Prof. Dr. Halil Çivi
İnönü Üniv. İİBF Eski Dekanı
Hace Bektaş Veli diyor ki :
“İman akıl üzeredir, akıl sultandır. Sultan giderse naibi de (yani din ve iman da) gider. İman bir hazinedir. Şeytan bir hırsızdır. Akıl hazinedardır. Hazinedar (akıl) giderse hırsız hazineyi (yani imanı) çalar… ilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır.”
Kıssadan hisse : İslam dünyasında ve Türkiye deki din anlayışı akılcılığa değil, büyük oranda nakilciliğe dayanır. Küçük istisnalar hariç (ayrıklar dışında), tarikat ve cemaat yapıları ise genellikle aklın din ve imandan kovulduğu yerlerdir.
Halbuki kutsal kitabımız Kur’anın temel kabulüne göre aklı olmayanın dini olmaz.
Aklını kullanmayanın üzerine pislik yağar.
Ulu Önderimiz M.K. Atatürk,
- “Dünyada en hakiki mürşit (kılavuz, yol gösterici) ilimdir, fendir… İlim ve fennin (bilim ve tekniğin) dışında mürşit aramak cehalettir, gaflettir dalalettir (sapkınlıktir).” dememiş miydi?
Akıl ve bilim dışı, toplumun vicdanını yaraylayan, din kisvesi giydirilmiş dinbazlık ve sapkınlıkların en büyük zararı bizzat dine dokunur.
Altı yaşındaki minik kız çocuğunun, gerekçesi din sosuna büründürülerek yetişkin bir insana nikahlanması ve yapılan vahşi cinsel tecavüzler herkesi derinden yaralamıştır.
Türkiye, mutlaka özgür akıl ve bilimle inşa edilen her basamaktaki laik eğitim politikası ve din öğretisine geri dönmelidir .
Umut kıran bir beklenti olsa bile, bu görev en başta Devletin, yani siyasal iktidarlar ve Diyanet İşleri Başkanlığı‘nın görevidir. Bu konu üzerinde etraflıca (kapsamlı) düşünmek en başta gerçek dindar insanlar olmak üzere, her yurttaşımızın görevidir.
***
İbretlik bir tarihsel dinsel öykü de şöyledir :
Il. Halife Ömer, Fars kökenli Selman’a sorar
– Sence ben kral mıyım yoksa halife mi?
Selman (Selman-ı Farisi / Solomon Ferisi) şu yanıtı verir.
– Müslümanların tarlasına, toprağına bir dirhemlik bile bir vergi koyduğunda, bunu hukuksuz ve haksız yerde kullanırsan, Halife değil kralsın demektir…
Halife Ömer ağlar (×).
Devleti adil yönetmek, halktan toplanan vergilerin harcanma yerlerinin adaletli olması, yani kul hakkı tam da böyle bir şeydir.
- Kadın, erkekle hak ve özgürlükler ile onur bakımından eşittir!
Ve kul hakkı, doğal olarak, aynı biçimde, çocuk ve kadınları da kapsar.
‐‐——-
(×) Bernard LEWIS; İSLAMIN SİYASAL SÖYLEMİ.
Çev. Ünsal Oskay, Kronik Yayınları, 2. Baskı 2022, sayfa 101.
Not. Krallık ya da sultanlık keyfi yönetimdir. Halbuki Halifelik hukuki, akli, dinsel ve ahlaki sorumluluk gerektirir. Yetkileri de sınırlıdır. (H. Çivi)