Halil Sarıgöz
Tarihçi
27 Aralık 2024, Cumhuriyet
19 Mayıs 1919’da, Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın 9. Ordu Müfettişi olarak Samsun’a çıkmasıyla Ulusal Kurtuluş Savaşı’mız fiilen başlamıştı.
Gazi’nin Samsun’a çıkarken amacı aklında çoktan önceden belliydi. İşgal kuvvetleri tarafından “tehlikeli” tutumları yüzünden payitahta (başkent İstanbul’a) geri çağrılsa da, Gazi dönmeyerek “Milletin bağımsızlığını yine milletin azmi ve kararlılığı kurtaracaktır” demek için
Amasya’ya gitti. Burada ilk kez ulusal egemenlikten söz edilen, bir ihtilal bildirisi niteliğindeki Amasya Genelgesi’ni, Rauf (Orbay) Bey, Refet (Bele) Bey ve Ali Fuat (Cebesoy) Bey ile imzaladı.
TEMSİLCİLER HEYETİ
Amasya Genelgesi’nin ardından yapılan Erzurum ve Sivas Kongreleriyle vatanın ve milletin bütünlüğü, manda ve himayenin reddi, milli iradeye dayalı bir hükümetin kurulması gibi radikal (köktenci) kararlar alındı. Alınan kararları uygulamak için 16 kişiden oluşan
“Temsilciler Heyeti” seçildi. Başkanı Mustafa Kemal Paşa oldu. Milli Mücadele’nin beyni olan
bu heyet, Büyük Millet Meclisi açılıncaya dek bir hükümet gibiydi.
Sivas Kongresi’nin ardından Mustafa Kemal Paşa, İstanbul hükümetiyle, yeni Sadrazam Ali Rıza Paşa ile temasa geçti. Bahriye Nazırı Salih Hulusi Paşa ve heyetiyle Kemal Paşa ve heyeti arasında 20-22 Ekim 1919 tarihlerinde Amasya görüşmeleri gerçekleşti.
ANADOLU’NUN KALBİ
Amasya görüşmelerine göre; İstanbul hükümeti, Sivas’ta alınan kararları kabul edecekti.
Meclis-i Mebusan’ın toplanması da bu kararlardan biriydi. Karara göre Meclis-i Mebusan İstanbul dışında toplanacaktı ancak İstanbul hükümeti bu Meclisin İstanbul’da toplanmasını uygun görmüştü. Bunun üzerine birtakım görüşmelerde bulunan Temsil Heyeti Başkanı
Mustafa Kemal Paşa, Anadolu’dan seçilen mebusların İstanbul’a gitmeden önce başka bir yerde bir araya gelinmesini istedi.
MİLLİ MÜCADELE’NİN MERKEZİ
Eskişehir’de veya Seyitgazi’de toplanılması tartışılsa da buluşma yerinin Ankara olması kararlaştırıldı. Çünkü Ankara, Milli Mücadele’nin merkezi için biçilmiş kaftandı.
Batı Anadolu’daki olası cephelere eşit uzaklıktaydı, coğrafi olarak Anadolu’nun tam ortasında
yer alıyordu ve İstanbul ile birleşen demiryoluna sahipti, üstelik İstanbul hükümeti yanlısı Ankara Valisi Muhittin Paşa görevinden uzaklaştırılmış ve güçlü bir Müdafaa-i Hukuk şubesi de kurulmuştu.
Takvimler 18’ini (AS: Aralık 1919) gösterirken Sivas’tan üç araç ile yola çıkan Temsil Heyeti, Kayseri-Kırşehir güzergâhı üzerinden yolculuklarına devam etmekteydi.
Güzergâh boyunca Kayserililer ve Kırşehirliler Temsilciler Heyeti’ne ciddi ilgi göstermekteydi. Yolculukları esnasında Hacıbektaş’a da giden Heyet, burada Alevi-Bektaşi dergâhını da
ziyaret edip, Çelebi Cemalettin Efendi’nin konuğu oldular. Çelebi’nin desteğini de arkasına alan Mustafa Kemal Paşa ve Heyet, ertesi güne Hacıbektaş Veli türbesini ziyaret ettikten sonra güzergâhlarına (yollarına) devam ettiler.
SEYMENLERİN KARŞILAMASI
Takvim yaprakları 27 Aralık 1919’u gösterdiğinde, günlerden cumartesiydi. Mustafa Kemal Paşa ve Temsil Heyeti, dokuz günlük yolculuklarının ardından Ankara’ya yani Dikmen sırtlarına ulaşmışlardı.
Ankara halkı günlerdir bugünü bekliyorlar ve hazırlıklarını yapıyorlardı. Sabahın ilk saatlerinden itibaren (başlayarak) davul ve zurnaların sesi yeri göğü inletiyordu. Ankara Valiliği görevini yürüten Yahya Galip Bey ile kentin güvenliğini sağlayan Ali Fuat Paşa, Heyeti karşılayan ilk kimselerdi. Her ikisi de bu ziyaretin düşman çatlatırcasına bir gövde gösteri olmasını istiyorlardı. 700 yaya ve üç bin atlı Seymen alayı da Heyeti karşılamaktaydı. Alayın bir bölümü Kızılyokuş eteklerinde, bir bölümü Çankaya ve Dikmen bağlarındaydı.
‘KIZILCA GÜN’
Oğuz töresine göre Seymen Alayı kızılca günlerde yani milli felaket günlerinde toplanırdı. “Seymen düzleme” edilir, yani devlet kurulur, reis seçilirdi.
Mustafa Kemal Paşa, Ankara’ya ayak bastığı gün, Kızılca Gün kabul edilmiştir. “Kızılca Gün”de Mustafa Kemal Paşa’yı karşılayan Seymenler, Paşa’nın
- “Merhaba efendiler, buraya neden geldiniz?”
sorusuna,
- “Paşam seni görmeye geldik, bu vatan uğruna ölmeye geldik.”
diyerek desteklerini sunmuşlar, ant içerek ve memleketi bunalımlı günlerden kurtaracak önderi seçmişlerdir.
27 Aralık’tan (1919) sonra Ankara, Ulusal Kurtuluş Mücadelemizin merkezi oldu,
ardından da yeni kurulan devletin başkenti…
Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın Ankara’ya gelişinin, “Kızılca Gün”ün 105. yılı kutlu olsun!