Dr. Cihangir DUMANLI
Em. Tuğgeneral, Hukukçu, uluslararası ilişkiler uzmanı
(AS: Bizim kısa katkımız yazının altındadır..)
Geçtiğimiz 30 Ağustos’ta Harp Okulları 2024 mezunlarını verdi. Genç teğmenler zorlu bir eğitimin ardından büyük coşku ve gururla Türk Silahlı Kuvvetlilerinin (TSK) subay kadrolarına katıldılar. Kutluyoruz.
Harp Okulları subay adaylarına salt savaş tekniklerini öğretmez; onlara cesaret, özveri, sorumluluk duygusu, zor koşulara dayanma ve mücadele için gerekli yeteneği de kazandırır. Buna “Harbiye Ruhu” diyoruz.
27 Ağustos 1922’de başkomutan Mustafa Kemal’e söz verdiği zamanda Çiğil Tepe’yi alamayan 57. Tümen komutanı Yarbay Reşat’ı intihar ettiren Harbiye Ruhudur.
Dört gecedir uykusuz ve hasta olduğu halde10 Ağustos 1915’te 7. Tümenin en önüne geçerek kamçı işaretiyle birliğini süngü hücumuna kaldıran ve bu hücumda yaralanan Anafartalar Grup Komutanı Albay Mustafa Kemal’e bu gücü ve cesareti veren Harbiye Ruhudur.
Kurtuluş Savaşında yoktan var edilen ulusal ordunun genç subay gereksinimini karşılamak için okullarından kaçıp cepheye katılan askeri öğrencilere bunu yaptıran Harbiye Ruhudur.
Sakarya Meydan Muharebesinde erbaş ve erlere örnek olmak için hücum taburları kurarak, verdikleri büyük yitiğe karşın düşmana saldıran subaylara bu gücü veren Harbiye Ruhudur.
Mondros Ateşkesinden (30.10.1918) sonra Ermenilerle birlikte yurdumuzun güneyini işgal eden Fransızlara karşı Ocak 1919 başında direniş örgütünü kurarak Fransızlara Kurutuluş Savaşımızın ilk kurşununu atan Hatay’ın Dörtyol ilçesinin Karaköse köyünden Teğmen Kara Hasan,
Harbiye Ruhu ile hareket etmiştir.
İngilizlerin Samsun’a çıkmasına tepki olarak 17 Mart 1919’da birliği ile dağa çıkarak İngilizleri telaşa düşüren makineli tüfek bölük komutanı Teğmen Hamdi, Harbiye Ruhu ile hareket etmiştir.
Sakarya Meydan Muharebesinde 10 Eylül’de (1921) başlayan karşı saldırımızın (taarruzumuzun) nehrin batısına geçmesi için ölüm tehlikesini göze alıp, ateşleme düzeni düşmanın elinde olan patlayıcıları söküp nehre atarak köprüyü emniyete (güvenliğe) alan 35. süvari alayından
Teğmen Bekir’e bunu yaptıran Harbiye Ruhudur.
Gece görüş eğitimi yokken ve helikopteri gece uçuşuna uygun değilken, yaralı arkadaşını
gece helikopterle hastaneye yetiştiren pilot da Harbiye Ruhunun gereğini yapmıştır.
Kardak adamıza kendi bayraklarını diken Yunanları kovalayarak Türk bayrağını diken
SAT komandoları da bunu Harbiye Ruhu ile yapmışlardır.
Ergenekon, Balyoz, 28 Şubat gibi düzmece davalarda başlarını öne eğmeyen, teslim olmayan subaylar da Harbiye Ruhu ile hareket etmişlerdir.
Ölümcül hastalığına karşın doğru bildiği yolda Ergenekon davasındaki mücadelesini sürdüren, azmini hiç azaltmayan rahmetli sınıf arkadaşım Muzaffer Tekin’e bu gücü veren Harbiye Ruhudur. Teğmen Muzaffer Tekin, Kıbrıs Barış Harekâtında komando takım komutanı olarak Harbiye Ruhu ile savaşarak, kendi adı verilen Zafer Tepe’yi ele geçirmişti.
Mezun olduktan 50 yıl sonra bile, Harp Okulu marşını dinlerken gözyaşı döktüren şey de Harbiye Ruhudur.
***
Diploma töreninde laik demokratik Cumhuriyet’i koruyacaklarına ant içerek
Mustafa Kemal’in okulundan mezun olmanın gururu ile “Mustafa Kemal’in askerleriyiz” diyen 2024 mezunu teğmenler de Harbiye Ruhuna sahip olduklarını göstermişlerdir.
Bu örnekler çoğaltılabilir.
***
Yukarıdaki örneklerde Teğmen Muzaffer Tekin, Teğmen Kara Hasan, Teğmen Hamdi ve
Teğmen Bekir, Harbiye Ruhu ile yetişen teğmenlerin neler yapabileceğini göstermektedir.
Harbiye Ruhu askeri liselerde başlar, Harbiye’de tamamlanır. Askeri liselerin ve Harp Okullarının örgütlenmesi, altyapısı, eğitim programı, komutan ve öğretmenlerinin atanması öğrencilere bu ruhu verecek biçimde tasarlanmıştır.
Ordunun silah sistemleri teknolojik olarak ne denli gelişmiş olursa olsun, onları kullanacak subaylarda Harbiye Ruhu, yoksa o ordu başarılı olamaz.
Harbiye Ruhu kuvvet çarpanıdır.
AKP iktidarınca ;
– Askeri liseler kapatılmış,
– Harp Okulları Kuvvetlerinden alınarak sivil rektör yönetiminde Milli Savunma Üniversitesine bağlanmış,
– Önceden Tuğgeneral – Tuğamiral olan Harp Okulu komutanlıklarına sivil profesörler dekan olarak atanmış, subay eğitiminin niteliği düşürülmüştür.
Bu yanlış adımlar hızla ve mutlaka geri alınmalı, subaylarımız önceden olduğu gibi katıksız
Harbiye Ruhu ile yetiştirilmelidir.
Bu konu, yaşamsal önemde ve ivedi (acil) ulusal güvenlik sorunudur.
===================================================
Dostlar,
Yurtsever General Cihangir Dumanlı, sağlığı hiç de elverişli olmamasına karşın, deyim yerinde ise canını dişine takarak, “tek eliyle” son derece nitelikli makaleler yazmaktadır.
Bilindiği gibi Kara Harp Okulu, Akademisi….. çok nitelikli profesyonel askerlik eğitimine ek olarak
Hukuk Fakültesi mezunudur.
Ayrıca Uluslararası İlişkiler alanında Doktora (PhD) yapmıştır!
Ülkemiz, bu seçkin asker – aydın – bilim insanından en üst düzeyde yararlanmak zorundadır.
Cumhuriyet gazetesi 2. sayfada da arada önemli makaleleri yayınlanmaktadır.
Lütfedip bize yolladığı tüm yazılarını keyifle yayınlıyoruz, O’ndan çok öğreniyoruz.
Birkaç gün önce bize yolladığı çok anlamlı fotoğrafı aşağıda paylaşmak isteriz..
***
Diyelim ki, FETÖ darbe girişimi (15.7.16) öncesinde TSK’ye de önemli sızmalar olmuştu.
AKP=RTE gerçekte bu sürece göz yumdu hatta stratejik ortaklık yaptı FETÖ ile. Tüm uyarılar göz ardı edildi. Deniz Harp Okulu Komutanı Tuğa.
Türker Ertürk istifa etti!
AKP=RTE, ağzıyla itiraf etti, “Ne istediler de vermedik!” diye. “18 Üniversiteyi verdik.” dedi! ABD güdümlü FETÖ darbe girişimi TSK’nin yurtsever – Kemalist subaylarınca bastırıldıktan sonra, artık normalleşme dönemine girilmeli ve TSK’yi adeta felç eden adımlar mutlaka geri alınmalıdır.
Ne var ki, AKP=RTE, “Bu bize Allah’ın bir lütfu” diyerek ABD güdümlü FETÖ darbe girişimini sonuna dek, tepe tepe kullanarak ülkemizi baştan sona dönüştürerek otokratik – totaliter,
çağ dışı bir TEK ADAM REJİMİ kurmuştur.
Eğer içtenlikli iseler, artık o olağanüstü önlemlere gereksinim kalmadığı için, başta TSK ve Üniversiteler olmak üzere rejim normalleştirilmeli,
demokratik parlamenter düzene dönülmelidir.
Bu, AKP=RTE için net bir turnusol kağıdıdır.
Ancak AKP=RTE bu adımları asla atmayacaktır kanımıza göre.
Çünkü niyet başka başkadır; iyi biliyoruz. Ancak deniz de bitmiştir 22 yılın sonunda.
BOP Eşbaşkanlığı özgörevi (misyonu) Erdoğan’ın boynundadır, kendi isteğiyle tutsaktır.
- Erdoğan, Türkiye’nin ulusal gücünü karşısına değil yanına alarak bu makus talihten,
yok edici kısır döngüden kurtulabilir. Öyle de yapmalıdır. Başka hiçbir şansı kalmamıştır.
Bu inadına gidiş Erdoğan’ı bitirir; kozasını kendi elleriyle kör hırsının kurbanı olarak ördü..
Türkiye çok yara alır, almıştır ama küllerinden gene doğar.
Erdoğan’a, hala geç değilken ulusa sığınıp geri dönmezse, yargıda hesabı mutlaka sorulur.
Sevgi, saygı, kaygı ama UMUT ile. 21 Eylül 2024, Ankara
Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM
Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, Mülkiyeli
www.ahmetsaltik.net profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik X : @profsaltik
https://www.instagram.com/ahmet_saltik
Ulu, kutsal ve ulusal HARBİYE RUHU ve diploması taşıyan, HUKUK öğrenimi görmüş ve ULUSLARARASI İLİŞKİLER alanında doktora yapmış olan ünlü ve üstün komutan ve yazar general DUMANLI’ya bu muhteşem yazısı için, çok değerli bilgin, hekim, hukukcu ve mülkiyeci sevgili hocamız Prof.SALTIK’a ise bu mükemmel katkısı için ben Gönül’den tebrikler, içten sevgiler, derin saygılar, en iyi dilekler, yeni başarılar, sonsuz umutlar. İYİ Kİ VARLAR.