AKP hükümetinin, özellikle 2007 yılından beri, devletin tüm kurum ve kuruluşlarında yaptığı gibi, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni de laiklik karşıtı kadrolarla donatma girişimleri tüm hızıyla sürüyor.
AKP iktidarı bu operasyonu önce, Recep Tayyip Erdoğan’ın “başbakan” olduğu dönemde, Fethullah Gülen çetesiyle birlikte, “Ergenekon”, “Balyoz” ve “Casusluk” olarak bilinen kumpas (tuzak) “davalarıyla” gerçekleştirdi.
İktidarın paylaşımı mücadelesine bağlı iç rekabetin bir sonucu olarak AKP’nin Fethullah Gülen çetesiyle yollarını ayırmasından ve 15 Temmuz 2016 darbe girişiminden sonra, AKP hükümeti aynı süreci tek başına yürütmeye devam etti.
Darbe girişimi bahane edilerek, “Milli Savunma Üniversitesi” adını taşıyan ve AKP’nin güdümünde “Milli” Savunma Bakanlığı’na bağlı yeni bir kurum oluşturuldu; Kara Harp Okulu, Hava Harp Okulu, Deniz Harp Okulu bu üniversiteye bağlanarak, Kara Kuvvetleri Komutanlığı’nın, Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın ve Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nın kontrolünden (denetiminden) çıkartıldı; Genelkurmay Başkanlığı’nın yetki alanı sınırlandırılıp, AKP’li siyasetçilerin bakanlık yaptığı “Milli” Savunma Bakanlığı’nın yetkileri artırıldı; Türkiye’nin en köklü askeri liselerinden birisi olan Kuleli Askeri Lisesi kapatıldı; GATA gibi askeri hastaneler ve tıp akademileri kapatıldı, TSK tıp hizmeti açısından altyapısız bırakıldı; Jandarma Genel Komutanlığı ve okulları AKP siyasetinin güdümündeki İçişleri Bakanlığı’na bağlandı.
Böylece, TSK içindeki FETÖ kadrolaşmasını bertaraf etmekle yetinmek yerine, TSK’nin bölünüp parçalanmasının ve AKP’nin İslamcı siyaseti doğrultusunda siyasallaşmasının yolu açıldı.
Bu süreçte TSK’de, FETÖ dışındaki laiklik karşıtı dinci cemaatlerin ve tarikatların kadrolaşmasının yolu açıldı; yüksek “askeri” şuralarda, “taraf olmayan bertaraf olur” stratejisi uygulanarak, AKP yandaşı olmayan komutanlar üst kademelere (rütbelere) atanmadılar veya emekliye sevk edildiler; siyasal partilerin güdümünde olmadan Türkiye’nin ulusal çıkarlarını koruyan askerler ve komutanlar, TSK’de edilgenleştirildiler; Montrö Sözleşmesi’nin ihlaline (çiğnenmesine) ve “sarıklı amiral” vakasına tepki gösteren emekli amiraller bile gözaltına alındılar, haklarında kumpas (tuzak) “dava” süreçleri başlatıldı.
***
Son olarak, Kara Harp Okulu mezuniyet töreninde, resmi törenin bitiminden sonra, yeni mezun olan teğmenlerin, anayasanın ikinci maddesinde yer alan demokratik, laik, sosyal hukuk devletine bağlı kalacaklarına dair (ilişkin) ant içmeleri ve “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” slogan atmaları üzerine; önce AKP Genel Başkanı ve “Cumhurbaşkanı” Recep Tayyip Erdoğan teğmenleri hedef aldı; arkasından “Milli” Savunma Bakanlığı, teğmenler hakkında soruşturma başlatıp, onları ihraç talebiyle (istemiyle) disipline sevk etti.
Milli Savunma Bakanlığı olmaktan çıkıp, Ümmetçi Savunma Bakanlığı gibi davranan bakanlık, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, utanmadan, söz konusu teğmenlerin disiplinsizlik yaparak TSK’nin itibarını (saygınlığını) zedelediklerini iddia etti!
- Oysa, anayasaya sahip çıkan teğmenleri disipline sevk ederek ve TSK’den ihraç etmeye çalışarak, anayasa karşısında disiplinsizlik yapan, anayasaya meydan okuyan,
AKP hükümetinin kendisidir.
Anayasanın değiştirilemez olan ve değiştirilmesi teklif bile edilemeyecek olan ikinci maddesinde yer alan demokratik, laik, sosyal hukuk devletini yerle bir ederek anayasal düzeni yıkan, anayasanın itibarını (saygınlığını) zedeleyen, yine AKP hükümetinin kendisidir.
AKP hükümeti, anayasaya bağlı teğmenlere bir disiplin ve itibar dersi verecek konumda değildir! Ama AKP hükümetinin bu genç ve vatansever teğmenlerden alacağı çok ders vardır.
Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşımız’ın önderidir, Türkiye Cumhuriyeti’nin ve Türk Silahlı Kuvvetleri’nin kurucusudur ve TSK’nin başkomutanıdır.
- TSK üyelerinin, Mustafa Kemal’in askerleri olmalarından daha doğal
ve doğru bir şey olamaz.
Atatürk’ü TSK’den silmek isteyenler gaflet, dalalet ve hıyanet içindedirler ve bunun hesabını bir gün mutlaka hukuk ve tarih önünde vereceklerdir!
==========================================
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Gerçek ve en içten ATATÜRK’ÇÜ VATANSEVER MELEKLER VE ERKEKLER tarafından harfi harfine aynen ve tamamen paylaşılması gereken ve paylaşılacak olan her zaman GÜNCEL VE BELGESEL, SOMUT VE BİLİMSEL, ulusal ve toplumsal hatta yaşamsal ÖNEMLİ VE DEĞERLİ, sözün tam ve tüm anlamıyla MUHTEŞEM VE MÜKEMMEL bir yazı. Ünlü ve üstün yazarı seçkin ve saygın bilgin sevgili hocamız Prof.ÖYMEN’e en yürekten tebrikler ve teşekkürler, özel selamlar ve sevgiler, derin saygılar ve sonsuz sağlık ve esenlik dilekleri, yeni başarılar ve umutlar. İyi ki var.