TEĞMENLERİN YEMİNİ ve AKP iktidarının düşman hukuku

Dostlar,

19 Kasım 2024 günü akşam, 20:15 – 20:35 arasında  (TSİ), Viyana’dan yayın yapan Düzgün TV‘nin konuğu olduk. Sn. Serdar Altun’un sorularını yanıtladık.

Teğmenler, “Tayyip Erdoğan’ın askerleriyiz..” diyerek kılıç çatsa idiler ne olurdu acaba??

Ana konu, TEĞMENLERİN YEMİNİ ve AKP iktidarının düşman hukuku uygulaması idi.

TBB (Türkiye Barolar Birliği) de bir basın açıklaması yaparak disiplin soruşturmasının hukuk dışı olduğunu bildirdi (bir bölümü aşağıda..) :

  • Kara Harp Okulu’ndan başarı ile mezun olan teğmenler hakkında yemin töreni sonrası Atatürk’e ve Cumhuriyet değerlerine sahip çıkan bir mezuniyet ritüeli nedeniyle Disiplin Kanunu’nun 20/1-c maddesi gereğince Türk Silahlı Kuvvetlerinin (TSK) itibarına zarar verme gerekçesiyle ‘silahlı kuvvetlerden ayırma cezası’ istemli disiplin süreci başlatıldığı haberleri basına yansımıştır. İnanmakta zorlandığımız bu haberlere ilişkin olarak
    TSK’dan bir açıklama gelmemiş olması ise üzüntümüzü ve kaygımızı artırmıştır.
  • TSK mensupları için Mustafa Kemal Atatürk’e ve Cumhuriyet değerlerine sahip çıkmak Anayasa’dan ve yasalardan kaynaklı görev ve sorumlulukları gereğidir. Zira Anayasamızın özü, lafzı ve ruhuyla Cumhuriyetin kurucu değerlerine, Atatürk ilke ve devrimlerine dayanmaktadır. Ayrıca gerek askerlik yemini gerekse TSK İç Hizmet Yönetmeliği demokratik, laik, hukuk devleti ilkeleri üzerinde yükselen Cumhuriyeti korumak ve
    ona bağlılık unsurlarını içermektedir.

Ayrıca 52 Baro ortak bir açıklama ile TBB’ni pekiştirdi (özetle) :

  • “Gazi Mustafa Kemal Atatürk’e bağlılık bildirmek, subaylarımız için
    bir tarihi bilinç ve sorumluluktur”
  • Kaldı ki Türkiye Cumhuriyeti, Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde demokratik ve
    laik hukuk devleti ilkesi üzerine inşa edilmiş, devlet düzenini bu kurucu anayasal değerlere dayandırmıştır. Dolayısıyla Türk Silahlı Kuvvetlerine mensup genç subayların, kurucu değerlere bağlılığı ifade özgürlüğünün toplu kullanımı olup Anayasa güvencesi altındadır.
  • Ayrıca söz konusu eylemin 6413 s. Türk Silahları Kuvvetleri Disiplin Kanunu’nun 20’nci maddesinde düzenlenen TSK’dan ayırma cezasını gerektiren sınırlı sayıdaki hallerin kapsamında sayılamayacağı, anılan yasanın lafzından açıkça anlaşılmaktadır. https://www. yeniarayis.com/yazi/52-baro-tegmenlerin-ihrac-talebine-iliskin-ortak-bir-aciklama-yapti-8840)

***
Ceza Hukuku Öğretim Üyeleri Prof. Adem Sözüer ve Prof. Doğan Soyaslan da teğmenlere, anılan Disiplin Yasası m.20 uyarınca ceza verilemeyeceğini belirttiler. Prof. Soyaslan’ın Cumhuriyet Gazetesinde yer alan makalesi son derece net ve aydınlatıcı. (http://ahmetsaltik.net/ 2024/11/18/tegmenlere-ceza-istenemez/, https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/olaylar-ve-gorusler/tegmenlere-ceza-istenemez-prof-dr-dogan-soyaslan-2269699)

