TÜRKİYE CUMHURİYETİMİZİN 100. YILINDA
ULUSUN SAĞLIĞI :
Stratejik bir Sorunsal ve öncelik..
Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM
ADD Bilim Kurulu Başkan V.
Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı-Siyaset Bilimci
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı Öğretim Üyesi
ADD (Atatürkçü Düşünce Derneği) Genel Merkezi, Cumhuriyetimizin 100. yılı anısına, 1989’dan bu yana düzenli olarak yayınlayageldiği “Atatürkçü Düşün” dergisinin 153. sayısını (Ekim-Kasım-Aralık 2023) özel sayı olarak çıkardı.
Bu sayıda bizden de Cumhuriyetin başından bu yana sağlık hizmetlerinin evrimini, güncel durumunu, geleceğe ilişkin beklenti ve planları yazmamız istendi.
Hiç kuşku yok, “CUMHURİYETİN SAĞLIK DEVRİMİ” dir söz konusu olan hem de DESTANSI! A4 boyutunda on sayfa yazdık. Derginin 15-25. sayfaları oluştu.
Kısa bir giriş, kimi seçmeler ve sonuç sunup, yazının tümüne pdf erişimi vereceğiz (en sonda)..
***
MUVAKKAT İCRA ENCÜMENİ HEYETİ
Mustafa Kemal Paşa Hükümeti, 25 Nisan 1920 –
03 Mayıs 1920
Sağlık Bakanlığı yoktur ve sağlık konuları yer almamaktadır. Ancak 3 Mayıs 1920’de TBMM’nin açılışının 10’uncu gününde ilk kez Sıhhat ve İçtimai Mavenet Vekaleti (Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı) kurulmuştur. Dr. Adnan Adıvar ilk Bakan’dır.
- İCRA VEKİLLERİ HEYETİ :
Mustafa Kemal Paşa Hükümeti, 3 Mayıs 1920 –
24 Ocak 1921,
Sıhhiye ve Muavenet-i İçtimaiye Vekili Dr. Adnan Bey (İstanbul), 03.05.1920-24.01.1921
“Umuru sıhhiye ve muavenet-i içtimaiye hususunda hali hazır-ı malimizin müsaid olabildiği kadar ve mümkün mertebe iktisada riayet olunarak azamî fevaid-i sıhhiye ve içtimaiye teminine çalışılacaktır. Ahalinin ve memlekette mevcut müessesat-ı sıhhiyenin edviye ve levazımı sıhhiye hususunda müşkilâta uğramamaları için şimdiden bu gibi levazımın memlekete ithaline say olunuyor. Elimizde mevcut edviye ve eczayi tıbbiyeyi israf etmemek üzere kullanırsak bu buhranlı devreyi kolaylıkla atlatabileceğimizi zannediyoruz. Emrazı sariyenin lehülhamd memlekette bu sene evvelki harp senelerine nisbeten pek az olduğunu marazı hamdü şükranda zikretmekle beraber bugün emrazı içtimaiye namı altında zikrolunan malarya ve frenginin tahdidi mazarratı için diğer şuabatı idare ile müttehiden ittihazı tedabir olunacağını söylemek isteriz.”
- Yasama Yılı Açış konuşmasında Mustafa Kemal Paşa’nın, 1 Mart 1921 – 1 Mart 1922 arasında 2. Yasama döneminde Meclis Hükümetinin sağlık alanında yaptıklarını aktaran tarihsel sözleri oldu :
- “Efendiler, ulusumuzu güven içinde yaşatmak amacımız olduğu gibi, onun sağlığına özen göstermek ve olanaklarımızın elverdiği oranda sosyal acıları dindirmek de hükümetimizin görevlerindendir. Bu cümleden olmak üzere ülkemizin doktor ihtiyacı olanakların elverdiği oranda karşılanmaya çalışıldı. 1920 yılında 260 (iki yüz altmış) doktor görevli idi. Bu sayı, bu geçen yıl zarfında 312’ye (üç yüz on iki) yükseltildi. Elli doktor daha bulunup, doktorsuz ilçelere gönderilmeleri düşünülmektedir. Bu yıl bulaşıcı hastalıkların yayılması önlendi, başgösteren hastalıklar derhal sıhhi önlemler alınarak, bulundukları yerde yok edildi. Bulaşıcı hastalıklara karşı en kesin önlem olan aşılar, artık tümüyle ülkemizde yapılmaktadır. Üç milyondan fazla kişiye yetecek çiçek aşısının Sivas’ta yapılmış bulunduğunu belirtmekle bu konuda gerekli bilgiyi vermiş oluyoruz. Ülkenin sıtmalı bölgelerine yeterli miktarda kinin dağıtılmıştır.
Frengi hastalığının yok edilmesi için de gerekli olan para sarf edilmiştir. Sosyal hastalıklar ile uğraşımızın daha etkili ve daha ayrıntılı bir şekilde yerine getirilmesinin gereğini de
belirtmek isterim.”
………………….
…………………………….
…………………………………….
- Yasama Yılını Açış Konuşması, Cumhurreisi Mustafa Kemal Paşa, 1 Mart 1923
- “Salgın ve bulaşıcı hastalıklara karşı insanları koruma konusunda büyük hizmetleri görülen, aşıların hazırlanması ile uğraşan hıfzıssıhha kurumu üstün bir başarı ile çalışmalarını sürdürmekte ve hastalıklarla savaşta yararlı hizmetler yapmaktadır. 1921 yılı içinde, üç milyon kişilik çiçek aşısı yapabilen Sivas Kurumu geçen yıl içinde beş milyon kişilik çiçek aşısı, 537 Kg. kolera, 477 Kg. tifo aşıları üretmiş ve bunlar halka yeterli bir şekilde yapılmıştır. Halen İstanbul ve Sivas’ta bulunan her biri bakteriyoloji laboratuvarı, kimya. laboratuvarı, aşı istasyonu ve kuduz tedavi merkezinden kurulu hıfzıssıhha müesseselerinin üçüncüsü de bu yıl Diyarbakır’da kurulacak ve böylece hastaların uzak yerlere gitmelerinden doğacak sakıncalar ortadan kalkacaktır. Bulaşıcı hastalıklara karşı önemli bir savaşın aracı olan temizlik ve etüv araçları gittikçe çoğaltılmakta ve düşman tarafından zarar görmüş olanlar onarılmakta, var olanlar ise yenileştirilmektedir. Bu şekilde yakında Afyon Karahisar, Eskişehir ve Niğde etüv kurumları faaliyete gireceklerdir. İzmir’de ve Ankara’da her türlü aracı olan birer etüvevi inşası düşünülmektedir. Aslında sağlık korunmasını sağlayan etüvevleri bulunmayan şehirlerde yerel yönetimler tarafından verilecek ödenekle ve merkezden yapılacak yardımla bir an önce bunların tamamlanması, 1923 yılında yerine getirilmesi amaçlanan işlerden birisidir. Bu arada, çeşitli yollarla dışarıdan gelecek salgın hastalıklara karşı korunmak için sınırlarımızda karantina yeri projesi de incelenmektedir. Kapitülâsyonların kaldırılması sonucu olarak uluslararası bir yönetim durumundan çıkarılıp, halen doğrudan doğruya bakanlığın şubelerinden biri durumuna gelen eski karantina sağlık işleri de, en güç şartlar içinde teslim alınmış olmakla birlikte başarı ile yönetilmekte ve çalıştırılmaktadır. Bir harabe halinde teslim alınan Sinop ve Kılazömen karantina yerlerinin çalışır bir duruma getirilmesine çalışılmaktadır. Sadece bulaşıcı ve mikrobik hastalıklara yakalananların tedavi gördüğü hastahanelerin bulunmamasının ülkemiz için büyük bir eksiklik olduğu düşünülerek bu yıl İstanbul’da ve Anadolu’nun çeşitli yörelerinde 5 adet bulaşıcı hastalıklar hastahanesinin kurulması ve açılması sağlık programımıza konmuştur.
Bu arada İzmir’deki hastahane çalışmaya başlamış, İstanbul’dakiler de açılmaya hazır olarak beklemektedir. Gerek yerel yönetimlerin çalışmaları gerek örnek kurumlarımızın ülkemize
iyi bir şekilde dağıtılması ile Anadolu’nun her yanında eldeki imkanlar içinde önemli sağlık merkezlerinin kurulmasına çalışılacaktır. Salgın hastalıklar oranı kadar önemli ve hatta ülkemizde bunlardan daha çok ölüme neden olan sıtma, frengi ve vereme karşı da önlemler alınmasından geri durulmuyor. Sıtma hastalığının ülkemizdeki yayılma oranı ve yaptığı yıkıntıya karşı yeterli önlemler bulunduğu iddia edilmemekle birlikte, sıtmanın en etkili ilacı olan, İstanbul kimyahanesinde üretilen devlet Kinin’inin bin kiloya yakın mevcudu Ziraat Bankası eli ile bütün bölgelere dağıtılmak üzeredir. 250 kilo da parasız kinin dağıtılmıştır. Yine geçen yıl ödeneğinden artan para ile dışarıdan yeniden bin kilo kadar kinin alımı için başvurulmuştur. Sıtma hastalığının kökünün kazınması için, tek çare olan kurutma ve arazi ıslahı sorununa ve şehir ve köylerin sağlık koruyucu şartlarının düzeltilmesine olağan durum sağlandığında hemen başlanacak ve bunun tamamlanması bayındırlık ve sağlık işlerimizin en gerekli ve önemli görevlerinden olacaktır.
Frengi ile mücadele her yerde alışılmış olan biçimde sürdürülmektedir. - Yıkıcı memleket hastalıklarından başlıcası olan vereme karşı şimdiye kadar durum ve şartlar nedeniyle uygulamaya izin ve imkan bulamadığımız önlemlere başlangıç olmak üzere İstanbul’da veremliler tedavievi açmak ve böylece yeni ve çok gerekli bir mücadelenin
ilk temel taşını koymak düşüncesindeyiz. - Bakanlığa bağlı genel hastalıklar hastahanelerinden geçen yıl içinde yirmi bini aşan
hasta tedavi edildi ve bütün kurumların laboratuvarlarında 30 bin muayene yapıldı. - Sağlık işlerimizin nüfus ile ilgili konularını geleceğin önemli icraat programına bırakarak
sosyal yardım işlerine geçiyorum.”
***
Böyle başladı Kurtuluş ve Kuruluş aşamalarında sağlık hizmetleri Türkiye’mizde.
Onlar, şanlı Kurtuluş’un ardından görkemli Kuruluş aşamasında devrimlerle dünyayı şaşırtmıştı.
- Sağlık alanında yaptıkları da büyük bir SAĞLIK DEVRİMİ’dir, destandır, örnek alınmalıdır.
………………………….
………………………………….
…………………………………………
Sonuç olarak :
Yalnız sağlık sektöründe değil, tüm toplumsal yapılanmada merkez değer SAĞLIKLI – ONURLU – ÜRETKEN yaşam biçimine erişmek olmalıdır.
Toplum 5.0 kaçırılmamalıdır.
“İnsan hakları çağı” olarak tanımlanan yüzyılda, tüm insan haklarının öncülü “SAĞLIKLI YAŞAM HAKKI” dır. “Hak temelli” yaklaşım, sorunları çözmede bilimsel – değer eksenli politikalar geliştirmek için kritik anahtar işlevindedir.
Hiç unutulmasın :
- “ Devlet olma savındaki siyasal kuruluşların EN BİRİNCİ görevi, halkın sağlığı ve sağlamlığıdır.”
- “Biz Batı emperyalistlerine karşı yalnız kurtuluş ve bağımsızlığımızı korumakla yetinmiyoruz.
Aynı zamanda Batılı emperyalistlerin güçleri ve bilinen her aracı ile Türk ulusunu emperyalizme araç yapmak istemelerine engel oluyoruz. Böylece bütün insanlığa hizmet ettiğimiz kanısındayız.” Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK
****
Yazının tümü için lütfen tıklayınız :
100. Yıl ADD dergisine makalemiz
ADD Dergisi 100. yıl özel sayısına, TÜRKİYE CUMHURİYETİMİZİN 100. YILINDA ULUSUN SAĞLIĞI…