• Dijital ortamda hazırlanan sahte kanıtlar,
• imzasız ihbar mektupları,
• adi suçlulardan oluşan gizli tanıklar,
• zorlama yorum ve varsayımlara dayalı suçlamalar;
• kötü yazılmış, Türkçesi bozuk, imla hatalarıyla dolu bir siyasal polemik metninden ibaret olan iddianame ile

dava karar aşamasına geldi.

• Sanıkların gösterdiği tanıkların neredeyse hiçbiri dinlenmedi,
• delillerin değerlendirilmedi,
• savunma hakkı kısıtlandı.

Evet, bu dava 5 Ağustos’ta (2013) sonuçlanacak.

Şimdi isterseniz kısaca Ergenekon davasının tarihsel anlamını anımsayalım.

• Ergenekon soruşturmaları, Amerikancı bir örtülü darbe ile iktidara gelen AKP-Cemaat koalisyonunun rejimi dönüştürme aracından başka bir şey değil.

Bu davalar ile son Cumhuriyetçi kadrolar Ordu’dan, bürokrasiden ve
geleneksel iktidar blokundan tasfiye edildi.

Böylece 60 yıla yayılan karşı devrim süreci tamamlandı.

Gerici iktidar bloku, siyasal hedeflerine ulaşmasının önünde engel oluşturabilecek kurumları, kadroları, toplum önderlerini, aydınları, gazetecileri, askerleri ve politikacıları polis ve adliye zoru kullanarak etkisizleştirmeyi hedefledi.

Ergenekon operasyonunun demokratikleşme ve derin devletin tasfiyesiyle
uzaktan yakından bir ilgisi yoktu.

Demokratikleşme iddiası, yeni rejime toplumsal bir onay üretmek, liberalleri
ve solun bir kesimini yedeklemek için ortaya atılan büyük bir yalandan ibaretti.

İşte bu yalanı bir kez daha parçalamak ve demir dağları eriterek özgürlük yolunu açmak için; sanık yakınları, çok sayıda demokratik kitle örgütü, sendika, aydın, sanatçı, siyasetçi, halkı 5 Ağustos 2013 günü Silivri’ye çağırıyor.

Biz de orada olacağız.
http://www.yurtgazetesi.com.tr/5-agustosta-silivride-makale,5240.html, 29.7.13