Atatürkçü Düşünce Derneği Genel Merkezi’nden
Demokrasi (!) Paketi Beklendiği Gibi Çıktı:
Paket, Siyasal İktidarın – Bölücü Terör Örgütü İle İttifakının Ürünüdür!
Paket, siyasal iktidarın;
– Terör örgütüne vadettiklerinden, “şimdilik” kaydı ile verilenler,
– Kendi özel gündemi “şeriat devleti” ne giden yolda atılan, bir bölümü zaten uygulanmakta olan adımlar,
– Yitirdiği oyu telafi edecek, daha az oyla daha çok milletvekili çıkartacak yeni bir seçim sistemi,
– Halka daha çok “devlet şiddeti”, cop, biber gazı,
– Ve toplumun kimi kesimlerine ufak armağanlar, (sus payı olarak) özetlenebilir.
Kısacası laik cumhuriyet ve ulus devlet yıkımının hukuksal zeminini oluşturmaya
devam edilmektedir.
(1) Bölücü terör örgütünün istekleri yerine getirildi:
Devlet okullarında ana dilde eğitim için gerekli Anayasal düzenleme yapılmadığından, şimdilik yasal yoldan, MEB denetiminde, Bakanlar Kurulu’nun belirlediği dil ve lehçelerde özel eğitim yapacak kurumların önü açılıyor,
Siyasal Partiler Yasası’nda yapılacak ek ve değişikliklerle; Siyasal Partilere üye olmak için aranan koşullar kaldırılarak teröriste üye olma hakkı tanınıyor.
Siyasal partilerin Türkçe’den başka dil ve lehçelerde her türlü siyasal propaganda yapmaları sağlanarak Kürtçe seçim propagandalarının önü açılıyor.
Devlet yardımından yararlanmak için aranan %7 oy yerine %3 oy almak yeterli duruma getiriliyor. Siyasal partilerin beldelerde örgütlenme koşulu kaldırılıyor.
Seçim Yasasına eklenecek hükümle Eş Genel Başkanlık getiriliyor.
BDP Eşbaşkanlığı yasal zemin kazanıyor.
Türkçe Alfabe, TCK’da yer alan bazı harfleri yasaklayan maddenin kaldırılması ile
yasal olmasa da fiilen değiştiriliyor.
İl İdaresi Yasası değiştirilerek, köy-ilçe-il adlarının değiştirilmesinin önü açılıyor.
Ve geçen yıl ortaokullarda kaldırılan ULUSAL AND bu yıl ilkokullarda kalkıyor.
- “TÜRKÜM” demek sakıncalı hale geliyor!?
(2) Kamuda türban serbest bırakılıyor. Kılık kıyafet yönetmeliği değiştirilerek kamuda türban takılması 1-2 istisna dışında serbest olacak.
Ayrıca, TCK’da yapılacak değişiklikle “dini inancın gereğinin” yerine getirilmesinin engellenmesi suç sayılarak, ceza kapsamına alınacak.
Dini ibadet ve ayinlerin, bireysel olarak yapılmasının engellenmesi de
aynı kapsamda değerlendirilecek.
Gerek 1982 Anayasasının laik devlet ilkesini koruyan hükümleri, gerekse
Anayasa Mahkemesi ile Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin TÜRBAN kararları
halen yürürlüktedir. Hiçbiri ortadan kaldırılmış değildir. Yine Anayasa gereği, bu kararlar Yasama, Yürütme ve İdareyi bağlayıcı niteliktedir. Bu nedenle son dönemde Yasama ve Yürütme eliyle yürürlüğe konan çok sayıdaki yasa ve yönetmelik, genelge kuralı gibi bugün de yapılmak istenen yasa ve yönetmelik değişiklikleri Anayasanın laik devlet temel ilkesine aykırı olacak, Anayasa suçu işlemeye devam edilecektir.
Ayrıca, Yardım Toplama Yasasında, kurban derisi, fitre, zekat toplamakla yetkili kılınan THK’na verilen bu yetki kaldırılarak tarikatlara kazanç yolu açılmakta,
Yine Seçim Yasasındaki %10 barajın (AB) ülkelerindeki gibi makul bir düzeye çekilmesi ya da kaldırılması yerine, son dönemde yitirdiği oyu dikkate alarak,
daha az oyla daha çok milletvekili çıkartabilmenin yolunu arayan iktidarın,
göstermelik olarak sunduğu öbür 2 önerinin değil, [%5 baraj ve 5’li daraltılmış bölge] paketinin yasalaşmasını sağlayacağı anlaşılıyor. Çünkü daraltılmış bölge
1. Partiyi şanslı kılıyor. Böylece barajı indirmiş gibi yapıp, bölge barajı uygulaması yaşama geçiriliyor.
(3) 2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Yasası’nda yapılacak değişiklikle;
Valiler geniş yetkilerle donatılmakta, halk hareketini bastırmak için yeni formüller üretilmekte. Toplantıların yapılacağı yeri toplantıyı yapacaklar değil, mülki amir belirliyor. Hükümet komiseri uygulaması kalkıyor. Yerine düzenleme kurulları geliyor. Bu kurullar, toplantının amacı dışına çıktığına ya da düzen içinde geçmeyeceğine karar verip toplantıyı, gösteri ve yürüyüşü sonlandırmaya, dağıtmaya karar verebilecek, durumu kolluk amirine bildirecek, görevini yapmazsa, mülki amir son sözü söyleyecek.
Kısacası, halkın üstünden cop, toma, gaz eksik olamayacak.
(4) Alevilere bir üniversite adı vermek, Süryanilere zaten yargısal sürecin getirdiği zorunlu sonucu atıfet gibi sunmak, Romanlara da bir Enstitü armağan etmek yalnızca paketin şıklıkları.
Sonuçta; İktidar önümüzdeki yerel ve genel seçimlere yatırım yapmakta, bir yandan terör örgütü ile gizli pazarlık gereği, isteklerini azar azar vermekte, böylece onların daha önce de olduğu gibi seçim sürecinde sessiz kalıp engel çıkartmalarının önünü almakta. Öte yandan yitiriği oyları “daraltılmış bölge” seçim sistemi ile geri almaya ve
şeriat devleti ülküsüne koşar adım ilerlemeye zorbalıkla devam etmekte.
Oysa halk bu gidişe çoktan DUR demiştir.
Halkın zorbalığa direnişi bir nehir gibi akmaya devam ediyor.
Geri dönüş yok.
Halk başaracak, laik-çağdaş Cumhuriyet- Ulus devlet kazanacak.
Yaşanan süreç, laik Cumhuriyetin genetiğine işlemiş Cumhuriyet çocuklarına,
tehlikeyi görme ve Cumhuriyete sahip çıkma, O’nu sonsuza kadar yaşatma azim ve kararlılığını verdiği için, aslında yararlı bir pratik oldu denilebilir, zorbalara teşekkür.