Seferberlik ve Savaş Durumu Yönetmeliği

Dr. Cihangir DUMANLI
E. Tuğg., Hukukçu, Uluslararası İlişkiler Uzm.

Seferberlik ve Savaş Durumu (Hali) Yönetmeliği 22 Mayıs’ta  (2024) Cumhurbaşkanlığı’nca yayınlandı (RG s.32553).

Yönetmelik incelendiğinde aşağıda belirtilen hukuka ve demokrasiye aykırıyı düzenlemeler dikkati çekmektedir :

Seferberliğin amacı başta Silahlı Kuvvetler olmak üzere devletin tüm güç unsurlarını (ögelerini) barış durumundan savaş durumuna getirmek olmasına karşın, yapılan düzenleme, aşağıda inceleneceği gibi, üstü kapalı bir sıkıyönetim düzenlemesidir.

Yönetmelikteki tanımlar belirsiz, ucu açık ve yorum gerektirecek biçimde yazılmıştır.
Örneğin buhran dönemi şöyle tanımlanmıştır (Md.4g) :

  • “Milli menfaatleri doğrudan veya  dolaylı olarak tehdit eden veya etmesi muhtemel olan
    veya dış olay veya olayların ayrı ayrı veya birlikte vuku bulduğu ve çatışmaya ve
    savaşa götürebilecek seviyeye gelmeleri ile ortaya çıkan kriz durumu
    .”

Milli menfaatleri dolaylı olarak tehdit etmesi muhtemel iç olaylar” ifadesi belirsiz ve yoruma açıktır. Otoriter bir cumhurbaşkanı tarafından baskı aracı olarak kullanılmaya rahatlıkla elverişledir.

Gerginlik dönemi tanımı ise şöyledir (Md.4m): “Milli menfaatleri içte ve dışta olumsuz etkileyebilecek olayların ülkeyi bir buhran durumuna tırmandırması hali.”

Bu tanımlara dayanarak Cumhurbaşkanı’na seferberlik ilan etme yetkisi verilmiştir.

Yönetmeliğin 24. maddesi şöyledir:

Ayaklanma olması veya cumhuriyete karşı kuvvetli eylemli bir kalkışmanın veya ülkenin ve milletin bölünmezliğini içten veya dıştan tehlikeye düşüren davranışların ortaya çıkması durumunda cumhurbaşkanı seferberlik ilan edebilir. Seferberlik ilanı aynı gün TBMM’nin onayına sunulur.”

Hukuksal Durum

1982 Anayasasının 122. maddesi, olağanüstü yönetim yöntemleri başlığı altlında
– sıkıyönetim,
– seferberlik ve
– savaş halini
düzenlemekte idi.

Buna göre; Cumhurbaşkanın başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, Milli Güvenlik Kurulunun görüşünü aldıktan sonra, süresi altı ayı geçmemek üzere yurdun bir veya birden çok bölgesinde sıkıyönetim ilan edebilir… TBMM sıkıyönetim süresini uzatabilir, kısaltabilir veya sıkıyönetimi kaldırabilir… Sıkıyönetim komutanları Genelkurmay Başkanlığı’na bağlı olarak görev yaparlar.

2017 anayasa değişikliğinde bu madde kaldırılmıştır. Bu maddeye dayalı 2941 sayılı Seferberlik ve Savaş Hali Yasası anayasal dayanaktan yoksun kalmıştır.

Şimdi de 2941 sayılı bu yasaya dayanarak bir yönetmelik yayınlanmıştır. Dolayısı ile bu yönetmelik anayasal dayanaktan yoksundur

Daha önce bakanlar kurulunda olan seferberlik ilan yetkisinin cumhurbaşkanına bırakılması cumhurbaşkanlığı hükümet sistemimin gereğidir. Yapılan düzenleme ile değişiklik öncesi anayasada belirtilen Milli Güvenlik Kurulu’nun (MGK), TBMM’nin ve Genelkurmay Başkanlığı’nın işlevleri zayıflatılmış tüm yetki Cumhurbaşkanı’na bırakılmıştır. Bu durum cumhurbaşkanlığı hükmet sisteminin sakıncalı sonuçlar doğurabileceğine çarpıcı bir örnektir.

 Değerlendirme:

Yönetmeliğe göre cumhurbaşkanı belirsiz kimi tanımlara dayanarak tek başına seferberlik ilan edebilecektir.

