REFERANDUM
Prof. Dr. D. Ali ERCAN
Değerli arkadaşlar,
Referandum en kısa anlamıyla doğrudan Halkın Oyuna başvurulmasıdır; eski deyimi ile “Sine-i Millete dönüş” … Buna “İlkel Demokrasi” de diyebiliriz.
Eskiden, MÖ 4-5 yüzyıllarda, Atina’da Halk AGORA denen bir alanda toplanır Kent yönetimi ilgili kararları el kaldırarak (Evet/Hayır diyerek) kestirmeden belirlerdi… O zamanlar Atina’nın Nüfusu 150-200 bin kadardı ve bu oylamalara yalnızca erkekler katılabiliyordu; çocuklar, kadınlar ve kölelerin Oy hakkı yoktu. (AS: Yabancıların da!) Bu toplantılarda Halka meseleyi kendi bakış (çıkar) açısından en iyi tanıtan düzenbaz Demagoglar genelde amaçlarına ulaşırlardı… Aradan 2500 yıl geçti, dogmalara saplanmış insanlık maalesef hala yerinde sayıyor.
Görünen o ki, Çağdaş, ilerici Demokrasiyi beceremeyen Türkiye de bu ilkel Referandum/Halk Oylaması tuzağına düş(ürül)müştür. Şimdi Halka “18 maddelik Anayasa Değişikliğini kabul edip etmediği” sorulacak. Bu Soruya (aslında neden bahsedildiğinin farkında bile olmayan) Halkın SALT çoğunlukla vereceği bir “Evet” yanıtı bundan sonra hiçbir şeye “Hayır” diyemeyeceği ve 80 milyonluk ülkenin, Tek kişinin (İmparator/Diktator/Tiran) keyfi yönetimine terk edilişi anlamını taşıyor.
Bakalım ol necip halkımız, kör topal da olsa ağır-aksak işleyen Demokrasiden kendi eliyle vereceği ‘Evet’ oylarıyla tümden vazgeçecek mi ? Yoksa kıl payı da olsa bu tuzaktan kurtulacak mı ? Ameliyat salonunun kapısında hastasını bekleyenler gibi, çok büyük bir tedirginlik içindeyim, çünkü şimdiye dek korktuklarımız hep gerçekleşti…
Meclis’ten çıkan Referandum Yasa tasarısının epeydir bekletilmesi, hemen imzalanmaması Referandumun rafa kaldırılması olasılığına işaret anlamında beni biraz umutlandırıyor..
Tahmin ediyorum, kamuoyu araştırmalarının sonuçları, Cumhurbaşkanı RTE‘nin Yasa teklifini imzalamak konusunda çekincesine yol açıyor..
Gerçekten 5-6 farklı şirket tarafından yapılan son anketlerin (ne derece güvenilir oldukları ayrı konu) ortalamasına baktığımızda bıçak sırtında bir denge oluşmuş durumdadır ve bu Denge büyük olasılıkla (umudumuz o yönde) HAYIR tarafının ağır basmasına yönelecektir.
Referandumda “2/3 nitelikli çoğunluk” koşulu aranmış olsaydı o kadar tedirgin olmazdım,
ama düşünün ki, 49,5 – 49,5’lik bir denge durumunda, koca bir Ülkenin kaderini % 1’lik bir
Oy farkı (belki de 5-10 bin oy) belirleyebilecek… Dehşet verici bir durum !
Değerli arkadaşlar,
Kurtuluş Savaşından sonra Cumhuriyet tarihimizin en büyük ikinci zor sınavıyla yüzleşiyoruz.
Yine zaferle, yüz akı ile bu zor süreci atlatabilmemiz için şu kısa sürede elden geleni,
hatta fazlasını yaparak, halkımızın yanlıştan dönmesini sağlamak zorundayız.
Bunun bilincinde olan dostlara Sevgi ve Saygılarımla. æ