Hakaret Suçu

Dr. Enver Kumbasar / Yargıçlar / HukukbookDr. Enver Kumbasar
İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Yargıcı
ekumbasar60@hotmail.com 

Kaynak : Herkese Bilim Teknik, s. 440, 26 Eylül 2024

Hakaret suçu, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) “Şerefe Karşı Suçlar” başlıklı sekizinci bölümde yer alan 125. maddesinde düzenlenmiştir. Buna göre; bir kimseye onur, şeref ve saygınlığını rencide edebilecek nitelikte somut bir fiil veya olgu isnat eden veya sövmek suretiyle bir kimsenin onur ve saygınlığına saldıran kişi üç aydan iki yıla kadar hapis veya adli para cezası ile cezalandırılır. Suçun sesli, yazılı veya görüntülü bir ileti ile işlenmesi halinde aynı cezaya hükmolunur (m.125/2). Suçun daha ağır cezayı gerektiren nitelikli halleri maddenin üçüncü fıkrasında gösterilmiştir. Suçun, haksız bir fiile veya kasten yaralama suçuna karşı bir tepki olarak ya da karşılıklı işlenmesi halinde verilecek cezada indirim yapılabileceği gibi ceza vermekten de vazgeçilebilir (m.129).

Hakaret suçları basit şekliyle şikayete (yakınmaya) bağlı olup, şikayet (yakınma) yokluğunda soruşturma ve kovuşturma yapılamaz, yapılmışsa sonlandırılır.

TCK’nın 299. maddesinde özel bir hakaret türü olarak Cumhurbaşkanına hakaret suçu düzenlenmiştir: Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cumhurbaşkanına hakaret suçunun soruşturma ve kovuşturması şikâyete bağlı değildir ancak Adalet Bakanının iznine tabidir.

Hakaret fiillerinin cezalandırılmasıyla korunan hukuki değer kişilerin şeref, haysiyet ve namusu, toplum içindeki itibarı, diğer kişiler nezdindeki saygınlığıdır. Bu aynı zamanda suçun konusudur.

İnsan onuru, kişiyi toplum içinde var eden en yüce değerdir. İnsan onuruna yönelik yapılan haksız saldırılar kabul edilemez ve toplum tarafından da hoş karşılanmaz. Hukuk düzeni insan onurunu korumak zorundadır. O nedenle bu tür eylemler suç olarak düzenlenmiştir.

Hakaret suçları sözle, davranışla (bir vücut hareketi, örneğin parmak gösterme), yazıyla, resimle, çizgiyle (örneğin karikatürle) işlenebilir. Suçun sesli, yazılı veya görüntülü bir ileti ile işlenmesi de olanaklıdır. Dijital çağda hakaret suçlarının büyük çoğunluğu ileti yoluyla işlenmektedir. Sosyal medya platformları (Facebook, X, Instagram vb.) bu anlamda yaygın olarak kullanılmaktadır.

Ceza davalarının önemli bir oranını hakaret suçları oluşturmaktadır. Bu oranın yüzde 10’un üzerinde olduğu öngörülmektedir. Bu tür suçlar, işlenmesi en kolay suçlardandır. Öncelikle kavga sırasında karşı tarafa bir tepki olarak ya da tartışma sırasında karşılıklı küfürleşme olarak gerçekleştirilebilir. Son yıllarda bazı kimselerin görsel ve yazılı medya ile sosyal medyanın da olağanüstü etkisini kullanarak toplumun bir kesimine yönelik hakarete varan söylemlerine karşı yurttaşların bir tepki olarak sanal ortamda yaptıkları ileti ve paylaşımların şikayet ve ceza davalarına konu edildikleri gözlenmektedir. Sanal ortamda ortaya çıkartılamayacağı düşünülerek rahatlıkla hakaret içerikli paylaşım yapılmak suretiyle bu tür suçlar işlenebilmektedir. Bu biçimde işlenen hakaret suçları, genel hakaret suçları içinde önemli bir orana ulaşmıştır. Medyanın da etkisiyle kamuya mal olmuş bazı kişilerin (medya fenomeni) söylemlerine karşı çoğunlukla bir anlık öfkeyle yapılan paylaşımlar şikayet yoluyla hakaret suçu bakımından ceza davalarına konu olmakta, şikayet eden bakımından önemli bir gelir kaynağına dönüştürülmektedir. Mahkemelerde bu şekilde açılmış binlerce ceza davası bulunmaktadır. Bu durum mahkemeler için önemli bir iş yükü yaratmaktadır.

Sözle (konuşma), yazıyla ya da karikatür, resim gibi başkaca sanatsal bir etkinlik yoluyla işlenebilen hakaret suçlarının düşünce ve basın özgürlüğü ile yakın bir ilişkisi bulunmaktadır. Düşünce, düşünceyi açıklama ve basın özgürlüğü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (m. 10) ve Anayasada (m.25-26-28) düzenlenerek güvence altına alınmıştır. Açıklanan düşüncenin hakaret suçunu oluşturup oluşturmadığı ya da ifade özgürlüğü kapsamında kalıp kalmadığının belirlenmesi yargının işidir. Bu konuda bazı ölçütler geliştirilmiştir. Örneğin; ünlü Handyside/Birleşik Krallık kararında AİHM, ifade özgürlüğünün yalnızca saldırgan olmayan bilgi ve düşünce açıklamaları ya da fikir ayrılıkları için değil, aynı zamanda devleti, herhangi bir kesimi veya kamuyu şok edici veya rahatsız edici nitelikte saldırgan ifadeler için de geçerli olduğunu belirtmiştir. Özellikle başta siyasetçiler olmak üzere kamuya mal olmuş kişilere karşı eylemlerde, ifade özgürlüğü hakkı, eylemde bulunan kişilere daha geniş bir koruma sağlamaktadır.

Gelecek yazımızın konusu olacak Cumhurbaşkanına hakaret suçuna (TCK m.299) ilişkin ceza davalarının da önemli bir sayıya ulaştığını belirterek yazımızı bitirelim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir