Etiket arşivi: TCK m. 299

SEDEF KABAŞ TV Konuşmamız

Dostlar,

Bilindiği gibi, iletişim uzmanı gazeteci Dr. Sedef kabaş, 14 Ocak 2022 gecesi TELE1’de bir programda konuşmasında partili CB Erdoğan’a hakaret ettiği savıyla, 21 Ocak 2022 gece yarısından sonra evinden alınarak tutuklandı.

Başarıyla yürttüğü youtube kanalı yayını SEDEF KABAŞ TV, dayanışma amacıyla sürdürülmekte. Bu bağlamda, TRT’nin efsane spikerlerinden Sn. Gülgün Feyman Budak, bizimle bir söyleşi gerçekleştirdi. 70 dakika süren programda ilk olarak Dr. Kabaş’ın uğratıldığı hukuk dışı, apaçık gözdağı baskısını irdeledik siyaset bilimci şapkamızla. Bu bağlamda Sn. Kabaş meslektaşımız, Boğaziçi Üniv. Siyaset Bilimleri mezunu, biz ise Mülkiye (Ankara Üniv. SBF).

İkinci bölümde ise Hekim / Halk Sağlığı Uzmanı olarak Koviit-19 salgınını irdeledik. Özellikle, asla aşı niteliği kazanmamış olan TURKOVAC sorununu işledik. Kısasan söylemek gerekirse, AKP iktidarına, AŞI OLMAYAN bu biyolojik ürünü derhal durdurmaya ve uluslararası standartların gereklerini yerine getirmeye çağırdık.

İzlemek için lütfen tıklayınız.. (70 dk.)

Dr. Sedef kabaş’ın derhal salıverilmesi ve adil olarak tutuksuz yargılanmasını diliyoruz.

Bu arada TCK m.299’un, AİHM Vedat Soylu V. Türkiye kararı gereği, AİHS ile uyumlu olarak yeniden düzenlenmesini istiyoruz.

Bilgi ve ilginize sunarız.

Sevgi ve saygı ile. 15 Şubat 2022, Ankara

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Atılım Üniv. Tıp Fak. Halk Sağlığı Anabilim Dalı
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetimi (Mülkiye)
Anayasa Hukuku Dotora Öğrencisi
www.ahmetsaltik.net         
profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik       twitter : @profsaltik     

Ceza Yasasından Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunun Kaldırılması

Dostlar,

CHP İstanbul Milletvekili, Anayasa Hukuku Uzmanı Sn. Prof. Dr. İbrahim Ö. KABOĞLU, TBMM Başkanlığına bir yasa önerisi sundu :

  • Ceza Yasasından Cumhurbaşkanına Hakaret Suçunun Kaldırılması

Önergenin tarihi 23 Kasım 2021. (Anayasa m.88)

Bilindiği üzere, Türk Ceza Yasasının 299. maddesi aşağıdaki gibi:

Cumhurbaşkanına Hakaret Suçu

TCK Madde 299

(1) Cumhurbaşkanına hakaret eden kişi, bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
(2) (Değişik: 29/6/2005 – 5377/35 md.) Suçun alenen işlenmesi hâlinde, verilecek ceza altıda biri oranında artırılır.
(3) Bu suçtan dolayı kovuşturma yapılması, Adalet Bakanının iznine bağlıdır.
***
Reuters : Erdoğan’ın CB olmasından bu yana binlerce kişinin ‘hakaret’le suçlandığını belirtti. Haberde, 2014’ten beri bu suçlamaya dayanılarak 160,169 soruşturma açıldığına dikkat çekildi.
(https://tr.euronews.com/2021/12/20/reuters-tan-turkiye-analizi-erdogan-ak-parti-secmeninin-destegini-kaybediyor)

  • RTE ve AKP’li müritleri 1 an “neden böyle?” diye düşünmez mi?
    Kuran der ki : Aklını kullan, düşün!

***
AİHM, Cumhurbaşkanına hakaretle ilgili Türk Ceza Yasası’nın ilgili maddesinin değiştirilmesini isteyen bir karar açıkladı. AİHM ilk kez TCK’nın 299’uncu maddesi hakkında bu denli net bir karar açıklıyor. Aralarında Türk yargıç Saadet Yüksel’in de bulunduğu 7 yargıçlı Daire tarafından oybirliğiyle alınan karar, içtihat niteliğinde. Ankara, karar gereği, davacı Vedat Şorli‘ye 7500 € tinsel giderim (manevi tazminat) de ödeyecek.

Hakaretle ilgili olarak Cumhurbaşkanı’nın özel bir yasayla korunmasının AİHS’nin ifade özgürlüğüne ilişkin maddesiyle bağdaşmadığına kanaat getiren AİHM, bu belirlemeden yola çıkarak benzer davaların yinelenmemesi amacıyla TCK 299’un AİHS ve AİHM’nin yerleşik içtihadı ile uyumlu duruma getirilmesini istedi (https://www.dw.com/tr/avrupa-insan-haklar%C4%B1-mahkemesi-tck-299-de%C4%9Fi%C5%9Fmeli/a-59548024).

Avrupa Konseyi‘ne (AK) taraf ülkelerin AİHS’ye uyumunu denetlemek amacıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) oluşturulmuştur. Türkiye AK’nin kurucu üyelerindendir. AİHS’nin denetim sürecine bireysel başvuru hakkını 1987’de ve AİHM’nin zorunlu yargı yetkisini 1990’da kabul etmiştir.

Türkiye AİHS’e taraftır ve Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca AİHM’in yargı yetkisini kabul etmiş, 28 Ocak 1987’de Komisyon’un bireysel başvuruları inceleme yetkisini tanımıştır. Türkiye, Mahkeme’nin zorunlu yargı yetkisini 27 Eylül 1989’da tanımıştır. Belirtmek gerekir ki, 11 Sayılı Protokol’ün yürürlüğe girmesiyle, bireysel başvuru ve zorunlu yargı yetkisi açısından, özel tanıma bildirimlerine gerek kalmamıştır. Bireysel başvuru yöntemi, Sözleşme’ye taraf devletler bakımından zorunlu olmuştur (https://insanhaklarimerkezi.bilgi. edu.tr/tr/content/43-avrupa-insan-haklar-mahkemesi/).

Sözleşme’nin (AİHS) 46. md.si – Kararların Bağlayıcılığı ve İnfazı

“1. Yüksek Sözleşmeci Taraflar, taraf oldukları davalarda Mahkeme’nin verdiği kesinleşmiş kararlara uymayı taahhüt ederler.
2. Mahkeme’nin kesinleşen kararı, icrasını denetleyecek olan Bakanlar Komitesi’ne gönderilir. (https://www.echr.coe.int/Documents/Guide_Art_46_TUR.pdf)
***
Sn. Prof. Kaboğlu’nun yasa önerisi tek maddelik (2. ve 3. maddeler yürürlükle ilgili) :

  • 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 299 uncu maddesi yürürlükten kaldırılmıştır.

Önergeyi gerekçeleriyle okumak için lütfen tıklayınız : 299. maddenin kaldırılması yasa önerisi

Peki bir ilerleme var mı?? TBMM’de 2 aydır bir sonuç yok.. RTE’nin yargı reformu (!) hakkında sözlerinde gece yarıları gözaltı olmayacağı belirtilmişti.. Sedef Kabaş olayında tablo ortada.. 50+ yaşta, Doktora sahibi bir kadın gazeteci – yazar, yurttaş, gece yarısı 02:00’de Polisçe evinden alınıyor.. Karakolda sabaha dek gözaltında tutulup, neredeyse 12 saat sonra ifadesi savcılıkta alınıyor ve jet hızıyla, Sulh Ceza yargıçlığında (mahkemesinde değil! Anayasa madde 9 – “Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır.”) tutuklama kararı çıkıyor. Oysa tutuklu yargılamanın koşulları yok (Ceza Muhakemesi Yasası m.100). Yargıçlık kararında zorlama öyle açık, öyle net ki!

Bir üst merci olarak Asliye Ceza Mahkemesine itiraz yolu açık ve Dr. Sedef Kabaş‘ın avukatı 24 Ocak 2022 günü bu yola başvuracak. Sağduyunun egemen olması ve tutukluluk kararının kaldırılarak, “hiç olmazsa” yargılamanın
gerçekte yargılanmaması gerekirken– tutuksuz yapılması için, gerek görülüyorsa adli denetim önlemlerine başvurulması (CMK m.223/1), yerinde ve kamuoyu vicdanına uyar olacaktır sanırız.

Konuya ilişkin 2 cik (tweet) iletimizi buraya eklemek isteriz :


Bu arada, kendi haline terk edilen kovit-19 salgını “resmi” verilerle her gün on binlerce insana bulaşmakta ve 200’e yakın masum insanımız salgına / kötü yönetime kurban verilmekte…

Vah Türkiye’m, vah insanlarım..

Bir de; belimizi kıran yoksullaşTIRmayı ve AKP = RTE‘nin temel sorumluluğunu da konuşamıyoruz…

Gündem oyunları ger – çek – ten hayret verici!

  • Muhalefetin ülkeyi ayağa kaldırması gerek oysa!..

​Sevgi ve saygı ile. 23.01.2022

Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
​Sağlık Hukuku Uzmanı, ​Kamu Yönetimi – Siyaset Bilimci (​Mülkiye​)​
www.ahmetsaltik.net        profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik      twitter : @profsaltik