Etiket arşivi: Müjdat Gezen

Aptallığın Teorisi

Almanya tarihinin en karanlık döneminden geçiyordu. Masum insanların dükkânları taşlanıyor, kadınlar ve çocuklar zalimce sokak ortasında aşağılanıyordu.

Genç bir teolog, Dietrich Bonhoeffer bu zalimliğe yüksek sesle itiraz etti ve bu sebeple hapse atıldı.

Hapiste uzun uzun düşündü; sayısız filozof, şair, fikir ve bilim insanı çıkaran bu kültür, nasıl olup da organize kötülüğün, zalimliğin, korkaklığın, cehaletin ve suçun merkezi haline gelmişti?

Bonhoeffer,

  • “Sorunun kökeninde kötülük değil, aptallık yatıyor.”

dedi. Hapisten yazdığı mektuplarda aptallığın yarattığı kötülüğün diğer tüm kötülüklerden daha tehlikeli olduğunu belirtti.

Kötülüğü protesto edebilirdiniz, karşı argümanlarla kötülükle mücadele etmeniz mümkündü.

  • Oysa organize olmuş ahmaklar sürüsüne karşı yapabileceğiniz hiçbir şey yoktu.

Ne protestolar, ne zorlama onlara etki ediyordu. Mantıklı gerekçeler sunduğunuzda önce reddederler, reddedemeyecek hale geldiklerinde ise önemsizleştirirler.

Aptal insanlar hallerinden memnundur fakat saldırmaya da hazırlardır. Saldırıya geçtiklerinde kötü insanlardan çok daha tehlikelidirler…

Bonhoeffer, aptallıkla mücadele edebilmek için önce aptallığın doğasını anlamaya çalıştı.

Aptallık bir zekâ problemi değildi, ahlaki bir problemdi.
Entelektüel birikimi olduğu halde aptal olan insanlar vardı.

Aptallığın doğuştan gelen bir maraz olduğu düşünülse de bu da yanlıştı.

İnsanlar belli koşullar altında aptallaşıyorlardı; daha doğrusu başkalarının kendilerini aptallaştırmasına müsaade ediyorlardı.

Yalnız insanlarda bu maraz daha az görülüyordu. Buradan yola çıkarak aptallığın psikolojik değil, sosyolojik bir problem olduğu sonucuna vardı.

Gücün tek kişide toplanması arzusuna politik ve dini hareketlerde sıklıkla rastlanırdı.
Aptallık hastalığının bulaştığı yerler, böylesi gruplardı.

Ahmaklar ve diktatörler arasında muazzam bir korelasyon vardı, ikisi de birbirine ihtiyaç duyuyordu.

İnsanların ahlaki ve entelektüel birikimleri bir anda yok olmuyordu.

  • Diktatör, gücünü artırdıkça aptallar o gücün büyüsüne kapılıyor ve
    bağımsız düşünme yetileri kayboluyordu.

Otonom biçimde hareket ediyorlardı. Gözüne sokulan gerçekleri inatçı bicimde reddediyorlardı.

Onlarla konuştuğunuzda bir insanla değil, sloganlarla konuşan bir robotla konuştuğunuz hissiyatına kapılıyordunuz. Büyülenmiş gibiydiler, kötülük yaptıklarının farkında değillerdi… Ne yaptıklarının bile farkında değillerdi. Kullanıldıklarını, kötülük yaptıklarını onlara anlatarak bir yere varamıyordunuz.

Onları bu katatonik uykudan çıkarmanın tek yolu bağımsız-özgür olmalarını sağlamaktı.

9 Nisan 1945 günü sabaha karşı Bonhoeffer’i bir toplama kampının darağacına asarak öldürdüler. Ölümünden iki hafta sonra o kamp ABD askerleri tarafından ele geçirilerek imha edildi.

Bonhoeffer yazılarında “Yaptığımız her şeyden sorumluyuz” diyordu…
***
Kaynak: Nezevanun – 10/10 Philosophy.

Bu yazıyı çocukluk arkadaşım Tınaz Titiz gönderdi. Akabinde uzunca süre telefonla konuştuk. Zaten sık sık görüşürüz. İznini alarak sizlere aktardım. / MÜJDAT GEZEN

İKİLİ HUKUK SİSTEMİ

Naci BEŞTEPE
(E) Tümgeneral

Hiranur Vakfı adı ile kamufle edilmiş tarikatta yaşanan olay gündemimize oturdu. SP lideri Karamollaoğlu’na göre gündemde kalmaması gerekirmiş. Molla soyu olunca bakışının öyle olması doğal. Bana göre ise bu konu gündemden hiç düşmemeli. Çünkü kabul edilebilir, yenir-yutulur yanı yok.

Bizi insanlığımızdan, milliyetimizden, dinimizden utandırıyor. Herkes de çok iyi biliyor ki;

  • Bir kereden bir şey olmaz!
  • Ailenin iç işidir!
  • İnançlı insan yapmaz!
  • Dinimizde yeri vardır.
  • Peygamber efendimiz de Hz. Aişe ile dokuz yaşındayken birlikte olmuştu!…

Gibi ortaçağ dönemi anlayışı söylemlerle geçiştirilecek bir olgu değildir çocuğun cinsel / nitelikli cinsel istismarı.

İNSANLIK

İnsanlık var oluştan beri sürekli Evrim geçirmektedir. Evrim, yaşamın her alanında olmaktadır.
Beslenme, barınma, tıp, tarım, ticaret, eğitim-öğretim, spor vb.
Aklımıza ne gelirse, nasıl sınıflandırırsak sınıflandıralım, her alanda.
Dinsel inanç ve ibadette de.

İki bin yıl öncenin yaşam koşullarındaki düşünce ve davranış hala aynı kalabilir mi?

Hala o dönemdeki davranışları irdelemeden sürdürmek istemeyi yobazlık-gericilik-tutuculuk diye tanımlamak yanlış mıdır?

İnsan olarak öbür canlılardan farkımız aklımız ve gelişmemiz değil midir?

İnsanı öbür canlılardan ayırt etme konusunda değerli sanatçı, Vefalı ağabeyim Müjdat Gezen’in sosyal medyadaki şu sözlerine hak vermemek olası mı?

    • Siz hiç kuzu ile çiftleşmeye kalkan bir koç,
    • Buzağıya musallat olan bir boğa,
    • Civcivi kovalayan bir horoz,
    • Minik yavrulara tecavüz eden kedi veya köpek gördünüz mü?
    • Göremezsiniz!
    • Onun için sapıklara HAYVAN demeyin!

İnsanlığımızdan utandırıyor derken bir açıdan bunu ifade etmeye çalışmıştım.

DİN KURALLARI – TOPLUMSAL KURALLAR

Toplumların yönetimi konusunda din adamları ile devlet adamları (kilise-kral) yıllarca çatışmıştır. Sonuçta din ile devlet işlerinin ayrıldığı seküler düzen çağdaş uygarlığın seçimi olmuştur. Ortaçağ tutkunları bunu dinsizlik olarak algılamaya ve/veya öyle göstermeye devam ederler. Hangi yöntemin (kurallar bütününün) insanlığı refaha (gönence), huzura (erince) götürdüğünün tartışma götürmeyeceği açıktır.
Dünya haritasına bakıp ülkelerin durumunu görmek yeterlidir.

Türkiye Cumhuriyeti de bu konuda kararını vermiş, anayasa ve yasalarla toplumsal yaşamı düzenlemiştir.

Medeni Yasa yürürlüktedir.

Vakıf-Dernek diye adlandırılarak yasaların çevresinden dolanan tarikat ve cemaatler
Resmen yasaktır.

İktidar, yasaklanan yapıları her konuda desteklemekte, üye bağışları ile yürütülmesi gereken vakıflara devlet hazinesinden milyarlarca lira akıtmaktadır.

Tüzüğünde “6 Ok“u benimsemiş ana muhalefet partisi ise “dinsiz demesinler fobisi” ve “her kesimden oy alalım kolaycılığı”nın da etkisiyle laikliğe karşı yapılanlara sessiz kalmakta
hatta türban konusunda olduğu gibi kimi konularda onlardan farklı davranmamaktadır.

Sözde sosyalist/devrimci Vatan Partisi ve lideri D. Perinçek’in, erken yaşta evlilik ve İstanbul Sözleşmesi konusundaki tutumu ise yürekler acısıdır.

Adam gibi ses veren tek parti lideri Doğru Parti Genel Başkanı Rifat Serdaroğlu olmuşltur.

Hiranur Vakfı’nda gelişen çocuğun nitelikli cinsel istismarı olayında da toplumu yönlendirenler yanlış içindedir.

Siyasetçi, toplumbilimci, sosyal hizmetler yetkilisi, din görevlisi, medya mensubu, sade vatandaş her kesimde çoğunluğun dikkatinden kaçan temel yanlış; medeni hukuk ile şeriat hukukunun birlikte ele alınması, bazen (kimi kez) karşılaştırılması, bazen (kimi kez) karıştırılmasıdır.

Şu kesin yargı göz ardı edilmemelidir:

  • Türkiye Cumhuriyeti’nde toplumsal yaşam seküler yasalarla düzenlenmiştir.

Medeni yasalar din kurallarına göre düzenlenmemiştir, düzenlenemez.

Dinsel kurallar (şeriat) da toplumsal / kamusal) yaşamı düzenleyemez.
Kendi sınırları içinde hareket etmek zorundadır.

Karıştırmayalım. Karışmasına izin vermeyelim.
Lütfen İran’daki gelişmeleri gözden kaçırmayınız.

ALENİ HAKARET!

ALENİ HAKARET!

Türk Sanat Dünyasının iki duayeni Müjdat Gezen ve Metin Akpınar hakkında Halk Arenası programındaki sözleri nedeniyle, Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından, “Cumhurbaşkanına Alenen Hakaret” suçundan 1 yıl 2’şer aydan, 4 yıl 8‘er aya kadar hapis cezası ile cezalandırılmaları istendi! (Yazının tam burasında, telefonla emniyete davet edildim. 15 Aralık 2019 tarihinde Sakarya’da iki bin kişinin katılımıyla bir salon toplantısı yapmıştık. Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığı 2020/11439 no ile hakkımda, Cumhurbaşkanına-oğluna-damadına hakaret ettiğim iddiasıyla soruşturma açmış. İfademizi verdik. Hayırlısı!)

Cumhuriyet Savcılarımızın tamamı (AKP teşkilatlarından gelenler hariç) akıllı ve bilgili kişilerdir. Sayın Savcılarımızın mizahi yönlerinin eksik olması, onların iş yükünü artırır. Mizahı gülmeyi, espriyi, takılmayı bir anlasalar, inanın adliyenin yükü çok azalacak.

Halbuki, mizah zekanın zekatıdır.
Mizahı anlamak, uygulamak için sadece akıl yetmez, zeka da şarttır. Hem de en pırıltılısından!

Bugün izin verirseniz, zaytung’tan da alıntılayarak biraz mizah yapalım. Bakalım hakkımızda yine soruşturma açılacak mı?

Aleni Hakaret;
Müjdat Gezen ve Metin Akpınar duruşma sırasında Yargıca şunu sorsalar!
Sayın Yargıç, biz ülkemizin en çok izlenen programında düşüncelerimizi açıkça aktardık. Aleni Hakaret diye hakkımızda dava açıldı! Gizli Hakaret var mıdır ve nasıl yapılır?

Bilim Kurulu;
Virüs vaka sayılarının artması üzerine Bilim Kurulu toplandı. Altı saatlik toplantı sonunda, Konut Kredi Faizlerinin bir miktar daha düşürülmesi yönünde tavsiye kararı çıktı!

Vakıfbank 1;
Bu yıl 66’ncısı düzenlenen Tarihi Yağlı Vakıfbank Olağan Genel Kurul toplantısı Edirne’de yapıldı.
Rakiplerini tek-tek deviren  Hamza Yerlikaya, Yönetim Kurulu Başpehlivanı oldu.
Eski Başpehlivan AKP’li Aksu, “Bu işte şike var, Hamza çok genç, ben onu nasıl yenerim ki” diyerek Bankalar Birliğine şikayet etti!

