Ayyıldız Projesi 

Dr. Cihangir DUMANLI
E. Tuğg., Hukukçu, Uluslararası İlişkiler Uzm.

Etimesgut’ta Milli Savunma Bakanlığı, Genelkurmay ve Kuvvet Komutanlıkları karargahlarını bir arada barındıracak Ayyıldız Projesinin temeli 30 Ağustos 2021’de cumhurbaşkanı tarafından atılmış, yapımı sürmektedir. Proje Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK)  bozulan komuta yapısını kalıcı duruma getirmeyi amaçlamaktadır.

Bozulan Komuta Yapısı

Askerlikte emir-komuta sistemi bir organizmanın sinir sistemine benzer işleve sahiptir.
Uzman olmayan kişilerce girişimde bulunulursa bünyeyi felç edebilir.

  • 15 Temmuz hain darbe girişimi fırsata dönüştürülerek 31 Temmuz 2016’da yayınlanan
    669 sayılı Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile TSK’ya önemli darbeler vurulmuştur.

Bu darbelerden birisi TSK’nın üst düzey komuta yapısının askeri ilkelere ve anayasaya aykırı olarak bozulmasıdır. 669 sayılı KHK’nın 35. maddesi şöyledir:

MADDE 35 1/A- Kara, Deniz ve Hava Kuvvetleri Komutanlıkları Milli Savunma Bakanına bağlıdır. Bu Kanuna aykırı olmayan ve diğer kanunlarla Genelkurmay Başkanlığına verilen görev ve yetkilere ilişkin hükümler saklıdır.

Cumhurbaşkanı, gerekli gördüğünde Kuvvet Komutanları ile bağlılarından doğrudan bilgi alabilir ve bunlara doğrudan emir verebilir. Verilen emir, herhangi bir makamdan onay alınmaksızın derhal yerine getirilir.” 

Bu düzenleme anayasaya açıkça aykırıdır. Anayasanın 117. maddesi “Genelkurmay Başkanı silahlı kuvvetlerin komutanı olup, savaşta başkomutanlık görevlerini cumhurbaşkanlığı namına yerine getirir.” demektedir.

Anayasaya göre barışta TSK’nın komutanı Milli Savunma Bakanı değil, Genelkurmay Başkanıdır.

669 No’lu KHK ile Genelkurmay ve Kuvvet karargahları işlevsiz hale getirilmiş, görünürlükleri azaltılmıştır. Komutanlar denetleme ve ziyaretlerinde Bakana eşlik etmek dışında görülmemekte, kamuoyunda tanınmamaktadır. Ordu-ulus bütünleşmesi örselenmiştir.

TSK’nın komutanının Anayasaya göre Genelkurmay Başkanı, KHK’ya göre Milli Savunma Bakanı olması, emir-komutada belirsizlik oluşturmaktadır.

  • Emir-komutada belirsizlik, askerlikte yapılabilecek en büyük yanlıştır.

Savaş tarihi bunun acı örnekleri ile doludur. Anayasanın açık hükmünün KHK ile çiğnenmesi hukukun temel kuralı olan “normlar hiyerarşisine” aykırıdır.

2018‘den sonra Bakan olarak atanan eski Genelkurmay Başkanları, asker gibi davranmayı sürdürerek anayasaya aykırı hareket etmektedir.

Bu uygulama Genelkurmay Başkanlarında görev sürelerinsin sonunda Bakan olarak atanacakları beklentisini yaratarak Orduya siyasetin girmesine yol açma riskini içermektedir.

Bunun yanında Milli Savunma Bakanlığındaki general, Bakan Yardımcısı ve daire başkanları dahil kimi karargah ve kurumlarda general ve subay kadrolarına sivil kişiler atanmış, bunlara bulundukları kadro görevlerinin karşılığı olan general, subay statüsü (konumu) verilmiştir.
Askeri eğitim ve deneyimi olmadan sivil kişiler bu görevleri etkili olarak yerine getiremezken,
bu niteliklere sahip general ve subaylar dışlanmış olmaktadır. Bu durum askerlik mesleğini küçük görmektir.

Sorular…

Bu durumda aşağıdaki soruların yanıtlanması ve sorunların çözülmesi gerekmektedir:

  • TSK’nın sinir sistemi demek olan emir-komuta yapısı neden bozulmuştur?
  • Bu kimin işine yarar?
    • İsmet İnönü’nün, Fevzi Çakmak’ın makamında oturan ama Kuvvetlere komuta edemeyen Genelkurmay Başkanları, Anayasada kendilerine verilmiş olan yetki ve sorumluluktan nasıl ve neden vazgeçmişlerdir?
    • Yüzlerce personelin görev yaptığı Genelkurmay ve Kuvvet Karargâhlarının işlevleri nelerdir?
  • Barışta Kuvvetlere komuta edemeyen, Kuvvet geliştirme, savaşa hazırlık süreçlerine etkili olamayan, birlikleri denetleyemeyen, personelini tanıyamayan Genelkurmay Başkanı, savaşta Başkomutanlık görevini nasıl yerine getirebilecektir?
  • Subay, astsubay atamaları Bakanlıkça yapılmaktadır. Uzman erbaşlar dışında atama yetkileri olmayan Kuvvet Komutanları bunu nasıl kabullenmektedir?
  • KHK’da “Cumhurbaşkanı Kuvvet Komutanlarına ve bağlılarına emir verebilir bu emir herhangi bir makamdan emir almaksızın derhal yerine getirilir.” denmektedir. Askeri bilgi ve deneyimi olmayan Cumhurbaşkanı örneğin Kara Kuvvetleri Komutanı’na (hatta bir ordu komutanına) emir verecek, bu komutanlar amirlerine sormadan bu emri derhal yerine getireceklerdir. Bu durumda askerliğin temel kuralı olan emir-komuta birliği ve hiyerarşi (?) bozulmuş olmayacak mıdır? Genelkurmay Başkanı ve Kuvvet Komutanları bunu nasıl kabullenmektedir?
  • Bugünkü Bakan asker kökenlidir. Yarın askerliğini hiç yapmamış veya kısa dönem yapmış sivil bir politikacı, salt iktidar partisine ve başkanına sadakati nedeniyle Bakan olduğunda Kuvvetleri nasıl yönetebilecektir? Bu askerlik mesleğini küçümsemek ve ulusal güvenliği tehlikeye atmak değil midir?
  • Hiç kimse veya organ kaynağını anayasadan almayan bir devlet yetkisini kullanamaz
    (AY md.6) kuralına karşın Milli Savunma Bakanı, kaynağını anayasadan almayan hatta anayasaya açıkça aykırı olan emir-komuta yetkisini nasıl kullanmaktadır?

669 sayılı KHK olağanüstü hal  (OHAL) döneminde çıkartılmıştır. OHAL kararnameleri olağanüstü durumun gerekleri kapsamını aşamaz ve olağanüstü durumu gerektiren ortamın düzeltilmesi amacıyla çıkartılabilir. Etkileri olağanüstü durum sonunda da sürecek kalıcı düzenlemeler KHK ile değil, yasayla yapılabilir. Bu konuda Anayasa Mahkemesi kararları (K.1991/1 ve K.1991/20) bağlayıcıdır. 669 sayılı KHK hukuk açısından da sorunludur.

Ulusal güvenliğimizi doğrudan etkileyen ve zayıflatan böyle bir değişikliğin kamuoyunda tartışılmadan, ilgililerin görüşleri alınmadan OHAL ortamında ivedilikle yapılması
demokrasiye aykırıdır.

Genelkurmay ve Kuvvet Komutanlıkları karargâhları birbirlerine yürüyüş uzaklığındadır.
Hatta Bakanlık ve Genelkurmay karargâhları bitişik binalardadır. Günümüzdeki iletişim olanakları dikkate alındığında, yakın ve eşgüdümlü çalışmalarına engel bir yerleşim söz konusu değildir. Bu karargahların Etimesgut’a taşınması durumunda şimdiki tarihsel binalar ne olacaktır?

Emir-komuta sistemindeki düzenleme ve buna uygun Pentagon benzeri altyapı ABD sistemine özenilerek yapılmaktadır. ABD silahlı kuvvetleri, o devletin küresel emperyal çıkarlarına göre örgütlenmiştir. Ana görevi yurdunu savunmak olan TSK’nın Komuta yapısı ABD’ye benzetilemez.

Cumhurbaşkanı “Ayyıldız Projesi“nin temel atma töreninde bunun “Dosta güven, düşmana korku vereceğini” söylemiştir. Dosta güven düşmana korku veren karargah binalarının görkemi değil, Ordu’nun gücüdür.

Ayyıldız Projesi, KHK ile bozulan komuta yapısındaki sakatlığı kalıcı kılmaya yöneliktir.
Bu yönü ile askerliğin temel kurallarına aykırı olduğu ölçüde, anayasaya da açıkça aykırıdır. Ulusal güvenliğimizi zayıflatıcı niteliktedir.

Sonuç ve öneriler…

  1. TSK’nın üst düzey emir-komuta ilişkileri .
  • “komuta birliği” ve “sadelik” savaş ilkelerine (harp prensiplerine) ve
  • TSK’nın görev ve geleneklerine uygun;
  • Anayasa ile uyumlu;
  • Rasyonel (akılcı);
  • Görev ve yetkilerin açıkça tanımlandığı bir yapıya dönüştürülmelidir.

2. Ayyıldız projesi iptal edilmeli, başka amaçlara yönlendirilmelidir.

3. Milli savunma Bakanlığı ve ast basamaklarında general, subay kadrolarına sivillerin atanmasına son verilmelidir.

Ulusal güvenliği doğrudan ilgilendiren bu konu hakkında, başta siyasal partiler olmak üzere demokratik kitle örgütlerince demokratik tepki gösterilmeli, kamuoyunda farkındalık yaratılmalıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir