Cumhuriyet Pazar, Dergi 05.08.2012
Prof. Dr. SELÇUK EREZ
www.selcukerez.com
Kürt sorununun çözümü
Türkiye’nin en önemli sorunu nedir? Kürt sorunudur! Sorun giderme konusundaki beceriksizliklerin giderek kopuşmaya götürdüğünü izlemekteyiz.N. Düzel’in, Taraf’ta yayımlanan söyleşisinde, BDP Eşbaşkanı Demirtaş,
“Kürtler ayrılmak istiyor mu?” sorusunu, “Bizim ayrı devletimiz olsun, bağımsız Kürdistan olsun diyenlerin sayısı giderek artıyor.” diyerek yanıtlamıştı.
Türkler, PKK’lileri destekledikleri için Kürtlere olumsuz davranmaktadırlar:
Geçen yıl, Mihalıççık’ta Güneydoğu’dan gelen tarım işçileriyle ilçe halkı arasında çıkan kavga, Şanlıurfa’da, doğum yaparken Türkçe bilmediği için ebeler tarafından dövüldüğünü ileri süren kadının başına gelenler, bu gerçeği yansıtmaktadır.
Bu tür davranışlar ayrılmaya katkı sağlar.
Kürt tarafında? Biber gazıyla dağıtılan her toplantıdan, Uludere gibi hatalardan sonra “Bu Türkler bizi rahat yaşatmazlar, iyisi mi ayrılalım!” inancı yaygınlaşmaktadır. Ayrılmadan kişisel çıkar uman Kürtler de vardır.
Bu konuda kafa yormak, ayrılmanın mı yoksa bir arada kalmanın mı her iki taraf için daha doğru olduğunu irdelemek gerekir.
Burada iki çok önemli gerçek unutulmaktadır:
1. Türkiye’de, 1950’den bu yana demokrasiye varmak için sürdürülen çabalara rağmen
bu konuda ne kadar geride olunduğu ortadadır. Bunca birikime rağmen Türkiye Cumhuriyeti’nin hâlâ ulaşamadığı gerçek demokrasiye, bizden ayrılacak ve ananeleri, kültürü, birikimi, Türkiye’nin genelinden çok daha elverişsiz bir Kürdistan’ın
bizden de pek, pek uzun bir süre sonra kavuşabileceğini öngörebiliriz:
Türkiye’den “Bize baskı yapıyorlar.” gerekçesiyle ayrılma yolunu tutmuş
Kürt vatandaşlarımız, ayrıldıkları takdirde baskının âlâsını bu sefer “Kürt yöneticilerinden” görmeye başlayacaklardır. Bu baskı, büyük bir olasılıkla onların torunlarının torunlarını bile olumsuz bir şekilde etkilemeyi sürdürecektir.
2. Antidemokratik tutumlar, yalnızca Kürt vatandaşlarımızın yaşadıkları bölgelerde değil tüm Türkiye’de yürürlüktedir. Bölgeden bölgeye değişen sadece “gerekçeler” dir.
Bugün Türklerin de, Kürtlerin de istedikleri tıpatıp aynıdır:
Demokratik bir ortamda, insan gibi yaşamak istemektedirler!
Öyleyse,
Biz bir arada yaşamayı sürdürebilirsek, Türkler de Kürtler de insan gibi yaşamalarına elveren demokratik düzene daha çabuk kavuşabileceklerdir.
Son yıllarda çoğalmış olan Kürt aktivistler, Türk aktivistlerle elele çalışarak
bu süreci hızlandırabilirler. Bu ülkü ve eylem birliği, ülkenin her yerinde olduğu gibi Kürt vatandaşlarımızın yaşadıkları bölgede de insanca yaşamanın koşullarının
-bilmem kaç kuşak sonra değil- çok daha yakında sağlanmasını sağlar.
Türkler de, Kürtler de konuya, bir de bu açıdan bakmalılar!