ADD İSPARTA ŞUBESİNDEN B A S I N A Ç I K L A M A S I
30 Ağustos; emperyalizmin gururunun kırıldığı gündür!
30 Ağustos; yalnız bir cephe savaşı değil, yurdun her karış toprağını cephe olarak benimseyen vatan savaşının adıdır.
30 Ağustos; dün İngiliz emperyalizmine, bugün AB ve ABD emperyalizmine haddini bildiren direniş destanının adıdır.
30 Ağustos; emperyalist planların bozulduğu, Anadolu’nun paylaşım girişiminin durdurulduğu, mazlum ulusların emperyalizme karşı savaşımına ışık olan, umut aşılayan bir başkaldırının adıdır.
30 Ağustos; bir ulusun tarih sahnesinden silinirken topyekûn “bağımsızlığını imhaya karar veren emperyalizme” karşı yeniden dirildiği, tarihte örneğine ender rastlanan bir savaşın adıdır.
30 Ağustos; 9 Eylüldür, Lozan’dır, Cumhuriyettir, devrimlerdir.
93 yıl önce 19 Mayısla başlayan, 30 Ağustos 1922’de “Ya istiklal ya ölüm!” parolasıyla süren bağımsızlık savaşı ile bu topraklardan kovulanlar ve emperyalistlerin işbirlikçileri, bugün yine bu topraklarda cirit atıyorlar.
Yeni Sevr özlemiyle yanan AB-D Emperyalistleri ve onların işbirlikçileri Vahdettinlerin, Damat Feritlerin, Şeyh Saidlerin, Ali Kemallerin torunları
23 Nisan’ın, 29 Ekim’in, 30 Ağustos’un, Çanakkale Zaferi’nin ve 19 Mayıs’ın izlerini silmeye çalışıyorlar.
AB-D Emperyalistleri ve onlarla işbirliği içinde olanların Yeni Sevr’e ulaşabilmeleri için, Mustafa Kemal’in ve Ulusal Kurtuluş Savaşı’mızın izi-tozu silinmelidir. Ergenekon-Balyoz-Andıç vb. uydurma davalarla, daha doğrusu CIA Operasyonlarıyla
30 Ağustos’ta destan yazan Türk Ordusu sindirilmiş, Yurtsever, Laik subaylar,
bilim insanları, aydınlar Silivri’lere, Hasdal’lara atılmıştır.
İşte, Birinci Kurtuluş’un ve Mustafa Kemal’in aşama aşama unutturulması-değersizleştirilmesi, Milli Bayramların, 19 Mayısların 30 Ağustosların kutlamalarının engellenmesiyle amaçlanan da Türk halkının tam bağımsızlık ve ulusal egemenlik bilincini yavaş yavaş yok ederek, Yeni Sevr’i, günümüzdeki adıyla “BOP” projesini yürürlüğe koyma amaçlıdır.
Ama Çanakkale’de ve 19 Mayıs’ta nasıl yanılmışlarsa, bugün de öyle yanılıyorlar. Çünkü Dünyanın hiçbir yerinde hiçbir ezilen ulus topraklarının işgal edilmesini seyretmemiştir. Kişisel çıkarları adına seyretmeyi meslek edinenler o ulusun bir parçası olmayı beceremeyenlerdir. Tarih onların kahroluşunu, uluslarının
şanlı zaferleriyle yazmıştır.
Son sözlerimizi yolumuz, yönümüz, ışığımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk söylüyor :
“Ordumuzu tamamen lağvederek, milleti, bağımsızlığını muhafaza için muhtaç olduğu dayanak noktasından mahrum etmeye teşebbüs ettiler. Bir taraftan da müdafaasız, ordusuz bıraktıklarını zannettikleri milletin de, izzetinefsine, her türlü haklarına ve mukaddesatına taarruzla, milleti alçaklığa, boyun eğmeye alıştırmak planını takip ettiler ve ediyorlar. Her halde Ordu, düşmanlarımızın birinci taarruz hedefi oldu.
“Orduyu imha etmek için mutlaka subayları mahvetmek, aşağılamak lazımdır. Buna da teşebbüs ettiler. Bundan sonra milleti koyun sürüsü gibi boğazlamakta, engeller ve müşkülat kalmaz.
………
“Dolayısıyla subay için “ya istiklâl, ya ölüm” vardır. Fakat arkadaşlar ölmeyeceğiz, bağımsızlığımızı muhafaza ederek yaşayacağız ve milletimizi daima bağımsız görmekle bahtiyar olacağız!” (Mustafa Kemal, 31 Temmuz 1920, Afyonkarahisar Kolordu Dairesinde Subaylara Yaptığı Konuşma)
Bizler, bu ülkenin İkinci Kurtuluş Savaşçıları; ölmeyeceğiz, bağımsızlığımız için savaşacağız.
Tüm yurtseverler, Kemalistler omuz omuza vererek İkinci Kurtuluş Savaşı’nı örgütleyip, bağımsızlığımızı yeniden sağlayacağız. “Türklüğün aleyhine yürüyen çürümüş gölge adamları”, ”BOP Eşbaşkanlarını”, “varlıkları yalnızca zarar ve yıkım getiren” bugünkü iktidar sahiplerini o makamlardan indireceğiz.
Çünkü bizler; Vahdettinlerin, Damat Feritlerin, Ali Kemallerin değil, Mustafa Kemal’in yolundan gidenleriz. Çünkü bize Mustafa Kemal Atatürk; “Saraylarının içinde Türk’ten başka ögelere dayanarak, düşmanlarla birleşerek Anadolu’nun, Türklüğün aleyhine yürüyen çürümüş gölge adamların Türk yurdundan kovulması, düşmanların
denize dökülmesinden daha kurtarıcı bir devinimdir.” görevini vermiştir. 30.8.2012.
MAHMUT ÖZYÜREK, Başkan
YÖNETİM KURULU ADINA