Etiket arşivi: 12 Eylül 2010’da nurtopu gibi ikinci bir 12 Eylül sahibi olduğumuz

Dr. Ceyhun BALCI : 12 Eylül

Görsel

12 EYLÜL

Ceyhun_Balci_portresi

Dr. Ceyhun BALCI 

12 Eylül denilince akla gelenler fazlasıyla belli!
33 yıldır değilse bile 20+ yıldır 12 Eylül’den kurtulmak üzerine söylevler verilir. 12 Eylül’ün en dayanıksız ürünü olan Anayasa’nın 100’ü aşkın maddesi değiştirilmiş
olsa da, 12 Eylül’den kurtulunamaz bir türlü!
Öyle büyük baş belasıdır!

Birinden kurtulamamışken ikincisi sarılmıştır başımıza bela olarak!
Yazgının cilvesine bakın ki; birincisinden kurtulmak savıyla çöreklenmiştir başımıza!

Çok geçmeden ikincisinin de püsküllü bela olduğu anlaşılmıştır!

Hiç unutmuyorum; 26 maddelik kapamlı Anayasa değişiklikleri ikinci
12 Eylül 2010’daki halkoylaması ile onaylanmıştı!

Aynı gün 2010 Dünya Basketbol Şampiyonası’nın finali oynanmaktaydı.
Bugün de aynı koltukta oturan Basketbol Federasyonu Başkanı “İnşallah 12 Eylül’de
iki zaferi birden kutlayacağız!”
 buyurmuştu. O 12 Eylül’de bir öncekinden kurtulduğunu zannederek zafer sarhoşu olan insanımız bir de basketçilerrin dünya ikinciliğiyle coşkusunu katlamıştı!

12 Eylül 2010’da nurtopu gibi ikinci bir 12 Eylül sahibi olduğumuz,
aradan geçen kısa zamanda az çok anlaşıldı!

12 Eylül 2013’te ise önceki dünya ikincisi 12 Dev Adam Avrupa defterini cüceleşerek kapatmış oldu! Çifte 12 Eylül ise cüceleşmek bir yana devleşmeyi sürdürüyor.

İkinci 12 Eylül’ün Hukuk Devleti’nin toprağa verildiği gün olduğu,
yargının buyruğa gerek bırakmayan, durumdan görev çıkartma tutumuyla
anlaşılmış oldu!

Birinci 12 Eylül yargılanıyor diyenler çıkabilir! Çok doğru! Bir tiyatro oyunu sahneleniyor. Dün akşam ne yediğini anımsamayan bunaklar telekonferans yoluyla yargılanır gibi yapılmakta!

“Bizim çocuklar başardı!” diyen asıl oyuncu perde gerisinden güncel kuklalarını oynatmayı sürdürüyor!

12 Eylül ruhu öylesine içimize işlemiş ki; “bizim çocuklar”, Irak istilasında tezkereye takılırken, bugünkü Suriye saldırganlığında efendiye parmak ısırtacak bir
ataklık içindedir!

Sözü bağlayalaım!

Netekim!

Birinden kurtulamamışken, ikincisi kucağımızdadır 12 Eylüllerin! Daha da ilginci, ikincisinin peydahlanmasında ilkinin sillesini yiyenlerin belirgin rol oynamışlığıdır!

12 Eylüllerin köküyle hesaplaşmayı başarmak bir yana, o köklerle halvet olmayı sürdürdükçe 12 Eylülsüz kalabilir miyiz?

Dr. Ceyhun BALCI
11.09.2013