Emin Çölaşan – Eller Mars’a biz yaya
Myanmar rezaleti
Nevzat Bölügiray’ın kitabı
SEVGİLİ okuyucularım, ABD’nin Mars gezegenine gönderdiği uzay aracı en sonunda
yerine ulaştı ve dünyamıza fotoğraf göndermeye başladı.
Mars’ın yüzeyini o fotoğraflardan görmeye başladık.
El alem bunlarla uğraşırken, bilim giderek yükselirken, acaba bizim ahalimizin
bir bölümü ne yapıyor?
Şimdi Ramazan ya, onlar akıllarındaki soruları gazete ve televizyonlarda boy gösteren din adamlarına ve Diyanet’e sormakla meşgul.
Soruların çoğu günah ve oruçla ilgili.
İşte size yayınlanmış sorulardan bazıları:
– Karım regl durumda iken ona yaklaşırsam günaha girer miyim?
– 63 yaşındayım.
Komşumuzun oğlu vedalaşırken beni iyi niyetle yanağımdan öptü.
Bu durumda orucum bozulmuş oldu mu?
– Hanımla birlikte çocuğuma doğum günü yapsak ve arkadaşlarını çağırsak günah
işlemiş olur muyuz?
– Evimde ayaklarımı kıbleye doğru uzatıp oturduğumda günaha girmiş olur muyum?
– Zekat verdim ama eşimin haberi yok.
Bu durumda zekatım kabul edilir mi?
– Namaz kılarken kafam çok bozuktu, aklım başka bir şeye kaydı.
Namazım geçerli mi, geçersiz mi?
– Kadınların denize ve havuza açık mayolarla girmesi günah değil mi?
– Tatil yaparken plaja gittim, bikinili kadınları görünce aklıma çok fena şeyler geldi.
Orucum bozulmuş olabilir mi?
– Hükümetimiz zina yapmayı suç olmaktan çıkardı.
Bildiğim kadarıyla dinimizde zina günahtır.
Acaba hükümet bunu kanundan çıkarınca günah olmaktan çıktı mı?
– Geçenlerde melekler hakkında kötü bir söz söyledim.
Bunu affettirmek için ne yapmam gerekir?
– Doktor kulak damlası verdi.
Orucum bozulur mu?
– Banyo yapınca orucum bozulur mu?
– İmsak vakti sonrasında âdet halim geçti.
Oruç tutabilir miyim?
– Karım bana cehennem azabı çektiriyor.
Ona “Boş ol” desem boşanmış olur muyuz?
– Bizim bir çocuğumuz var.
Sayın başbakanımız üç istiyor.
Dinimizde üç çocuk şartı var mı?
– Kadın olarak kuaföre gitmem ve saç kestirmem caiz midir?
– Ağda yaptırdım, arkadaşım günah olduğunu söyledi.
Bu doğru mu?
– Dini nikâhımız var.
Karım sürekli olarak benim ağzıma küfrediyor.
Bu durumda dini nikâh düşmüş sayılır mı?
– Kilisede namaz kılsam geçerli olur mu?
– Ölünün ağzında bulunan altın dişleri sökmek caiz midir?
– Kocam ayyaş.
Onun cebinden para alsam günaha girer miyim?
– Tuvalete girince konuştum.
Günah mıdır?
– Almanya bankalarında yatan param var ve gavurdan faiz alıyorum.
Caiz midir?
– Müslüman kadın pantolon giyebilir mi?
Pantolonla namaz kılabilir mi?
– Avrupa’da iş bulabilmek için Müslüman olmadığını söyleyen biri dinden çıkar mı?
Bir vatandaşın sorusu ise çok ilginç:
“Hocam, ben dinimizin beş şartını da yerine getiremeyen, ama günah işlemeyen iyi bir insanım. Çevremde din ticareti ve din sömürüsü yapan ve bu yolla oy avcılığına soyunan
sahtekâr siyasetçileri görüyorum. Yalan bunlarda, her üçkağıt bunlarda.
Bu durumda onlar mı cehennemde yanacak, ben mi?”
Elalem Mars’a uzay aracı gönderdi, 21.yüzyılda bizimkilerin nelerle uğraştığına
bakar mısınız!
* * * * *
Myanmar rezaleti
DAVUTOĞLU Ahmet, karısı, Eminanım ve Sümeyye devletin uçağına atladılar, yandaşlarla birlikte tam kadro Myanmar’a, Arakan Müslümanlarını kurtarmaya (!) gittiler.
Başta iktidar borazanı TRT olmak üzere, medyadan açıklamalar yapıldı:
“Myanmar’a toplanan yardım iki trilyonu geçti.”
Dün konuştuğum işadamı anlattı:
“Emin Bey, bizim şirketleri de yardıma dâhil etmişler.
Önce haber gönderip istediler, sonra parayı vermek zorunda kaldık.
Miktarı onlar belirliyor.
İstersen verme, ertesi hafta vergicileri üzerimize salıp duman ederler.
Dikkat ettiyseniz, toplanan yardım miktarını açıklıyorlar ama verenlerin
isimlerini gizli tutuyorlar.”
İşadamına kendisiyle kimin konuştuğunu sordum, yanıt vermek istemedi.
“Onu söylersem açığa çıkarım” dedi.
Korkuyordu, haklıydı.
* * * * *
Nevzat Bölügiray’ın kitabı
EMEKLİ Korgeneral Nevzat Bölügiray ’ı ben önce kitaplarından tanıdım.
Sonra dostluğumuz ilerledi. Emekli general kimliği ile bana bazen mektuplar yazardı.
Okurdum, her seferinde içlerinde ilginç hususlar yer aldığını görür ve köşemde yayınlardım. Sonra bana yazdığı o mektupları “Çölaşan’a Mektuplar ve Sonrası”
adıyla kitap yaptı.
Bölügiray 12 Eylül öncesinde anarşi ve terörün kol gezdiği, Emniyet Müdürünün bile öldürüldüğü Adana’da sıkıyönetim komutanı idi.
Ben kendisini emekli olduktan sonra tanıdım.
Toplam 14 kitap yazdı ama özellikle sıkıyönetim komutanlığı günlerini ve
terörle nasıl mücadele edildiğini anlattığı iki muhteşem kitabı vardır:
Sokaktaki Asker ve Sokaktaki Askerin Dönüşü.
O kitapları bir solukta, tüylerim diken diken olarak okumuştum.
Nevzat Paşa 1983 yılında emekli olup kitap yazmaya başladı…
Ve çok da iyi etti. Geçenlerde, çıkan son kitabını da yine bir solukta okudum:
“Geçmişten Geleceğe Dün ve Bugün.” (Togan Yayıncılık.)
Türk Ordusu’nun en üst düzeyinden emekli olan, mütevazı dairesinde oturan
ve başka hiçbir işi olmayan bir korgeneral… Şimdi 84 yaşında…
Ve bu korgeneralin kitapta anlattığı yazarlık serüveni, başından geçenler, bazı gazetecilerle yaşadığı olaylar ve bazı yazıları nedeniyle DGM ’ye sevk edilmesi…
Çok ilginç anılar. Bu arada kitabı okurken gördüm, bana da bir veda mektubu yazmış.
Duygulandım ama o mektubu kabul etmiyorum.
Bana bundan sonra da her zaman yazmasını bekleyeceğim.
Kitabın sonunda bir de ilk kez açıklanan gizli rapor var.
Bölügiray ’ın sıkıyönetim komutanlığı sorumluluk alanına giren Kahramanmaraş’ta
19 Aralık 1978 günü bir Alevi katliamı yaşanmıştı.
Çok sayıda insanımız yobazlar tarafından öldürülmüş, korkunç bir vahşet yaşanmıştı.
Her meslekten insanların, hele önemli görevlerde bulunmuş olanların anılarını
yazması çok güzel bir olay. Bizde anı yazma geleneği -hele askerlerde-
ne yazık ki henüz yerleşmedi. Oysa anılar, toplumun önünü açacak belgelerdir.
Emekli olduktan sonra Evren ’den Bölügiray ’a bir öneri geliyor:
“Anayasa Mahkemesinde sağlam bir adama ihtiyacımız var.
Kendisini o mahkemeye üye seçeyim.”
Bölügiray kibarca reddediyor: “Ben askerim, o işlerden anlamam.”
Bölügiray bu son kitabına da çeşitli konulara ilişkin anılarını eklemiş,
ortaya çok rahat okunan bir kitap çıkmış. Okumanızı öneriyorum,
Bölügiray Paşa’ya ellerine sağlık diyorum.
(SÖZCÜ, 12.8.12)