Sevgi ÖZEL
Dil Derneği Başkanı
Cumhuriyetin 100’üncü, Harf Devrimi’nin 95’inci, Dil Devrimi’nin 91’inci yılına eriştik. 100’üncü yılı, devrimlerimizin yıldönümlerini alanlarda, bütün okullarda kutlamak isterdik. Sözde milliyetçiler Cumhuriyetin devrimleriyle hesaplaşarak ulusal günleri unutturmak istediler. Bugün genç akıllar ülkeyi terk ederken, ekmek askıda bile değilken Cumhuriyetin olanaklarıyla Meclis’e girenler laik eğitime savaş açtılar; “şeriat” diyeni yüreklendiriyorlar. Her sokakta Atatürk’le devrimler karalanıyor. Bugün tek sorunumuz ekonominin ayar bozan öğesi “enflasyon” değil, tepeden tırnağa kullanılan dildir. Her alanın bilimi varken tüm sorunlar dinsel kavramlarla açıklanabiliyor; oysa yalanlar doğrular, eksikler fazlalar salt dille anlatılabilir; dil bilinciyle ayıklanabilir. Dilin de geçmişi ve bilimi var.
TÜRKÇENİN VARSILLIĞI
Türklerin Orta Asya’da kurdukları devletlere ilişkin kısıtlı kaynaklar bile Türkçenin varsıllığını gösterir. 10. yüzyılda İslamiyete geçen Oğuz boyları, İranlılar ve Araplarla yakınlaşarak Selçuklu İmparatorluğu’nu kurmuş; yöneticiler ve din adamları halkı, “Peygamber Arap, Kuran Arapça, cennette Arapça konuşuluyor” diye etkilemiştir. Yönetimde Arapça, sanatta Farsça yeğlenerek Türkçeden vazgeçilmiştir. Osmanlı’nın yönetici ve aydınları da Selçuklu gibi Arapça-Farsçayı baş tacı yapınca Türkçe ötelenmiş; iki dilin boyunduruğu altındaki Osmanlıca denen yapay dil doğmuştur. Halife padişahlarla Arapçaya yöneliş pekişmiş;
- Türkçe, “kaba Türkün” dili diye aşağılanmıştır.
ÖNGÖRÜSÜ YÜKSEK DEVRİMCİ
İmparatorluklar kuran Türklerin sarayları, güce yaslanan aydınları Türkçeyi hiç sevmemiştir. Kendine Osmanlı, diline Osmanlıca diyen imparatorluk yükselişin ardından hızla toprak yitirirken Rönesansa, dinde reforma, Fransız Devrimi’ne, eğitime, insan haklarına, hukuka, teknolojiye yönelik değişimleri de görememiş, “matba”yı yüzyıllar sonra kullanmasının bedeli dile yazılmıştır. 1800’ler biterken aydınlar, Türkçenin yalınlaştırılması için atağa geçmiş; şairler yazarlar her alanda dili tartışmıştır. Ne ki kapağında Türkçe sözlük yazan tek yapıt yoktur; olanın da adı Türkçe değildir. Aydınlar dili tartışırken başlayan Kurtuluş Savaşı utkuyla sonuçlanmıştı. Öngörüsü yüksek bir devrimci olan Mustafa Kemal yaşananların tanığı bir Osmanlı aydınıydı. Dinsel anlam yüklenen yazı ve dilin büyük bir sorun olduğunu biliyordu.
ÜÇ YASA
Cumhuriyet Devrimlerinin önemli ayağı 1924’te Hilafeti, Şeriye-Evkaf Vekâleti’ni kaldıran, Öğretim Birliği’ni sağlayan üç yasadır. Atatürk, bu üç yasayla “ümmi kul” olan, ulus (millet) duygusu taşımayan “ümmet”ten, din ve ırkın baskın olmayacağı bir ulus yaratmıştır. Cumhuriyet Devrimlerinin öteki güçlü ayakları 1928’deki Harf Devrimi, 1932’deki Dil Devrimi’dir. Bu devrimler düşünce özgürlüğünün ve laik eğitimin özüdür. 12 Eylül darbecileri, Atatürk’ün eliyle yazdığı vasiyetnameyi çiğneyip dernek olarak kurduğu Türk Dil Kurumu’nu 1983’te kapattılar.
- Vasiyetnamesinin çiğnenmesi, kurumlarının kapatılması Atatürk’e ve Cumhuriyete ihanetti!
- Dil Devrimi çok yasak gördü; durdurulamadı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, “Dil Devrimi adı altında Türkçemiz tatsız, tuzsuz, ruhsuz, renksiz kelimelerin tasallutunda” demesi; devrimi, “tarihinin en büyük kelime katliamı” diye nitelemesi; “Bugün genç birinin; Mehmet Akif’i, Ömer Seyfettin’i ve Ahmet Haşim’i dahi anlayamıyor olmasının, bu dönemde Türkçeye yapılan suikastın sonucu olduğunu” söylemesi danışmanlarının yanlış bilgi aktarmasından kaynaklanıyor olabilir; çünkü bu yazarlar Türkçe ve edebiyat derslerinde okutuluyor. Cumhurbaşkanı da doğallıkla devrimin sözcüklerini kullanıyor.
Dün saraylar, saraylara öykünenler “yerli ve milli” iken Dil Devrimi’ni savunanlar solcu, bölücü, komünistti; bugün devrimin gücü herkese ders veriyor.
- Cumhuriyetin 100’üncü,
- Harf Devrimi’nin 95’inci,
- Dil Devrimi’nin 91’inci yılı kutlu olsun!
=======================================================
Aşağıdaki 2 görsel tarafımızdan eklenmiştir (Dr. Ahmet SALTIK, Dil Derneği Üyesi, 26.9.23)
MUHTEŞEM bir yazı ve BÜYÜLEYEN iki görsel katkı. Dil Derneği Başkanı sayın Sevgi ÖZEL’e ve üyesi sevgili hocamız Prof.SALTIK’a özel tebrikler, derin saygılar, en iyi dilekler, yeni başarılar ve en mutlu ve kutlu bayramlar.
Dün (26/09 SL.) saat 14:00’de önce ANITKABİR’de, Atamıza
saygılar sunduk Dil Derneği ve üyeleri olarak. saat 17:00’de Çankaya Bld. Çağdaş Sanatlar Mrk’de Dil Devriminin 91. yılını kutladık seçkin aydınlarla. 27.09.2023 Kutlu olsun…
Duran Aydoğmuş
Dil Derneği üyesi
Hayvanlardan, farklılaşabilme, insan olabilmenin iki önkoşulu vardır.
Bunlardan biri akıl, öbürü Dil yeteneğimizdir.
Düşünebilme, alet kullanma, bilim ve teknoloji üretebilme akılla;
aile, toplum, ulus ve devlet olabilme de ancak Dille olasıdır.
Dil bir çıkın ya da zarf kimliktir. Benzerleri bir arada tutar ve korur.
Benzemezleri içinde taşımaz ya da taşımaması gerekir.
Bir dili kullanan bireyler gerekli iletişimi sağlayarak aile, toplum ve devlet kurabilirler.
Dil, bir kültür bağı olarak siz olanla sizden olmayanı ayrıştıran bir turnusol kağıdı görevini yapar.
Dile ihanet ortak tarih, ulus ve ekin (kültür) bağına ihanettir.
Kendi dili olmayan bir toplum ya da ulus zamanla çözülerek yok olur…
Ses bayrağım, GÜZEL TÜRKÇEM, varlık ve birliğimizi sana borçluyuz.
***
Sayın Hocam sizin de dil bayramınız kutlu olsun. 26.09.23
Prof. Dr. Halil ÇİVİ
İnönü Üniv. İİBF Eski Dekanı