Yargı diyalektiği ve barolar

İbrahim Ö.  Kaboğlu

İbrahim Ö. Kaboğlu

10.10.2024, BİRGÜN

Üç kavram iç içe, ama farklı:

“Kanunlar, Anayasaya aykırı olamaz” (md.11) kuralı gereği yasa ve Anayasa arasında hiyerarşik bir ilişki var. Buna karşılık, “Hakimler, … Anayasaya, kanuna ve hukuka uygun olarak vicdani kanaatlerine göre karar verirler.” kuralına göre, yargı kararlarında ölçüt norm olarak kullanılan hukuk, Anayasa ve yasadan daha geniş. Anayasa öngörmese de, hukukun genel ilkeleri, belirleyici bir işlev görür.

Öte yandan, insan hakları ve demokrasi (md.2) de, Anayasa’da yer alan demokrasi ve hak- özgürlük kavramlarından daha genel ve kapsayıcı. “İnsan haklarına dayanan demokratik ve laik Cumhuriyet” (md.14) kaydı veya milletvekili ve Cumhurbaşkanı andı (md.81, 103) gibi istisnai (ayrık) kullanım dışında Anayasa, insan hakları yerine “temel hak ve özgürlükler” deyimlerini kullanır. Haliyle insan hakları, anayasal hak ve özgürlükten daha geniş ve evrensel anlam taşıyor. Demokrasi için de benzer durum geçerli.

Şu halde ‘demokrasi, hukuk ve insan hakları’, Anayasa’da yazılı olanların ötesinde yer alan kavram, değer ve ilkeler.

Bu belirlemeler ışığında, en somuttan en soyuta Anayasa maddeleri, uluslararası sözleşmeler ve hukuk üçlüsü, “anayasal düzeni” oluşturur. Yorum faaliyeti, her üç düzlem için de geçerli olmakla birlikte, hukuk için haydi haydi gerekli. Öğreti katkısı, yargı yorumu için de yönlendirici.

Şu halde, ‘hukuk-Anayasa-yasa’ ölçütleri (md.138), ancak buna elverişli üç katmanlı düzlemde geçerli olabilir: Anayasa’da açıkça öngörülen hükümler, Türkiye Cumhuriyeti’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ve ‘insan hakları-demokrasi-hukuk’ kavramlarına evrensel anlamda yüklenen anlamlar.

Anayasal düzen üçlüsü ve ‘hukuk-Anayasa-yasa’ üçlüsü arasındaki bütünleşik yapı, sav+savunma+hüküm sürecinde gerçekleşir.

Hakkın, hukukun, doğru ve haklı olanın ortaya çıkması (juris dictio), yargı bağımsızlığını gerekli kılar; yargı bağımsızlığı ise erkler ayrılığını.

Savunma aktörü ve kurumu olarak avukatın ve baroların işlevi ve konumu, belirtilenler ışığında siyasal ve anayasal sistem ekseninde somutlaşır; millet adına ortaya çıkan hükümde savunman, savcı ve yargıç makamlarına göre yurttaş mekânı ile bitişik konumda.

Sav+savunma+hüküm diyalektiğinde “hukuk”, hakkaniyete uygun yargılanma hakkı için genel ve temel ölçü normdur. Vicdani kanaat hüküm aşamasında geçerli olsa da avukatın, yargılama sürecinin başından itibaren (başlayarak) sunacağı belge, bilgi ve bulgular, vicdani kanaatin hukuk yönünde ortaya çıkmasına katkı sağlar.

Değinilen bu süreçte kurumsal olarak baroların görev + yetki ve sorumlulukları yaşamsaldır.
Barolar, “sav + savunma +hüküm” diyalektiğinin ‘hukuk – anayasa – yasa” ekseninde ortaya çıkmasının bekçileridir. Bunun önündeki yasal ve anayasal engeller çok sayıda; ama mevzuat değişikliği yapmadan da baroların çözüm için iradelerini ortaya koyabilecekleri birçok sorun alanı var. Bu sorunların çoğu, yargılama sürecinde savcı, avukat ve yargıç konumunda yaratılan eşitsizlikten kaynaklanıyor.

Eşitsizliğin giderilmesi için başta İstanbul Barosu gelmek üzere barolar, fikir + dayanışma ve eylem üçlüsünde inisiyatif alabilir. Normatif düzlemde ise, yasal düzenlemeler için somut öneriler geliştirebilir, anayasal önerilerde bulunabilir.

Kuşkusuz bütün bunlar, 2017 kurgusu ve uygulamasının ortaya çıkardığı üçlü ayrışmayı görmezden gelme anlamına gelmez. Hatırlayalım: Anayasa’nın demokratik hükümleri (özellikle md.1-11), otoriter hükümleri (özellikle md.104 vd.) ve geniş bir “keyfi uygulama alanı”.

Keyfi uygulama, adil/dürüst yargılanma hakkını zedeliyor ve toplumu mağdur ediyor.
Masum insanlar hapishanelerde ömür tüketirken, çoklu suç kayıtları bulunan kişilerin toplum içinde dolaşması, toplumsal barışı dinamitleyen derin ayrışma halkalarına ayna tutmakta.
Bu ortam ve koşullarda Saray ve TBMM hattında kurulan anayasa tuzağı, toplumun zinde güçlerinin, ‘fikir-dayanışma-eylem’ birliği ile bozulabilir ancak.
Barolar, zinde güçlerin başında gelir.
İstanbul Barosu, niceliksel gücünü ancak böyle bir bütüncül kavrayışla niteliksel güce dönüştürebilir.
=======================================
Yazarın Son Yazıları

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir