MEHMET BEDRİ GÜLTEKİN : Annelerin Diyarbakır’dan verdikleri mesaj

Annelerin Diyarbakır’dan verdikleri mesaj

portresi

 

 

 

MEHMET BEDRİ GÜLTEKİN

Küçük yaştaki çocukları PKK tarafından dağa götürülen bir grup anne,
19 Mayıs 2014’ten bu yana Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi önünden eylem yapıyor. Çocuklarının kendilerine verilmesini istiyorlar.

19 Mayıs 2014’te yedi aile ile başlayan eylem, kısa sürede 76’ya ulaştı.
Eylem yapan aile sayısındaki hızlı yükseliş, koşulların hangi yönde geliştiğinin önemli bir göstergesidir.

PKK’nın baskısına ve Diyarbakır Büyükşehir Belediye zabıtasının fiili saldırısına rağmen, ailelerin kararlı olarak eylemlerini sürdürmeleri dikkate değer bir durumdur.

Bir kilometre taşı

Annelerin eylemi Kürt sorunundaki gelişmeler açısından önemli bir kilometre taşıdır. Eylemi, ABD’nin bölgemizi etnik ve dini bölünmeler temelinde yeniden yapılandırma projesine uygun olarak sürdürülen silahlı harekete, halktan gelen itirazın çok çarpıcı bir şekilde dile getirilmesi olarak anlamak gerekir.

Son otuz yılın gelişmelerinin ardından Kürt yurttaşlar bugün artık PKK’nın silaha bir mücadele aracı olarak başvurmasının haklı bir gerekçesi olduğuna inanmamaktadır.

Kürt sorunu demokratik haklar açısından esas olarak çözülmüştür. Kürtlerin, etnik bir varlık olarak sahip olmaları gereken haklar açısından meşru ve yasal yollardan verecekleri mücadele ile, Batı’da ekonomik ve demokratik hakları için mücadele eden yurttaşların konumu açısından fazla bir fark yoktur.

Hatta tam tersi bir durumun varlığından bile söz edilebilir. AKP iktidarı Batı’da şiddete başvurmada daha pervasız davranırken Doğu’da ABD’nin önüne koyduğu yol haritasından dolayı devlet otoritesine açık meydan okumalar karşısında bile esas olarak sessizdir.

Asker ve polis, karakollara ve kışlalara hapsedilmiştir.

Peki, bu durumda silaha başvurmada ısrar niye? Bunun için gencecik çocukların hayatları neden ortaya konmaktadır? İşte ailelerin anlamadıkları ve itiraz ettikleri durum budur.

Kürt aileler, çocuklarının dağa çıkarılmasını ve onların hayatları üzerinden politika yapılmasını istememektedirler.

Savaş meydanında çözülecek konu

Daha önemlisi, PKK’nın bugün elde edilmesi için mücadele ettiği “hak”ların pratikte ifade ettiği anlamdır.

PKK, bilindiği üzere son zamanlarda çeşitli sözcülerinin ağzından “Özerk Kürdistan Bölgesinin” tanınmasını ve “Kürtçe anadilinde eğitim hakkı”nın kabul edilmesi için mücadele ettiğini ilan etti.

Kısacası PKK, Türkiye Cumhuriyeti’nin Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Devrimleri ile belirlenen esaslarının değiştirilmesini talep ediyor.

Dünyada böylesine bir durumla karşılaşan hiçbir devlet, askeri alanda yenilmeden böyle bir talebi kabul etmez.

Türkiye için özel olarak belirtmek gerekirse, Tayyip Erdoğanların kapalı kapılar ardında verdikleri sözler ne olursa olsun, Türk Ordusu’nun savaş alanında yenilmesi gerçekleşmeden böyle bir gelişme yaşanamaz.

Bu gerçeği herkes bilir. PKK’nın son zamanlarda gençleri dağa çıkarmaya hız vermesinin ardında, bu kaçınılmaz hesaplaşmaya kendince hazırlanma çabası bulunmaktadır.

Aileler de bu gerçeğin farkındadır.

Ama Türkiye Cumhuriyetinin parçalanması anlamına gelecek böyle bir gelişmeye Kürt yurttaşlarımızın ezici çoğunluğu karşıdır.

Hiç kimse, çocuğunun doğru olmadığını bildiği böyle bir amaç uğruna kurban edilmesini istememektedir.

Annelerin eyleminin gösterdiği büyük gerçek

Burada önemli olan nokta, ailelerin yüksek sesle ve üstelik Diyarbakır’ın merkezinde ve BDP’li Büyükşehir Belediyesi önünde tepkilerini dile getirmeleridir.

Çünkü, gerek bölgemizde gerekse Türkiye’de rüzgâr artık birlik yönünde esmektedir.

Amerika kaybediyor.

Geleceklerini ABD ile işbirliği yapmada ve etnik ve dini bölünmeleri derinleştirme üzerine inşa edenler de kaybetmektedirler.

PKK’nın (BDP) kendisine sunulan olağanüstü elverişli koşullara rağmen 30 Mart seçimlerinde oy oranını artıramaması, tam tersine Diyarbakır ve Hakkâri gibi merkezlerde oy kaybetmesi; “Özerk Kürdistan”ın sınırlarının belirlenmesi açısından çok önem verdiği Urfa’da ise hezimete uğraması; sürecin bölünme yönünde değil, birleşme yönüne doğru olduğunun önemli bir göstergesi idi.

Diyarbakır’da annelerin verdiği mücadele, işte bu gelişme içinde anlam kazanmaktadır.

PKK’nın eylem karşısında telaşa kapılmasının nedeni, o annelerin şahsında Kürt halkının ortaya koyduğu tavrın ne anlama geldiğini anlamasıdır.

Annelerin eylemi büyüyecektir. Kürt yurttaşlar Atlantik ötesinde planlanan oyunda çocuklarının kurban olarak seçilmesine sessiz kalmayacaklardır.

Türkiye, etnik temelde bölünmeye değil, Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet Devrimi ile girdiğimiz rotada birliği daha ileri boyutlara taşıma yönünde ilerliyor.

Türkiye’nin birliği, Batı Asya çapında gerçekleşecek büyük birliğin temel yapıtaşlarından biri, hatta en önemlisi olacaktır.

MEHMET BEDRİ GÜLTEKİN : Annelerin Diyarbakır’dan verdikleri mesaj” hakkında 2 yorum

  1. güner atakurt

    1984-1985 yıllarında ,güneydoğu ve doğu anadolu insanının 60 sene uyutularak hiçbir yatırıma gidilmeden ,orda yetişen gençlere iş olanakları sağlanmadan ,ordaki milli gelirin hep batıya kaydırılması nedeniyle kürtlerin girişmiş olduğu hak ve özgürlük istemelerine sempatiyle bakıyordum.Kürtlerin bu tabii isteklerinin kendilerine verilmesi taraftarıydım.Üzerinden geçen 30 yılda iş şeklini değiştirerek bağımsız toprak istemeye başlandı.Kürt arkadaşım , yok öyle sap yiyip saman sıçmak.Artık sizin ve size destek verenlerin herne bahasına olursa olsun asimile edilmeniz lazım geldiğiniz inancındayım.Bunun mutlaka gerçekleştirilmesi lazımdır.O huzurlu günlere.

    Cevapla
  2. Ahmet SALTIK Yazar

    Güner beyi,

    Sitemize ilginiz için teşekkür ederiz.
    Ancak seçilen sözcükler ve üslup konusunda daha önce de sizden ricamız olmuştu. Ağır başlı ve saygılı – nezih söylem ilkemizdir.

    Bu bağlamda ” sap yiyip saman s…..k” sözünüzü onaylamıyoruz.

    Ayrıca “assimilasyon” fikrinize de kartılmıyoruz.

    “assimilasyon” insan haklarına aykırıdır. Olaylar bizi tepkisel hatalar itmemelidir.
    Emperyalizmin oyunlarını Kürt kardeşlerimize anlatabilmeliyiz.
    Birlikte çiçek tarlası gibi mutlu olbiliriz.
    Yeter ki asıl düşman emperyalizmin kahpe oyunlarını birlikte görelim..

    Sevgi ve saygı ile.
    8 Haziran 2014, Ankara

    Dr. Ahmet Saltık
    http://www.ahmetsaltik.net

    Cevapla

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir