Suay Karaman
‘North Atlantic Treaty Organization’ kelimelerinin ilk harflerinden oluşan NATO (Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü), 4 Nisan 1949’da, başta ABD olmak üzere kimi Batı Avrupa ülkelerinin öncülüğünde 12 ülke tarafından kurulan uluslararası askeri birliktir. NATO, daha sonra farklı dönemlerde başka ülkelerin katılımıyla genişlemiştir. (AS: İsveç ile 32 üye oldu)
Varşova Paktı, 14 Mayıs 1955’te Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) ve kimi Doğu Avrupa ülkelerinin öncülüğünde 8 ülke tarafından kurulan “dostluk, işbirliği ve karşılıklı yardım antlaşması” ile kurulan askeri ve siyasal birliktir. Kuruluş tarihlerine bakılırsa, Varşova Paktı’nın, NATO’ya karşı bir tepki olarak kurulduğu anlaşılmaktadır.
Sovyetler Birliği’nin dağılması ile 1 Temmuz 1991’de Varşova Paktı da sona erdi. Bu durumda, Varşova Paktı artık olmadığına göre, NATO’nun neden hala varlığını sürdürdüğünü sorgulamak gerekir. NATO, ABD’nin dünya jandarmalığına soyunmak ve sömürgeci politikalarını yaymak amacıyla kurulmuştur.
Türkiye NATO’ya girmek için, Demokrat Parti tarafından 12 Ekim 1950’de TBMM kararı olmadan Kore’ye asker göndererek, bizim için hiçbir anlamı olmayan bir savaşa katıldı. Bunun sonucunda 18 Şubat 1952’de NATO’ya üye oldu.
Özellikle Rusya’yı çevrelemek politikasıyla sürekli genişleyen NATO, Finlandiya ve İsveç’in üye olmasını gündeme getirdi. Ancak 13 Mayıs 2022’de AKP genel başkanı buna karşı çıktı. Tayyip Erdoğan, teröre destek verdiğini söylediği bu iki ülkenin NATO üyeliğine Türkiye’nin karşı olduğunu ve NATO Konseyinde olumsuz oy vereceğini açıkladı. 29 Mayıs 2022’de “Başta ben olduğum sürece Finlandiya ve İsveç NATO’ya giremez.” diyen Erdoğan, 28-30 Haziran 2022’de Madrid’de yapılan NATO doruğunda, Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğine onay verdi.
30 Mart 2023’te TBMM Genel Kurulunda yapılan oylama ile Finlandiya’nın NATO üyesi olması uygun bulundu. AKP, CHP, MHP ve İYİ Parti milletvekilleri 276 evet oyu verdi. Öbür partiler oylamaya katılmadı. 23 Ocak 2024’te TBMM Genel Kurulunda yapılan oylama ile İsveç’in NATO üyesi olması da uygun bulundu. AKP, CHP, MHP ve DEVA milletvekilleri 287 evet oyu verirken; İYİ Parti, DEM Parti, Saadet Partisi, Hüda-Par, Yeniden Refah Partisi ve TİP milletvekilleri ise 55 hayır oyu verdi. Dört milletvekili çekinser kaldı. (AS: yalnızca 17 CHP milletvekili İsveç’in NATO’ya üyeliğine evet dedi, 118’i oylamaya katılmadı..)
Eğer ülkemizi yönetenler ulusal çıkarlarımızı düşünselerdi Finlandiya ve İsveç’in NATO üyeliğine alınması karşılığında, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin tanınmasını gündeme getirir ve Kıbrıs’ ta kalıcı çözüme ulaşılmasını sağlayabilirlerdi. Elimizdeki kozları kullanamadan, emperyalist ABD’nin dümen suyuna giderek, NATO’nun genişlemesini sağlamak “milli duruş” olarak nitelenemez.
Ülkemizin çıkarlarını ABD’ye göre, NATO’ya göre biçimlendirmek açıkça sömürge olmaya boyun eğmektir. Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya alınmasına onay vererek, NATO’nun genişletilmesi ABD’nin yararınadır, Türkiye bundan büyük zarar görecektir.
TBMM’deki oylama sonuçlara göre ABD’nin ve NATO’nun buyruğunda olduğumuz yeniden ortaya çıkmıştır. Öbür partilerin ne oldukları, kimlere hizmet ettikleri belli, ancak CHP gibi emperyalizme karşı mücadele etmiş ve başarmış bir partinin “evet” oyu vermesi üzerinde düşünmek gerekir. NATO’nun genişlemesi için onay vermek, ülkemizin kurucu partisi CHP’nin tam bağımsızlık ilkesine de aykırıdır.
İşin özü CHP, 10 Kasım 1938’den beri tam bağımsızlıkçı ve emperyalizm karşıtlığı politikalarından uzaklaşmıştır. 22 Şubat 2022’de Kemal Kılıçdaroğlu, Reuters’a verdiği demeçte; “Biz NATO’nun bir parçasıyız. Dolayısıyla kendimizi bu ittifakın dışında göremeyiz. Bu konuda taahhütlerimiz var.” demişti. CHP Genel Başkanı Özgür Özel ise 11 Aralık 2023’de TBMM’de bütçe görüşmeleri yapılırken, “Bizim yolumuz 6. Filo’yu denize dökenlerin yoludur.” demişti. Ancak CHP, 43 gün sonra TBMM’de NATO’nun genişlemesine onay verdi. Bu durumda 6. Filo’yu denize dökenlerin “kahrolsun ABD, kahrolsun NATO” dediğinden haberi yok muydu? NATO’nun genişlemesine ‘demokrasinin yanında olmak’ şeklinde açıklama yapmak, emperyalizmin hizmetinde olmanın kanıtıdır.
NATO, ABD’nin başını çektiği bir haydut örgüttür
Ülkemizde ulusalcı aydınları öldüren, laik cumhuriyetimizi yok ederek, dinciliği dayatan, Türk-İslam sentezi sevdalılarını iktidara taşıyan, ülkemizin parçalanması için çalışan bir oluşumdur. NATO’nun ve ABD’nin ülkelere nasıl “demokrasi getirdiği” (!) iyi bilinmektedir. Böyle bir örgütün içinde olmak yanlıştır. Türkiye’nin NATO içindeki müttefikleri, Ege Adalarını işgal ederek, sözde Ermeni Soykırımı tasarılarına destek vererek, Kıbrıs’tan Türk kimliğini silmek için Rumlara açık çek vererek, PKK-YPG terör örgütüne silah vererek, askerlerimizin şehit olmasına yol açan düşmanca bir politika izlemektedirler. Bu bağlamda Türkiye’nin NATO üyeliğini daha çok sürdürmesinin bir anlamı kalmamıştır. Bu onur kırıcı durumdan en kısa sürede kurtulmak gerekmektedir. Ülkemizdeki tüm ABD üsleri kapatılmalıdır. Yerli ve ulusalcı (milli) olmanın ilk koşulu budur.
NATO ile mücadele mandacılıkla mücadeledir, bağımsızlık savaşıdır. NATO’nun dediklerini yaparak değil, hesaplaşarak bağımsız olunur. Emperyalizmle işbirliği yapmak, eşsiz liderimiz Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti’ne yakışmaz. NATO’cu tüm yöneticiler, bunu bilmek zorundadır. Zamanı gelince bu hesapların sorulacağı da akıllarda yer etmelidir.
Azim ve Karar, 5 Şubat 2024
https://azimvekarar.net/eyyy-nato/
Ahmet Hocam Merhaba,
Size ancak burada ulaşabiliyorum .Öncelikle nasılsınız ? umarım iyisinizdir . 18 Ocakta Cumhuriyet gazetesinde yazdığınız yazınızda C. Rice, “Ortadoğu’da 22 ülkenin sınırları değişecek, buna Türkiye de dahil” başlıklı makalesini paylaştığınız (7 Ağustos 2003, Washington Post) yazınızda ki makalenin orijinaline baktığımda Rice ın böyle bir ifadesini görmedim. Bu yüzden bir ABD hayranı ve AKP de çok iyi şeyler yaptı diyen bir vatandaşla tartıştığımda inanın mahçup oldum. Keşke iyi araştırıp yazsaydınız ben bu satırları size bir Kemalist, devrimci ve anti emperyalist bir insan olarak yazıyorum. bakın o yazınıj orijinali burada
https://www.washingtonpost.com/archive/opinions/2003/08/07/transforming-the-middle-east/2a267aac-4136-45ad-972f-106ac91e5acd/
Saygılarımla
Tural Sarıkaya
Çok teşekkür ederim değerli Sarıkaya katkınız için..
Biliyorsunuz sanal ortam kaynaklarında erişim bilgilerinde değişmeler olabiliyor.
Bu yüzden de ilgili erişkenin (linkin) önüne hemen eriştiğimiz tarihi koyuyoruz.
Benim de Cumhuriyet makalemde verdiğim erişke (link) ulaşılabilen bir adresti, sınamadım bir kez daha.
Sevgi ve saygı ile. 24.2.24
Dr. Ahmet SALTIK