SEVR ANIMSATMAMIZ PARANOYA MI?

Lütfü Kırayoğlu
Elektrik Müh. (İTÜ)

Türkiye Cumhuriyeti’nin tapu senedi Lozan Antlaşması‘nın 101. yılını da kutladık.

Rivayet olunduğu gibi Lozan Antlaşması’nın “gizli maddeleri, 100.yılda son bulacağı” söylemlerinin hurafe olduğu kanıtlandı ama bazılarının Sevr hayalleri son bulmadı.

Osmanlı devleti açısından Birinci Paylaşım Savaşını noktalayan Sevr antlaşmasının 104. yılındayız. 10 Ağustos 1920 günü Paris’in Sevr kasabasında savaşın galiplerinin Osmanlı
devleti temsilcilerinin önüne koyduğu anlaşma metni hiç itirazsız imzalandı. Ancak Sevr
antlaşması asla uygulanamadı.

İstanbul hükümeti teslimiyet ve yok oluş antlaşmasını imzaladığında Çanakkale kahramanı Mustafa Kemal Paşa, Anadolu’nun bağrında isyan ateşini yakmış, Ankara’da Büyük Millet Meclisini kurmuş ve ulustan aldığı yetki ile bu meclis içinden hükümetini oluşturmuş,
direnişe başlamıştı. Ankara hükümeti daha imzalandığı ilk gün Sevr antlaşmasını bir paçavra
gibi yırtmış, üzerinden bir yıl geçtikten sonra Sakarya zaferini kazanmış, iki yıl iki ay sonra
İzmir rıhtımında zafere ulaşmış, üç yıl tamamlanmadan Türkiye Cumhuriyetinin tapu senedi
Lozan antlaşmasını imzalamıştı.

İtilaf devletleri ve sonradan onların yerini alan ABD emperyalizmi, Sevr antlaşmasını hiçbir zaman aklından çıkarmadığı gibi, Lozan antlaşmasını da kabullenemedi. Türkiye’nin
yurtseverleri bu gerçeği her fırsatta genç nesillere (kuşaklara) anımsattı. Ancak bu anımsatma kimilerini çok rahatsız etti. Sevr anımsatması yapanlara sıkılmadan “paranoyak” damgası vuruldu.

Oysa Batı’nın Sevr rüyası gören temsilcileri her şeyi açık açık yapıyordu. NATO toplantılarında
çantalarından “yanlışlıkla” Sevr haritasına uygun haritalar çıkıyordu. Bu yalan da ülkeyi
yönetenlerce yutuluyor yine “paranoya” söylemleri devreye giriyordu. Çantadan yanlışlıkla
Türkiye haritası yerine başka bir ülkenin haritası çıkması inandırıcı olabilir. Ancak “yanlışlıkla”
Sevr haritası çıkmasının inandırıcılığı yoktur. NATO’daki “stratejik ortaklarımız” tarihin
çöplüğünden bulup çıkardıkları Sevr haritasını çantalarına koymuşlar, fırsatını bulunca da
masaya sürmüşlerdi.

Eş zamanlı olarak Türkiye’de çimento fabrikaları satın alan bir Fransız firmasının ülkemizde de dağıttığı ajandanın arkasında Sevr haritasının basılı olması da yadırganmadı.

ABD tarafından ortaya atılan BOP (Büyük Ortadoğu Projesi) içinde eş-başkanlık görevi
aldığını söyleyen “lider” de Sevr haritası ile bire bir aynı olan (AS: epey benzeyen…) BOP haritasını görmezden geldiği gibi, Sevr Antlaşmasını hükümsüz kılan Lozan Antlaşmasını her fırsatta,
hatta Yunanistan ziyaretinde tartışmaya açtı.

13. yılına giren Suriye sorununda, Suriye’nin kuzeyi için “Kuzey Suriye” kalıbına bizi alıştıranlar, ülkemizin Güneydoğusuna da önce “Güneydoğu Türkiye” deme aşamasını çabucak atladılar. Bununla yetinmeyip, hem de TBMM kürsüsünden “Kürdistan” söylemine geçip,
Suriye’nin Kuzeyi ile birleşip 104 yıl öncenin “Büyük Kürdistan” hayallerini hortlattılar.

  • Türkiye Cumhuriyeti dünyanın en stratejik noktasında bulunuyor.

Asya ile Avrupa’nın, Avrupa ile Afrika’nın, Afrika ile Asya’nın buluşma noktası olmak dışında Ortadoğu’nun petrol ve su kaynaklarının da kavşak noktası. Ayrıca Akdeniz ile son zamanda savaş alanı olan Karadeniz’i bağlayan Boğazlara da egemen olmak gibi jeo-stratejik bir noktada konumlanmış.

  • Bu nedenle Batılı emperyalistlerin Sevr rüyası hiç bitmeyecektir.

Günümüzde bir ateş çemberine dönen Ortadoğu coğrafyası stratejik önemimizin de kanıtıdır.
Sevr hatırlatması bir paranoya değil uyarıdır. Sevr hayallerinin önünü kesecek olan da
Türkiye Cumhuriyeti’nin tapu senedi Lozan Antlaşmasıdır.

Bu gerçeği aklımızdan çıkarmadan, Lozan Antlaşması’na ve tamamlayıcısı Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ne sımsıkı sarılmalıyız.

https://www.add.org.tr/wp-content/uploads/2024/08/SEVR-ANIMSATMAMIZ-PARANOYA-MI-Lutfu-Kirayoglu-1.pdf, 5.8.24

SEVR ANIMSATMAMIZ PARANOYA MI?” hakkında 3 yorum

  1. Duran Aydoğmuş

    Şu açıktır ki, SEVR’i imzalayıp LOZAN’a alerji duyanların torunları yönetiyor ülkemizi !!! Yazıklar olsun…

    Cevapla
  2. Gönül Pınar Atacı

    AYNEN. Yüreklerinize ve ellerinize sağlık sevgili Lütfi KIRAYOĞLU, sevgili Duran AYDOĞMUŞ, sevgili hocamız Prof.SALTIK. Ulusal TAPUMUZ ve toplumsal TABUMUZ ulu ve kutsal LOZAN BARIŞ ANDLAŞMASI’na uzanan ve uzanmaya yeltenen tüm iç ve dış Sevr hortlaklarına ve ortaklarına ise sonsuz nefret ve lanet.

    Cevapla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir