Dostlar,
Yürekli ve araştırmacı, birikimli gazeteci – yazar, yurtsever insan Merdan YANARDAĞ, kapsamlı bir mektup ile “Ergenekon’a nasıl dahil edildim?” sorusunu tarihe not düşerek yanıtlamakta. 12 sayfalık uzun bir mektup. Bu bakımdan özetleyecek ve tümünü pdf olarak vereceğiz.
Kendisine en iyi dileklerimizi ve dayanışma duygularımızı sunuyoruz..
Hızla özgürlüğüne kavuşturulmasını diliyor ve istiyoruz..
Şöyle başlıyor :
Merdan Yanardağ’ın mektubu:
Ergenekon’a nasıl dahil edildim?
Tutuklu gazeteci Merdan Yanardağ’ın bugün (11.12.13) soL gazetesinde
İlhan Cihaner’in köşesinde yayınlanan mektubunun tamamını soL okurlarına sunuyoruz.
ERGENEKON DAVASINA NASIL DAHİL EDİLDİM?
DAVA DOSYASINDAKİ BANA YÖNELİK AKIL DIŞI İDDİALAR
Merdan Yanardağ
Ergenekon davasına dahil edilmemin tek nedeninin muhalif bir aydın ve gazeteci olmaktan kaynaklandığı açıktır. Yaptığım televizyon programları araştırmalar, yazdığım makale ve kitaplar, verdiğim konferanslar, katıldığım televizyon ve radyo programlarında savunduğum düşünceler bu davaya dahil edilmemde belirleyici oldu. Tümü gazetecilik faaliyetidir, açık, yasal, kamuoyunun ve genel olarak toplumun bilgisi içinde gerçekleşmiş etkinliklerdir.
Gazetecilik gerçeği bulmak, ortaya çıkarmak ve toplumu bilgilendirmek için yapılan bir meslektir. Dolayısıyla kamusal sorumluluğu olan ve bu yanıyla “kamu görevi” olduğu kabul edilen bir iştir.
Ben gazetecilik, yazarlık ve televizyon programcılığı; medya yöneticiliği yaptığım 28 yıl boyunca muhalif kimliğiyle tanınan bir basın mensubuyum. Mesleğime muhabir olarak başladım(1989) ve her kademede çalıştım. Editör, haber müdürü, yazı işleri müdürü, yayın koordinatörü, genel müdür ve genel yayın yönetmenliği görevlerinde bulundum. Üç günlük gazete ve dört televizyonun kuruluşunu gerçekleştirdim. 15 yıl boyunca televizyon programcılığı yaptım(ekrana çıktım) bu programlar en çok izlenenler arasına girdi. Başyazarlık ve köşe yazarlığı yaptım. Çeşitli dergilere makaleler yazdım. Yayınlanmış 10 kitabım var. Her kitabın 3’ten çok baskı yaptı..
**********
Sayın Yanardağ mektubunda devamla;
4. Ben geri adım atmadım, işimi yapmaya devam ettim. Türkiye şiddetli, bir siyasal ve toplumsal gerilim yaşıyor, toplum milyonlarca kişinin katıldığı, yakın tarihin
en kitlesel eylemleri olan cumhuriyet mitingleriyle sarsılıyordu. Ben 2007 yılında, cemaat konusunda yaptığım araştırmalar ve analizler ile Nurettin Veren ve
A. Serdar Saçan‘ın katıldığı ünlü programın üzerinde çalışılmış bant çözümlerinin yer aldığı bir kitap hazırladım. Yazdığım bu kitap da çok ses getirdi. Haftalarca en çok satanlar listesinde kaldı. Tam 26 baskı yaptı, korsan baskıları çıktı. Ortaya kalıcı bir eser konulmuştu.
Kitabın adı “Türkiye Nasıl Kuşatıldı?” şeklindeydi. Son baskıda “Kuşatılan Türkiye” diye kısalttım. Bunun üzerine, deyim yerindeyse Cemaat çıldırdı. Saldırının dozunu artırdılar. Kitabı yer yer toplattıkları bilgisi geliyordu. Ama geniş bir okur kitlesine ulaştı. Kitabın ekinde belgeleri de yayınladım. Konuyla ilgili başka televizyonlarda çok sayıda programa katıldım. Röportajlar verdim vs. Bu arada Şişli Cumhuriyet savcılığı programda ortaya attığımız iddialar ve yayınladığımız belgelerle ilgili soruşturma başlattı. Genel Kurmay Adli Müşavirliği Nurettin Veren’i çağırarak 8 saat boyunca ifadesini aldı. Savcılık soruşturmasında bir şey çıkmadı. Olayı örtbas etmeye çalışıyorlardı.
Cemaatin yayın organları, Ergenekon soruşturması başlayınca, hakkımdaki iftiralarını bu yöne kaydırmaya başladı. Kampanya Ergenekon davasına dahil edilene dek sürdü. Benim ısrarla
Ergenekoncu olduğumu ileri sürüyorlardı…
*****************
Ve mektubunu şöyle bağlıyor Sayın Merdanoğlu :
Tanıdığım kişi de, bilişim mühendisi R. Tanju Sirmen’dir. CHP’li Sefa Sirmen’in yeğeni, eski Deniz Yüzbaşı, aynı zamanda. Sosyalist olduğu için ihraç edilmiş ya da ayrılmış. Ben kendisini kurucularından biri olduğum ÖDP’de tanıdım. (ÖDP’den 2002’den ayrıldım.)Tanju Sirmen de ÖDP’nin Maltepe İlçe yönetimindeydi,
ben Parti Meclisi ve MYK üyeliği yapıyordum. Bunları mahkemede anlattım,
söz konusu belgenin benimle hiçbir ilgisinin olamayacağını, başkaca bir veriyle (ifade vs. dahil) desteklenmediğini söyledim. Zaten Hıfzı Çubuklu da belgenin sahte olduğunu böyle bir liste hazırlamadığını söylüyordu.
Bütün dosya bundan ibaret.
Esas olarak beni susturmak, gazetecilik yapmamı önlemek,
muhalefet yapmamı engellemek, kitap yazmamı önlemek istiyorlardı. Daha da önemlisi benim üzerimden bir “ibret-i alem” örneği yaratarak
muhalif basına göz dağı vermek istedikleri çok açıktı.
Çünkü gözaltına alındığım Ekim 2008’den mahkum edildiğim 2013’e dek yazdığım kitaplar, çıkardığım Yurt Gazetesi, yaptığım televizyon ve radyo programları, Bağımsız Dergisi, verdiğim konferanslar kaleme aldığım makaleler vb. ile
hem AKP iktidarına karşı sert bir muhalefet yaptım hem de Cemaati deşifre etmeyi, Ergenekon komplosunun gerçek yüzünü sergilemeyi sürdürdüm.
Asıl neden budur.
Mahkemede de hukuksal savunmanın yanı sıra esas olarak siyasal savunma yaptım. Çünkü iddianame siyasal bir metindi.
Her şey için şimdiden çok teşekkür ederim.
Selam ve sevgilerimle.
27.11.2013
Merdan Yanardağ
Muğla E Tipi Ceza İnfaz Kurumu C/12
====================================
Mektubun tümünü okumak için lütfen aşağıdaki erişkeyi (linki) tıklar mısınız??
Merdan_Yanardag’in_mektubu_Ergenekon’a_nasil_dahil_edildim
(Yazıda çok sayıda maddi yazımyanlışı düzeltilmiştir..)