Büyük strateji ihtiyacı

Ahmet YavuzAhmet Yavuz

SÖZCÜ,  29 Temmuz 2024
https://www.sozcu.com.tr/15-temmuz-uzerine-p66246

Cumhuriyetin ilk yüz yılı, kurucusunun belirlediği rotanın dışına çıkıldığı için karşı devrimi bünyesinde besledi, iktidara gelmesini de engelleyemedi. Bunun çeşitli nedenleri var ve bu nedenleri doğru olarak saptamadan yol almak mümkün değil.

Dünya değişti, ülke değişti, insanların yaşama bakışı değişti ama ihtiyaçlar değişmedi: Güvenlik, refah ve güvenceli özgürlük arayışı devam ediyor.

AKP’nin zaten kötürüm edilmiş Atatürk cumhuriyetini adım adım yıkmaya ve kendi cumhuriyetini kurmaya dayalı büyük stratejisi; ideolojik olarak çökmesine ve siyaseten oldukça zayıflamasına karşın sürüyor. Son zamanlarda TBMM’de çıkarmaya çalıştığı yasalar da bu büyük stratejinin devamı niteliğindedir. Özellikle maarif yasa tasarısı Diyanet İşleri Başkanlığı ile Milli Eğitim Bakanlığı arasındaki bağı güçlendirmeyi az da olsa düşünme becerisi elde eden nesillerden (kuşaklardan) daha çok inanan nesiller yaratmayı ve dinci vesayeti tahkim etmeyi (pekiştirmeyi) amaçlıyor.

Bütün bunlar insanların bilincine belli ölçüde yansıdığı ve geniş kesimlerin refah kaybı uyanışı körüklediği için siyasal zayıflamanın devamı kaçınılmazdır.

Ancak…

Karşı devrimin karşısına konan bir büyük strateji henüz ortada görünmüyor. Bu olumsuzluğa rağmen şimdilik tek umut kaynağı, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in biraz aceleci bir tarzda ileri sürdüğü normalleşme stratejisi ya da taktiğinin geride kalmış olmasıdır.

AKP’nin yıkım stratejisine karşı yeniden yapmayı/kurmayı esas alan
büyük strateji yaşama geçirilemezse bu sarmaldan çıkış yoktur!
Önce bunun ayırdına varılmalıdır.

Liderlerin asıl rolü sorunları çözecek bir vizyonu ortaya koymak ve bunu tutarlı bir stratejiyle kamuya mal etmektir.

Günümüzde bu vizyon cumhuriyeti yeniden ayağa kaldırmak yani özgür ve eşit birey, egemen halk ve bağımsız ülkeyi yeniden yaratmaktır.

Sorun bu vizyonu bir büyük stratejiyle yaşama geçirmektir. Bu büyük stratejinin merkezinde biri diğeriyle uyumlu

– ulusal güvenlik stratejisi,
– kalkınma stratejisi,
– eğitim stratejisi,
– halk sağlığı stratejisi,
– hukuk devletini gerçekleştirme stratejisi

özel bir öneme sahiptir. Bunlarının her birinin çalışılması ve ana çizgileriyle halka anlatılması, desteğinin alınması ve yüksek bir güvenin sağlanması gerekiyor.

Ülkenin içinde bulunduğu sorunlu durum bir yana çevremizde yaşanan savaşlar ve gerilimler yaşanırken tek kutuplu dünya düzenin sonuna yaklaşılması ama yenisinin henüz ete kemiğe bürünmemiş olması nedenleriyle, ulusal güvenlik stratejisi netleşmemiş bir iktidar ve ana muhalefet partisiyle karşı karşıya olduğumuzu anlıyoruz.

Siyasal iktidarı bir yana bırakacak olursak, son mavi vatan tartışmaları büyük stratejisini belirleme sorumluluğuyla karşı karşıya olan CHP’de yaşananlar ilginç. Milletvekili E. Büyükelçi Namık Tan mavi vatan kavramını masal olarak nitelerken aynı kavramı partinin gölge Milli Savunma Bakanı ve güvenlik politikalarından sorumlu Genel Başkan Yardımcısı E. Amiral Yankı Bağcıoğlu savunuyor. Hangisi CHP’yi açıklıyor? Hem dış politika hem de güvenlik konusu olması münasebetiyle liderin/partinin tercihini bilmek gerekiyor.

Eğer üzerinde çalışılacaksa, ulusal güvenlik stratejisini belirlerken üyesi olduğumuz, kurulduğunda bir savunma örgütü olan ancak günümüzde daha çok kendisine saldırı örgütü rolü vermeye eğilimli bir NATO’ya ilişkin yaklaşım ne olacaktır? Daha net söylemek gerekirse, yeni konsepti temel olarak ele alındığında NATO’nun ülkemizi de olası bir savaşa sürükleyebilecek tercihlerine karşı tutum ne olacak?

Ya da Suriye’nin siyasal birliğini, toprak bütünlüğünü ve devlet egemenliğini savunurken hatta son zamanlarda dillendirildiği gibi sığınmacıların ülkelerine gönderilmeleri yüksek sesle dillendirilirken, ABD ile nasıl bir ilişki geliştirileceği, yanıt bekliyor.

Büyük stratejiniz yoksa stratejinizin ve ona ilişkin taktiklerinizin ömrü uzun olmaz ve sizi kalıcı hedefe götürmez…

1920’lerde değiliz ama aynı gereksinimler sürüyor.

Gereksinimlerin çağa uygun olarak giderilmesi ise büyük stratejinin belirlenmesini ve yaşama geçirilmesini bekliyor. Üstelik 1920’lere göre çok daha donanımlı bir kadroya, önemli bir deneyime ve yol haritasının birikimine sahip olmanın avantajıyla…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir