EĞİTİM-İŞ : SINAV SİSTEMİ DEĞİL EĞİTİME BAKIŞ AÇISI DEĞİŞMELİ

SINAV SİSTEMİ DEĞİL EĞİTİME BAKIŞ AÇISI DEĞİŞMELİ

 

 

(AS: Bizim kapsamlı katkımız yazının altındadır..)

TEOG’un kaldırılmasının ardından yine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatıyla üniversiteye geçiş sistemi, “ben yaptım oldu” mantığıyla değiştiriliyor.

YÖK Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, değiştirileceğini açıkladığı sistem için “Şu an uygulanmakta olan giriş sistemi iki aşamalı olarak gerçekleştirilmekte. Sınavların ilki mart, diğeri haziran ayında ve toplam 5 gün sürmektedir. Neredeyse 4 aya yayılan bu durum lise eğitimini olumsuz etkilemektedir.” ifadelerini kullandı. Ancak 2010 yılında tek basamaklı olan ÖSS kaldırılmış 1999’dan önce uygulanan sistem gibi yeniden iki aşamalı sınava geçilmişti. O dönemde YGS ve LYS, “yükseköğretime daha nitelikli öğrenci akışı sağlanacak” şeklinde övülürken, bugün bu değişikliğin neden yapıldığı konusunda tatmin edici (AS: doyurucu) bir açıklama yapılmamıştır. Getirmek istedikleri sistemler daha önce denenmiş ve kaldırılmıştır.

  • MEB ve YÖK sınav sistemleri üzerinde oynamanın çözüm olmayacağını artık anlamalıdır.

Eğitim politikaları konusunda iktidarın ve eğitimden sorumlu kurumların, görevlerini yerine getiremedikleri ortadadır. AKP iktidarı döneminde orta öğretim iflas etmiş, devlet liseleri sadece (AS:  yalnızca) diploma alınan kurumlar haline (AS: durumuna) getirilmiştir.

Eğitim kalitesi (AS: niteliği) değişken okullar yaratarak, arz (AS: istem denmeli) olmamasına rağmen (AS: karşın) mütemadiyen (AS: sürekli) açılan imam hatip okullarını imkanlarla donatarak, sermayeyi okullara tam anlamıyla sokarak, zaten adil olmayan eğitim sistemi, son dönemde daha da eşitsiz hale getirilmiştir.

Eğitim sistemimizin temel sorunlarını çözme noktasında politikalar geliştirmeyen eğitimden sorumlu kurumlar, sınav sistemleri üzerinde oynayarak eğitimin mevcut (AS: varolan) sorunlarını daha da ağırlaştırmaktadır. Eğitimi temel bir insan hakkı olarak görmeyen anlayıştan başka bir şey de beklenemez.

Öncelikle yapılması gereken, eğitimin niteliğini olumsuz yönde etkileyen sınavlara endeksli yapının değiştirilmesidir. İlköğretimden üniversiteye kadar yapılan sınavlarda çocuklarımız ve gençlerimiz resmen yarıştırılmakta, birbirleriyle rekabet etmeleri istenmektedir. Piyasacı eğitim anlayışının örneği olan bu anlayış bir an önce terk edilmeli, öğrencilere çok yönlü bilgi ve beceri kazandıracak nitelikli bir eğitim anlayışı benimsenmelidir. Fırsat ve imkan (olanak) eşitliğine dayalı, bilimsel ve objektif kriterleri (AS: nesnel ölçütleri) içeren bir modele geçmelidir. (27 Eylül, 2017)

EĞİTİM-İŞ MERKEZ YÖNETİM KURUL
========================================
Dostlar,

Bizim de üyesi olduğumuz EĞİTİM-İŞ‘in yukarıdaki açıklamasına katılıyoruz.
Ancak şaşılacak ölçüde Arapça-Farsça, Batı kökenli sözcükler kullanılıyor; güzelim Türkçe karşılıkları varken.. Yer yer ayraç içinde verdik, yazı akışını bozmamaya çaba göstererek. EĞİTİM-İŞ’ten bu bağlamda da özen bekliyoruz..

Öte yandan AKP iktidarı Eğitim sistemini – çocuklarımızı dincileştirerek dönüştürme ve geleceğe OY DEPOSU – TEK TİP AK KADROLAR yetiştirmeye kararlı.. Cumhuriyet’in bu günkü (30.07.2017) internet sitesinde yer verilen ürkütücü haber şöyle :
*********
Milli Eğitimde skandal uygulama… Tarikatlar okullarda eğitim verebilecek

Milli Eğitim Bakanlığı, (MEB) okullardaki değerler eğitiminin içeriğine ilişkin ayrıntıları belirledi. Değerler Hareketi denilen yönergeye göre, eğitimi okul dışından kişilerden oluşacak kurullar yürütecek! BirGün’den Çağlar Ballıktaş’ın haberine göre Afyon İl Milli Eğitim Müdürlüğü okullara yolladığı yönerge ile değerler eğitiminin nasıl yapılacağı hakkında bilgi verirken okullarda artık dini bilgiler içerisinde yer alan şehitlik, gazilik, merhamet, kanaatkârlık, manevi temizlik, gıpta-haset, tevazu gibi konuların dışarıdan getirilecek kişiler tarafından öğretileceğini bildirdi.


DEĞERLER HAREKETİ
Bugüne dek Değerler Eğitimi olarak isimlendirilen faaliyete Değerler Hareketi denilen yönergeye göre, eğitimi okul dışından adlardan oluşacak kurullar yürütecek.

 ‘UZMANLAR’ KİMLER?
İl Milli Eğitim Müdürlüğünce kurulacak Üst Kurul konuları belirleyecek ve eğitim için Yürütme Kurulları’nı görevlendirecek. Yürütme Kurulu okullarda okul müdürünün başında olduğu Yürütme Ekibi’ne talimat vererek okullardaki faaliyetleri denetleyecek. Üst kuruldaki koordinatör tarafından belirlenen yazar, akademisyen ve uzmanlardan da bir Danışma Kurulu oluşturulacak. Dini ağırlıklı bu eğitim sırasında dini yazar, uzman ve akademisyenler okullarda seminer ve konferans vererek değerler eğitimine rehberlik edebilecek.

TARİKATLARLA İŞBİRLİĞİ YAPILACAK
Danışma kurulunun yanı sıra değerler eğitimi faaliyetlerinin yürütülmesi için işbirliği yapılan kurum ve kuruluşlardan da destek alınacak. Yönergede “Okullar kendi çalışmalarıyla ilgili olarak kendi sorumluluklarından farklı kurum ve kuruluşlarla işbirliği yapabilir” denilerek işbirliği protokolü imzalanan ENSAR ve Birlik Vakfı gibi tarikat yapılanmalarla sosyal etkinliklerin yanı sıra değerler eğitimi için işbirliği yapılmasının yolu açıldı.

 MÜDÜR RAPOR VERECEK
Değerler eğitiminin okullarda uygulanmasına ilişkin bilgilere de yer verilen yönergede, okullarda yürütülecek faaliyetlerin hazırlanacak afişlerle duyurulacağı bildirildi. Okullara değerler eğitimi için ayrı pano hazırlanması talimatı verilerek panolarda resimler, yazılar, güzel sözlerin yanı sıra gezi, münazara, yarışma ve konuşmacı olarak gelecek kişilerin duyurularına yer verilmesi istendi. Yapılan faaliyet, her dönem sonunda okul müdürü tarafından raporlaştırılarak il milli eğitim müdürlüğüne iletilecek.
*********
Gelinen yer dehşet vericidir. AKP yangına körükle gitmektedir. Yine bu gün Cumhuriyet’in web sitesinde yer verilen bir başka haberde öğrencilerin Cuma namazına giden / gitmeyen üzerinden fişlendiği yazılıyordu. (http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/834819/Cocuklari_cuma_ namazi_ile_fisliyorlar.html)

[Haber görseli]

  • Yapılanlar md. 2, 10, 24, 42, 90, 174 başta olmak üzere Anayasaya açıkça aykırıdır.

Eğitim sistemi, AİHM’nin açık ve kesinleşmiş kararlarına karşın hallaç gibi atılmaktadır.  AİHS’nin koruyucusu olan Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi‘nin AKP’nin açık, sürdürülen, yinelenen ve pervasızca meydan okuyan insan – eğitim hakkı ihlalleri karşısında sessiz kalması anlaşılır gibi değildir. Bu durum asla kabul edilemez ve sürdürülemez.
Danıştay‘da açılan Yönetmelik iptali davalarının birleştirilerek ve hızla iptalini bekliyoruz. Danıştay’ın oyalanacak durumu yoktur; halk AKP iktidarınca açıkça isyana kışkırtılmaktadır.

Ülkemizin ulusal – Atatürkçü – laik – karma – bilimsel – kamusal olması gerek eğitim sistemine bunca ölçüsüz – pervasız – hukuk dışı saldırıların amacı ne olabilir? AKP neden ateşle oynuyor?

Sevgi ve saygı ile. 30 Eylül 2017, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir