Emperyalizmin uşakları

Örsan K. Öymen
Örsan K. Öymen
25 Aralık 2023 Cumhuriyet

 

Emperyalizm Türkiye’de, bir yandan serbest piyasa ekonomisi, özelleştirme ve sendikasızlaştırma üzerinden kamucu ekonomiyi çökertmektedir; bir yandan eğitim sistemine darbe vurarak ve kamusal eğitimi dinselleştirerek, halkı cahil ve nitelikli, ücretsiz eğitimden mahrum bırakmaktadır; bir yandan da din, mezhep ve etnik kimlik üzerinden siyasetin yapılmasını teşvik ederek, ülkenin kutuplaşmasına, bölünmesine ve parçalanmasına yol açmaktadır.

Üniversite, medya ve yayıncılık sektörünün büyük bir kesimi onlarca yıldır, bu gerçekleri gizlemektedir veya görememektedir ve bozuk düzeni bilinçli veya bilinçsiz bir biçimde olağanlaştırmaktadır.

Emperyalizm ülkeleri sömürürken, sömürülen ülkenin içinde, kendisine hizmet eden odaklara gereksinim duyar. Yurtiçinde emperyalizme hizmet eden odaklar olmadan, emperyalizm başarıya ulaşmaz. Bu nedenle sömürülen ülkelerin durumundan, yurtdışındaki emperyalist odaklar kadar, sömürüye hizmet eden yurtiçindeki odaklar da sorumludur.
***
Emperyalizme bilinçli ve kasıtlı olarak hizmet eden kişilere, emperyalizmin işbirlikçisi denir. Bu kişiler kötü niyetli insanlardır.

Ancak emperyalizme hizmet edenlerin çoğunluğu, emperyalizme hizmet ettiklerinin farkında bile değillerdir. Bu kişiler, emperyalizmin ve onun kökeni olan kapitalizmin nasıl kurulduğu ve işlediği hakkında yeterince bilgi sahibi olmadıkları için, düzeni sorgulamadıkları, okumadıkları, okuduğunu anlamadıkları, düşünmedikleri, akıl yürütmedikleri için, konumlarının bilincinde değillerdir.

“Vatan”, “millet”, “din”, “mezhep”, “örf”, “gelenek”, “töre”, “ecdat”, “etnik köken” adına siyaset yapanlar, akıl ve bilgi sahibi olmadıkları zaman, emperyalizmin uşağı haline dönüşürler. Kendilerini efendi sanan bu kişiler aslında emperyalizmin uşağıdırlar.

Din, mezhep ve etnik kimlik üzerinden siyaset yapanlar, farkında olsunlar veya olmasınlar, emperyalizmin uşağı konumundadırlar.

  • AKP, YRP, SP, DEVA, GP, HÜDA PAR, MHP, HDP/DEM gibi siyasal partiler bu kategoridedir.

Türkiye’de bu partilerin toplam oyu yaklaşık olarak %60’ı bulduğu için, Türkiye büyük ölçüde emperyalizmin işgali altındadır.
***

  • Laiklik emperyalizmin en büyük düşmanlarından biridir.

Çünkü laikliğin olduğu bir ülkede devlet, hükümet, siyaset, hukuk, eğitim dinselleşmez, din konusu vatandaşın özgür iradesine bırakılır ve böylece farklı dinlerin, mezheplerin ve felsefi görüşlerin bir arada yaşaması sağlanır, belli bir din ve mezhep vatandaşlara dayatılmaz.

Dernek ve vakıf adı altında devletin içinde örgütlenen laiklik karşıtı tarikatlar
ve cemaatlar bu nedenle emperyalizmin en büyük uşakları arasında yer alırlar.

Laikliğin olmadığı yerde din ve mezhep üzerinden kutuplaşmalar, parçalanmalar, bölünmeler yaşanır ve bu bir ulusal güvenlik sorununa yol açar, ülkeler bu nedenle iç savaşa dek sürüklenirler.
***
Emperyalizm için yoksulluğun ve cehaletin bir arada olması esastır.

Bu nedenle ekonominin ve eğitimin paralel olarak çökertilmesi, emperyalizmin sonuca ulaşması için bir önkoşuldur.

Kamucu ekonominin yerine özel sektörde sermaye sınıfına öncelik verilmesi, milli/ulusal eğitimin yerine ümmetçi “eğitimin” uygulanması, emperyalizmin amacına ulaşmasını sağlar.

Halkın ekonomik refah seviyesi (gönenç düzeyi) yüksek olursa, halk bir biçimde kendisine nitelikli, bilimsel, laik eğitim olanaklarını yaratabilir. Ama halk yoksul bırakılırsa, devletin dinselleştirdiği ümmetçi “eğitime” mahkûm kalır ve böylece cehaleti sürdürülebilir olur.

  • Cehaletin sürdürülebilirliği, cehaletten beslenen iktidar odaklarının sürdürülebilir olmasını sağlar.

Nitelikli bir eğitim alan halk, ne denli yoksul olursa olsun, bir gün uyanır ve o ülkeyi yoksul bir ülke olmaktan çıkartır.

AKP hükümetinin ekonomi ve eğitim alanındaki uygulamaları, bu çerçevede değerlendirilmelidir.


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir