Ceza yargılamasında maddi gerçeğin ortaya çıkarılması amaçtır. Soruşturma ve kovuşturma süreçleri maddi gerçeği bütün açıklığıyla ve kuşkuya yer bırakmayacak biçimde sağlamalıdır. Kuşku mevcutsa beraat kararı verilmesi evrensel ceza hukuku ilkesidir. Mahkûmiyet hükmü, istinaf ya da temyiz yasa yolundan geçmekle kesinleştiğinde bile kimi zaman “maddi gerçek” yeniden araştırılabilir. Olağanüstü yasa yolu bu nedenle düzenlenmiştir. Ceza Muhakemesi Kanunu’nda kesinleşen kararlara karşı yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’na itiraz yetkisi (m.308), adalet bakanı ve/veya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı’na “kanun yararına bozma” isteme yetkileri (md.309) ve hükümlü lehine yargılamanın yenilenmesi düzenlenmiştir.
Kamuoyunda “28 Şubat davası” olarak nitelendirilen ve bir kısım yargılanan kişiler yönünden onanmış mahkûmiyet kararlarının infazının yapılmakta olduğu bilinmektedir. Bu satırların yazarının Cumhuriyet’te daha önce yazdığı yazıları okumuş olanları, mahkûmiyet kararının verilemeyeceğini, yanlış değerlendirme yapıldığını hem usul hukuku hem de ceza hukuku-maddi hukuk yönünden açıklamalar yapıldığını anımsayacaklardır. Bu görüşümüzü korumaktayız; iddialı bir şekilde suçun yasal öğelerinin oluşmadığını yineliyoruz.
“YENİ DELİLER”
Ancak, gerek yerel ve gerekse yasa yolu incelemelerinden geçerek kesinleşmiş hükümler yönünden değerlendirme yapmak durumunda olduğumuzu belirtmek isteriz. Sürmekte olan davada tanıklar dinlenmiş ve kesinleşen kararlar yüzünden halen cezaevinde infazları yapılmakta olan generaller için “yeni deliller”in ortaya çıktığı görülmektedir. Gerçekten de kamuoyuna da yansımış olduğu üzere, davada ilk kez dinlenen tanıklar Sincan’daki “tatbikatın” rutin bir uygulama olduğunu açıklamış olmakla, “cebir-şiddet” öğesinin gerçekleşmemiş olduğunun olgu olarak açıklamasını yapmıştır.
Öte yandan, dönemin bir bakanı ve hükümet sözcüsü bütün açıklığı ile hükümetin istifasını mahkeme huzurunda açıklamıştır. Sayın Namık Kemal Zeybek’in devlet adamlığı, kişiliği ve eski deyimle müktesebatı gözetildiğinde tanıklığı etik ve hukuksal olarak tartışılmayacak değerdedir.
Kesinleşen bir hükümle sonuçlanmış bir davada, “yeni deliller”in ortaya konulmuş olmasında hükümlü lehine yargılama yeniden yapılır. Yasal düzenleme “tekrar görülür” emir kipi ile yazılmıştır. (CMK. m. 311/1-e) Kesinleşmemiş kararlar açısından da Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun kararı doğrultusunda sonuca ulaşmak daha elverişlidir. Yargıtay bozma kararından sonra, bozmadan sonraki serbestlik kuralı uyarınca, bozma kararına uyulmuş olsa bile, yeni delillerin ortaya çıkmasında lehe karar verilebilmesi olanaklıdır. Ceza Genel Kurulu bozma kararından sonra, eski hükmün ortadan kalkacağı ve serbestlik kuralı uygulanacağı kararlaştırılmıştır. (CGK. 14.02.2017 tarih, 2015/1-704 esas, 2017/64 karar)