Dr. Enver KUMBASAR
Yargıç
Etik sözcüğü Yunanca “kişilik, karakter” anlamına gelen “ethos” sözcüğünden türemiş olup, doğru davranışlarda bulunmak, iyi bir insan olmak ve insani değerler hakkında düşünme pratiği olarak tanımlanmaktadır. Her ne kadar birbirlerinin yerine kullanılsalar da ahlak ve etik farklı kavramlar olarak değerlendirilebilir. Etik, daha çok felsefenin bir alanı olarak, doğru bir biçimde yaşamaya dair (ilişkin) yapılan araştırmaları ve bu alanda geliştirilmiş fikirleri kapsarken; ahlak, toplumsal kabuller, gelenekler, varsayımlar, kurallar ve yasalar üzerine kuruludur (Vikipedi Özgür Ansiklopedi “Etik” maddesi).
Yargıda etik ilkeler ise yargıcın davranış ilkeleri olarak adlandırılmış, uluslararası belgeler (Bangalor Yargı Etiği İlkeleri) ve ulusal belgelerde (Hakimler ve Savcılar Kurulu, Türk Yargı Etiği Bildirgesi) yer almıştır. Bunlar;
-bağımsızlık,
-tarafsızlık,
-dürüstlük,
-mesleğe yaraşırlık,
-eşitlik, ehliyet ve
-özendir.
Bu ilkeler bir yargıcın görevini yerine getirirken ve görevi dışında uyması gereken yargısal (etik) ilkelerdir (Prof. Dr. Sibel İNCEOĞLU, Yargıcın Davranış İlkeleri, Beta Yayınları, İstanbul 2008).
Bir yargıcın etik davranışlarını belirleyen nitelikleri ise eski hukukta (Mecelle) belirlenmiş olup, günümüzde de geçerliğini korumaktadır. Buna göre;
- Yargıç bilge, hak ve adalet üzerine hükmedebilen, akıllı, zeki, doğru, dürüst, güvenilir, vakarlı, saygın, sağlam, kendine güvenen olmalıdır.
Yargıcın, yargılama sürecinde yaptığı iş muhakemedir. Muhkeme, öncelikle zihinsel bir faaliyettir. Bunun için mantık kurallarından ve tecrübeden yararlanılır. Doğru düşünme kurallarına göre gerçeğe ulaşma yollarını gösteren mantığa göre hüküm verme, zihnin doğruyu yanlıştan ayırt etme işlemidir (KUNTER/YENİSEY/NUHOĞLU, Ceza Muhakemesi Hukuku, Beta, İstanbul 2009, s.625). Uyuşmazlık konusu olayda (dava), iddia (tez) ve savunmanın (karşı tez) bütün delilleri (kanıtları), hukuk kurallarıyla birlikte ve hukuka uygun biçimde yargıcın zihninde analize tabi tutulur ve sonuçta bir yargıya (sentez) varılır. Bu sonuç, hüküm ya da karar olarak ortaya çıkar. Burada yargıcın takdir yetkisi devreye girer. Hukukta hiçbir olay (dava) aynı olmadığı gibi, kişi (yakınmacı, sanık, davacı, davalı vb.) de aynı değildir. Dolayısıyla yargıcın takdiri de sonuca (hüküm/karar) etkili olabilecektir.
- Burada yargıcı bağlayan etik kurallar söz konusudur.
Sonuç olarak yargıcın maddi gerçeği ortaya çıkarmak amacıyla, mantık ve tecrübe (deneyim) kuralları içinde, hukuka ve etik ilkelere bağlı olarak yürüttüğü zihinsel faaliyetler (çabalar) muhakeme (yargılama) olarak karşımıza çıkar.
Yapay zekanın rolü ne?
Yapay zeka (Artificial Intelligence-AI) genel olarak düşünme, anlama, yorumlama ve öğrenme gibi insan zekası ile gerçekleştirilen işlemlerin bilgisayar programları aracılığıyla gerçekleştirilmesi olarak tanımlanmaktadır. Başka bir deyişle yapay zeka, dışardan aldığı verileri yorumlama, bunlardan çıkarım yaparak öğrenme ve öğrendiklerini kullanma yetisine sahip bir sistemdir.
Bir çeşit insan zekasını taklit ederek çalışır ve bunu algoritmalarla (yazılımlarla) gerçekleştirir. Son dönemlerde yapay zeka alanındaki gelişmelerin hız kazanması “derin öğrenme” olarak nitelendirilen, insan beyninin yapısı ve işlevinden hareketle oluşturulan yapay sinir ağlarının kullanılmasına dayanan öğrenme tekniğinin uygulamaya konulması etkili olmuştur. Dijital teknolojilerdeki olağanüstü gelişmeler sonucu yapay zeka sistemleri, yaşamın her alanında yaygın biçimde kullanılmaya başlanmıştır. O nedenle ABD, Çin ve Avrupa Birliği’nde çıkartılan yasalarla, çağımız “Yapay Zeka Çağı” olarak adlandırılmıştır.
Yapay zeka sistemlerinin hukukta kullanılması da kaçınılmaz olmuştur. Yapay zekanın hukuk alanında kullanımıyla ilgili Dergimizin (Herkese Bilim Teknoloji, 363 ve 385. sayılarında iki yazımız yayımlanmıştı. Orada da belirttiğimiz gibi, hukukta yapay zekanın kullanılması karar alma süreçlerinde önem taşımaktadır. Bu konuda henüz yaygın bir uygulamaya geçilememiştir. ABD, İngiltere, Yeni Zelanda ve Çin’de kimi küçük ticari uyuşmazlıklar ve trafik suçlarında yapay zeka sistemleri deneme amaçlı olarak kullanılmış ve uyuşmazlıkların yapay zekayla donatılmış makinalar (Robot Yargıç!) tarafından çözümlenmesi yoluna gidilmiştir. Bu uygulama henüz yaygınlaşmamıştır. Ancak dijital teknolojilerdeki gelişmelerle yakın gelecekte yapay zekayla donatılmış robot yargıçların yargısal karar süreçlerinde daha çok kullanılabilecekleri öngörülmektedir. Bu durum öğretide kimi tartışmalara yol açmaktadır. Özellikle makinelerin / bilgisayarların hüküm / karar verme noktasında yargı etiği ilkeleri yönüyle yaşanabilecek olumlu / olumsuz durumlar değerlendirilmektedir. Önümüzdeki sayıda bu alandaki değerlendirme ve düşüncelerimizi aktaracağız.