PROF. DR. ÇAĞATAY GÜLER
Halk Sağlığı, Fizyoloji ve Çevre Sağlığı Uzmanı
Kış saatine geçmeyerek; öğrencileri ve çalışanları karanlıkta okula ya da işe gitmeye zorlamak günümüz bilimsel gelişmelerinin ışığında yanlıştır, artık bireysel ve toplumsal etkileri göz ardı edilmemelidir.
Olumsuz sağlık sonuçlarının başında yaşamsal vücut ritimlerinin bozulması gelir.
İnsan vücudu, uyku ve uyanıklık döngülerini kontrol eden (denetleyen) ritimleri düzenlemek için doğal ışığa dayanır. İnsanlar uyanmak ve günlerine karanlıkta başlamak zorunda kaldıklarında, iç vücut saatleri bozularak uyku yoksunluğuna, yorgunluğa ve bağlantılı bir dizi sağlık sorununa yol açar. Bunlar arasında kalp-damar sorunları riskinin artması, günışığı etkileniminin azalması nedeniyle çöküntü (depresyon), mevsimsel duygusal bozukluk olgularının artması sayılabilir.
Kötü uyku kalitesi (niteliği) nedeniyle bilişsel işlev bozulurken, bellek ve dikkat azalır. Sabahın erken saatlerindeki karanlık sürücü ve yayalar için kaza olasılığını artırır. Karanlıkta görüşün zayıf olması, özellikle okul çocukları ve çalışanları etkileyen trafik kazalarını artırabilmektedir.
YARARDAN ÇOK ZARAR
Karanlıkta çalışmak veya okula gitmek ruhsal durumu, moral gücü ve üretkenliği olumsuz etkiler.
Doğal gün ışığı etkileniminin dikkat yoğunlaşmasını, uyanıklığı ve ruh halini (durumunu) iyileştirdiği gösterilmiştir.
Sabah ışığının eksikliği, tam olarak uyanmayı ve erken saatlerdeki üretkenliği zorlaştırabilir.
İnsanlar uyanık oldukları saatlerin “değerli” bir bölümünü karanlıkta geçirdiklerinde sosyal ve aile yaşamları bozulabilir. Yaşam kalitesi (niteliği) azalır. Sabah evden çıkışların bir dayanışma ve güven desteği olmasını engeller.
Öğrenciler, özellikle küçük çocuklar, uyku düzenlerindeki ve ışık etkilenimindeki değişikliklere karşı daha duyarlıdır. Sabahları ışık eksikliği öğrencilerin yoğunlaşmalarını zorlaştırarak akademik başarımlarını (performanslarını) olumsuz etkileyebilir.
Daha çok insanın karanlıkta okula veya işe gitmesiyle kaza riski artar. Okula yürüyen veya otobüs duraklarında bekleyen öğrenciler için sabah karanlığındaki düşük görüş mesafesi (uzaklığı) ciddi bir risk oluşturur. Benzer biçimde, sürücüler için zayıf görüş uzaklığı, özellikle kötü hava koşullarında kaza oranlarını artırmaktadır.
Kötü niyetli kişilerin karanlık ve alacakaranlığı amaçlarını gerçekleştirme fırsatı olarak değerlendirme eğilimleri yüksektir.
Olumlu sanılan birkaç durum da söz konusudur. Kış saatine geçmeyiş, akşamları daha çok gün ışığının yapay aydınlatma ve ısıtma gereksinimini azaltarak enerji tasarrufu sağladığı düşüncesine dayanır. Ancak, günümüz çalışmaları, kış saatine geçmeyerek sağlanan enerji tasarrufunun çok küçük hatta ihmal edilebilir düzeyde olduğunu göstermiştir. Sabahleyin artan ısıtma gereksinimi, karanlık sabah saatlerinde yapay aydınlatmanın kullanılması gibi etmenler söz konusu kazanımı ortadan kaldırmaktadır.
Günümüzde enerji tüketimi daha çok elektronik aygıtlar, aletler ve ısıtma / soğutma sistemleriyle ilgilidir ve bunlar günışığından bağımsız olarak kullanılır. Kış saatine geçmemek, akşam saatlerinde daha çok gün ışığı olması anlamına gelir. Bunun, insanlara işten veya okuldan sonra açık hava etkinlikleri, egzersiz ve sosyalleşme için daha çok zaman sağlayabileceği düşünülebilir. Ancak ülkemizde güvenli oyun alanlarının bulunmaması ve güvenlik sorunları yararlı oyun ve beden eğitimi etkinliklerini kısıtlamaktadır.
- Bu durumda adeta toplumsal işkenceye dönüşen bu inadın sürdürülmesindeki amaç nedir?