Seferberlik ilanında 2941sayılı Seferberlik ve Savaş Durumu Yasası uygulamaya konulacaktır :

Bu yasanın 12. maddesine göre;
– cumhurbaşkanının atayacağı komutanlar,
– kendi bölgelerinde genel güvenlik, asayiş ve kamu düzeninin sağlanması ve sürdürülmesi
– ve deniz limanları ile sınırların denetimi, yıkıcı etkinliklerin önlenmesi,
– ajanların ve kaçakçıların aranıp bulunması için gerekli önlemlerin saptanması ile
– bu çalışmaların yürütülmesinde ulusal makamlarla işbirliği yapar
– ve gerektiğinde kolluk güçlerini buyruğuna alır

  • Bu düzenleme adı konmamış bir sıkıyönetim rejimidir.

Partisi TBMM’de çoğunlukta olan, “devlet = hükümet” anlayışına sahip otoriter eğilimli bir Cumhurbaşkanı, toplantı ve gösteri yürüyüşü veya ifade özgürlüğü anayasal haklarını kullanan muhalefetin eylemlerini “milli menfaatleri dolaylı olarak tehdit etmesi ihtimali olan davranışlar” olarak yorumlayabilir ve atadığı komutanlar eliyle sıkıyönetim uygulamasına benzer önlemler alabilir.

  • Bu durum demokrasiye açık bir tehdittir.

Yönetmelikteki kimi ifadelerin belirsiz (muğlak), ucu açık ve yoruma bağlı ifadeler olması,
genel bir hukuk ilkesi olan “öngörülebilirlik” ilkesine aykırıdır.

Sonuç

22 Mayıs’ta (2024) Cumhurbaşkanlığınca yayınlanan “Seferberlik ve Savaş Hal Yönetmeliği” anayasal dayanaktan yoksun ve  “öngörülebilirlik” hukuk ilkesine aykırıdır.

Yönetmelikle Cumhurbaşkanı, kendi kendisine tanıdığı ucu açık, yoruma bağlı yetkileri
kötüye kullanarak tek başına seferberlik ilan edebilir ve sıkıyönetim uygulamasına benzer uygulamalarla hak ve özgürlükleri ciddi düzeyde kısıtlayabilir

İdari bir işlem olan bu yönetmeliğine iptali veya açıklığa kavuşturulması için idari yargı yoluna başvurulmalıdır.

Seferberlik ve Savaş Durumu Yönetmeliği” hakkında bir yorum

  1. Gönül Pınar Atacı

    Her tümcesi GÜNCEL, SOMUT VE NESNEL, gerçek YURTSEVER, derin BİLİMSEL, olağanüstü ÖNEMLİ, ulusal ve toplumsal DEĞERLİ, baştan sona MUHTEŞEM VE MÜKEMMEL, beka ve barış, özgürlük ve cumhuriyet, aydınlık ve uygarlık sevdası olan her kadın ve erkek yurttaş tarafından mutlaka OKUNMASI VE ONAYLANMASI, KUTLANMASI VE PAYLAŞILMASI gereken bir yazı. Çok değerli yazarı duayyen general ve ünlü Hukuk ve Dış İlişkiler uzmanı Dr.Cihangir DUMANLI’ya en içten tebrikler, derin saygılar, sonsuz sağlık ve esenlik, mutluluk ve başarı dilekleri ve konuyla ilgili özel bir adak :

    BU HARUN VE KARUN

    Eski ve yeni saraylardaki süper lüks yaşamına
    Her dakka 37 bin lira kamu parasını harcayan
    Camiye bile binlerce koruma ve arabalar ile giden
    Bunun milyonlarca liralık giderini hazineye ödeten

    Bu harun
    Ve karun
    Şimdi kalkmış tasarruftan bahsediyor
    Yani aklımızla alay etmeye yelteniyor.

    En haklı ve temelli kitlesel tepkileri önlemek,
    Tüm yurdu ve ulusu tamamen köleleştirmek
    Emeliyle yaptırdığı yeni bir ‘seferberlik’ yasasını
    Yani Tarih’te asla görülmemiş bir zulüm aracını

    Kullanmaya ve kullandırmaya hazırlanıyor
    Ve ülkeyi iç ve dış savaşa itmeyi planlıyor.
    Bu emelleri teşhis, teşhir, tel’in ve mahküm etmek için
    En geniş bir Halk, Vatan Ve Halk Cephesi’nde birleşelim.

    Gönül Pınar Atacı, 27.5.2024

    Cevapla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir