Ahmet NİŞANCI
Artvin Atatürk’ü Düşünce Derneği Başkanı
Cumhuriyet Öğretmeni
31 Aralık 2023
DEĞERLİLERİME…
TÜRKİYE CUMHURİYETİ ve ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCENİN SAVUNUCULARI OLARAK
YURTTAŞLARIN EŞİTLİĞİ,
LAİKLİK ANLAYIŞI İÇİNDE
YÜKSEK VATAN SEVGİSİ TAŞIYAN
ATATÜRKÇÜLERE,
BAŞTA AİLEM, DOSTLARIMA, ARKADAŞLARIMA
2024 YILINA GİRERKEN İÇTEN DUYGU VE DÜŞÜNCELERİME İLİŞKİN SUNUMUMDUR :
Orta Asya’dan başlayan tarihsel süreç içinde Anadolu’ya ulaşan Türklüğün Büyük Yürüyüşü Osmanlı Hanedanı’nın 600 yıllık yönetimi sonunda Ülkemizin emperyalist devletlerin işgali sonucu Büyük Acılara sahne olmuştur.
Bütün büyük tarihçilerin ortak görüşü ve yaşanmış tarihsle olaylar gösteriyor ki;
- YÜCE MUSTAFA KEMAL ATATÜRK olmasaydı,
emperyalistleri yenmemiz ve
Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’ne ulaşmamız olanaklı olamayacaktı!
Bu ne demektir?
Sevr Andlaşmasının uygulanışıyla Türkler Anadolu’nun ortasında küçük bir toprak parçasına (AS: şimdiki topraklarımızın 1/3’ü!) hapsedilen, özgürlüklerden yoksun bağımlı bir topluluk durumuna getirilecek, İstanbul’daki son Hanedan sahipleri varlık içinde yaşamlarını sürdürecekler, Türklüğün yüzyıllardır süren onurlu yürüyüşü sonlandırılmış olacaktı. (AS: Türk Ulusunun Sevr Andlaşması ile açık soykırımı!)
Yüce Atatürk bütün zorluklara, yokluklara karşın yürüttüğü KURTULUŞ (İstiklal-Bağımsızlık) SAVAŞI ve arkasından gelen KURULUŞ SÜRECİ ile BÜYÜK TÜRK ULUSU’nu yarattı.
Cumhuriyetin kazanımlarını kendi çıkarcı yapılarına uygun bulmayan tarikat anlayışlıları, yeraltında çağdışı karanlık etkinliklerini sürdürerek 1950’li yıllara dek kendilerini saklamayı başardılar.
Atatürk’ten sonra bir süre daha sürdürülebilen Atatürkçü Düşünce Devrim Süreci 1950’lerden sonra her geçen yıl kesintiye uğrayarak bugün tarikat-cemaatlar yönetiminde bir diktatörlük düzenine doğru akıntıdadır.
Cumhuriyet’in demokrasi ile tamamlanmasını hazmedemeyenler, halkımız üzerinde baskıcı bir yönetim kurmak için azgın bir gözüdönmüşlükle saldırılarını her geçen gün hızlandırmaktadırlar.
Türkiye Cumhuriyeti’nin gerçek sahibi halkımızın sabrı, her geçen gün yeni bir olayla test edilmekte ve gericiliğe, yobazlığa karşı olan güçler sindirilmeye çalışılmaktadır.
Bütün örnekleri bu yazıya sığdırabilmek olası değil, ama salt Fenerbahçe- Galatasaray arasındaki futbol karşılaşmasının bugünkü yönetim anlayışı içinde dönüştüğü Suudi hayranlığı artık Türk Halkı ve Cumhuriyetimiz için varılan utancın en son halkası olamayacağı gerçeğini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Böyle bir ortamda Türkiye Halkı yeni bir yıla girmenin coşkusunu yaşarken; yokluk, yoksulluk, yorgunluk, çaresizlik içindedir.
Bu durumdan kurtuluşun reçetesi, umutsuzluğa düşmeden toplumsal dayanışmanın en üst düzeye taşınmasını sağlayacak ortak paydada buluşabilmektir.
Bu idealin adı; ATATÜRK ADINDA, KEMALİST DÜŞÜNCE’DE BİRLEŞMEK‘tir.
Bu duygu ve düşünüş içinde
YÜCE TÜRK MILLETİMİZİN YENİ YILININ SONSUZ BAŞARI ve MUTLULUKLARA;
LÂİKLİĞE EŞİTLİĞE, ADALETLİ YÖNETİMLERE KAPI ARALAYACAK
BİR YIL olmasını diliyorum!..