ANAYASA MAHKEMESİ’NİN İMAM NİKAHI İÇİN
RESMİ NİKAH ŞARTINI KALDIRAN KARARINA İLİŞKİN
TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ
KADIN HUKUKU KOMİSYONU TARAFINDAN YAPILAN BASIN AÇIKLAMASI
“İptal edilen düzenlemenin amacı, dini merasim yapılmasını engellemek değil, dini inançların kullanılarak kadın ve çocukların istismarının engellenmesidir.”
Anayasa Mahkemesi, 1999 yılında aldığı bir kararda, dini nikahın ancak resmi nikahtan sonra yapılabileceği, aksi takdirde Türk Ceza Kanunu’nun 230. maddesinin 5. ve 6. fıkralarında
yer aldığı üzere, “resmi nikah olmadan dini nikah kıyan imam ile çiftlere 2 aydan 6 aya kadar hapis cezası” verileceği yönündeki düzenlemeyi, oybirliği ile kabul etmişti.
Ancak aradan geçen 16 yılın sonunda aynı mahkeme, aynı konuda, 4’e karşı 12 oyla
aynı maddelerin iptaline kararı vermiştir.
Verilmiş olan iptal kararı, Anayasa’nın, İnkılap Kanunlarının Korunması başlığında düzenlenen 174. maddesinin 4. fıkrasında belirlenen, 17 Şubat 1926 tarihli ve 743 sayılı
Türk Kanunu Medenisi ile kabul edilen, “evlenme akdinin evlendirme memuru önünde yapılacağına” dair medeni nikah esası ile aynı Kanunun 110. maddesi hükmüne aykırı olduğu açıktır.
Oy çokluğu ile verilen bu kararı benimsemiyor ve karşı çıkıyoruz.
Evlenme akdinin “evlendirme memuru” önünde yapılması kadın ve çocuk haklarının, kadın-erkek eşitliğinin temel taşlarındandır.
Evlenme memuru, nikah işlemi için öncelikle evlenme koşullarının gerçekleşmesini arayacaktır. Tarafların MK’a göre belirlenen “yaş” ta olması, “ayırt etme gücüne sahip olması” ve
“evlenme engelleri – yakın hısımlık, evli olmak, bekleme süresi, belli hastalıkları
taşımama – taşımaması” aranacaktır.
Nikah töreni de tanıklar huzurunda “açık rızanın” açıklanması ile gerçekleşecektir.
Konuya bu açıdan bakıldığında ve gerekçeleri okunduğunda, iptal edilen TCK maddesi fıkralarının Aile Düzenine Karşı Suçlar başlığında düzenlenme sebebi açıkça ortadadır.
İptal edilen düzenlemenin amacı, dinsel tören yapılmasını engellemek değil,
dinsel inançların kullanılarak kadın ve çocukların istismarının engellenmesidir.
Kadınların tek eşliliğinin, uygun yaş ve koşullarda evlenmelerinin, evlendikten sonra yönetsel
ve ekonomik haklara sahip olmalarının, miras haklarının ve boşanırken boşanma hakkı
başta olmak üzere nafaka ve tazminat haklarının kullanılmasında önemli hak yitiklerine
neden olacak bir ortam yaratılmıştır.
Anayasa Mahkemesi’nin bu kararı ile resmi nikah önceliği kalkacak,
dinsel törenle yapılan evlilik ve özellikle küçük yaşta olan evlilikler çoğalacak,
çok eşliliğin önü açılacak ve bunların sonucu kadına karşı şiddet daha da artacaktır.
Bu durum, kadının toplumsal yaşamda desteklenmesi, sosyal konumunun düzenlenmesi ve kadının önündeki engellerin kaldırılması için pozitif ayrımcılık uygulamasının tümüyle
ihlaline (AS: çiğnemine) neden olacaktır.
Anayasa Mahkemesi vermiş olduğu bu iptal kararı ile kadını evlilik yaşamında ikincil konuma düşürmüş ve kararda belirtildiğinin aksine eşitlik ilkesini kadın aleyhine ihlal etmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin oy çokluğu ile almış olduğu bu karar, evrensel hukuk,
insan hakları ve laiklik ilkelerine açıkça aykırılık oluşturmaktadır.
TÜBAKKOM olarak konunun ve kararın izlemcisi olduğumuzu ilgili kurumlarla paylaşır, kamuoyuna duyururuz.
Osmaniye Barosu Kadın Hakları Komisyonu