Yazar arşivleri: Ahmet SALTIK

Ahmet SALTIK hakkında

Atılım Üniversitesi Tıp Fakültesi Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet SALTIK’ın özgeçmişi için manşette tıklayınız: CV_Ahmet_SALTIK Hekim (Halk Sağlığı Profesörü), Hukukçu (Sağlık Hukuku Uzmanı) Mülkiyeli (Kamu Yönetimi - Siyaset Bilimci)

INTERNATIONAL HEALTH

Dear Phase 1 Students of Atılım Univ. Medical School

All medical students,
Medical residents in different branches
Allied health staff

General public and Media,

On 02nd May 2024, we’ll conduct a 2 hours lecture for Phase 1 Students of Atılım Univ. Medical School with a title / topic of

International Health

Here are the 55 power point slides having a rich and up to date content.. (PDF 6,5 MB)

International Public Health

With respect and love. 02nd May 2024, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Ankara Univ. Medical School, Dept. of  Public Health (Emeritus)
LLM in Health Law
BSc in Political Sciences & Public Administration
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik       X @profsaltik

Public Health and Infectious Diseases

Dear Phase 1 Students of Atılım Univ. Medical School

All medical students,
Medical residents in different branches
Allied health staff

General public and Media

On 02nd of May 2024, we’ll conduct a 1 hour lecture for Phase 1 Students of Atılım Univ. Medical School with a subject of

Public Health and Infectious Diseases

Learning Objectives :
At the end of this lecture students will be able to :

  • Conceive the critical role of Public Health for managing infectious diseases in the community
  • Understand dynamic pathogenesis of infectious disases within the community medicine
  • Explain Surveillance system for infectious diseases by Community Physicians
  • Define major control measures of infectious disease outbreaks – epidemics
    by Public Health authority at national and international levels
  • Learn basic legal arrangements on the issue; notifcation, quarantine, isolation etc.
  • Describe chain of infection and how to break the weakest loop(s) of 3
  • Utilise the «management of risk» instead of «managing disaster of epidemics/pandemics»..

Please click the link below to review 38 slides that are enriched & updated

Public Health & Infectious Diseases (4,6 MB pdf)

With respect and love. 02nd May 2024, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM
Atılım Univ. Medical School, Dept. of  Public Health
BSc in Political Sciences & Public Administration
LLM in Health Law
www.ahmetsaltik.net         
profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik       twitter  @profsaltik

KURTULUŞ SAVAŞI YILLARINDA 1 MAYIS KUTLAMALARI

Zeki Sarıhan

Türk Kurtuluş Savaşı’nın verildiği 1919-1922 dönemi, sosyalizm ve işçi hareketlerinin dünyayı kasıp kavurduğu yıllardı.

1 MAYIS 1920

Dünyada 1 Mayıs kutlamaları, dünya işçi sınıfı hareketini doğal müttefiki kabul eden Anadolu basınına yansıdı. Ankara ile İstanbul arasında köprüler atılmıştı. İstanbul’da Damat Ferit Hükümeti, Kuvayı Milliye’ye karşı iç isyanları körüklemekle meşguldü. TBMM açılalı bir hafta olmuştu. Ankara’da Hâkimiyeti Milliye, Konya’da Öğüt, Kastamonu’da Açıksöz, Balıkesir’de İzmir’e Doğru gazeteleri bu kutlamalara yer verdiler.

Karabekir de gelişmeleri günü gününe not ediyordu. İstiklal Harbimiz kitabında 1 Mayıs kutlamalarından söz etti. Buna göre, Avrupa’da birçok merkezde olduğu gibi Sovyetlerde ve Kafkas ülkelerinde de kutlamalar yapılmıştı. Moskova telsiziyle yayılan ve Karabekir’in TBMM’ne, kolordulara, Trabzon ve Van illeriyle, kendi komutası altındaki 15. Kolordu birliklerine, 56. ve 61. Fırka Kumandanlıklarına gönderdiği bildiride şöyle deniyordu:

Karabekir’in genelge haline getirdiği bildiri

Ameleler! 1 Mayıs’ta elinizdeki çekicinizi örs üzerine değil, beynelmilel burjuvazi üzerine vuruyorsunuz. Darbenin kuvvetli olması nisbetinde zafer de daha yakındır. Büyük amele ordusunun askerleri için çekiç ve balta lazımdır.

Sanayi adamları! 1 Mayıs’ın kendinize yeni bir hayatın başlangıcı olmasını imkân altına almalısınız.

Dülgerler! Kerpiçlerinizle kırmızı cumhuriyet binasını inşa etmelisiniz.

Demirciler! Büyük mesai taraftarlığına ve son düşman aleyhine de silah hazırlamalısınız.

Makinacılar! Açlığa ve sefalete karşı amelelerin mücadele edebilmesi için müsait çıraklar yetiştirmelisiniz. Siz katarlarınızı büyük hürriyetin mevcut olduğu tarafa tahrik ediniz.

Köylüler! İnkişaf eden gençlik için sizin ekmeğiniz kan ve kuvvet hazırlayacaktır.

Muharrirler ve şairler! Avam muharebesi hakkında dünyaya tehdit eden mısra okumalısınız. Ve serbest mesai için hürriyetçi şiirler irşat etmelisiniz.

Kırmızı askerler! Silahlarınız elinizde olduğu halde sosyalizm aleyhine davranan düşmanlarınızla son harbinizi bitirmelisiniz. (İstiklal Harbimiz, 1969, s. 654)
***
İttihatçıların yeni döneme ayak uydurmak için kurdukları Türkiye Komünist Fırkası,
Bakü işçilerine bir bildiri yayımladı.

Ermenistan’ın birçok merkezinde çalışanlar kitle gösterileri yaparak Daşnak Partisi liderlerinin resimlerini ve örgütünün binalarını yaktılar.

“Musavatçılar yıkıldı, sıra Daşnaklarda” sloganları atıldı. Gösteriler kimi yerlerde silahlı ayaklanmaya dönüştü.

Türkiye’ye gelince: İstanbul’da işçilerin yaptığı gösteride emperyalizm aleyhine sloganlar söylendi. Trabzon’da belediye önünde yapılan gösteride işçi yaşamı ve sosyalizm konusunda konuşmalar yapıldı. İlkokul öğrencileri şehirde mızıkalarla yürüyüş yaptılar. Eskişehir’de yayımlanan İşçi gazetesi, 1 Mayıs Bayramı nedeniyle özel sayı yayımladı. İstanbul’da İleri gazetesi de “Bugün bütün dünya işçilerinin müşterek bayramıdır” diye yazdı. İkdam, “Avrupa ve Amerika’da emek hareketleri”ni konu etti. Konya’da yayımlanan Öğüt, 1 Mayıs haberlerini “Alev” başlığıyla verdi.

İSTANBUL’DA İLK KİTLESEL GÖSTERİ

1 Mayıs 1921: Bir yıl sonra 1 Mayıs, Türkiye’de daha büyük katılımlarla kutlandı. İstanbul’da Şirketi Hayriye, Haliç, Tramvay şirketleri ve bütün fabrikalar çalışanları işlerini bırakarak 1 Mayıs bayramını kutladılar.

Mavi elbiseler giyen, kırmızı boyunbağları takan işçiler Türkiye Sosyalist Fırkası’nda yapılan törene katıldılar. Burada Enternasyonal Marşı söylendi.

Bu 1 Mayıs’ın İstanbul’da ilk kitlesel kutlanmasıydı. Alemdar, Vakit, Peyamı Sabah, İleri ve İkdam gazeteleri Sosyalist Fırkası’nın bildirisini de bastılar:

  • Bugün bütün dünyada amelenin sesi işitilecek.

Ankara Hükümeti’nin işçilere 1 Mayıs armağanı

Ankara’da Sovyet Elçiliği binasının önüne “Yaşasın komünizm, kahrolsun emperyalizm ve kapitalizm” yazıları asıldı.

Ankara Hükümeti de 1 Mayıs şerefine işçilere bir armağanda bulundu: Ereğli maden işçilerinin haklarını koruyan yasa tasarısının, Meclis’te birinci görüşmesi tamamlandı. Buna göre, 18 yaşından küçük çocuklar, ocaklarda çalıştırılamayacaktı. İşçileri zorla çalıştırmak yasaklanıyordu. Patron, İşçi Yardım Sandığı’na yardım yapmak, işçileri parasız tedavi ettirmek, sakatlananlara tazminat ödemek zorundaydı.
(AS: 151 s. Ereğli Havzai Fahmiyesi Maden Amelesinin Hukukuna Müteallik Kanun, 10 Eylül 1921; Sakarya Meydan Savaşı sürerken; 23 Ağustos – 13 Eylül 1921)

Çalışma süresi sekiz saatten uzun olmayacaktı. Ocak yakınlarında işçi hamamları ve işçi koğuşları yapılacaktı. Hükümet bütün işçiler için yeni bir yasa hazırlandığını da açıkladı.

1 MAYIS 1922

Bayram artık Ankara’da da kitlesel olarak kutlanmaya başlandı. İmalatı Harbiye, Şimendifer ve Dekovil işçilerinin düzenledikleri törene kimi mebuslarla Rus Elçiliği mensupları da katıldı. Konuşmacılar, mazlum milletlere yeni bir ufuk gösteren 1 Mayıs’ın ve Türkiye’nin cephelerinde emperyalizme karşı savaşan yiğitlerin adını saygıyla andılar.

İşçiler Birliği kurulması için bir kurul seçildi. Rus Elçiliği ziyaret edilerek burada işçi Osman ve Elçi Aralof’la, Azerbaycan Elçisi Abilof birer konuşma yaptılar. İşçi heyeti tarafından İstanbul’daki sosyalist derneklere, basına ve İşçi Birliği’ne telgraflar çekilerek şöyle denildi:

  • Zalim emperyalizm ve kapitalizm önünde hakkını isteyen emekçilerin mukaddes bayramını Anadolu işçileri en derin iştiyaklarla kutlarken siz yoldaşlarımızı samimiyetle selamlar.

Gece de Millet Bahçesi’nde bir toplantı yapıldı. Sovyet Elçiliği’nde de kabul resmi düzenlendi.
İmalatı Harbiye işçileri, mebuslar, öğretmenler, gazeteci ve subaylardan oluşan 200 kişi elçiliği ziyaret etti. Fevzi Paşa, Kâzım Paşa ve diğer bazı devlet adamları elçiliğe tebrik telgrafı gönderdiler. İstanbul’da da işçiler 1 Mayıs’ı Kağıthane’de kutladılar. Bu defaki töreni Amele Sosyalist Fırkası düzenledi.
(Kurtuluş Savaşı Günlüğü (TTK yayını) kitabımdan derlenmiştir)

Tevfik Çavdar’ın Millî Mücadele Başlarken Sayılarla Vaziyet ve Manzarai Umumiye (Milliyet, 1971) adlı kitabında verdiği bilgiye göre, bu tarihlerde Türkiye’de 75 bin 500 sanayi işçisi vardı. Bunların çalıştıkları sanayi dalları ise şöyleydi:

Dokuma 35 bin 300, dericilik 18 bin, madencilik 8 bin, ağaç içleri 6 bin, besin 4 bin 500, çömlekçilik 3 bin 600.
37 bin 721 işyerinin her birine ortalama 2,3 işçi düşüyordu…
Bağımsızlık mücadelesiyle sosyalizm mücadelesinin iç-içe geçtiğini gösteren en iyi örnek,
Türk Kurtuluş Savaşı yıllarıdır. Bu birlikteliğin neden sürdürülmediği başlı başına ele alınacak bir konu… (Independent Türkçe, 3 Mayıs 2020, güncelleme 1 Mayıs 2024).

1 Mayıs 135 yaşında 

Dr. Engin ÜNSAL
Girne Amerikan Üniversitesi Hukuk Fakültesi

01 Mayıs 2024, Cumhuriyet

1 Mayıs kanla yazılmış bir emek hareketinin anma tarihidir. İlk kez 8 saatlik çalışma günü isteyen işçiler tarafından1856’da Avustralya’da eylem yapılmış bunu 1886’da 1 Mayıs günü Amerika’nın Şikago kentinde yapılan ve 4 Mayıs’a dek süren eylemler izlemiştir. Eylemlerin yapıldığı Haymarket (Samanpazarı) meydanına atılan bir bomba sonucu polis ve işçilerden ölen olmuş, olayın sorumlusu olarak beş sendikacı yargılanmış ve 1877’de idam edilmişlerdir.

1889’da İkinci Enternasyonal 1 Mayıs’ı birlik, mücadele ve dayanışma günü olarak kabul etmiş ve o tarihten sonra 1 Mayıs’lar tüm dünyada dayanışma ve hak isteme günü olarak anılmaya başlamıştır.

  • Bayram değildir. Emeğin en yüce değer olduğunu anımsatma günüdür.

Buna göre 1 Mayıs anmaları 135 yaşındadır. Ülkemizde uzun yıllar yasaklanmış olan 1 Mayıs, 2009’da 5892 sayılı yasa ile, bayram olarak değil, resmi tatil olarak yasal bir nitelik kazanmıştır.

