Dr. Cihangir Dumanlı
Em. Tuğgeneral, Hukukçu, Strateji uzmanı
Ölümünüm 86. yılında büyük bir saygı ve özlemle andığımız cumhuriyetimizin kurucusu, büyük asker ve büyük devrimci Atatürk, ölümlü bir insan olarak aramızdan ayrıldı ama ülküleri ve yapıtları ile yaşamakta ve sürekli yaşayacaktır.
Atatürk’ün ve Atatürkçülüğün ölmeyeceğinin başlıca nedenleri aşağıda incelenmektedir:
- Dinamik bir hedef gösterdi
Atatürk, kurduğu cumhuriyete ve bizlere “çağdaş uygarlığa ulaşmak ve geçmek”
ulusal hedefini göstermiştir.
Çağdaş uygarlık durağan bir şey değildir, sürekli ilerlemektedir.
“Çağdaş uygarlığa ulaştık, burada duralım” denilemez, duran geri kalır.
Bu nedenle Atatürk‘ün bu ülküsü sürekli yaşayacaktır.
- Bilimi yol gösterdi
Bilime inanan ve ülke sorunlarına bilimsel çözümler üreten Atatürk,
bilimi en gerçek yol gösterici olarak tanımlamıştır.
Bilim de durağan değildir. Bilim kuşku ile başlar (bilimsel kuşkuculuk / scientific sceptisizm).
Kuşku duyan insan aklı araştırır, bulur.
Zamanla bulduğundan da kuşku duyar, yine araştırır, yeni şeyler bulur.
Bilim böyle gelişir.
Bu nedenle bilimi temel alan Atatürkçülük ölmez, her zaman canlı kalır.
- Emperyalizme karşı savaşım verdi
Atatürk’ün önderliğinde zamanın en gelişmiş emperyalist devletlerine karşı yapılan
Türk kurtuluş savaşı emperyalizme ilk ve en büyük darbeyi vurmuştur.
Sömürge altındaki öbür “mazlum uluslar” Türkiye’yi örnek alarak anti-emperyalist
bağımsızlık savaşımları vermiş ve bağımsızlıklarına kavuşmuşlar,
böylece dünya siyasal coğrafyası değişmiştir.
Emperyalizm doymak bilmez, öç alır, uzun vadeli (erimli) hedefler peşinde koşar,
hedefleri değişmez, zamana ve ülkeye göre yöntemleri değişir.
Dünyada emperyalizm bitmedikçe anti-emperyalist savaşım da sürecektir..
Bu nedenle de “tam bağımsızlığı” hedefleyen Atatürkçülük ölmez ve ölmeyecektir.