İÇ ve DIŞ BÜTÜNSEL SALDIRI İVME KAZANDI!

Dostlar,

21 Aralık 2023 günü, 2 haftada bir yazdığımız Cumhuriyet gazetesindeki köşemizde 7. yazımız yayınlandı.
***
İÇ ve DIŞ BÜTÜNSEL SALDIRI İVME KAZANDI!

Hangisinden başla(n)malı?
Bu gün 21 Aralık. En uzun gece, gün dönümüne gebe. “Güne ezanla başlanacak” fetvasının kadir-i mutlak TEK ADAM’ca dayatıldığı, artık sözde demokratik-laik Türkiye’de, giderek daha çok günışığına uyanacağız birkaç ay. Ne var ki, AKP karanlığı giderek koyulaşıyor. Hedef tam karartma : Cumhuriyet’ten intikam ile diz çöktürme!
Ve yüreğimiz gene harman yangını : Kıbrıs’ta Kanlı Noel kırımı (faciası) 60 yıl önce bu gündü. Değil salt bizim, insanlığın büyük utancı emperyal Maraş kıyımı 45 yıl önce bugünlerde sahneleniyordu; 500+ masum kurban!
Dert bir değil ki, hangisine yanayım!?” durumu betimlemeye uygun görünüyor. Ancak bu dertlerin çoğu kurmaca! En azından 22 yıldır (neredeyse çeyrek yüzyıl!) bu ülke ve halkı yaman bir emperyal kuşatma altında. Atlantik üretimi kanlı stratejik tasarım BOP ve seçilip-atanmış taşeron siyasal kadro sadakatle iş başında.
Özellikle algı yönetimine dönük, kitlelerle iletişimin büyük bir ustalıkla kotarılmakta olduğunu kabul gerek. Politik psikolojinin, siyaset bilimlerinin hemen tüm araçlarının ustaca (kahpece!) kullanıldığı bir laboratuvar.
En başta kara propaganda ve türevleri olmak üzere gündem oyunları kökü dışarıda, asla yerli – milli olmayan “büyük akıl” eliyle sergilenmekte. Ardışık ve orta – yüksek şiddette şok uyaranlarla toplum felç edilmekte :
Üç basamaklı enflasyon = devlet soygunu ile bilinçli yoksullaşTIRma, anormal işsizlik, çevre-doğa talanı, kolluğun ve yargının toplumsal vicdanı isyana kışkırtan kullanımı, medya ve aydınlara baskı, mülkiyet hakkına el konması (gaspı), TBMM’nin notere indirgenmesi, dış politikada yıkıcı ödünler, ilkesiz ve ulusal onuru yaralayıcı sığ siyasalar… liste kolaylıkla uzatılabilir. Ulusu, sosyal psikolojik bakımdan şok edici travmalarla teslim almaca..
Bir kas, deneysel ortamda elektriksel olarak çok sık ve/ya yüksek dozlu uyarılırsa yanıt fibrilasyon, felçtir.
AKP=RTE iktidarına bu yol izletilmektedir. Eşzamanlı pek çok ciddi “bela” yaratılmakta ve gündem oyunu dayatılmakta, deyimi yerinde ise ulusun öncü demokratik muhalefet odakları sersemletilmekte, yorulmaktadır. Asgari ücret tiyatrosu birkaç perdelidir, ancak açlık sınırının da altına çekilen tutar, genel-geçer ücret olmuştur. Büyük şef, yılda bir kez belirleneceği buyruğunu vermiştir. Altı milyon yaşlı-emekli, 7500YTL/ay ile işkencededir. Bu kitlenin aylığında “makul” bir iyileştirmenin T.C.’nin akçalı (mali) gücünü aştığı masalına inanacak yoktur.
Emek örgütsüz, iç-dış sermaye olağanüstü organizedir. Öyle ki, 3 Y ile savaşmak (!) üzere yola çıkan AKP=RTE kabineleri kısa sürede kafeslenmiş ve patron iktidarına dönüştürülmüştür. Küresel kumarhane kapitalizmine (yoz emperyalizme) eklemlenmiş komprador burjuvazi, “sermaye birikimini” olanca hızıyla sürdürmektedir.
2024 bütçesi, 1876 Osmanlı bütçesinden beterdir. Anımsansın, 1881 Düyun-u Umumiye = Devlet iflasıdır!
Bu yağma-talan-soygun-kara para-mafya kepazeliğinin “dar-ül harp”te sürdürülmesine siyasal İslam alettir.
Bir militan Milli (!) Eğitim bakanı sahneye sürülmüş ve TBMM’de ne var ne yok, her şeye meydan okumuştur. Uygun bir tepeye konumlanmış mitralyöz gibi laik-bilimsel-karma-akılcı-ulusal-çağcıl eğitim dizgesini tarıyor. Oysa Ulusal Eğitim dizgesinin günlük siyasa dışı/üstü olması gerek. Adı üstünde “ulusal eğitim”. Siyasal partiler ise toplumu “partilere” ayırmakla işlevli. Dolayısıyla iki Bakanlığın adında “Milli” nitemi (sıfatı) var: Eğitim ve Savunma. Okula, Orduya, tapınç (ibadet) yerine siyaset sokulmaması ülke-ulus için sağkalım (beka) gereği.

   Ne yapmalı / yapılabilir ?

Öncelikle doğru tanı! Toplumda öncü direnç odaklarının yorulması, giderek susturulması ve kitlelerin çürütülerek siyasal katılım dışına süpürülüp ve fakat böylelikle ümmetleştirilerek oy deposuna dönüştürülmesi. Anamuhalefet ve öbür muhalefet partileri öncelikli hedefler : İçlerinin boşaltılması ile göstermelikleştirilmesi. Ne kalıyor geriye? Namuslu – yurtsever aydınlar ve aynı nitemlere (sıfatlara) sahip halk kesimleri. Saldırı yordamı (stratejisi) ortada. Eldeki kıt barutu çok akılcı, stratejik akılla kullanmak kaçınılmaz : Halkı örgütlemek! Mahalle, sokak, işyeri birimlerine dek. AKP/RTE eliyle BOP=yıkım=parçalanma karşıtı ne denli ulusal güç varsa seferber ederek hepsini tek bir ortak hedefe kilitlemek. Bu, bir ulusun öz savunmasıdır (nefs-i müdafaasıdır), yerden göğe meşru direnme hakkıdır. Koşulları apaçık doğmuştur ve evrensel temel insan hakkıdır. Biline!

7- İÇ ve DIŞ BÜTÜNSEL SALDIRI İVME KAZANDI!

Ahmet Saltık: İç ve dış bütünsel saldırı ivme kazandı! (cumhuriyet.com.tr)

 

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir