Nişasta Bazlı Şeker (NBŞ) raporu
Zira Türkiye’de basit bir ifadeyle pancar şekeri ile mısır şurubundan elde edilen ve kamuoyunda nişasta bazlı şeker olarak bilinen NBŞ arasında ciddi bir rekabet var.
Tüketiciler de NBŞ’nin insan sağlığına olan olumsuz etkilerine yönelik olarak kaygılı. Kaygılanmakta da haksız değiller. Çünkü Sağlık Bakanlığı’nın hazırladığı ve henüz yayımlanmayan ancak kamuoyuna sızan “Nişasta Bazlı Şekerlerin (NBŞ) Sağlık Etkileri” başlıklı raporu oldukça dikkat çekici. Sağlık Bakanlığının, alanında uzman 12 bilim insanından oluşan Bilim Kurulu tarafından hazırlanan raporda, NBŞ’nin insan sağlığı açısından olumsuz etkileri olduğuna dair çok ciddi tespitler yer alıyor.
Sağlık Bakanlığı’nın raporunda nişasta bazlı şekerlerin (NBŞ) şişmanlamaya sebep olduğu ve kalp damar hastalıkları, şeker hastalığının ortaya çıkmasında rol oynadığı, doğrudan veya şişmanlık nedeniyle çeşitli kanserlere yol açtığı yönünde çeşitli görsel ve yazılı basında haberler zaman zaman yer aldığına dikkat çekilerek, “Nişasta Bazlı Şekerlerin çikolatalar, gofret, şekerlemeler, bisküviler, hazır baklava, yaş pasta, kurabiyeler, meyve suları, gazlı içeceklerden ketçaplara kadar geniş bir yiyecek içecek yelpazesinde kullanılması nedeniyle yasaklanması ve/veya üretim kotasının düşürülmesi yönünde talepler bulunmaktadır” ifadelerine yer veriliyor.
Dünyadaki son gelişmeler ve yayımlanan son bilimsel literatürlerden yola çıkılarak hazırlanan raporda yer alan NBŞ tespitlerine gelin birlikte göz atalım:
*** Dünyada yiyecek ve içeceklerde kullanılan ve sofra şekeri olarak bilinen ‘sakkaroz’dan (sükroz) sonra ikinci büyük paya sahip tatlandırıcı türü nişasta bazlı şekerlerdir.
*** Mısır, patates, buğday, kasava (tapioka) gibi bitkilerden izole edilen nişastadan elde edilen ve genel olarak glukoz şurubu ve izoglukoz (fruktoz içeren şurup) olmak üzere iki ana türü bulunmaktadır.
*** Fruktoz, glikozdan daha tatlıdır; bu nedenle başta çocuklar tarafından tüketilmesi ve damak tadının şekerli ürünler doğrultusunda gelişmesi daha kolay olmaktadır.
*** NBŞ de yer alan fruktoz ve glukoz monomer halindedir (glikoz ve fruktoz bağları serbesttir) bu nedenle çok hızlı bir şekilde kana geçer. Halbuki sukrozdaki (çay şekerinde) glukoz ve früktoz disakkarit disakkarit yani bağlıdır. Emilmek üzere monomer haline geçebilmesi için sindirme uğraması gerekir.
*** NBŞ kullanılan ürünlerinde yüksek fruktoz vardır. Halbuki sağlıklı beslenme önerilerinde günlük enerjinin yüzde 45-60 oranında karbonhidrat içeriği ve bunun da yüzde 15-20’sinin früktozdan gelmesi yer almaktadır. NBŞ ürünlerle aşırı miktarda fruktoz alınmakta bu durum da metabolizmada anarşiye yol açmaktadır.
*** Fruktozun glikozdan karaciğer içindeki metabolizması farklıdır. Fruktoz katabolizması glikozdan hızlıdır. Hızla glikolize olur, yağ asitine çevrilir. (Daha öz bir ifadeyle NBŞ karaciğerde yağlanma riskini artırıyor)
*** İnsülin salgılanması ve tokluk duygusu veren hormonlar üzerindeki etkileri yönünden bir farklılık vardır. Fruktoz insülin salgılatmaz. Oysa glikoz metabolizmasında insülin salgılanır. İnsülin tokluk hormonu leptini uyarır, açlık hormonu grelin ise azalır. Aşırı yeme olmaz. (Daha öz ifadeyle NBŞ yemek yeme davranışlarını bozabiliyor ve insülin salgılatmayarak tokluk hissi hormonunu uyarmadığı için aşırı yemeye neden oluyor)
*** Fruktoz glikozdan farklı olarak ürik asit artışına neden olur ve gut nefriti riski artar.
*** Çeşitli kanser türleri (kolon kanserleri, kadınlarda meme kanserleri gibi) obezite artışı nedeni ile artmaktadır. (Burada da NBŞ ürünlerinde tüketilen yüksek fruktozun obezite riskini artırdığına dikkat çekiliyor)
*** NBŞ içinde yer alan fruktoz ile meyvelerde yer alan fruktoz farklı düşünülmelidir. Meyve içerisinde fruktoz dışında posa, çeşitli polifenoller ve fitokimyasallar bulunmaktadır.
*** NBŞ fruktoz metabolizmasının farklı olması nedeniyle insülin direnci, obezite ve şeker hastalığına yol açacağı yönündeki bilimsel kanıtlar artmaktadır.
*** Beyinde tokluk duygusunu algılayacak glukoz sensörleri bulunmaktadır. Fruktoz için söz konusu olmayan bu durum yeme davranışını bozabilmektedir.
*** NBŞ üretim aşamalarında civa ve karbonil bileşikleri bulaşı olabildiği yönünde yayımlar bulunmaktadır.
*** Avrupa Birliği tarafından nişasta bazlı şekerler için (izoglikozlar) sağlıklı diyetlerin teşvik edilmesi, özellikle endüstrinin reformülasyon yapması önerilmektedir. İzoglikozların yerine başka şekerlerle örneğin sukrozun kullanılabileceği ifade edilmektedir.
*** Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) yüksek şeker alımının ve yüksek şeker içeren içeceklerin ağırlık artışına etki edebileceğini vurgulamıştır.
*** Bilimsel araştırma sonuçları sonucunda birçok ülkede NBŞ kotaları ülke kararları ile düşürülmektedir. Örneğin Almanya’da NBŞ kotası 1.69 dur.
*** Ülkemizde 15 yaş üzeri yetişkinlerde obezite yüzde 32, fazla kilolu yüzde 34.8; diyabet prevalansı yüzde 12,1 bulunmuş olup, çocuklarda obezite 7-8 yaşta yüzde 9.9, fazla kilo yüzde 14.6; orta okul çocuklarında yüzde 12.4 şişmanlık ve fazla kilo yüzde 21 bulunmuştur.
NBŞ’YE YÖNELİK KOTA ÖNERİSİ
Sağlık Bakanlığı tarafından hazırlanan ve yayımlanmadan önce kamuoyuna sızan raporda NBŞ’ye yönelik şu önlemlerin alınması tavsiye ediliyor:
*** Yapılan değerlendirmeler ışığında kamuoyunda tereddütlere neden olan NBŞ kotasının (üretiminin) azaltılması,
*** Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) önerilerinde de yer aldığı üzere sağlıklı diyetlerin teşvik edilmesi, endüstri tarafından reformülasyon yapılarak NBŞ yerine başka şekerlerin örneğin çay şekerinin (sukroz) kullanılmasının sağlanması,
*** Yiyecek ve içecek etiketleri üzerinde Bakanlığımızın daha önce de Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’na iletmiş olduğu “şeker” yerine “eklenmiş şeker” “NBŞ şeker” olarak açık olarak yazılmalıdır.
*** NBŞ ürünlerinin üretim aşamasında olası civa ve karbonil bileşiklerinin izlemi ve denetiminin arttırılması,
*** Toplumumuzda şeker tüketiminin azaltılması için tüketicinin bilgilendirilmesi, bebeklik ve çocukluk çağından itibaren sağlıklı beslenme kültürünün tesis edilmesi,
*** Sağlık Bakanlığının koordinatörlüğünde ilgili tüm sektörlerle ve kamu kuruluşlarıyla işbirliğinin sağlanması hususunda gerekli önlemler alınmalıdır. NBŞ ile ilgili rapora yansıyan tespitler özetle bu şekilde. Yorumu sizlere bırakıyoruz.
======================================
Dostlar,
Bilgisayar – internet devrimi ve türevleri sayesinde, örn. sosyal medya ortamlarında kamuoyu yaygın olarak görüşlerini paylaşabilmekte ve siyasete bir anlamda etkin olarak katılarak katılmakta ve müdahale etmektedir.
Demokrasilerde iktidarların bu sese kulak vermesi kaçınılmazdır..
Sayın Donat’ın yukarıdaki yazısını içerik olarak paylaşıyor ve yayınlıyoruz.
AKP – Erdoğan iktidarının “kandırılmamak” için karşıt görüşleri dikkatle değerlendirmek zorunluğu vardır. Bir anlamda iktidara sigorta işlevi görebilir sağduyulu muhalefet.
Türkiye’nin de AKP – Erdoğan’ın da buna, normalleşmeye, sağduyu ve serinkanlılığa çok ama çoooooook gereksinimi var günümüzde.
Ateş çemberindeyiz Ortadoğu’da, sıcak askeri çatışma içindeyiz ve ULUSAL BİRLİK – DAYANIŞMAYI en güçlü düzeyde sağlamak zorundayız. İlk görev de AKP-Erdoğan iktidarının..
Sevgi ve saygı ile. 05 Mart 2018, Ankara
Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net profsaltik@gmail.com