Örsan K. Öymen
15 Nisan 2024, Cumhuriyet
Hamas adlı köktendinci terör örgütünün 7 Ekim 2023’te İsrail topraklarında gerçekleştirdiği terör saldırısı ve bu saldırının sonucunda yaklaşık 1300 sivil İsrail vatandaşının öldürülmesi ve yaklaşık 300 İsrail vatandaşının rehin alınması, İsrail ile İran arasında bir savaşa dönüştü.
İsrail hükümeti bu terör saldırısına, Hamas’ın egemen olduğu, Filistin’in Gazze bölgesinde gerçekleştirdiği kitlesel katliamla yanıt verince ve bu saldırıların sonucunda çoğu sivil olan 33 bini aşkın Filistin vatandaşı yaşamını yitirince, bir yandan İsrail ile Filistin, bir yandan da İsrail ile İran arasındaki gerginlikler doruk noktasına çıktı.
İsrail’de Benyamin Netanyahu yönetimi yıllardır, İran’ı en büyük tehdit olarak gösterip, ABD’yi İran’a yönelik bir askeri operasyon konusunda ikna etmeye çalışıyordu; ABD ise buna direnerek İran ile bir çatışmadan kaçınıyordu.
İsrail, İran dışında, en büyük tehdit olarak, Irak, Suriye ve Libya’yı görüyordu. “Arap Baharı” adı altında ABD ve NATO destekli askeri operasyonlarla ve bu ülkelerdeki köktendinci örgütlerin desteklenmesiyle, söz konusu ülkeler iç savaşa sürüklendi ve bu ülkeler İsrail için bir tehdit olmaktan çıktı.
Geriye İran kalınca, İsrail hükümeti, ABD’yi ve NATO’yu, İran’ın aleyhinde kışkırtmak için büyük bir mücadele verdi.
***
İsrail gibi istihbarat konusunda güçlü olan bir ülke, 7 Ekim 2023 tarihindeki Hamas saldırısını neden ve nasıl önleyememiştir?
Burada bir istihbarat ihmali mi, yoksa İran ile bir çatışma ortamı yaratmak için kasıtlı olarak önlem almamak mı söz konusudur?
Öte yanda Hamas da, böylesine büyük bir terör eylemini, İsrail’in buna büyük bir tepki vereceğini ve İsrail ile Filistin arasında onlarca yıldır var olan gerginliklerin, daha geniş bir coğrafyaya yayılacağını bilerek gerçekleştirmiş olmalıdır.
İsrail, Hamas’ın terör eylemine karşı sınırlı bir önlem alabilecek ve Hamas teröristlerini nokta hedefi operasyonlarıyla vurabilecek iken, neden sivilleri de içine alan orantısız bir tepki ve kitlesel bir katliam yolunu seçmiştir?
7 Ekim 2023’ten bu yana bölgedeki gelişmelere bakıldığında, Hamas’ın da, İsrail’deki Netanyahu hükümetinin de, yıllardır olmasını istedikleri birçok şeyin gerçekleştiği, Hamas’ın İsrail’e karşı bölgesel ve uluslararası bir örgütlenmeyi ve saldırıyı sağladığı, İsrail’in de İran’ı askeri bir çatışmanın içine sürüklediği görülmektedir.
Hamas’ın Lübnan’daki İran ve Suriye destekli köktendinci terör örgütü Hizbullah tarafından kısmen korunması, bunun üzerine İsrail’in Lübnan ve Suriye’deki İran destekli hedefleri de vurması, son olarak da Suriye’nin başkenti Şam’daki İran Konsolosluğu binasını füzeyle vurması, savaşın bölgeye yayılmasındaki en büyük etken oldu.
Bunun üzerine İran geçtiğimiz hafta sonu İsrail’e havadan füze ve bomba saldırısı gerçekleştirdi. İsrail’in de İran’a havadan saldırı başlatması an meselesi haline geldi.
***
İsrail ile İran arasındaki bir savaşın hem bölge hem de dünya için bir felaket olacağı açıktır. ABD ve NATO böyle bir savaşı teşvik etmek yerine, engellemek için elinden geleni yapmalıdır. Rusya, İsrail ile İran arasında arabuluculuk yapmalıdır. Hem İran’daki hem de İsrail’deki yöneticiler akıllarını başlarına alıp bu felaketi önlemek için ellerinden geleni yapmalıdırlar.
İsrail bir an önce erken seçime giderek, İsrail’i büyük bir felakete sürükleyen Netanyahu hükümetinden kurtulmalıdır.
- Türkiye bu savaşta kesinlikle taraf olmamalı, kendi güvenliğini sağlamaya odaklanmalıdır.
=================================
Yazarın Son Yazıları
İsrail-İran savaşı15 Nisan 2024
CHP’nin tarihi zaferi8 Nisan 2024
Trabzonspor ve Fenerbahçe1 Nisan 2024