Etiket arşivi: WFP

Gıda güvenliği ve beslenme – Küresel bir sorun mu?

Veysel Ulusoy
Veysel Ulusoy
22 Mayıs 2022, Cumhuriyet

 

Gıda konusuna olağan yaklaşım genel olarak gıdaya ulaşım üzerine verilen istatistikler üzerine kurulmuştur. İlgili istatistikler günde bilmem kaç Dolarla hayatını idame ettirmeye (AS: yaşamını sürdürmeye) çalışan insanın sayısı yanında, kuraklık ve benzeri faktörlerin (etmenlerin) gıdaya erişimi nasıl etkilediği üzerine kurulmuş genel verilerdir.

Artık bu yaklaşım klasik verilerin kapsamını çoktan aştı ve sanki bir küresel sorunun ayak sesleri oldukça yakınımızda…

Öyle olmasına rağmen (karşın), bizim öz karar vericilerimizin tavrı (tutum) ve söylemleri böyle bir sorunun olmadığı yönünde.

Onlar ya sorunun farkında (ayırdında) değiller ya da sorunu saklıyorlar halktan…

Her ikisi de birbirinden kötü, sonuç olarak.

NERELERDEN GELDİK BURAYA?

Bu köşede özellikle birkaç yıldan beri bir konuyu önemle vurguladık…

Israrla Ankara’nın dikkatini çekmeye çalıştık.

Üretim ve finansal piyasalardaki inanılmaz bozulmanın gelecekte nelere etki edeceği üzerine yoğunlaşan özellikli bir konuyu sıklıkla vurguladık…

Yine dikkatleri çekmek ve hatırlatmak (anımsatmak) için kısaca değinelim isterseniz.

Adına “piyasalarda ayarlama maliyeti” denir bunun. Denir de orta ve uzun vadede (erimde)  tüm ekonomideki dengeleri değiştirir bu olgu. Basit ekonomik kuramlar üzerine kurulmamıştır ilgili yaklaşım. Tonlarca araştırmanın sonucunda ortaya çıkan birkaç öğüt de değildir içeriği… Esaslı olarak olacakları önceden söyleyen ve kapsamlı bir özelliğe sahiptir. Bir akademik (AS: sorundur) ve tecrübe edilmiştir (sınanmıştır) özü itibarıyla (bakımından).

Her bir ekonomik türbülans (alt üst oluş) ve/veya krizin ertesinde, öncelikle emek piyasasına özgü davranışlarda “yapısal kırılmalar” olur bu yaklaşıma göre. İşsizlik artar ama onun içeriği, uzmanlığa göre davranışları, verimliliği ve dağılımı ifade eden işgücü etkinliği bozulmalara uğrar. Üretim düşer, enflasyon oranları ile oranların oynaklığı oldukça yükselir. İstihdamdaki kalite (nitelik) temelli bozulmalar ise üretimin kalitesini (niteliğini) ve reel (gerçek) ücretleri olumsuz etkiler. 

Sadece (yalnızca) bunlar olsa…

Ulusal gelirin harcamalar açısından %60’ından fazlasını (çoğunu) oluşturan tüketimde bozulmalar raf fiyatlarına doğrudan ve hemen yansır. Alım gücü düştüğünden ürün kalitesi (niteliği) de azalır.

Ürün paketlerinde yazılan ile içerik arasında farklılıklar (ayrışmalar) oluşur.

Daha kötüsü, kriz (bunalım) uzun döneme yayıldığında günümüzde yaşadığımız sonuçları karşımızda buluruz.

Kontrolden (denetimden) çıkmış bir enflasyon, fakirlik (yoksulluk) ve bir adım ötesindeki gıdaya erişim sorunu…

Bu sorunu her yerde yaşanıyor söylemi ile geçiştirmek de o kadar (denli) kolay değil artık. Devletlerin belki de böyle dönemlerde özellikle gıda sorunu yaşatmamak, ona erişimi kolaylaştırmak esas (temel) görevidir. Bu görevi yerine getirmek için ise ekonomide sorunlar başlamadan bahsedilen (sözü edilen) ayarlama maliyetlerini (bedellerini) en aza indirecek politikaları uygulamaktır.

Biz bunu yapmadık, soruna gözlerimizi kapayarak yanıt verdik.

GIDA KRİZİNİN (BUNALIMININ) BOYUTU

Gıda krizinin (bunalımının) boyutun ne olduğu konusunda fazla (çok) söze ve istatistiğe gerek yok aslında (gerçekte)

En sade (yalın) yaklaşımla FAO Genel Direktörü (Başkanı) QU Dongyu birkaç cümle (tümce) ile özetliyor günümüz koşullarını:

  • Akut açlık eşi görülmemiş seviyelere (düzeylere) yükseliyor ve küresel durum daha da kötüleşmeye devam ediyor (kötüleşmeyi sürdürüyor). Çatışma, iklim krizi, Covid-19 ve artan gıda ve yakıt maliyetleri mükemmel (AS: !) bir fırtına yarattı. Ve şimdi, felaketin (yıkımın) üzerine felaket (yıkım) yığıyor.
  • Düzinelerce ülkede milyonlarca insan açlığın eşiğine getiriliyor.

WFP İcra Direktörü (Başkanı) David Beasley“Onları uçurumun eşiğinden kurtarmak ve bu küresel krizi (bunalımı) çok geç olmadan tersine çevirmek için acilen (ivedilikle) acil durum fonuna ihtiyacımız (gereksinimimiz) var” diyerek yapılması gerekeni öneriyor.

Biz mi ne yapıyoruz?

Ukrayna’dan gelecek gemiler için kırmızı kurdele üretiyoruz.
============================================
Dostlar,

Bu makalenin Cumhuriyet‘teki değerli yazarı Sn. Prof. Veysel Ulusoy saygın bir ekonomi Profesörüdür. ENAG kapsamında yayınladıkları verilerle TÜİK’in yalanlarını ortaya koydular. TÜİK’e dava açtırıldı AKP iktidarınca.. Kasıt, TÜİK’i küçük düşürme, halkı ayaklandırma vs. Bilinen suçlamalar. Geçtiğimiz günlerde yargı bu savları geri çevirdi. Çok sevindirici, Prof. Ulusoy’u da, Cumhuriyet‘i de, örgütlü çalışma gücü ENAG‘ı da (Enflasyon Araştırmaları Gurubu) kutlarız..
***
Ne var ki yazıda Türkçe’ye özen çok çok az
Oysa bir parça bilinçli yaklaşımla, ayraç içinde verdiğimiz çok sayıda Türkçe sözcük kullanılabilir başka dillerden sorumsuzca kotarılan sözcükler yerine.

Atatürk’ün TDK‘nu 12 Eylülcüler kapattı, O’nun kalıtını çiğnedi ve bir devlet birimine dönüştürdü. O da felç, Türk Dil Devrimine hemen hemen hiç katkısı yok! İstenen buydu!

Bizim de mi sahiplenmemiz olmayacak, Türkçe iyice sahipsiz mi kalacak bu durumda?
Yoksa tersine, biz aydınlar – yazarlar, kurumlar.. sorumluluğu özellikle üstlenecek miyiz?
***
Cumhuriyet yönetimine kezlerce yazdık, rica ettik.. Bir arpa boyu yol alamadık.

Nedendir??

Ne yapmalıyız??

Sevgi ve saygı ile. 22 Mayıs 2022, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Dil Derneği Üyesi
A​tılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı ​AbD
​Sağlık Hukuku Uzmanı, ​Kamu Yönetimi – Siyaset Bilimci (​Mülkiye​)​
www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik      twitter : @profsaltik

16 Ekim 2014 Dünya Gıda Günü


16 Ekim 2014 Dünya Gıda Günü

Dostlar,

Bu gün Dünya Gıda Günü..

Çok bir anlam taşlıyor mu bilemiyoruz..

2002’de bir BM konferansında FAO Başkanı haykırıyordu :

  • AÇLIK; sosyal ve siyasal gerilim yaratır. Uluslararası istikrar ve barışa tehdittir! Açlıkla mücadele ediniz!” (FAO Genel Müdürü Jacques Diouf;
    IFAD, Uluslararası Tarımsal Kalkınma Fonu; WFP, Dünya Gıda Programı 
    BM Konferansı , 19.03.02 / Monterrey, Kanada)

ERADICATE EXTREME POVERTY AND HUNGER

Görüldüğü gibi ağır yoksulluğun ve AÇLIĞIN kökünü kazımak,
3. Binyıl Kalkınma Hedefleri (MDG- Millenium Developmental Goals) içinde
8 hedeften 1 numara olanı.

Ancak aradan geçen 13 yılda bu hedeflere yaklaşmak şöyle dursun,
giderek uzaklaşıyoruz.

Bu KABUL EDİLEMEZ sapmadan başlıca sorumlu olan; elbette
KÜRESELLEŞME = YENİ EMPERYALİZMİN dayattığı vahşi kapitalizm ve piyasacılık, sosyal devletin tasfiye edilmesi, esnek istihdam ve iş güvencesizliği,
emeğin örgütsüzleştirilmesi, gelir dağılımının iyice bozulması ve ..
YOKSULLUĞUN – YOKSULLAŞTIRMANIN yatay ve dikey boyutlarda büyümesi..

Aşırı, gereksiz ve dengesiz hızlı nüfus artışı da başlıca etmenlerden..
Her yıl 80 milyonluk bir kitle (Türkiye nüfusunca!) hiç ama hiç gerekmezken,
tehlikeli biçimde dünya nüfusuna ekleniyor..

  • ARTIK HER AİLEYE 1 ÇOCUK KAÇINILMAZ OLDU!

Günümüzde kabaca her 7 insandan 1’i (yaklaşık 1 milyar kişi!) -haydi AÇ demeyelim- yeterli ve dengeli beslenemiyor.. Bunların 300 milyonu çocuk.

Bu muazzam “AÇ” kitle, yıllık her 5 ölümden 1’inin de kaynağı.

Öte yandan 1 milyar da şişman (obes) dünyalı var..

Etti mi 2 milyarlık devasa bir yük..

Toplam nüfus da yaklaşık 7,25 milyar..
Muazzam bir sosyo – ekonomik yük; benzetmek uygunsa bi-polar bozukluk..
Ama Küreselleşen kapitalizm rantının peşinde..
3-4 onyıl önce hızlanan “fast food” kültürü bu süreçte çoook kazandı.
İnsanlar şişmanladı.. (başka nedenlerle de).. şimdi de obesite tıbbı – cerrahisi ile kazanıyor..

Win win bu olsa gerek.
Kapitalistler her durumda kazanıyor..

Nasıl başetmeli?

Bizim de geçmişte Halk Sağlığı / Toplum Hekimliği Dalında Tıpta Uzmanlık eğitimi aldığımız Hacettepe Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı AbD’nın çalışkan – üretken akademisyenleri böylesi günleri değerlendirerek bir kamuoyu farkındalığı yaratma, kitlelere sağlık eğitimi verme fırsatını kullanma amaçlı metinler üretiyor ve
web sitelerinde yayımlıyorlar, ilgili sanal ortamlarda paylaşıyorlar..
Kendilerine (başta genç Prof. Dilek Aslan olmak üzere) teşekkür borçluyuz.

Bu gün yayımlanan metin aşağıda.. Lütfen tıklayarak okur musunuz??

16.10.14_Dunya_Gida_Gunu

HALK SAĞLIĞI Dalında Uzman bir hekim olarak elbette biz de benzer çabalar içindeyiz.
Geçmişte (1980 ortaları), Gıda ve Su Analizleri yapan bir Bölge Halk Sağlığı Laboratuvarı’nın Müdürlüğünü üstlendik. O dönemde Sağlık Bakanlığı sorumlu idi
bu işlevden. 2010’dan bu yana (5996 sayılı yasa ile) Gıda işleri Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığına devredildi. Su ise hala Sağlık Bakanlığında (5996 sayılı yasa md.27).

Çalıştığımız Üniversitelerde Gıda – Beslenme… konularının eğitimini üstlendik,
bilimsel araştırmalarımız oldu.. Halen AÜTF (Ankara Üniv. Tıp Fak.) Halk Sağlığı Anabilim Dalı’nda da bu dersleri yıllardır üstlenmiş durumdayız.

Dönem V’te verdiğimiz bu dersleri sürekli güncelleyerek öğrencilerimizin – ilgilenenlerin bilgisine sunuyoruz. Son biçimiyle bir kez de bu dosya aracılığıyla paylaşalım…
140 yansıdan oluşan oldukça kapsamlı – varsıl, emekli bir bilimsel dosya..

  • “GIDA GÜVENLİĞİ ve SANİTASYONU”.. başlıklı.

İncelemek için lütfen erişkeyi (linki) tıklar mısınız??
Bu emekli dosyanın paylaşılması, önerilmesi, dağıtılması dileğimizdir.

Gida_Guvenligi_ve_Sanitasyonu

Yeterli ve dengeli beslenme bir temel insanlık hakkıdır (İHEB md. 25)
ve yer yüzünde tek 1 insan bile bu haktan yoksun bırakılmalıdır..

Hemen BU GÜN!

Sevgi ve saygı ile.
16 Ekim 2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net