EMEK BİLDİRGESİ

  • 1 Mayıs bayram değildir!
  • Sermayenin hiç dinmeyen sömürüsüne karşı
  • işçi sınıfının haklı direnişinin, dayanışmasının sergilendiği,
  • beklentilerinin yöneticilere anımsatıldığı
  • ve geçmiş acıların anılması gereken gündür.

Sömürü bugün emperyalizmin yeni adı olan küreselleşme sürecinde
çokuluslu şirketler aracılığı ile evrensel bir nitelik kazanmıştır.

Bu yeni sömürü düzenine karşı işçi sınıfı 1 Mayıs’ın artçı etkisini sürdürmek ve yeni kazanımlar elde etmek zorundadır. Çünkü henüz hak ettiği sosyoekonomik yaşam alanını kendisi için yaratamamıştır. Bunun en önemli nedeni sendikalarımızın kendilerini ücret sendikacılığı çemberine sıkıştırmış olmalarıdır. Bu nedenle, toplum içinde sayısal olarak çok önemli bir güç olan işçi sınıfı, sosyal ve siyasal ortamda etkili olamamaktadır.

Bugün 4857 sayılı İş Yasası, 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Yasası ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları yasasında işçilerin çalışma güvenliği ve sendikaların özgürlüğüne karşı birçok madde vardır. Sendika yöneticilerimiz bu olumsuzluklara karşı siyasal ortamda etkili olacak eylemlerden ısrarla kaçınmakta ve bu olumsuzluklarla yaşamaya razı olmaktadırlar. Oysa demokrasi ile yönetilen tüm ülkelerin sendikaları, bu konularda son derece duyarlıdır.

Bizim siyaset fukarası sendikalarımızın kendilerini sorgulama zamanı gelmiştir.

Var olan üç işçi sendikaları konfederasyonu neden 1 Mayıs’larda ortak bir “Emek Bildirgesi(manifestosu) yayımlayarak işçi sınıfı ve sendikalar yararına yasal düzenlemeler istemezler?! Özellikle 1 Mayıs günü, gelecek iktidardan beklentilerini bir bildiri ile ilan etmeleri çok anlamlı olurdu.

  • Konfederasyonlar bu gün Taksim anıtına çelenk koyarak
    veya depremzedelere gıda yardımı yaparak işçi sınıfına olan borçlarını ödemiş sayılamazlar.

YENİ BİR SAYFA AÇILMALIDIR

Sendikalarımız bugüne dek görevlerini yerine getirememiş ve sınıfta kalmışlardır.

Eğer içinde yaşadıkları toplumun ekonomik, siyasal ve sosyal olaylarında etkili olmak istiyorlarsa, sendikacılık anlayışlarında yeni bir sayfa açmak ve bir eylem planı oluşturmak zorundadırlar. Eğer ücret sendikacılığı sarmalında kalmakta ısrar ederlerse, bir gün ancak tarih kitaplarına konu olacaklarını bilmeleri gerekir.

Ülkede değişim rüzgârları esmektedir.

Sendikaların da değişim zamanıdır. Umarız işçi sınıfının yiğit mücadelelerinin anılacağı bu önemli günde sendika yöneticileri meydanlarda geçmişi anarak işçi sınıfının beklentilerini dile getirirler.

TOPLUM ve SAĞLIK

Sevgili Öğrencilerimiz, okuyucularımız

Atılım Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi
Çocuk Gelişimi Bölümü 3. sınıf
Ve
İlgili öbür disiplinler, fakülte ve bölümler, Tıp Öğrencileri,
Halk Sağlığı – Toplum Hekimliği asistanları vd.

Aşağıda, üstte değindiğimiz Bölüm‘de 2023-34 ders yılı ilkyaz (bahar) döneminde verdiğimiz lisans dersinin (3. sınıfta, haftada 2 saat)bir bölüm” yansılarını sunuyoruz.

Yararlı olmasını dileriz..

Yansılar için aşağıdaki erişkeyi (linki) tıklayınız…

TOPLUM ve SAĞLIK
(189 yansı, 8,5 MB)

Sevgi ve saygı ile. 01 Mayıs 2024, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM  
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı (Toplum Hekimliği) Uzmanı
Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, Mülkiyeli
www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik    X : @profsaltik

https://www.instagram.com/ahmet_saltik

Halil Çivi şiiri : İNANÇ ve AHLAK YOLU

ŞİİR KÖŞESİ


Prof. Dr. Halil ÇİVİ

İnönü Üniv. İİBF Eski Dekanı
Halk Ozanı

 

İNANÇ ve AHLAK YOLU

Hak, Muhammed Ali dedim,
İnanç yolum ak, pak oldu.
Ehlibeyt’in yolu dedim,
İnanç yolum ak, pak oldu,
Ahlak çeşmem berrak oldu.
Xxx
Özümden gelen seçkiyle,
Meydana girdim coşkuyla,
Hasan, Hüseyin aşkıyla,
İnanç yolum ak, pak oldu,
Ahlak çeşmem berrak oldu.
Xxx
Zeynel, Bakır, Cafer oldum,
İlim deryasına daldım,
Edebi, erkânı bildim,
İnanç yolum ak, pak oldu,
Ahlak çeşmem berrak oldu.
Xxx
Musa Kâzım dile geldi,
İmam Rıza bile geldi,
Tâki, Nâki gülle geldi,
İnanç yolum ak, pak oldu.
Ahlak çeşmem berrak oldu.
Xxx
Hasan Askeri’ye vardım,
Muhammed Mehdi’yi sordum,
Oniki’ye ikrar verdim,
İnanç yolum ak, pak oldu.
Ahlak çeşmem berrak oldu.
Xxx
Nefsin tuzağından kaçtım,
Dört kapı, kırk makam geçtim,
Rıza Şehri’ne ulaştım,
İnanç yolum ak, pak oldu,
Ahlak çeşmem berrak oldu.
Xxx
Kırkların cemine vardım,
Irkı cinsi tek can gördüm
Kardeşlik sırrına erdim,
İnanç yolum ak, pak oldu,
Ahlak çeşmem berrak oldu.
Xxx
Halil Çivi, Ali ile,
Hacıbektaş Veli ile,
Alevilik yolu ile,
İnanç yolum ak, pak oldu,
Ahlak çeşmem berrak oldu,

Prof. Dr. Halil Çivi
28.04.2024, Çiğli / İzmir

ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 01 Mayıs 2024

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

Haftanın tüm iğneleri, emeğiyle yaşamını kazanan insanlarımızın bayramını gönlünce kutlamasını kısıtlayanlara…

ONUR

Yemek yiyemediği için kilo veren fenomen Nihal hanım tahliye edildi.

Onursuzluğu hazmedemeyen Cumhuriyetin generalleri Adli Tıp Kurumu’nun kocamışlık ve sürekli hastalık raporuna karşın kin-intikam duyguları ile cezaevinde tutuluyor.
Şenay’ın şarkısını anımsayalım;

Şu Dünya’daki en olgun kişi, acıya gülendir
Şu Dünya’daki en soylu kişi, insafa gelendir
Şu Dünya’daki en zengin kişi, gönül fethedendir
Şu Dünya’daki en üstün kişi, insanı sevendir…

TASARRUF

Paçası sıkıştıkça kamuda tasarruf genelgeleri yayımlayan RTE’nin sarayının günlük gideri ayda %120 arttı.

Aleme talkın, kendine salkım…

BAYRAM

23 Nisan vesilesiyle çocuklarımızın durumu gündeme geldi.

%62’si her gün makarna yiyerek yaşıyor. Et-balık yiyen ancak %12.7

Bayram, onların hakkını yiyerek zenginleşen iktidar ve yandaşlarına…

MÜCADELE (Savaşım)

Kılıçdaroğlu, Özgür Özel’in RTE ile görüşme açıklamasına “Müzakere edilmez, mücadele edilir” eleştirisi yaptı.

Kendisi çok mücadeleci idi, hep kazanırdı!..

SAYGISIZ

Tarikatçı Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Anıtkabir’de çelenk koyarken, çelenge el sürmedi.

Şeyh korkusudur…

MİLLİ

Milli Eğitim Bakanlığı, okul öncesi ve ilköğretimden sonra, Diyanete liselerin kapısını da (Kur’an Eğitim Merkezleri Yönetmeliği ile) açtı.

Milli olmayan Bakan Tekin’dir, ne yapsa yeridir…

DENİZ

AKP’nin devrettiği belediyelerdeki borç, savurganlık ve şatafat haberlerinden geçilmiyor.

Yiyen domuzlar…

Restorasyon dönemi

Prof. Dr. Doğan SOYASLAN | Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLMProf. Dr. Doğan SOYASLAN

29 Nisan 2024, Cumhuriyet

İhtilal, sosyoekonomik yapının zorla değiştirilmesi; restorasyon, eski kurumların yeniden kurulmasıdır. Milattan önce Yunan sitelerinde sanatta, edebiyatta, felsefede gelişmiş; özgürlük içinde yaşayan bireyci bir medeniyet oluşur. Roma’nın yıkılmasından sonra Hıristiyanlık Avrupa’ya egemen olur. 13. yüzyıldan başlayarak dinin dışında bir dünya olduğu keşfedilir. Avrupalı bilginler sanatta, felsefede, edebiyatta Yunan medeniyetini taklit ederler. Coğrafi keşiflerden sonra burjuvazi sınıfı oluşur. İngiltere’de Cromwell’in liderliğinde parlamento ile kraliyet arasında iç harp yaşanır. Kral I. Charles’ın kafası kesilir. 1649-1658 yıllarında Cromwell Cumhuriyeti kurulur. 1660 yılında Charles’ın oğlu II. Charles kral olur. Restorasyon dönemi başlar. Yüzyıllar içinde İngiliz kralının yetkileri parlamentoya devredilir.

Fransız halkı 1789 ihtilaliyle insan ve vatandaş haklarını deklare eder (açıklar). İhtilalcilerle kraliyet parlamenter monarşide uzlaşamazlar. Kral ve eşi Avusturya’ya kaçarken yakalanır, milletin özgürlüğüne ve devletin güvenliğine ihanetten yargılanır, idam edilirler. 1792’de Cumhuriyet ilan edilir. İmparator Napolyon, ihtilal değerlerini yaymak için savaşır, 1814’te yaptığı savaşı yitirir. 1815’te kraliyet ailesinden XVIII. Louis kral olur. Fransa’da restorasyon dönemi başlar. 1848 isyanı sonucu II. cumhuriyet ilan edilir. I. Napolyon’un yeğeni Louis Napolyon cumhurbaşkanı seçilir. 14 Ocak 1852’de yeni bir anayasa ve yoğun propaganda altında plebisit yapılır. III. Napolyon imparator ilan edilir. 1870’te Almanlarla yapılan savaşı Napolyon yitirir, Fransa’da III. cumhuriyet ilan edilir.

TARİHSEL GELİŞİM

Fetihçi bir toplum olduğu için, Osmanlı İmparatorluğunda toprak mülkiyeti devletindir. Otoriter yapılar içe kapanık, çağından habersiz bir toplum oluşturur. Voltaire’in deyişiyle, Batılıların çıkar kavgaları Haliç’e ulaşana dek dünyadan haberleri olmaz. Tanzimat ile Batılı kültür değerleri kabul edilmeye başlanır. Osmanlının Batılı değerleri kabul etmesi içeride dindar çevrelerin tepkisini çeker. Bunlar geri kalış nedenini İslamdan uzaklaşma ile açıklar. 1876’da padişahın yetkilerini Meclisi Mebusan ile paylaştıran (AS: Meclis-i Umumi 2 kanatlı idi : Meclis-i Ayan ve Meclis-i Mebusan) bir anayasa kabul edilir. Osmanlı-Rus savaşı gerekçesiyle Meclis kapatılır. 23 Temmuz 1908’de Meclis yeniden açılır. Ancak 31 Mart 1909’da alaylı subaylar Meclisi Mebusan’ı basarlar, şeriat isterler. Selanik’ten gelen Hareket Ordusu isyanı bastırır. Darbecileri desteklediği gerekçesiyle, II. Abdülhamit tahttan indirilir. Ancak şeriat istemleri hiçbir zaman bitmez.

Kurtuluş Savaşı sonunda düşman ülkeden atılır. Yüzyıllardır değişim ve gelişimin engeli sayılan saltanat ve hilafet ortadan kaldırılır. 1923’te Cumhuriyet ilan edilir. Ancak halkın büyük çoğunluğu Cumhuriyet değerlerini anlamaktan uzak, Sultancı bir kültüre sahiptir. 1924 ve 1930 yıllarında iki muhalif (karşıt) siyasal parti kurulur, Cumhuriyet için tehlike oluşturan bu partiler kapatılır. 31 Mart Vakası belleklerdedir. Türk halkına din dışında bir dünya keşfettirilir. İnancın salt vicdan için olduğu kabul edilir. Kamu yaşamına sokulması yasaklanır. Eğitimde her şeyin neden-sonuç ilişkisi içinde birbirine bağlılığı temel kabul edilir. Kurucu babalar kamu gücünü bölmekten, iktidarı dağıtmaktan, insanlara ve kurumlara sorumluluk vermekten yanadırlar. Çünkü ülkeyi akılcı, sorumluluk ve liyakat sahibi insanların ileri götüreceğine inanmaktadırlar.

1946’da çok partili siyasal yaşama geçilir. Ancak çok partili siyasal yaşama geçildikten sonra, Cumhuriyet hükümetleri oy alabilmek için Cumhuriyet düşmanı kadroları yetiştirirler. 1970’li yıllardan başlayarak siyasal İslamı hedefleyen partiler kurulur.

NEHİRLERİN ÖNÜNDEKİ SET

14 Ağustos 2001’de, kapatılan partiler çizgisinde AKP kurulur. 2002’de iktidara gelir, hukuk devletinden uzaklaşılır. Parlamentoya, yönetsel bürokrasi ve yargıya dinsel nedenlerle Cumhuriyetle sorunu olanlar yerleştirilir. Metafizik değerler okullara ve yaşamın her alanına egemen olur. 2007’deki anayasa değişikliği ile “Osmanlı sultanlığına” doğru ilk adım atılır. 2008’den başlayarak kimi subaylar siyaseten hapsedilirler. Mahkemelere, istenilecek kararı verecek yargıçlar atanır. Doğal yargıç ilkesi ortadan kaldırılır. 12 Eylül 2010 anayasa değişikliği ile yüksek mahkemelere Cumhuriyetle sorunu olan yargıçlar yerleştirilir. Tek yanlı propaganda ve ihtilal mağdurluğu altında

  • 16 Nisan 2017’de yeni anayasa halkoyuna sunulur.
  • Halk iradesini (istencini) koruyan mühürsüz oylar geçerli sayılarak
    Yasama, Yürütme, Yargıyı bir kişiye bağlayan anayasa kabul edilir.
  • Gerçekte yapılan işlem yok hükmündedir, çünkü işlemin kurucu unsuru (mühür) yoktur.

Böylece cumhurbaşkanlığı özü bakımından sultanlığa dönüşür.

Köylü çocukları, demokratik yollarla iktidara gelirler, halka ait olan iktidarı halkın elinden alırlar.

Tarihsel süreç içinde bakılırsa, Cumhuriyetten 80 yıl sonra restorasyon dönemine geçilmiştir.

  • Adı cumhurbaşkanı olsa da iktidar, bir kişiye ve çevresine bağlanmıştır.

Kraliyet İngiltere’de restorasyon sonrasında halkın temsilcileri ile anlaşarak yetkilerini devretmiş, monarşik demokrasiyi yerleştirmiştir.

Fransız halkı restorasyondan 32 yıl sonra II. Cumhuriyeti ilan etmiş, dört yıl aradan sonra imparatorluğa geçmiş, 1870 yılında savaşın yitirilmesiyle imparatorluktan III. Cumhuriyete geçmiştir.

  • Türkiye’de restorasyonun ne zaman biteceği belli değildir.
    Ama birkaç yıl daha süreceği anlaşılmaktadır.

Restorasyon dönemleri özgür, sorumlu, özgüvenli, sorgulayıcı ve girişimci insanların oluşturduğu nehirlerin önüne çekilen bir set gibidir.

Biriken suyun baskısı er geç seti yıkacaktır.

Em. Org. Çetin Doğan’a Mektup

Dr. Cihangir DUMANLI
E. Tuğg., Hukukçu, Uluslararası İlişkiler Uzm.

 

 

Em. Org. Çetin Doğan’a mektup

Komutanım,

​Öncelikle size ve benzer durumdaki komutanlara yapılan büyük haksızlığı en şiddetli biçimde kınıyor ve lanetliyorum.

​Sizler görevde iken biz astlarınıza mesleksel ve kişisel yaşamlarımızda örnek oldunuz, yine de dik duruşunuzla örnek olmayı sürdürüyorsunuz.

​Başınıza gelenlerin devrim – karşı devrim savaşım (mücadele) sürecinde
Atatürk ilke ve devrimlerini savunduğunuz için olduğunu biliyorum.

Bu savaşım (mücadele) bitmeyecek ve sizler savaşımın “devrim” cephesinin simge adı
olarak anılacaksınız.

​Bunlar benim kişisel duygu ve düşüncelerim ama Harbiye ruhu ve vicdan sahibi
her Türk subayının aynı duygu ve düşünceleri paylaştığından emin olabilirsiniz.

Karşı devrimci iktidarın atanmış Milli Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanının “rütbelerinizin geri alındığı” açıklaması bizim için anlamsızdır.

Siz, sürekli biz astlarınızın komutanı olarak kalacaksınız.

Sizden aldığımız askeri terbiye bunu gerektirir.

Eşiniz saygıdeğer hanımefendi de tüm asker eşlerine örnek davranışları ile büyük takdir ve teşekkürü hak ediyor.

​Size ve öbür komutanlarıma sağlıklı güzel günlerin en kısa zamanda gelmesini,
haksızlığın son bulmasını ve haksızlık yapanların adalet önünde hesap vermelerini bekliyor, geçmiş olsun dileklerimi ve saygılarımı sunuyorum. 30 Nisan 2024, Ankara.

Laik – Bilimsel Eğitim

Dostlar,

Bu gün (28 Nisan 2024) saat 19:00’da “Laik – Bilimsel Eğitim” konusunu ele aldık.

Samsun’dan Sn. İlknur Ünsal, “Samsunumut” adlı youtube kanalında görüşmemizi yayınladı. Twitter hesabında da eşzamanlı yayınlandı : I@samsunumut  

youtube.com/@samsunumut

Yaklaşık 46 dakika süren irdelemeyi izlemek için tıklayınız :

https://youtu.be/f7FRvWAUWXM

https://youtu.be/f7FRvWAUWXM?t=465

Milli Eğitim Bakanlığı Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” adı altında bir yetişek (müfredat) programı yayınladı (27.4.24)

https://gorusoneri.meb.gov.tr/

Üstteki web sitesinde 1 hafta askıda kalacak kamuoyundan geribildirim alınacak. “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” adını taşıyan yeni taslağın ilkokul, ortaokul ve imam-hatip ortaokullarında 4, 5, 6, 7 ve 8. sınıflar için hazırlanan ve Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinde uygulanacak yetişek (müfredat) erişime açıldı. Yeni müfredatta skandallar bitmiyor: Savunma sanayinin ‘yerli ve milli ürünleri’ 6. sınıf Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi yetişek (müfredat) taslağına girdi. Öğretmenlerden 15 Temmuz Demokrasi ve Milli Birlik Günü’ne değinmeleri önerildi. AKP kendi tarihini yazıyor!

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Dersinin öbür sınıflara yönelik taslağında,
ulusal bayramlara ilişkin herhangi bir etkinlik yer almadı.

Bu programın nasıl sığ, çelişkili, bilimden ve çağdaşlıktan uzak, ilkel.. olduğunu örneklerle açıkladık.

  • Hedef insanları mürit – kul yaparak çağdaş yaşamdan koparmak!..
  • Program insanı inançlarıyla davranmaya özendiriyor; aklıyla değil!
  • Değer yargılarıyla karar, eğer bilgisiyle değil.. Temel felsefe eğitimi yok!

Zorunlu din dersi süresi 2 saat /  haftadan 4 saate çıkarılıyor. Oysa zorunlu din derslerinin insan hakları çiğnemi (ihlali) olduğu hakkında kararları var, AKP açıkça çiğniyor.

  • İnsan beden ve ruhtan ibarettir.. diye saçmalıyor!

Oysa insan biyo – psiko – sosyal bir varlıktır. Dolayısıyla insanın sosyalleşerek insanlaşma sürecini tıkıyor.. içine dönük (introvert) yaşam telkin ediyor. İnsanları şizoid yapıyla atomize etmek.. sözde bir islami – demokrasiye dönüştürerek hep iktidarda kalmak ve hesap vermemek..

  • İmperyal destekli, insan onurunu hiçe sayan, ülkemizi sömürgeleştirme planı!  

Sorgulamayan, soru sor(a)mayan, eleştirel düşünme yetisi (critical mind) kazandırılmamış, okul öncesinden başlayarak dinci koşullandırma ile beyni yıkanmış ezberci insanlar.. Oy deposu.. olabildiğince laik rejimden uzaklaşıp, ilan edilmemiş bir şeriat düzenine dönüştürmek..

Son derece sakıncalı, tehlikeli ve ulusal güvenlik tehdidi oluşturan stratejik bir sorunsal ile karşı karşıyayız. Tüm ulusalcı – uygar kesimlerin bu tarihsel tuzağa ortaklaşarak karşı çıkması gerek..

Bu gün Laiklik Meclisi‘nde sorunu irdeledik. Yürütme Kurulu gerekli açıklamayı yapacak.

Başta Anamuhalefet Partisi CHP olmak üzere, tüm muhalefet partilerini, eğitim ve emek sendikalarını, demokratik kitle örgütlerini, basını… bu saldırıyı püskürtmeye çağırıyoruz

Sevgi ve saygı ile. 28 Nisan 2024, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM
Laiklik Meclisi Kurucu Üyesi

Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, Mülkiyeli
www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik    X : @profsaltik

https://www.instagram.com/ahmet_saltik