Dr. Enver KUMBASAR
İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi Yargıcı
ekumbasar60@hotmail.com
Kaynak : Herkese Bilim Teknik, s. 445, 31 Ekim 2024
Dergimizin 440. sayısında genel olarak hakaret suçlarını değerlendirmiştik. Bu yazımızda, önemi nedeniyle özel olarak düzenlenmiş Cumhurbaşkanına hakaret suçunu ele ela alacağız.
Son yıllarda Cumhurbaşkanına hakaret suçlarında giderek artan oranda olağanüstü bir artış gözlenmiştir. 2014 yılında 132 kişi hakkında soruşturma açılmışken, 2019 yılında 36.000 kişi hakkında soruşturma yapılmıştır. 2014 yılında 40 mahkûmiyet kararı verilmişken, 2019’da bu sayı 2775’tir. Bu suçtan tutuklananlar ise ayrı bir tartışma konusudur.
Genel olarak hakaret suçu 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) “Şerefe Karşı Suçlar” bölüm başlığı altında 125-131. maddelerde düzenlenmiştir. Cezası iki yıla dek hapis ya da adli para cezasıdır (m.125/1). Cumhurbaşkanına hakaret suçu ise aynı yasanın “Devletin Egemenlik Alametleri ve Organlarının Saygınlığına Karşı Suçlar” başlıklı bölümde yer alan 299. maddede düzenlenmiştir. Genel olarak hakaret suçlarının soruşturma ve kovuşturması şikayete (yakınmaya) bağlı olmakla birlikte, Cumhurbaşkanına hakaret suçunda şikayet (yakınma), soruşturma ya da kovuşturma şartı (koşulu) değildir. Ancak bu suçtan kovuşturma yapılması Adalet Bakanının iznine bağlanmıştır (m.299/3). Suçun cezası bir yıldan dört yıla dek hapistir (m.299/1). Suçun aleni işlenmesi halinde verilecek ceza altıda bir oranında artırılır (m.299/2).
TCK’nın 125-131. maddelerinde düzenlenen genel hakaret suçlarında suçun kamu görevlisine karşı işlenmesi halinde (durumunda) cezanın alt sınırının bir yıl olacağı ve şikayet şartının (yakınma koşulunun) aranmayacağı hükmü (m.125/3-a) gözetildiğinde, ayrıca Cumhurbaşkanına hakaret suçu düzenlemesine neden gerek duyulduğu tartışılmıştır. Cumhurbaşkanına hakaret suçunu düzenleyen TCK’nin 299. maddesinin hükümet gerekçesinde bu durum; Cumhurbaşkanının devleti temsil etmesi ve Anayasada belirtilen görev ve yetkileri göz önüne alınarak, O’nun kişiliğine yöneltilen hakaretin bir bakıma Devlet güçleri aleyhine cürümlerden sayılması gerektiği düşüncesinden hareketle bu düzenlemenin yapılması yoluna gidildiği belirtilmiştir.
Cumhurbaşkanının tarafsızlık yemini
Anayasaya göre Cumhurbaşkanı halkoyuyla seçilir (m.101). Cumhurbaşkanı, Devlet başkanı sıfatıyla Türk Milletinin birliğini temsil eder (m.104). Görevine başlarken tarafsızlık yemini yapar (m.103). 2017 değişiklikleriyle Cumhurbaşkanının partisiyle ilişiğini kesme zorunluluğu kaldırılmış, ki mevcut Cumhurbaşkanı bir siyasal partinin genel başkanıdır, görev ve yetkileri olağanüstü artırılmıştır. Gerek genel hakaret suçundaki kamu görevlisine karşı hakaret suçunda (m.125/3-a) gerekse Cumhurbaşkanına hakaret suçunda (m.299/1) cezaların üst sınırları farklı olmakla birlikte alt sınırları aynı olup, bir yıl hapistir. Öte yandan Cumhurbaşkanı Devletin ve Milletin birliğini temsil etmekle birlikte siyasal/partili kimliği de gözetildiğinde, tartışmaların odağında yer alacağı açıktır, öyle de olmaktadır.
Cumhurbaşkanına hakaret suçunu düzenleyen 299. maddenin Anayasaya aykırı olduğu ileri sürülmüştür. Anayasa Mahkemesi 14.12.2016 tarihli kararıyla; itiraz konusu kuralın ifade özgürlüğüne yönelik bir sınırlandırma getirdiği açık olmakla birlikte, söz konusu sınırlamanın demokratik toplum düzeni bakımından alınması gereken tedbirler kapsamında kaldığı, kişilerin başkalarının şöhret veya haklarına zarar vermemek suretiyle düşünce ve kanaatlerini açıklamalarına engel oluşturmadığı, dolayısıyla kuralla getirilen sınırlamanın, Anayasa’nın 26. maddesinde düzenlenen ifade özgürlüğünün amacına uygun bir şekilde kullanılmasını son derece zorlaştıran veya onu kullanılamaz duruma düşüren kayıtlara bağlanmadığı ve hakkın özüne dokunulmadığı, düzenleme ile Cumhurbaşkanının Devleti temsil etmesi ve konunun önemine göre yargılama yapılmasında kamu yararı bulunmayabileceği hususları gözetilerek, söz konusu suçtan dolayı kovuşturma yapılmasının Adalet Bakanının iznine bağlı tutulduğu gerekçeleriyle hükmün Anayasaya aykırı olmadığına hükmetmiştir.
Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) Cumhurbaşkanına hakaret suçlarına ilişkin ülkemizdeki yargısal uygulamalar (Hapis cezası, tutuklama vb.) hakkında çok sayıda ihlal kararı vermiştir. 19.10.2021 tarihli Vedat Şorli / Türkiye kararında AİHM, hakaret suçu açısından Cumhurbaşkanının herkesten daha çok korunması ve Cumhurbaşkanına hakaretin (TCK 299), genel hakaret suçundan (TCK 125) daha ağır ceza ile cezalandırılması AİHS’nin ruhuna uygun olmadığını belirtmiştir. 26.6.2007 tarihli Artun ve Güvener/Türkiye kararında ise, Cumhurbaşkanının itibarının (saygınlığının) korunması ile Cumhurbaşkanı hakkında görüş bildirme ve bilgi verme özgürlüğü karşılaştırıldığında, Cumhurbaşkanının itibarının korunması amacıyla söz konusu özgürlüğü kullanan kişiye hapis cezası verilmesinin haklı bir yanının bulunmadığını belirtmiş, aksi tutumun, çağdaş uygulama ve siyasal kavramlarla bağdaşmayacağını vurgulamıştır.
Görüldüğü üzere düzenlemenin (m.299), Cumhurbaşkanını özel koruma ihtiyacı, suçta ve cezada orantılılık, demokratik toplumda ifade özgürlüğü bakımlarından sorunlu olduğu açıktır. Dolayısıyla Cumhurbaşkanına yönelik hakaret suçlarında özel bir koruma düzenlemesi yapılmasını gerektirecek koşulların bulunmadığı, TCK’nin 125. maddesindeki düzenlemenin
bu bakımdan yeterli olduğu düşüncesindeyim.