Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nin Anayasa Mahkemesi kararına ilişkin açıklama
Yargıtay 3. Ceza Dairesi, Anayasa Mahkemesi’nin Hatay Milletvekili Ş. Can Atalay başvurusunda verdiği ihlal kararı üzerine bu gün aldığı “Anayasa Mahkemesi kararına uyulmaması”, “milletvekilliğinin düşürülmesine yönelik işlemlere başlanması” ve “hak ihlali yönünde oy kullanan Anayasa Mahkemesi üyeleri hakkında suç duyurusunda bulunulması” şeklindeki kararı ile Anayasa’yı ve Anayasa Mahkemesi’ni tanımadığını ilan etmiştir.
Laiklik Meclisi yirmi yılın aşkın süredir ülkemizi topyekûn kuşatan gericiliğin gelinen aşamada hukuku kendi gereksinimleri doğrultusunda yeniden yapılandırma çabalarına karşı durmaya devam edecek, Anayasa Mahkemesi’ni tanımayan siyasal iktidarın “yeni” Anayasa girişimlerinin tam karşısında bir mücadele (savaşım) hattı oluşturacaktır.
Bu doğrultuda, verilecek mücadele yalnızca bir hukuk mücadelesi değil, 21 yıllık gerici siyasal iktidarın tüm girişimlerine karşı Laik Cumhuriyet mücadelesi olacaktır.
Laiklik Meclisi
8 Kasım 2023, Ankara
***
İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞINA
Şikayetçi : …………………………….. T.C. No:
Adresi :
Şikayet Edilenler :
1- Tekirdağ İl Milli Eğitim Müdürü Ersan ULUSAN ve yapılan yazışmalar sonrası anılan fiilleri işlediği tespit edilecek şahıslar,
2- Tekirdağ Gençlik ve Spor İl Müdürü Ahmet ÜZGÜN ve yapılan yazışmalar sonrası anılan fiilleri işlediği tespit edilecek şahıslar,
3- T.C. Cumhurbaşkanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı Tekirdağ İl Müftüsü Mustafa SOYKÖK ve yapılan yazışmalar sonrası anılan fiilleri işlediği tespit edilecek şahıslar,
4- Batman İl Milli Eğitim Müdürü Mahmut KURTARAN ve yapılan yazışmalar sonrası anılan fiilleri işlediği tespit edilecek şahıslar,
5- Batman Gençlik ve Spor İl Müdürü Mehmet Şafi Özperk ve yapılan yazışmalar sonrası anılan fiilleri işlediği tespit edilecek şahıslar,
6- T.C. Cumhurbaşkanlığı Diyanet İşleri Başkanlığı Batman İl Müftüsü Nihat KÖK ve yapılan yazışmalar sonrası anılan filleri işlediği tespit edilecek şahıslar,
Suçlar : T.C. Anayasası 10. ve 24. maddelerine, 1739 sayılı Milli Eğitim Bakanlığı Temel Yasası’nın tümüne, 5237. s. Türk Ceza Yasası 257. maddesine aykırılık
Açıklamalar :
07.11.2023 tarihli haber* vasıtasıyla ilköğretim öğrencilerinin Tekirdağ ve Batman’da camilere taşındığını, öğrencilere cami temizletildiğini öğrenmiş bulunuyorum.
İlköğretim öğrencisi çocukların eğitim adı altında öğretmenlerinden alınıp din görevlilerine teslim edilmesi, okuldan çıkarılıp camiye götürülmesi başta Anayasamızın ve Millî Eğitim Temel Yasası‘nın ruhuna bütünüyle aykırılık teşkil etmektedir. Uygulanan politikalar nedeniyle Türkiye’de eğitim-öğretimde yaşanan sorunlar ağırlaşmakta, her geçen yıl eşitsizlikler derinleşmekte ve çocuklarımızın akılcı ve bilimsel eğitim alması gerekirken maruz bırakıldıkları bu durum çocukların eğitim hakkının istismar edilmesidir.
Kaldı ki, özellikle son 20 yılda eğitimi hedef alan gerici dönüşüm, Millî Eğitim Bakanlığı’nın Diyanet İşleri Başkanlığı’na devrettiği büyük yetkiler, özellikle yurttaşlara neredeyse tek seçenek olarak dayatılan imam hatip okullarının sayısı, ÇEDES, karma eğitimin tasfiyesine dönük adımlar, müfredatta bilimsel başlıkların dini içeriklerle ikamesi, ilköğretim öncesine kadar yaygınlaşan Kur’an kursları, tarikat ve cemaat uzantısı yapılarla imzalanan protokollerle eğitimin tümüne nüfuz etmesi gibi saldırılarla yaygınlaşmakta ve derinleştirmektedir.
Çocukların ve gençlerin akıl ve bilim yoluyla, sorgulayan kuşaklar durumuna gelmesinin ve dünyayı değiştirme iradesi kazanabilmesinin koşulu ancak ve ancak laik ve bilimsel bir eğitim sistemiyle mümkündür. Okuldan alınıp cami temizletilerek değil.
Kaldı ki, kamunun hizmetine açık olan ortamların profesyonellerce temizlenmesi gerekmektedir.
Hijyenik olmayan mekanları çocuklara temizletmek, korumasız bir şekilde çocukları temizlik yapmaya mecbur etmek ile çocukların sağlığı da tehlikeye atılmaktadır. Ayrıca bu eylem angaryadır ve Anayasa m.18 gereği hiç kimse zorla çalıştırılamaz. Angarya yasaktır.
Millî Eğitim Bakanlığı’nın internet sitesinde kurum politikaları sekmesinde MEB’in vizyon ve misyonu kaleme alınmıştır:
VİZYON : Hayata hazır, sağlıklı ve mutlu bireyler yetiştiren bir eğitim sistemi.
MİSYON : Düşünme, anlama, araştırma ve sorun çözme yetkinliği gelişmiş; bilgi toplumunun gerektirdiği bilgi ve becerilerle donanmış; millî kültür ile insanlığın ve demokrasinin evrensel değerlerini içselleştirmiş; iletişime ve paylaşıma açık, sanat duyarlılığı ve becerisi gelişmiş; öz güveni, öz saygısı, hak, adalet ve sorumluluk bilinci yüksek; gayretli, girişimci, yaratıcı, yenilikçi, barışçı, sağlıklı ve mutlu bireylerin yetişmesine ortam ve imkân sağlamaktır. * https://www.meb.gov.tr/vizyon-misyon/duyuru/8851
Oysa pratikte işbu politikaların tam tersi bir işleyiş sürmektedir. Millî eğitimin, Millî Eğitim Bakanlığı dışındaki yapılar ile çevrelenmesine göz yummak başta Anayasamız olmak üzere tüm ulusal düzenlemelerimize aykırıdır. Çocuklarımızın geleceğine sahip çıkmak hepimizin yükümlülüğüdür.
Oysa toplumun her alanını dini referanslarla şekillendirmeyi amaçlayan bu politikalar ile çocuklarımızın geleceğinin karartılması yolunda ilerlenmektedir.
Son olarak ÇEDES projesiyle eğitimin dinselleştirilmesi, ilkokul hatta anaokullarına dek inmiştir. Din görevlilerinin derslere girmesi, okula gitmesi gereken öğrencilerin camiye götürülmesi, orada içeriği belli olmayan sohbetlere katılmaları ve hatta çocuklara cami temizletilmesi kabul edilemez.
Eğitimi her geçen gün daha da dinselleştiren, öğretim birliğini bozan gerici tüm uygulamalar Anayasa ve yasalarımıza aykırı iş ve işlemlerdir.
Ayrıca, ilgili kamu görevlileri öğrencilere cami temizleterek 5237 s. Türk Ceza Yasası m. 257 gereğince görevi kötüye kullanma suçu işlemiştir.
Kaldı ki, ilgililerin bu yaklaşımı Anayasa m. 24 ile güvence altına alınan “din ve vicdan hürriyeti güvencesine açıkça aykırılık oluşturmaktadır.
Kamu görevlilerinin bu eylemleri T.C. Anayasası 10. ve 24. maddelerine, 1739 sayılı Millî Eğitim Temel Yasası’nın tümüne ama özel olarak 4., 12.,15. maddelerine, 5237. s. Türk Ceza Yasası m. 257 maddesine aykırılık oluşturmaktadır.
Unutulmamalıdır ki; toplumun gelişmesi ancak ve ancak eğitimli bireylerin kazanılması ile olanaklı olacaktır. ÇEDES projesi kapsamında uygulandığı iddia edilen işbu eylemlerin Devrim Kanunlarına aykırılık oluşturması nedeniyle soruşturulmasını ve şüphelilerin cezalandırılmasını isteme gereği doğmuştur.
Hukuksal nedenler : T.C. Anayasası, Türk Ceza Kanunu, 1739 sayılı Milli Eğitim Temel Kanunu, uluslararası düzenlemeler ve mevzuat
Sonuç ve İstem :
Yukarıda açıkladığım ve re’sen gözetilecek nedenlerle; şüpheliler hakkında soruşturma yapılar cezalandırılması için kamu davası açılmasına karar verilmesini talep ediyorum. 09.11.2023
- https://www.cumhuriyet.com.tr/turkiye/cedes-projesi-tepkilere-karsin-farkli-uygulamalarla-suruyor-ders-cami-2138190
Yakınıcı (Şikayet Eden)