Dostlar,
7 Nisan, “Dünya Sağlık Günü” olarak kutlanıyor.
Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ) doğum günü!
Bilindiği gibi DSÖ, 2. büyük dünya paylaşım savaşının ardından büyük umutlarla “Milletler Cemiyeti – Cemiyeti Akvam’ın yerine kurulan uluslararası örgüt “Birleşmiş Milletler”in (BM) uzmanlık örgütlerinden biri. BM, bir tür “Dünya Hükümeti” gibi düşünülebilir,
DSÖ de onun Sağlık Bakanlığı..
DSÖ her yıl 7 Nisan’da (doğum gününde) kendisi insanlığa bir tür armağan sunuyor!
Gelecek yaş gününe dek, verilere dayalı olarak (Kanıta Dayalı Tıp) dünyanın en önemli sorununu
öne çıkarıyor. Bir savsöz (slogan, motto) geliştiriyor ve o çekirdeği iletileri, uyarıları, dilekleri,
yol gösterileri ile örüyor. Bir küresel farkındalık oluşturmaya, gerçekçi gündemlere odaklanmaya çabalıyor.
Bu bağlamda her yıl kapsamlı bir “Dünya Sağlık Raporu” (World Health Report) da yayınlıyor.
Bu kaynaklara Örgütün resmi web sitesinde (www.who.int) ücretsiz erişilebiliyor ve indirilebiliyor.
DSÖ, UNICEF, UNESCO, ILO, UNEP, UNDP.. 16 temel birimden, “Uluslararası Bakanlık” tan birkaçı. Bu kurumlar “keşke” siyasallaştırılmasa ve teknik uzmanlık kurumları olarak bilimsel açıdan özgür, yönetsel ve akçalı bakımdan da özerk çalışabilseler. Yeterli olanaklar sağlansa. Ama öyle olmuyor… Bir bakıyorsunuz Sam Amca öfkeleniyor ve DSÖ bütçesine katkısını kısıyor…
***
Bu yıl savsözümüz – söylemimiz “Benim Sağlığım – Benim Hakkım“!
Uzun yıllar Sağlık Bakanlığında Dış ilişkiler Daire Başkanlığını başarıyla yürüten saygın dostumuz Bekir Metin, bu yıl da öncü oldu ve konuyu DSÖ kaynaklarında inceledi, web sitesine taşıdı.
“Benim Sağlığım – Benim Hakkım” önemli bir iletiyi yükleniyor.. “Sağlık haktır“!
Oysa küreselleşTİRmeci neo-liberal emperyalistler, tam da tersini “kapital aşkı” ile yaratıcı (!) biçimde bulup, “Paran kadar sağlık!” diye dayatıyorlar. Yaman bir meydan okuma..
Son 4 onyıldır epey yol da aldılar. Hele SSCB 35 yıl önce dağılınca, seçenek kamusal sağlık hizmeti modeli de kalmadı, kapitalizmin korkusu da…
Bu abanmadan Türkiye de payını fazlasıyla aldı;
– sağlıkta da büyük ölçüde küreselleşTİRildi,
– sağlık hizmetleri özelleştirildi – piyasalaştırıldı,
– kamu olabildiğince geri çekilerek denetleyici (?!) – düzenleyici (!?) “uslu” bir role indirgendi..
“Sağlıkta Dönüşüm” paketi ile (Health Transformation) Türkiye’ye dayatıldı ve “sevdalı taşeron AKP=RTE” eliyle Haziran 2003’te başlatılarak 21 yılda neredeyse tamamlandı.
Dolayısıyla, “Benim Sağlığım – Benim Hakkım” savsözü ancak, böylesi politikaların ekonomo- politik altyapılarının oluşturulmasına katkı sağlarsa işlevsel olabilecektir, değilse havada kalır.
Bu kavrayış ile yol alalım gelecek 7 Nisan’a, 2025’e dek.. dileriz. Hekimlerin, öbür sağlık emekçilerinin kitlelerde böylesine bir bilinç (ayrımına varma!) oluşması için öncü aydın sorumluluğu önümüzde. Sayın Metin’i konuyu işleyip gündeme getirdiği için kutlarken, başta siyasal partiler ve politik karar vericiler, basın, aydınlar, akademi – üniversite ve sivil toplumu göreve çağırıyoruz.
21. yy’da, doğum öncesinden başlayarak erişilebilecek en üst düzeyde sağlık hizmetleri ve gereçlerini en temel insan hakkı olarak tanımamak, ortaçağa savrulmaktır. Kaldı ki, sağlıklı-eğitimli toplum olmadan uygarlığı, bilimsel-teknolojik ilerlemeleri daha ileri taşımak da oldukça güçtür. DSÖ’nün “Tek tıp – tek sağlık” anlayışı ile “insan – hayvan – çevre sağlığı” bütüncül yaklaşım konusu olmalıdır. Başka türlüsü zaten “sürdürülebilir” değildir. 3. binyıl kalkınma hedefleri (MDG) bir daha ötelenmemelidir.
Başta İHEB (İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi) olmak üzere (10 Aralık 1948, md.25) pek çok uluslararası anlaşma ve sözleşmeye konmuş olan “SAĞLIKLI YAŞAM HAKKI” nı tam olarak gerçekleştirmek, 21. yy. şafağında gezegenimizde erişilen uygarlık düzeyine çok yakışacaktır.
3 yalın gerekçeyle :
1. Çünkü hem bu başarının yaratıcısıdır sağlıklı – eğitilmiş insangücü;
2. Hem de onsuz (sağlıklı – eğitilmiş insangücü) uygarlığı sürdürüm olanaklı değildir.
3. Başka türlüsü insan onuru ile bağdaştırılamaz..
Neo-liberal utanmaz kapitalizm, insan onuruna yakışır “sağlıklı yaşam hakkı” nı teslim ederek ilkelliğinden bir parça kurtulmalı ki, o da “biraz daha” sürdürülebilir olsun, ömrünü uzatabilsin (!!??) İnsanlık uyanıyor.. bu yabanıl (vahşi) ve ölçüsüz sömürü sürgit götürülemez.
- Uygarca uzlaşılar çağımızın kaçınılmaz gerekleridir.
En temel adımlardan ilki, “HER AİLEYE 1 ÇOCUK” ilkesi ile, aşırı ve mutlak olarak gereksiz, yaşama açık tehdit olan nüfus artış hızını düşürmek olmalıdır.
Sevgi ve saygı ile. 08 Nisan 2024, Ankara
Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı (Toplum Hekimliği) Uzmanı
Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, Mülkiyeli
www.ahmetsaltik.net profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik X : @profsaltik
https://www.instagram.com/ahmet_saltik
2024 Dünya Sağlık Günü: “Benim Sağlığım-Benim Hakkım”
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) 7 Nisan 1948 yılında resmi çalışma yaşamına başladı. 1948’de Birinci DSÖ Genel Kurul (Asamble) Toplantısında DSÖ’nün kuruluşunu kutlamak için bir Dünya Sağlık Günü oluşturulması çağrısında bulunuldu. Son yıllarda 7-14 Nisan tarihleri arası Sağlık Haftası olarak kutlanmaktadır.1950’den beri Dünya Sağlık Günü her yıl 7 Nisan‘da farklı bir tema ile kutlanmaktadır. Her tema DSÖ’nün güncel öncelikli alanını yansıtır.
“Dünya Sağlık Günü“, 7 Nisan’ın çok ötesine taşarak; süregelen, uzun erimli bir sağlık hakkı savunuculuğu programları başlatmıştır.
Dünya Sağlık Günü, temel halk sağlığı sorunlarına odaklanmak için dünya çapında bir fırsattır. Türkiye’nin de üyesi bulunduğu DSÖ Avrupa Bölgesi, üye devletlerden ve seçilen tema konularında etkinlikleri ve çözümlemeleri (analizleri) vurgulayarak katkıda bulunur ve DSÖ Ülke Ofisleri, politika yapıcılar ve öbür paydaşlar arasında, saptanan temaya (Benim Sağlığım-Benim Hakkım) dikkat çekmek ve tartışmayı teşvik etmek için özel etkinlikler düzenler.
7 Nisan 2024 Pazar günü, Dünya Sağlık Günü olarak “Benim Sağlığım, Benim Hakkım” teması çerçevesinde kutlanıyor. Bu gün herkesin, her yerde, nitelikli sağlık hizmetlerine, eğitime, bilgiye, güvenli içme suyuna, temiz havaya, iyi beslenmeye erişim hakkını savunuyor. Uygun barınma, insana yakışır çalışma ve çevre koşulları ve ayrımcılıkla karşılaşmama… temel sağlık hizmetlerinden tam olarak yararlanamamayı ortaya koyuyor.
2024 Dünya Sağlık Günü
Dünya çapında milyarlarca insanın sağlık hakkı giderek daha çok tehdit altına giriyor.
Hastalıklar ve afetler ölüm ve engellilik nedenleri arasında büyük yer tutuyor.
Çatışmalar yaşamları çökertiyor; ölüme, acıya, açlığa ve psikolojik bunalımlara neden oluyor.
Fosil yakıtlar hem iklim faciasını (Climate Disaster!) tetikliyor hem de temiz hava soluma hakkımızı elimizden alıyor; iç ve dış hava kirliliği her 5 saniyede bir can alıyor!
DSÖ’nün “Herkes İçin Sağlık Ekonomisi Konseyi”, en az 140 ülkenin sağlığı anayasalarında bir insan hakkı olarak tanıdığını belirledi. Ancak çoğu ülke, halklarının sağlık hizmetlerine erişim hakkını güvence altına alacak yasaları çıkarmıyor ve uygulamaya koymuyor. Bu, 2021 yılında en az 4,5 milyar insanın, yani dünya nüfusunun yarısından çoğunun temel sağlık hizmetlerinden tam olarak yararlanamadığı gerçeğini destekliyor.
DSÖ Avrupa Bölgesi’nde ve dünya genelinde milyonlarca kişinin sağlık hakkı
giderek daha fazla tehdit altında!
Hastalıklar ve afetler ölüm ve engellilik nedenleri arasında büyük yer tutuyor.
Çatışmalar yaşamları mahvediyor; ölüme, acıya, açlığa ve psikolojik bunalımlara neden oluyor.
DSÖ Avrupa Bölge Ofisi boşlukları ve zorlukları ele almak, sağlık sistemlerini güçlendirmek ve başarıların üzerine inşa etmek için Türkiye’nin de içinde yer aldığı 53 üye devleti desteklemek için çalışıyor. DSÖ’nün Herkes için Sağlık vizyonunu Bölgedeki yaklaşık 1 milyar insan için somut eyleme dönüştürüyor.
Kamu (Halk) için iletiler…
– Sağlık haklarınızı bilin. Şunları yapma hakkına sahipsiniz:
- Hiçbir ayrım gözetmeksizin güvenli ve nitelikli sağlık bakımı.
- Sağlık bilgilerinizin korunması ve gizliliği.
- Sağaltım (Tedavi) hakkında bilgi edinme ve aydınlatılmış onam (rıza) verme.
- Maddi ve manevi varlığınızın bütünlük ve özerkliği.
Kendi sağlığınız hakkında kararlar alın..
Temel bir insan hakkı olan sağlık hakkınızı koruyun.
Herkesin, gerek duyduğu sağlık hizmetlerine, parasal sıkıntı yaşamadan, gerek duyduğu yer ve zamanda ulaşabilmesi gerekiyor. Sağlık hizmetlerine erişemiyorsanız, bu kabul edilemez.
İşte harekete geçmenin kimi yolları :
- Savunuculuk-siyasal önderlere çağrıda bulunun, eylem isteyen sağlık topluluklarına katılın, dilekçelere ve tartışmalara katılıp katkı verin.
- Neyin değişmesi gerektiği ve nasıl değişmesi gerektiği konusunda uzlaşmaya varmak için topluluğunuzu (örneğin iş yerinde, ibadethanelerde vb. yerlerde) örgütleyin.
Sağlık hakkını, daha geniş insan haklarımızın temel direği olarak savunun.
Sağlık hakkımıza saygı duymak, güvenli içme suyuna, temiz havaya, iyi beslenmeye,
nitelikli barınmaya, insan onuruna yakışır sağlıklı – güvenilir çalışma koşullarına ve şiddet ve ayrımcılığa sunuk (maruz) kalmama haklarımıza saygı duymak anlamına gelir.
En iyi sağlığı erişmek bir önceliktir.
Sağlıkla ilgili karar alma süreçlerine katılın. Nasıl katılacağınıza ilişkin örnekler :
Belediye toplantıları ve vatandaş meclisleri, odak grupları ve danışma toplantıları, sağlık konseyleri, yönlendirme kümeleri (grupları) ve inceleme kurulları vb. kuruluşlarda kararlara katkı vermek.
Dünya Sağlık Örgütü’nün kuruluşu, işleyişi, örgüt yapısı, Türkiye temsilciliği kısa tarihçesi hakkında ayrıntılı bilgiye “www.healthworldnews.net/tarihce” erişkesiyle (linkiyle) ulaşabilirsiniz.
Kaynak: DSÖ Merkez ve Avrupa Bölge Ofisi, Cenevre, Kopenhag, 7 Nisan 2024
Haber : Bekir Metin, Ankara, 7 Nisan 2024
Bu ulu ve kutsal, en evrensel ve ulusal gün DÜNYA SAĞLIK GÜNÜ, dahi bilgin ve hekim sevgili hocamız Prof.SALTIK ve çok değerli yazar sayın Bekir METİN başta olmak üzere tüm dünya ve bütün Türkiye hekimlerine ve sağlık çalışanlarına kutlu olsun.