Etiket arşivi: zorunlu parazit insanoğlu

Türkiye Cumhuriyeti Kurucularının Görkemli Sağlık Devrimi ve Günümüz

Dostlar,

Bu gün, 18 Mart 2023 Cumartesi günü, Kocaeli Tabip Odasının çağrısı ile bu kentte bir konferans verdik.

Konumuz, yandaki görselde de okunabileceği üzere,

  • Türkiye Cumhuriyeti Kurucularının Görkemli Sağlık Devrimi ve Günümüz

idi. 113 yansı ile kapsamlı olarak sorunsalı irdeledik.
Yansıları paylaşalım.

Kocaeli Tabip Odası, 18.3.23

Konferansın video kaydı alındı. Youtube’a yüklendiğinde buradan erişkeyi (linki) sunacağız.

Kocaeli Tabip Odası yönetimine ve Yunus Emre salonunu bu amaçla kullanıma açan İzmit Belediye Başkanlığına teşekkür ederiz.

Dünyanın ve Türkiye’nin “sağlığı” hiiiiiiiiiiiiç iyi değil. İvedi önlemler gerekli Türkiye’de ve Küre genelinde.
Yeni şeyler yapmalı. “Sürdürülebilir kalkınma” mottosu artık çağdışı.
Zorunlu parazit insanoğlu, “içine ettiğimiz” zavallı gezegenimizde “SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAM(beka, sağkalım, survival) kavgası vermek zorunda!

  • Homo sapiens” artık bir evrimsel sıçrama ile “Homo environmentum“a evrilmeli.
    Bu gezegende “sürdürülebilir yaşam” ın başkaca anahtarı kalmadı!

Ardışık afetler sırada!

Bu saptama bizim değil, G20 doruğu sonuç bildirgesinden.. 2 yıl önce yaklaşık.
COP-27 bildirgesinde de benzer uyarılar yer almakta.

Salt zaman sorunu bu beklenen ardışık afetler! Uzun erimde de değil..
Küresel ısınma evresi aşılalı epey oldu. Artık gelinen aşama “İklim Faciası” (Climate disaster)!
İklim faciası, aşırı nüfus korkunç, hava ve çevre kirliliği, savaşlar..

En büyük insanlık düşmanı neo-liberal kapitalizm ve emperyalizm.
İnsanlık, bu kadim hastalığından en geç önümüzdeki birkaç on yılda kurtulmalı.
***

Bu gün ayrıca 18 Mart!
Şanlı 1915 Çanakkale Utkusu‘nun (Zaferi’nin) 108. yılı!
Zaferin eşsiz komutanı Albay Mustafa Kemal‘i ve yurt savunması için gözlerini kırpmadan şehit olan 250 bin vatan evladını sözcüklerle anlatamadığımız bir saygı, şükran ve minnetle anıyoruz.

Hele 15 yaşını yeni bulmuş / 45 kg beden ağırlığına erişen kınalı kuzuları..
Tokat’ta yakılan ağıt “Hey On beşli onbeşli…” 
İsyanımız öyle büyük ve acımız yakıcı oluyor ki, yer yer bu ağıt bir oyun havası olarak çalınıyor ve topluca oynanıyor. Birkaç yıl önce Datça / Billurkent’te tanık olmuş ve hemen durdurmuştuk.. Mikrofonu kapıp oradakilere acı gerçeği anımsatmıştık. Tokat’lı eşimiz Birsen, o ezginin “ağıt” biçimini okuduğunda herkes çok üzülmüş, duygulanmış ve çok da mahçup olmuştu.

  • Bir halk yakın tarihinden bu denli koparılarak köklerine yabancılaştırılabilir mi!? 

Tarih bilinci sağlayacak ulusal tarih eğitimi son derece önemli.

18 Mart 1915 için şu tweet iletisini de paylaştık..

https://twitter.com/profsaltik/status/1636939960061231104?s=20

Çanakkale Zaferi’nin 108. yılında “ÇANAKKALE GEÇILMEZ” sözünü tarihe yazdıran 250 bini geçen şehit ve gazilerimizi, zaferin eşsiz komutanı Albay Mustafa Kemal’i sonsuz saygı, minnet ve şükranla anıyoruz…
***
Sevgi ve saygı ile. 18 Mart 2023, İstanbul

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, BSc, LLM
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı (Toplum Hekimliği) Uzmanı / Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, Mülkiyeli
www.ahmetsaltik.net    profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik     twitter : @profsaltik 

‘Büyük Keder Dalgası’

Ergin Yıldızoğlu
Ergin Yıldızoğlu
ergin.yildizoglu@gmail.com Son Yazısı / Tüm Yazıları 

31 Ekim 2022, Cumhuriyet

(AS: Bizim kapsamlı katkımız yazının altındadır..)


“Çorak Ülke”
 şiirinin 100. yıldönümünde, yine bir Anksiyete Çağı”. Ancak o zaman, en azından, “dünyayı yeniden yapma umudu” vardı. Bugün, ben kendimi, David Brooks’un (New York Times) “Büyük keder dalgası” gözlemine daha yakın buluyorum; nihilizme düşmemek için her gün yeniden aşmaya çalıştığımız bir duyguyu betimliyor.

‘DÖNÜLMEZ AKŞAMIN UFKUNDA’

Yeni bir İklim Zirvesi’ne giderken Birleşmiş Milletler’in konuyla ilgili üç kurumu, bu yüzyılın sonuna kadar hedeflenen 1.5 °C sıcaklık artışı sınırının artık gerçekçi olmadığını açıkladılar: Bu hedefe ulaşmak için gerekli uluslararası işbirliği ortamı yok. Putin’in “Dünya, II. Dünya Savaşı’ndan bu yana en tehlikeli 10 yıla giriyor” sözlerinin, ABD Yeni Güvenlik Stratejisi’nin “büyük güçler arası rekabet dönemi” tanımlamasının, Çin’e yönelik ticari yaptırımların, Çin liderliğinin içeride otoriter ve dışarıda daha sert politikalara yönelmesinin gösterdiği gibi, olacağı da yok…

Yüzyılın sonuna kadar sıcaklık artışı 2.5 °C sınırına ulaşacak. “Uygarlık” artık altından kalkması olanaksız bir yıkım riskiyle karşı karşıya. Bu yıkımın bir boyutu, deniz seviyesinin yükselmesine, aşırı iklim olaylarına bağlı olarak artık kronikleşmiş su ve gıda kıtlığı; bir diğeri bu kıtlıklardan kaçanların, gittikçe daralan (hemen hepsi merkez ülkelerde) yaşanabilir alanlara sığınma çabasının ağırlaştıracağı siyasi gerginlikler. Büyük güçlerin, ekonomi, kaynak ve ulaşım açısından stratejik öneme sahip bölgeleri paylaşma çabasının yoğunlaşması da yeni jeopolitik krizleri, savaşları besleyecek. Ne de olsa: “İçeride devrim istemiyorsanız dışarıda emperyalizm…” (Cecile Rhodes)

Ulus devlet ve liberal demokrasi de vatandaşlarının temel gereksinimlerini karşılama kapasitesini hızla kaybediyor. Bu madalyonun öbür yüzünde, gücü ve serveti müstehcen düzeylere ulaşmış, finans, enerji, teknoloji ve silah şirketleri, sosyal medya ve internet üzerinden satış platformu tekellerinin sahibi, Bezos, Musk gibi tipler, hırsız siyasetçiler ortaçağ krallarını çatlatacak büyüklükte servetleri halkın gözüne sokuyorlar.

Bu büyük krizlerin, büyük servetlerin, “en çok zarar verenlerin sesinin en çok çıktığı” (Greta Thunberg) dünyasında halkın payına bir “büyük keder” dalgası düşüyor. Gallup şirketinin 140 ülkede, 150 bin kişiyi kapsayan bir araştırması keder, öfke duygularının geçen yıl rekor düzeye çıktığını saptamış: 16 yıl önce halkın yüzde 1.6’sı yaşamına “0” notu verirken (“0” en kötü – “10” en iyi), geçen yıl bu oran yüzde 6.4’e ulaşmış. En alt yüzde 20’sinin “mutsuzluk notu” ortalama 2.5’ten geçen yıl 1.2’ye gerilemiş.

Bu dalga, liberal demokrasiye, onun liderlerine olan güveni eritiyor. Bu kedere, öfkeye, tercüman olacak, “dünyayı yeniden yapma umudunu” yaşatacak bir sol hareketin yokluğunda “süreç olarak faşizm” hızlanıyor: İsveç’te ikinci parti, Macaristan’da, Polonya’da, İtalya’da, Hindistan’da iktidarda, İspanya ve Finlandiya’da 2023 seçimlerinde birinci sıraya yükselebilir. Pazar günü, Brezilya’da, büyük sermayenin ve ordunun tercihi faşist Bolsonaro, ya seçimleri “Atı alan Üsküdar’ı geçti” misali kazandı ya da “hile var” diyerek ortalığı birbirine katmaya başladı. Benzer bir krizin, ABD ara dönem seçimlerinde, 2024 başkanlık seçimlerinde yaşanma olasılığı çok yüksek. Tabii bu arada Türkiye de önümüzdeki seçimlerle bu resmin içinde kendine uygun bir yer bulacak.

Adeta, Yahya Kemal’in şiirindeki gibi “Dönülmez akşamın ufkundayız” ancak, şiirin “boş ver keyfine bak” havası bir seçenek değil. Çünkü “büyük keder” kişinin değil bir uygarlığın sonuna ilişkin. Bir insanın kendi yaşamı tükenirken “boş vermeyi” seçmesi bir özgürlük sorunu.

  • Bir insanın uygarlığın geleceğine boş vererek
  • “kişisel haz ilkesine”, (AS: Hedonizm’e) “öbür dünya umuduna” sığınması ise
  • insan olmaktan vazgeçmeye ilişkin bir ahlak sorunu.

====================================
Dostlar,

Homo sapiens” kendi elleriyle kendi sonuna doğru dört nal koşmakta.

Bu yüzyıl sonuna dek havaküre (atmosfer) sıcaklığının en çok 1,5 derece artması bile alarm sınırı iken, bu hedefin yakalanması çok güç görülüyor. Ülkelere tanınan karbon dioksit salım (emisyon) kotaları kürsel pazarda haraç mezat!! Diyelim Çin, ABD.. yoksul, sanayileşmemiş bir Afrika ülkesinin nüfus, yüzölçümü gibi ölçütlere dayalı belirlenen yıllık toplam fosil yakıtları salım (emisyon) kotasını satın alıyor! Satan ne ölçüde bunalımın ayırdında bilinmez ama alanın olası yıkımı bildiği çok açık. Bir bilinç tutulması mı bu??

İnsanoğlu yaşamının kumarını oynamakta! Birkaç çarpıcı örnek..

– DSÖ’ne göre (Dünya Sağlık Örgütü) dünya nüfusunun %99’u (doksan dokuzu!),
DSÖ standartlarına göre kirli hava soluyor.
– Kanserlerin neredeyse %80’e varan kesimi çevresel; Kanser politik bir hastalık!
– Unutulmuş kimi hastalıklar geri dönerken, yepyeni hastalıklar oluşuyor ve bu tür
ardışık afetlerin birlikte, eşzamanlı deneyimlenmesi salt bir zaman sorunu..

Yapılabilecekler belli ve sınırlı                :

1. Sürdürülebilir kalkınma (sustainable development) söylemi (mottosu) artık “sürdürülebilir” değildir. Hızla SÜRDÜRÜLEBİLİR YAŞAM (sustainable life) ayarlarına (moduna) geçilmelidir.

2. Küresel nüfus artış hızı %1,05’lerden en çok 10 yıl içinde yüzde yarımın altına çekilmeli,
yıllık net 80 milyonu aşan nüfus çoğalması 40 milyonun altına düşürülmeli.
(Türkiye’de yarım milyonun altına..)

3. BM ve ilgili uzmanlık kuruluşları DSÖ, FAO, UNEP, UNDP, ILO, UNICEF, UNESCO..
ağır küresel bunalımı / sağkalım (beka, survival) sorununu kesinlikle gündemden düşürmeden BM Genel Kurulunda, Güvenlik Konseyi’nde gündemde tutmalı ve küresel kapitalizm mutlaka dizginlenmeli. Tüketim çılgınlığı durdurulmalı, herkes en üst düzeyde tasarruflu yaşamalı.

4. Bilimsel buluşlar çevreyi – doğayı gemlemek için değil (Doğa fahişemiz değil!), onun yasalarını anlayarak birlikte barış içinde yaşamak (peaceful co-existence) felsefesiyle kullanılmalı.

5. Ekolojik devlet – ekolojik anayasalar dönemi açılmalı.

Son olarak; Neondertal insandan Homo sapiens‘e evrilen insanoğlu, 21. yy’ın ilk yarısında,
yepyeni ve “hızlı” bir evrimleşme ile “Homo environmentum“a yükseltgemeli kendisini.

Çünkü; ya Doğa intikam alarak sırtındaki zorunlu parazit insanoğlunu atarak büyük olasılıkla çok daha keyifli olarak evrendeki varlığını biz olmadan sürdürecek;

Ya da pes edecek ki bu da uygarlığın yeryüzünde sönümlenmesi ile eşdeğer.

Belki bu arada evrende başka gezegenlerde yaşam bulunursa ya da kolonileşme olanaklı olursa.. Ünlü kuantum fizkçisi Stephan Hawking‘in uyarısı ise “en geç bin yıl içinde” bu düşötesi (fantastik) tasarımın gerçekleşmesi.

Görünen o ki o denli zamanımız yok; uyan insanoğlu uyan!!

Sevgi ve saygı ile. 31 Ekim 2022, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
A​tılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı ​AbD
​Hekim, Hukukçu-Sağlık Hukuku Uzmanı, ​Mülkiye’li​
www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik    twitter : @profsaltik