  • Teğmenleri cezalandıracak olanlar, TCK 257 ve 117 maddelerini ihlal eder nitelikte suç işlemiş olacaklardır.
    ***

AKP iktidarı açıkça DÜŞMAN HUKUKU uyguluyor. Ülkemizin doğası yağmalanırken, anayasa ayaklar altında iken, Anayasa Mahkemesi ve AİHM (Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi) kararları uygulanmazken, enflasyonda dünya rekorları kırarken, yargı – sağlık ve eğitim başta kamu hizmetleri çökmüşken… on milyonlarca insan yaygın – derin yoksulluğa itilmişken, ülkenin kritik dış politika ve güvenlik sorunlarına neden olunmuşken… İÇ CEĞHEYİ ÇÖKERTMEYE çalışan bir iktidar..

YALNIZCA VE YALNIZCA RTE’nin 1-2 kez daha CB seçilmesine kilitlenmiş ve gemileri yakmış bir siyasal kadro.. Acımasız gündem oyunları ve manevralar ile toplumu her yönden kuşatıyor.. Reçeteyi Prof. Emre Kongar yazdı (https://www.cumhuriyet.com.tr/yazarlar/emre-kongar/topyekun-saldiriya-karsi-topyekun-direnis-2270136)

  • Topyekûn saldırıya karşı topyekûn direniş!

“Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti”ne dayalı olan Türkiye Cumhuriyeti’nin bütün temel kurumları, tek tek ve aynı anda büyük bir saldırı altında yozlaştırılıyor.

“Demokratik, Laik ve Sosyal Hukuk Devleti”ne karşı olan bu topyekûn saldırıya karşı, Anayasa’ya uygun olan, topyekûn bir Demokratik Direniş sergilenmek zorundadır.

Elbette bu direnişin öncülüğünü siyasal partiler üstlenmeli ve Demokratik Rejimi savunan partiler, sendikalar, meslek odaları, barolar, insan hakları dernekleri ve benzeri bütün Demokratik Toplum Örgütleri ile işbirliği yapmalıdırlar.
***
Sözlerimizi şöyle bağladık :

Görevde kaldığı her saniyede ülkemize onulmaz ve giderimi çok zor / olanaksız zarar veren
– Bu adımlarla iktidarını pekiştirme amacı güden
– Yönetemeyen ve yarattığı çok boyutlu ağır bunalımları daha da derinleştiren
– Yolsuzluklara bulaşmış ve siyasal – yargısal hesap sorulamayan

– EN ÖNEMLİSİ : 2017 Anayasa değişikliği halkoylaması HUKUK DÜNYASINDA DOĞMAMŞ /

YOK HÜKMÜNDE OLAN, dolayısıyla MEŞRU OLMAYAN..

Veeee… Mart 2024’ten bu yana 2. parti durumunda, iktidarının “halen” geçerli siyasal dayanağı bulunmayan…. bir siyasal iktidarla

Hangi NORMALLEŞME? 
Hangi YUMUŞAMA?
Hangi UZLAMŞA??

Yurttaşın yoksulluktan, baskıdan…… beli bükülmüştür ve bu bilinçli bir kurgudur!
İÇ CEPHE TÜMÜYLE ÇÖKERTİLMEDEN bu ……… kadrodan kurtulmak gerekmektedir.

Anamuhalefet CHP, tarihsel bir demokratik seferberlikle, halkın meşru direnme gücü ile yelkenlerini doldurmalı ve bu “çökertme planı” olanca hızla sonlandırılmalıdır.
***
Konuşmamızı izlemek için lütfen tıklayınız.. (biz 3. ve son konuşmacıyız, yaklaşık 20 dk.)

https://youtu.be/uMpmfhwdmy8 

Teğmenlere dokunmayın,
Tarih ve ulus asla bağışlamaz!!
Anlayacağınız dilden : Çooook oy yitirirsiniz..
Anlaşıldı mı!?

Sevgi ve saygı ile. 20 Kasım 2024, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM  
Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, Mülkiyeli
www.ahmetsaltik.net      profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik    X : @profsaltik
https://www.instagram.com/ahmet_saltik

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir