Dostlar,
Sitemizde 01.12.2023’te yayımladığımız yazıyı, güncel koşulları gözeterek yineliyoruz. 23 Mayıs 2024 günü Cumhuriyet gazetesindeki köşe yazımızı da ekliyoruz (kişisel görüşlerimizdir) : TTB Seçimleri. Meslektaşlarımızın sağduyusuna sunarız. 31.5.2024
================================
Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı (Toplum Hekimliği) Uzmanı
Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, Mülkiyeli
www.ahmetsaltik.net profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik X : @profsaltik
Haziran 2020’de TTB (Türk Tabipleri Birliği) Merkez organları seçimine giderken, Merkez Konseyi üyeleri, arasında şimdiki başkanın adını görünce elimizden geldiğince uyarılarda bulunduk.
Dr. Fincancı’nın Uğur Mumcu cinayetinde verdiği adli tıp raporlarının yarattığı ağır sonucu (cinayetin örtülmesi!), Av. Ceyhan Mumcu kaynaklarına dayanarak bir de biz açıkladık ve web sitemizde yazdık. Bu kişinin TTB yönetimine aday olamayacağını, olmaması gerektiğini anlatmaya çabaladık. Olmadı! 11 üye belirlenince bu kez, “hiç olmazsa Başkan seçmeyin”.. uyarılar yaptık. Oligarşik yapı öyle katıydı ki, söylenenler tersine etki yapıyordu.
İki yıl sonra 2022 seçimlerinde gene aday oldu Merkez Konseyine ve oylarının azalmasına karşın blok liste kazandı. 2. kez TTB Başkanı seçilmemesi için çabaladık ama, oligarşi daha da keskin, hatta tepkiseldi. Geçtiğimiz yıl, Mezopotamya haber ajansına bir demeç vererek, TSK’nın emperyalizmin maşası bölücü örgüte karşı yürüttüğü operasyonda, kendisine izletilen görüntülere dayanarak, kimyasal silah kullanılmış olabileceğini ima etti ancak kesin kararın yansız kuruluşların incelemesiyle verilebileceğini de (ihtiyat gereği??) ekledi. Kurgu tamamdı.
Bu demeç, istenen – beklenen olumsuz psikolojik etkiyi yarattı kamuoyunda bir ölçüde. Ardından birkaç ay tutuklu kaldı. Web sitemizde yazdığımız yazılarda, TTB’ye zarar vermemek için istifaya çağırdık, ama dinleyen kim! Konseyin öbür 10 üyesi de istifa çağrısı yap(A)madı.
***
2020 seçiminde, TTB Yüksek Onur Kuruluna, teknik biz uzmanlık kurulu olması nedeniyle aday olmak istedik. Bu görevi 1992-96 arasında 2 dönem yapmıştık. Hukuk, etik, hekimlik deneyimi ve birikimi isteyen bir teknik uzmanlık birimi idi bu kurul. Yüksek disiplin – onur kurulu işlevli idi bir bakıma. O tarihte hekimlikte 44. yılımızdaydık. Hukuk Fakültesini de bitirmiştik. Sağlık Hukuku alanında tezli master yaparak uzmanlaşmıştık. Mülkiye’den kamu yönetimi – siyaset bilimi diploması da almıştık. Bu donanımızla, söz konusu Yüksek Onur Kurulu’nda dosyaların çözümüne birikimimizle nesnel – bilimsel katkı vermek ve genç üyelerin yetişmesini desteklemek amacında idik.. Geçmişte hukukumuz olan, kimisi öğrencimiz, kimisi asistanımız.. olmuş meslektaşlarımız bile şaşılası bir “kenetlenme” (!?) içinde idiler. Bize yanıt bile vermiyorlardı! Çelik oligarşi “ille de bizden olacak” kararındaydı.
“Nuh” deniyor ama “peygamber” denmiyordu.
Yazında (literatürde) bu olgunun adı (haydi körü körüne inat demeyelim..),
İDEOLOJİK KÖRLÜK!
***
Hacettepe Tıp’tan bir sınıf arkadaşımız, bize acımış (!) olmalı ya da vicdanının isyanını bastıramamış olmalı ki, telefonla aradı ve sağ olsun kimi övgü sözlerinin ardından;
- “… ama biz bir parti gibiyiz.. sen bizim partiden değilsin, bunu anlamalısın..” dedi!
Kördüğüm (!) çözülmüştü…
TTB’nin yakın geçmişe ilişkin bizim çektiğimiz çarpıcı fotoğraflarından biri böyle..
***
Dün (30 Kasım 2023), Ankara 31. Asliye Hukuk Mahkemesi kararının ardından bize çok sayıda soru geldi. Konunun hukuksal ve öbür boyutlarına ilişkin. Salt teknik – hukuk boyutunu
gece yarısına doğru nesnellikle, hukuk terbiyemizle yanıtladık ve tweet + what’s up iletisi olarak bir miktar paylaştık. Şöyleydi :
***
Ankara 31. Asliye Hukuk Mahkemesi,
Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyini görevden aldı
TTB’ye kayyım atanması konusunda bize gelen sorular (30.11.23) ve hukuksal yanıtlarımız
6023 sayılı yasa ek md. 2/2 uyarınca :
1. Bu karar kesin midir, hemen infaz edilir mi? İtiraz yolu var mıdır, varsa nereye itiraz yapılacak? İtiraz infazı durdurur mu?
2. Mahkeme, beş Tabip Odası Başkanını görevlendirdi bir ay içinde seçim yaptırmak üzere.
Ama görevden alınan Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi, “karar temyizde kesinleşene dek
görevimizin başındayız” diyor. Bu iddia mevzuatımız bakımından geçerli midir?
***
YANITLARIMIZ
1.Asliye Hukuk Mahkemesinin kararı kesin değildir, İstinaf edilebilir. İstinaf yolu, 6100 s.
HMK 341. maddesinde belirtildiği gibi, BAM’ne (Bölge Adliye Mahkemesi) başvurarak açılabilir. Bu başvuru, kararın tebliğinden başlayarak 15 gün içinde yapılmalıdır.
İstinaf başvurusu, kararın infazını durdurmaz.
Ancak, istinaf eden taraf, kararın infazının durdurulması için BAM’ne başvurabilir.
Bu başvuru, kararın tebliğinden başlayarak 7 gün içinde yapılmalıdır.
BAM, infazın durdurulması istemini, kararın istinaf edilebilirliği, istinaf dilekçesinin usule uygunluğu ve istinaf eden tarafın zarar görmesi durumu gibi noktaları dikkate alarak
değerlendirir. BAM kararının temyiz edilebilirliği ayrıca değerlendirilmelidir.
2.Mahkemenin 6023 s. yasa gereği görevlendirdiği beş Tabip Odası Başkanının (Erzurum, Samsun, Malatya, Konya, Denizli), bir ay içinde seçim yapmaları yönündeki kararı, 6023 sayılı yasanın ek 2. maddesinin 2. fıkrasına dayanmaktadır. Bu Kurul, görevden alınan Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi’nin yerine geçici olarak atanan bir kayyım heyeti yetkisindedir.
Bu nedenle, görevden alınan Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi’nin, “karar temyizde kesinleşene dek görevlerinin başında oldukları” savı (iddiası), mevzuatımız bakımından geçerli
ve doğru değildir; daha çok psikolojik slogan niteliklidir.
Çünkü, 6023 sayılı yasanın ek 2. md./f. 3 uyarınca, görevden alınan Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi’nin, Türk Tabipleri Birliği’ni temsil etme yetkisi ve görevi, mahkeme kararıyla sona ermiştir. Düşük TTB Merkez Konseyi’nin yetkileri, bir ay içinde yeni Merkez Konseyi seçimi yaptırmaları koşulu ile 5 kişilik Oda başkanlarındadır.
Sevgi ve saygı ile. 30 Kasım 2023, Ankara
Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM
Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimci
Anayasa Hukuku PhD Öğrencisi
***
Bu teknik hukuksal notu dün gece (30.11.23) paylaştık…
Mahkeme gerekçeli kararını en geç 15 gün içinde yazacak ve tebliğ edecektir. Tebliği izleyen bir hafta içinde “tedbir – yürütmeyi durdurma” istemiyle İstinafa (Bölge Adliye Mahkemesine) gidilebilir. Ancak İstinaf’ın bu istemi kabul edeceğini sanmıyoruz. Çünkü, beş Oda Başkanından oluşan atanmış Kayyım Kurulu, bir ay içinde Merkez Konseyi üyelerinin seçimini olağanüstü genel kurulla yapacak / yaptıracaktır; aynı delegelerle.
Şimdiki Merkez Konseyi üyelerinin (2+2, dört yılı tamamlayanlar dışında) aday olmasında biçimsel yasal engel yoktur ancak bunun dışında çok engel vardır ve asla inat edilmemelidir.
Düşürülen Konsey, bir, –haydi bunu İngilizce yazalım (!)– “Proxy Council” belirleyerek 2024 Haziran’ına dek “mola alabilir”. Bir ay içinde seçilecekler, eksik kalan süreyi tamamlayacaklar.
***
2024 Haziran’ında neler olur? Öngörmek çok zor.. Dileyelim, Türk hekimleri bu kez
kendi göbeklerini kendileri keserek, 3 onyıldır gangrenleşmiş bu sorunu çözerler!?
Öğrencisi – asistanı olmaktan onur ve gurur duyduğumuz kalpaksız kuvvayı milliyecilerden
Prof. Dr. Nusret Fişek‘in 3 Kasım 1990’da ölümünden sonra, TTB yönetimleri ulusalcı çizgiden giderek uzaklaştılar, uzaklaştılar, uzaklaştılar…. buralara dek savruldular. Çok acı vericidir.
TTB üyesi 103 bini aşkın hekim, bu hazin tabloya kesinlikle duyarsız kalmayacaktır, kalmamalıdır. Artık vakti – saati gelip çatmıştır.
Sevgi, saygı, derin üzüntü ve kaygı ile.
01 Aralık 2023, Ankara
Hocam
Sinan Adıyaman a bizzat konuyu ilettim ve Hacettepe sınıf arkadaşınıza benzer bir yanıt aldım.
Sakatlık delege sistemindedir! Hekimler artık modern demokrasi gereği seçme seçilme hakkını delegesiz, anasız fakatsız direkt olarak kullanabilse, her şey çok farlı olur
Evet,
Delegeler yıllardır olağanüstü sıkı markajla seçiliyor – seçtiriliyor ve genel kurul göstermelik oluyor.
O yapıyı düzeltmeli, kırmalı..