Yazar arşivleri: Ahmet SALTIK

Ahmet SALTIK hakkında

Atılım Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet SALTIK’ın özgeçmişi için manşette tıklayınız: CV_Ahmet_SALTIK Hekim (Halk Sağlığı Profesörü), Hukukçu (Sağlık Hukuku Uzmanı) Mülkiyeli (Kamu Yönetimi - Siyaset Bilimci)

A Call to Action: An Open Letter from Global Health Professionals

SOCIAL MEDICINE IN PRACTICE

A Call to Action: An Open Letter from Global Health Professionals

Signed By Over 3000 Global Health Professionals (Dr. A. Saltık, I added my name..)

10 November 2023
Now more than ever we hope that everyone can take up the calls to action outlined below. The spirit of this letter continues with those who have
signed.

You can add your name to the letter here: (Dr. A. Saltık, I added my name..)
https://forms.gle/ePBLLfhKtqhaxBtC9

The world is alight with horror, grief, and rage. In the last 34 days, we witnessed the mass killing of civilians and numerous violations of international law.

The October 7 Hamas-led attacks on Israel resulted in the deaths of 1400 Israelis.[1] Since then, over 10,818 Palestinians have been killed in Gaza, and 175 Palestinians have been killed by Israeli forces in the West Bank.[2] These events occurred in the context of the decades-long occupation of the Palestinian territories.[3] This escalation of hatred and violence needs to stop. We can and must do better to uphold human rights, health, and wellbeing through coordinated, immediate actions. [3,4]
***
Click the link below to read entire pdf file (Dr. Ahmet Saltık)

A+CALL+ENGLISH

Sevgi ve saygı ile. 14 Kasım 2023, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM
A​tılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı ​AbD
​Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, ​Mülkiye’li​
www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik    X : @profsaltik
https://www.instagram.com/ahmet_saltik

Erken teşhiste kanser belirteçlerinin değeri

Dr. Ömer DÖNDERİCİ
İç hastalıkları ve Gastro-Enteroloji Uzm.

Erken teşhiste kanser belirteçlerinin değeri

Kasım 12, 2023
Erken teşhiste kanser belirteçlerinin değeri (drodonderici.blogspot.com)

Kanser, insanların kalp ve damar hastalıklarından sonraki ikinci en büyük ölüm nedenidir. Genelde yüz güldürücü tedavisinin olmayışı ve sıklıkla yaşam kalitesini fazlasıyla bozması, onu daha da sevimsiz kılar.

“Erken tanısının hayat kurtarıcı olduğu” söylenir ki, en azından bazı kanserler için doğrudur.
Bu yüzden sağlığını önemseyenler, erken tanı arayışındadır.

Son yıllarda (artık emekli olduğumdan) eski hastalarım ve dostlarımdan “bir bakar mısın?” ricasıyla, (WhatsApp veya e-posta aracılığıyla) gönderdikleri birkaç sayfalık tetkik sonuçlarını değerlendiriyorum. Yapılan incelemeler arasında sıklıkla bizim ‘tümör markırı’ dediğimiz
-çoğu kanda bakılan- kanser belirteçleri de oluyor. Bu vesileyle onlara söylediklerimi, bu yazıyla herkesle paylaşayım istedim.
***
….
…………
***
Yazımız günümüz içindir. Tıp hızla ilerliyor. Belki (kuşkusuz) önümüzdeki dönemde çok daha etkili ve gerçekten erken teşhise imkân sağlayan belirteçler geliştirilecektir.

O zamana değin, bana sorarsanız, –doktorunuz önermedikçe– kanser belirteçleri bakılmasını talep etmeyin. Ama yazının sonunda söylediğim tarama testlerini ihmal etmeyin. Ve çok daha önemlisi, sağlıklı bir yaşam tarzı sürdürmeye özen göstererek riskinizi azaltmaya bakın…
========================
Dostlar,

1969-70 ders yılında Van Atatürk Lisesinde sınıf arkadaşı olduk.
Yarım yüzyılı aşkın süredir de dost ve meslektaşız.
Dr. Ömer Dönderici saygın bir hekim ve yurtsever bir insan.
Kişisel sitesinde sık olmasa da değerli yazılar yazıyor. Birisi de bu.
Bilindiği gibi bizim uzmanlık alanımız Halk Sağlığı – Toplum Hekimliği “koruyucu hekimlik” odaklı. Bize de benzer istemler, sorular sıklıkla ulaşıyor.
Bu değerli yazının girişini ve son bölümünü sitemize aktardık.
Tümünün Dr. Dönderici‘nin blogundan okunması uygun (etik) olur.

Erken teşhiste kanser belirteçlerinin değeri (drodonderici.blogspot.com)

Sevgi ve saygı ile. 14 Kasım 2023, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM
A​tılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı ​AbD
​Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, ​Mülkiye’li​
www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik    X : @profsaltik
https://www.instagram.com/ahmet_saltik

Laiklik Meclisi : Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Anayasa Mahkemesi kararına ilişkin açıklama 

Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Anayasa Mahkemesi kararına ilişkin açıklama 

Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi’nin Hatay Milletvekili Ş. Can Atalay başvurusunda verdiği ihlal kararı üzerine bu gün aldığı “Anayasa Mahkemesi kararına uyulmaması”, “milletvekilliğinin düşürülmesine yönelik işlemlere başlanması” ve “hak ihlali yönünde oy kullanan Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulması” şeklindeki kararı ile Anayasa’yı ve Anayasa Mahkemesi’ni tanımadığını ilan etmiştir.

Laiklik Meclisi yirmi yılın aşkın süredir ülkemizi topyekûn kuşatan gericiliğin gelinen aşamada hukuku kendi gereksinimleri doğrultusunda yeniden yapılandırma çabalarına karşı durmaya devam edecek, Anayasa Mahkemesi’ni tanımayan siyasal iktidarın “yeni” Anayasa girişimlerinin tam karşısında bir mücadele (savaşım) hattı oluşturacaktır.

Bu doğrultuda, verilecek mücadele yalnızca bir hukuk mücadelesi değil, 21 yıllık gerici siyasal iktidarın tüm girişimlerine karşı Laik Cumhuriyet mücadelesi olacaktır.

Laiklik Meclisi
8 Kasım 2023, Ankara

***
 İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA

Şikayetçi                    : ……………………………..  T.C. No:
Adresi                         :
Şikayet Edilenler     : 

1- Tekirdağ İl Milli Eğitim Müdürü Ersan ULUSAN ve yapılan yazışmalar sonrası anılan fiilleri işlediği tespit edilecek şahıslar,
2- Tekirdağ Gençlik ve Spor İl Müdürü Ahmet ÜZGÜN ve yapılan yazışmalar sonrası anılan fiilleri işlediği tespit edilecek şahıslar,
3- T.C. Cumhurbaşkanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı Tekirdağ İl Müftüsü Mustafa SOYKÖK ve yapılan yazışmalar sonrası anılan fiilleri işlediği tespit edilecek şahıslar,
4- Batman İl Milli Eğitim Müdürü Mahmut KURTARAN ve yapılan yazışmalar sonrası anılan fiilleri işlediği tespit edilecek şahıslar,
5- Batman Gençlik ve Spor İl Müdürü Mehmet Şafi Özperk ve yapılan yazışmalar sonrası anılan fiilleri işlediği tespit edilecek şahıslar,
6- T.C. Cumhurbaşkanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı Batman İl Müftüsü Nihat KÖK ve yapılan yazışmalar sonrası anılan filleri işlediği tespit edilecek şahıslar,

Suçlar                         : T.C. Anayasası 10. ve 24. maddelerine, 1739 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Temel Yasası’nın tümüne, 5237. s. Türk Ceza Yasası 257. maddesine aykırılık

Açıklamalar               :
07.11.2023 tarihli haber* vasıtasıyla ilköğretim öğrencilerinin Tekirdağ ve Batman’da camilere taşındığını, öğrencilere cami temizletildiğini öğrenmiş bulunuyorum.

İlköğretim öğrencisi çocukların eğitim adı altında öğretmenlerinden alınıp din görevlilerine teslim edilmesi, okuldan çıkarılıp camiye götürülmesi başta Anayasamızın ve Millî Eğitim Temel Yasası‘nın ruhuna bütünüyle aykırılık teşkil etmektedir. Uygulanan politikalar nedeniyle Türkiye’de eğitim-öğretimde yaşanan sorunlar ağırlaşmakta, her geçen yıl eşitsizlikler derinleşmekte ve çocuklarımızın akılcı ve bilimsel eğitim alması gerekirken maruz bırakıldıkları bu durum çocukların eğitim hakkının istismar edilmesidir.

Kaldı ki, özellikle son 20 yılda eğitimi hedef alan gerici dönüşüm, Millî Eğitim Bakanlığı’nın Diyanet İşleri Başkanlığı’na devrettiği büyük yetkiler, özellikle yurttaşlara neredeyse tek seçenek olarak dayatılan imam hatip okullarının sayısı, ÇEDES, karma eğitimin tasfiyesine dönük adımlar, müfredatta bilimsel başlıkların dini içeriklerle ikamesi, ilköğretim öncesine kadar yaygınlaşan Kur’an kursları, tarikat ve cemaat uzantısı yapılarla imzalanan protokollerle eğitimin tümüne nüfuz etmesi gibi saldırılarla yaygınlaşmakta ve derinleştirmektedir.

Çocukların ve gençlerin akıl ve bilim yoluyla, sorgulayan kuşaklar durumuna gelmesinin ve dünyayı değiştirme iradesi kazanabilmesinin koşulu ancak ve ancak laik ve bilimsel bir eğitim sistemiyle mümkündür. Okuldan alınıp cami temizletilerek değil.

Kaldı ki, kamunun hizmetine açık olan ortamların profesyonellerce temizlenmesi gerekmektedir.

Hijyenik olmayan mekanları çocuklara temizletmek, korumasız bir şekilde çocukları temizlik yapmaya mecbur etmek ile çocukların sağlığı da tehlikeye atılmaktadır. Ayrıca bu eylem angaryadır ve Anayasa m.18 gereği hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır.

Millî Eğitim Bakanlığı’nın internet sitesinde kurum politikaları sekmesinde MEB’in vizyon ve misyonu kaleme alınmıştır:

VİZYON : Hayata hazır, sağlıklı ve mutlu bireyler yetiştiren bir eğitim sistemi.

MİSYON : Düşünme, anlama, araştırma ve sorun çözme yetkinliği gelişmiş; bilgi toplumunun gerektirdiği bilgi ve becerilerle donanmış; millî kültür ile insanlığın ve demokrasinin evrensel değerlerini içselleştirmiş; iletişime ve paylaşıma açık, sanat duyarlılığı ve becerisi gelişmiş; öz güveni, öz saygısı, hak, adalet ve sorumluluk bilinci yüksek; gayretli, girişimci, yaratıcı, yenilikçi, barışçı, sağlıklı ve mutlu bireylerin yetişmesine ortam ve imkân sağlamaktır. * https://www.meb.gov.tr/vizyon-misyon/duyuru/8851 

Oysa pratikte işbu politikaların tam tersi bir işleyiş sürmektedir. Millî eğitimin, Millî Eğitim Bakanlığı dışındaki yapılar ile çevrelenmesine göz yummak başta Anayasamız olmak üzere tüm ulusal düzenlemelerimize aykırıdır. Çocuklarımızın geleceğine sahip çıkmak hepimizin yükümlülüğüdür.

Oysa toplumun her alanını dini referanslarla şekillendirmeyi amaçlayan bu politikalar ile çocuklarımızın geleceğinin karartılması yolunda ilerlenmektedir.

Son olarak ÇEDES projesiyle eğitimin dinselleştirilmesi, ilkokul hatta anaokullarına dek inmiştir. Din görevlilerinin derslere girmesi, okula gitmesi gereken öğrencilerin camiye götürülmesi, orada içeriği belli olmayan sohbetlere katılmaları ve hatta çocuklara cami temizletilmesi kabul edilemez.

Eğitimi her geçen gün daha da dinselleştiren, öğretim birliğini bozan gerici tüm uygulamalar Anayasa ve yasalarımıza aykırı iş ve işlemlerdir.

Ayrıca, ilgili kamu görevlileri öğrencilere cami temizleterek 5237 s. Türk Ceza Yasası m. 257 gereğince görevi kötüye kullanma suçu işlemiştir.

Kaldı ki, ilgililerin bu yaklaşımı Anayasa m. 24 ile güvence altına alınan “din ve vicdan hürriyeti güvencesine açıkça aykırılık oluşturmaktadır.

Kamu görevlilerinin bu eylemleri T.C. Anayasası 10. ve 24. maddelerine, 1739 sayılı  Millî Eğitim Temel Yasası’nın tümüne ama özel olarak 4., 12.,15. maddelerine, 5237. s. Türk Ceza Yasası m. 257 maddesine aykırılık oluşturmaktadır.

Unutulmamalıdır ki; toplumun gelişmesi ancak ve ancak eğitimli bireylerin kazanılması ile olanaklı olacaktır. ÇEDES projesi kapsamında uygulandığı iddia edilen işbu eylemlerin Devrim Kanunlarına aykırılık oluşturması nedeniyle soruşturulmasını ve şüphelilerin cezalandırılmasını isteme gereği doğmuştur.

Hukuksal nedenler      : T.C. Anayasası, Türk Ceza Kanunu, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu, uluslararası düzenlemeler ve mevzuat

Sonuç ve İstem           :

Yukarıda açıkladığım ve re’sen gözetilecek nedenlerle; şüpheliler hakkında soruşturma yapılar cezalandırılması için kamu davası açılmasına karar verilmesini talep ediyorum. 09.11.2023

  • https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/cedes-projesi-tepkilere-karsin-farkli-uygulamalarla-suruyor-ders-cami-2138190

Yakınıcı (Şikayet Eden)

ÇEDES dayatmalarına hayır! Öğrencilerin cami temizliğinde ne işi var?

ÇEDES dayatmalarına hayır!
Öğrencilerin cami temizliğinde ne işi var?

Toplumun her alanını dinci referanslarla biçimlendirmeyi amaçlayan AKP iktidarı, çocuklarımızın geleceğini karartma yolundaki cüretini her gün artırıyor.

Son olarak ÇEDES (Çevreme Duyarlıyım, Değerlerime Sahip Çıkıyorum) adını verdiği projeyle eğitimin dinselleştirilmesini ilkokul hatta okul öncesine dek indiren siyasal iktidarın bu uygulamasında, her türlü derse imamların girmesinin yanı sıra okula gitmesi gereken öğrencilerin camiye götürüldüğü, burada içeriği belli olmayan sohbetlere katıldıklarına ve hatta kendilerine cami temizletildiğine tanık oluyoruz!

Eğitimi her geçen gün daha da dincileştiren, öğretim birliğini bozan gerici ÇEDES uygulamalarına dur diyoruz!

Laiklik Meclisi olarak, 09/11/2023 Perşembe günü (yarın) konu ile ilgili olarak İstanbul (Çağlayan) Adliyesi’nde saat 10:30’da sorumlular hakkında suç duyurusunda bulunacak, saat 11:00’da da Adliye önünde konuyla ilgili basın açıklamamızı gerçekleştireceğiz.
Başta avukatlar ve öğrenci velileri olmak üzere, tüm halkımızı bu suç duyurumuza güç vermeye ve büyütmeye çağırıyoruz.

Karanlığa teslim olmayacağız!
Laikliği kazanacağız!

Mustafa Aydınlı şiiri : DAĞ DEME BANA

ŞİİR KÖŞESİ

 

Mustafa AYDINLI
Halk ozanı

 

 

DAĞ DEME BANA

Ben sarı sıcakta çapa vururken
Ne de güzel imiş bağ deme bana
Çıkınımda yavan ekmek dururken
Nerde külek külek yağ, deme bana
                    ***

Varsılın kıblesi kendi cebidir
Memleket onların malı gibidir
Yoksulun meskeni yerin dibidir
Tam da yaşanacak çağ, deme bana
                    ***
Benim emeğimle sefaya dalıp
Beni bin bir derdin ardına salıp
İnsanca yaşamın hakkını çalıp
Yaşayan ölüyüm, sağ deme bana
                    ***
Hak hak dedim haksız gibi yerildim
Yokluk denen bir çarmıha gerildim
Bir ulu çınarken yere serildim
Başı pare pare dağ, deme bana
                    ***
Aydınlı’yım şuna yanıt ararım :
Ben kendimi kimin için yorarım?
Böyle yaşam reva mıdır sorarım?
Kaderin ördüğü ağ, deme bana

BU GÜN 10 KASIM, ATAMIZI ŞÜKRAN ve MİNNETLE ANIYORUZ

Prof. Dr. Halil ÇİVİ
İnönü Üniv. İİBF Eeski Dekanı

Bu gün, Ulu Önderimiz, M.K. ATATÜRK‘ün maddi olarak aramızdan ayrılışının, fakat manevi açıdan, Türk Ulusunun sonsuza dek gönlüne kazılışının 85. yılındayız. Atamızın hiç eskimeyen, eskimek bir yana, giderek daha çok değer kazanan fikir, eylem, ilke ve devrimleri çağdaşlaşma rotamızı göstermeyi ve ışıtmayı sürdürüyor.

ATATÜRK diyor ki; ”

  • Beni görmek behemehal (mutlaka) yüzümü görmek değildir.
    Eğer beni anlayabiliyorsanız bu kafidir
    .”

Ancak biz topyekun (bütün) ulus olarak Atamızı doğru anlayıp gerekenleri yaptık mı? Sanırım bu konuda büyük bir mahçubiyet (eziklik) içindeyiz…

Peki Atatürkçülük nedir?

  • Özgür aklın ve pozitif bilimin verilerini kullanarak; Türkiye Cumhuriyeti’ni
    – siyasal, hukuksal, demokratik, ekonomik, teknolojik, sosyal ve kültürel…
    her açıdan çağdaş uygarlık düzeyinin üstüne çıkarma hedeflerine ATATÜRKÇÜLÜK denir.”

Atatürk sevgisinin, Atatürk’ün fikirleri, devrimleri ve ideallerinin ebedi (sonsuza dek) yeri Türk Ulusunun yüreği ve bilincidir.

Atamıza saygı, sevgi ve şükranlarımız sonsuzdur.

CHP’de parti içi demokrasi

Örsan K. Öymen
Örsan K. Öymen
Cumhuriyet, 13 Kasım 2023

CHP’de, parti içi demokrasi sorunu çözülmeden gerçekleşen tüm kongrelerin ve kurultayların, partiye de ülkeye de bir yarar sağlaması olanaksızdır.

CHP’nin halka açılmasının tek yolu tüm üyelere açılmasıdır. Üyelerine kapalı olan bir siyasal partinin, halka açılıp geniş kitlelere ulaşması da olanaklı değildir.

Bu çerçevede, bir önceki CHP yönetiminin gerçekleştirmeyi planladığı tüzük kurultayı, 4-5 Kasım 2023 tarihlerinde gerçekleşen 38. olağan kurultaydan önce gerçekleşseydi, farklı bir kurultay sonucu ortaya çıkabilir, CHP’nin tabanı ve üyeleri, parti üst yönetiminde daha etkili biçimde temsil edilebilirdi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, 38. olağan kurultaydan önce yaptığı açıklamalarda, tüzük kurultayının, eski Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu ve yönetimi tarafından, 38. olağan kurultaydan sonraki bir tarihe ertelenmesini eleştirmişti.

Ancak Özgür Özel’in genel başkan seçilmesinden sonra, kendisini destekleyen bazı milletvekilleri, tüzük kurultayının 2024 belediye seçimlerinden sonrasına ertelenmesi gerektiğini ifade etmeye başladılar!

Özgür Özel’in, parti içi demokrasi çağrısı yaparken samimi olup olmadığını, antidemokratik bir tüzükle yetkiyi ele geçirdikten sonra, tüzüğü zamanında değiştirip değiştirmeyeceğini hep birlikte göreceğiz.
***
CHP’nin tüm üyelere açılmasının ve kendi tabanını temsil etmesinin yolları bellidir.

İlçe ve il başkanlarının ve yönetimlerinin, ilçedeki ve ildeki tüm üyeler tarafından seçilmesi; genel başkan ve parti meclisi üyelerinin de, tüm illerdeki ve ilçelerdeki üyelerin tamamı tarafından seçilmesi ve delegelik sisteminin bertaraf edilmesi, önemli bir çözüm yoludur.

Delegelik sistemi korunarak bir demokratikleşme süreci gerçekleşecekse, ilçe delegelerinin seçildiği ve sade üyelerin oy kullanabildiği tek kongre olan, ancak siyasi partiler yasası gereği yargı denetiminin olmadığı, mahalle kongrelerinin demokratikleşmesi; bu kongrelerin gerçek bir kongre formatında yürütülmesi; buradaki usulsüzlüklerin ve antidemokratik uygulamaların, iç yönetmeliklerle ve etkili bir denetim mekanizmasıyla önlenmesi gerekmektedir.

Çünkü ilçe yönetimini ve il kongresi delegelerini seçen ilk delegeler bu kongrelerde, üyeler tarafından seçilmektedir. Daha sonra üyeler bir daha oy kullanma hakkına sahip olamamaktadırlar; tüm seçimler delegeler üzerinden yürütülmektedir. İl kongrelerinde il delegeleri, il yönetimini ve kurultay delegelerini seçmektedir, kurultay delegeleri de, kurultayda, parti meclisi üyelerini ve genel başkanı seçmektedirler.

Mahalle kongrelerinde süreç antidemokratik bir biçimde başladığında, bu zincirleme bir biçimde, yukarıya kadar devam etmektedir.

Bunun dışında, tüm üyelerin aday olabileceği çarşaf liste ile mahalle, ilçe ve il kongrelerinde ve kurultayda seçime gidilmesi zorunlu kılınmalı, delege ağalarının ve delege mühendislerinin işini kolaylaştıran blok liste uygulaması tamamıyla kaldırılmalıdır.

Kongrelerde ve kurultayda, ilçe ve il başkanı birden fazla genel başkan aday adayına, aday olabilmeleri için imza verilebilmeli; böylece bir veya iki adayın, delege üzerinde kurulan baskıyla bir imza tekeli yaratması engellenmeli; tüm adaylar kürsüye çıkıp delegelere düşüncelerini, ilkelerini, hedeflerini anlatabilmeli; delegeler de kararlarını buna göre vermelidirler.

Partinin milletvekili, belediye başkanı ve belediye meclis üyesi adayları, %5 oranında bir genel merkez kontenjanı dışarıda tutulmak koşuluyla, tüm üyelerin oy kullanabildiği bir önseçimle belirlenmelidir.

Parti üyelerinin, partinin temel ilkeleri, ideolojisi, programı ve tüzüğü hakkında bilgi ve bilinç sahibi olmalarını sağlayacak parti içi eğitim süreci mutlaka etkin kılınmalı; öncelikle bu eğitimi verecek eğitmenler yetiştirilmeli; en az üç ay sürecek bir parti içi eğitim sürecinden geçmeyen üyelerin, aktif üyelikleri sonlandırılmalı, bu üyeler pasif üye haline getirilmelidir.

Demokrasi hedefine odaklanmak

İbrahim Ö. Kaboğlu

İbrahim Ö. Kaboğlu
Siyaset, 09.11.2023, BİRGÜN

Öncelikle CHP Genel Başkanı Sayın Özgür Özel’i kutluyor ve içten başarılar diliyorum.

“Çifte demokrasi sınavındaki CHP” (2 Kasım), ilk sınavdan başarılı çıktı. Parti yönetimi seçim yoluyla el değiştirdi (mikro); sırada, ülke ölçeğinde siyasal iktidarın el değiştirmesi (makro) var. Yerel yönetimlerde başarı, genel seçimlerin itici gücü olacak.

Ulusal ölçekte başarı için anayasal demokrasi hedefi belirleyici olacak.

Bu nedenle CHP, yürürlükteki anayasal kurgu içinde siyasal iktidarı elde etme ve Anayasa değişikliği yoluyla demokratik yönetimi kurma ana amacına odaklanmalı.

Çünkü temel sorun, 2017 kurgusudur.

Bu kurguyu sorgulamaksızın, demokratik olmayan iktidara talip olmakla yetinmek, Türkiye’ye demokrasiyi getiren CHP’nin tarihsel misyonu ile de çelişir.

Halk Fırkası yoluyla Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran, ilerleyen yıllarda devlet kamu tüzelkişiliği ve parti tüzel kişiliği ayrışmasıyla demokrasi öncüsü olan CHP, Cumhuriyet’in değil yalnızca padişahlığın da gerisine düşen 2017 kurgusunu meşrulatıramaz ve o bağlamda ülkeyi yönetemez.

ÇÖKÜŞ ve HEDEF

100. yılında Türkiye Cumhuriyeti kurumlarının çürüme nedeni, siyasal sorumluluktan bağışık parti başkanlığı yönetimidir. Bu nedenle CHP için değişmez hedef, erkler ayrılığına dayanan Anayasal demokrasi olmalı. Demokratik hukuk devleti amacı konulmadığı sürece,  ‘Kişi+Parti+Devlet’ birleşmesi kanıksanmış ve meşrulaştırılmış olur.

Süreç olarak; Anayasa’nın, 2017’de içi boşaltılan “demokratik hukuk devleti” normu (md.2) ışığında yorumlanması, saygı görmesi ve uygulanması sürekli istenmeli ve izlenmeli.

TBMM önünde sorumlu hesap verebilir Hükümet ve yargı bağımsızlığı öngörmeyen Anayasa değişikliğine yönelik her adım kesinlikle reddedilmeli.  ‘Parti başkanlığı yoluyla saltanat’ tuzağının aşılması, yöntem olarak ancak dünyevi söylem ve demokratik seferberlik eşliğinde bir Anayasa değişikliği ile gerçekleşebilir.

ÜÇ DÜZLEM

İnsan haklarına dayanan demokratik devlet”,  üç düzlem bütününde düşünülmeli:

 Demokratik toplum,
 Yerel demokrasi,
– Ulusal ölçekte yasama.

Mikro demokrasinin gerçekleşme mekânı olarak demokratik toplum, hak ve özgürlüklerin saygı gördüğü çoğulcu toplumdur. Dernekler, vakıflar, sendikalar ve kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları, demokrasinin toplumsal özneleridir. Belediyeler, il özel idareleri ve köyler, yerel demokrasi birimleri olarak ulusal demokrasi güvenceleridir. Ulusal ölçekte demokrasi ile örtüşen organ olarak Yasama üzerinde mikro demokrasi aktörleri ve yerel demokrasi birimleri belirleyici bir yer tutar. Ama nitelikli yasama, “hukuk yoluyla demokrasiye inançlı siyasal partilerin çabası ile gerçekleşir.

BAŞARI İÇİN…

Yasama yoluyla demokrasinin ulusal ölçekte inşasına katkıda bulunmak, CHP’nin öncelikli hedefi olmalı.

Yerel yönetimler ağını ülke geneline yayma çabasında sosyal ve katılımcı belediye anlayışı asla savsaklanmamalı.

CHP’nin demokratik toplum alanındaki çalışmaları, nitelikli yasama ve yerel demokrasi için de belirleyici olacak. Mikro demokrasi özneleri, katılımcı demokrasi ve yönetimin itici güçleridir. CHP, bu alanı çok yönlü olarak değerlendirmeli.

“Makro demokrasi”ye giden yolda parti içindeki tutarlılık, inandırıcılık ve güveni tesis, emek, liyakat ve hukuka saygı ile sağlanır.

KİTLE PARTİSİ

Toplumu demokratik gelecek yolunda seferber etmek, kitle partisi özelliğinin öne çıkarılmasını gerekli kılar. Parti yönetimi, örgüt, seçmen ve halkla ilişkiler bakımından kitle partisi, kadro partilerinden ayrılır.

Sosyal demokrat parti olarak, emek ve katılımcılık, eşitlik ve özgürlük ideolojik çerçeveyi belirler. Kuşkusuz hukuka inanç, ahlaki ve etik ilkelere bağlılık, önkoşullardır.

Demokratik yönetim için ülkenin tek fırsatının yeni Anayasa olduğunu topluma benimsetmek için, amaç-araç tutarlılığı çizgisinde toplumsal bilinç ve baskı oluşturacak bir muhalefete ihtiyaç var.

Nitelikli yasama ereğinde beş yıllık birlikte çabamız ışığında sevgili Özgür Özel, yetenekleri, hukuka inancı ve çalışkanlığı ile CHP’yi demokrasi hedefine odaklama umudunu pekiştirmekte. Kolay gelsin! Dayanışma ile…

ADD Besni Şubesi konferansımız – 10 Kasım 2023

ADD Besni Şubesi konferansımız – 10 Kasım 2023

Cumhuriyetimizin 100.,
ATATÜRK’ün 85. veda yılı

Yansıları izlemek için tıklayınız… (PDF, 69 yansı, 7.9 MB)..

Besni Konf. 10.11.23

Sevgi ve saygı ile.
10 Kasım 2023, Besni / Adıyaman

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM  
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı (Toplum Hekimliği) Uzmanı
Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, Mülkiyeli
www.ahmetsaltik.net       profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     witter : @profsaltik

Halil Çivi şiiri : KÖR CEHALET – YOZ ZİHNİYET

Prof. Dr. Halil ÇİVİ
İnönü Üniv. İİBF eski dekanı
Halk ozanı

 

KÖR CEHALET – YOZ ZİHNİYET

Zift gibi yapıştın bize,
Kör cehalet, yoz zihniyet.
Bin yıldır gelmedin dize,
Kör cehalet, yoz zihniyet.
Xxx
Ufkumuzu sen kararttın,
Benzimizi sen sararttın,
Yüzümüzü sen kızarttın,
Kör cehalet, yoz zihniyet.
Xxx
Beynimizi uyuşturdun,
Aklımızı karıştırdın,
Kör inanca alıştırdın,
Kör cehalet, yoz zihniyet.
Xxx
Geçmişe kara sevdalı,
Dinbazlığa zeytin dalı,
Irkçılığa Anzer balı,
Kör cehalet, yoz zihniyet.
Xxx
Cahil ulemaya kanan,
“Ahlaksız din olur” sanan,
Ne arlanan, ne utanan,
Kör cehalet, yoz siyaset.
Xxx
Devlet gelecekte yaşar,
Millet geleceğe koşar,
Geçmişe dönenler şaşar,
Kör cehalet, yoz zihniyet.
Xxx
Siyaset çarkında azan,
Eğitim çarkını bozan,
Aklı ve bilimi ezen,
Kör cehalet, yoz siyaset.
Xxx
Haksız, hukuksuz buyuran,
Halkı kamplara ayıran,
Cahil olanı kayıran,
Kör cehalet, yoz siyaset.
Xxx
Gözünü geçmişe diken,
Geleceğe mayın döken,
Kin, nefret tohumu eken,
Kör cehalet, yoz siyaset.
Xxx
Devletin içine sızan,
Laiklik harcını kazan,
Aydınlara ceza yazan,
Kör cehalet, yoz siyaset.
Xxx
Fırsatçıya “kaymak” olan,
Fitneciye çomak olan,
Düzenbaza bayrak olan,
Kör cehalet, yoz zihniyet.
Xxx
Demokrasi ile doğan,
Doğduğu anayı boğan,
Matah sanıp doktor döven,
Kör cehalet, yoz zihniyet.
Xxx
Cehalet atına binen,
Erkeklik gücüne kanan,
Kadınları sürü sanan,
Kör cehalet, yoz siyaset.
Xxx
Halil Çivi bu yanlış yön,
Atatürk’ün yoluna dön,
Türk halkının sırtından in,
Kör cehalet, yoz siyaset.
XXX


Prof. Dr. Halil Çivi
04 Kasım 2023, Çiğli – İZMİR