanaksızdır.

VAR OLABİLMENİN TEK KOŞULU

Çağımızda insanın önündeki problemler ve toplumların gereksinimleri ancak “gelişmek için temel bilim üretmek” anlayışıyla çözülebilir. Bu çerçevede, temel bilim ile uygulamalı bilim ayrımı sanıldığı kadar anlamlı değildir. Hangi bilginin uygulanacağını ve ne türlü uygulamalara dönüşeceğini önceden kim kestirebilir?

Pek sözü edilmeyen bilim tarihi, karar alıcıların ve yöneticilerin bilimi bir gelişme ve güç kaynağı olarak nasıl desteklediklerinin örnekleriyle doludur. Bilimsel kurumları tahrip eden yöneticiler de, sonuçta bunu kendi çıkarlarını ve güçlerini korumak için yapmışlardır. Bugünün dünyasında ne yazık ki ekonomik kaygılar ve yatırımlardan bir an önce kâr sağlama isteği bilimsel kaygıların ve bilimin uzun vadeli yararlarının önüne geçmiş durumdadır.

Sonuç olarak :

Çağdaş toplumlarda, temel bilimsel araştırma kültürel ve ekonomik anlamda var olabilmenin tek şartıdır. Bu faaliyetler her toplum için aynı yaşamsal öneme sahip olduğundan yalnızca kimi gelişmiş toplumlara bırakılmamalı ve her toplum için öncelikli hedef olmalıdır. Aksi takdirde, küreselleşmenin “dünya düzeyinde kontrol” eğilimine boyun eğmek ve küresel ağ-yapılara sıradan konumlarda entegre olmaya zorlanmak kaçınılmazdır. Unutulmamalıdır ki, üretilen bilimsel bilgi uzun erimde (vadede) bambaşka kazanımlara
yol açabilecektir.

=========================================================

ODTÜ Fen Edebiyat Fakültesi’nin saygın Temel Bilimcilerine bu önemli uyarıları için teşekkür borçluyuz.

ATATÜRK : “Yaşamda en gerçek yol gösterici bilim ve tekniktir.”..

Dr.Ahmet Saltık
31.7.12, Ankara
www.ahmetsaltik.net