Vakıfbank 2;
Vakıfbank Bergama Şubesine, kredi başvurusu için gelen Bulgar göçmeni Hüsmen ağayı, rakibi Bulgar Kerzakov sanan Hamza Yerlikaya, Hüsmen ağayı başarıyla banka dışına atarak, göğsümüzü kabarttı!

Vakıfbank 3;
Okulu son senesinde bırakıp, Kırkpınar Yağlı Güreşlerine hazırlanmaya başlayan ODTÜ Ekonomi öğrencisi Mete Öte, ilk hedefim Vakıfbank Şube Müdürlüğü, sonrası performansıma bağlı, amacım tepeye kadar gitmek, dedi.

TBMM Başkanı seçildi;
Hiçbir etkinliği olmayan bir makam, hiçbir etkinliği olmayan biri tarafından dolduruldu…

Bölünmüş Barolar;
Baroların bölünmesiyle ilgili “Hukuku bitirecek hamle” itirazları, ülkede hala bitirilecek bir hukuk olduğu yönündeki umutları yeşertti.

Görev Türk Dil Kurumunda;
Bir haberi okurken en az 7-8 kez “Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Talimatlarıyla” ibaresini kullanmak zorunda kalan TRT ve Haram Havuzu medyası haber editörleri, (SCRTET) kısaltmasını kullanmak için TDK’na başvurdular…

Sayın Savcılarımız;
Anayasa delik deşik olmuş, Merkez Bankası net döviz rezervlerimiz eksiye düşmüş, hukuk devleti bitirilmiş, Eğitim tarikat ve cemaatlere bırakılmış, hazine garantili işler bütçeyi yutmuş, işsizlik-yolsuzluk-hırsızlık almış yürümüş, Baraj kaybolmuş baraj!
Bunlardan size ne? Girin Zaytung’a, neşeniz yerine gelsin…

Sağlık ve başarı dileklerimle, 09 Temmuz 2020
Rifat Serdaroğlu

UĞUR DÜNDAR’a EGE ÜNİVERSİTESİNDEN SONRA 9 EYLÜL ÜNİVERSİTESİ DE “GELMESİN” DEDİ !


Dostlar,

RTE’nin İLERİ DEMOKRASİSİ bu olmalı..

Bizleri sürekli bir çaba ile bilgilendiren Prof. Kayıhan Kantarlı hocamıza teşekkür ederken. Uğur Dündar – Müjdat Gezen ikilisini üniversitede sunuma kabul etmeyen
Ege Üniversitesi Rektörü ile 9 Eylül Üniversitesi Rektörü’nü ve de 7 Tepe Üniversitesi Rektörünü kınıyoruz..

Topluma düşünce özgürlüğü – düşünceyi uygarca ifade edebilme hakkını üstelik üniversite ortamlarında engelleyerek tarihe adlarını altın harflerle yazdırdılar..

YÖK Başkanlığı 1 tane.. 3 rektör sırada..??

Başka postlar bulmalı RTE ve AKP bu “pek sayın” 3 rektöre değerli hizmetleri için..

Ya da birer dönem daha rektörlüğe fitler mi?
Ege ve 9 Eylül Rektörlerinin 2. dönemi zaten..
YÖK Yasasını mı değiştirecekler bu hazretleri 3. kez ve…. atamak için??!

Yeditepe’de buna da gerek yok. Vakıf Üniversitesi ve Mütevelli Heyet atıyor rektörü zaten..

Vah vah vah… Korku ya da ikbal dağları sarmış..

Ulema bile yeşil havlu armış..

Bugünler de geçecek elbet..

Bu muhterem zevat ne güzel bir miras bırakacaklar çoluk – çocuklarına değil mi?

Doğrusu kıskanmıyor değiliz!..

Sevgi ve saygıyla
25.5.2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

=============================================

UĞUR DÜNDAR’A EGE ÜNİVERSİTESİNDEN SONRA 

DOKUZ EYLÜL ÜNİVERSİTESİ DE “GELMESİN” DEDİ !

GEREKÇE:

Etkinlikte Soma madenindeki 301 emekçi ölümünün  “Katliam” diye anılarak siyasi konuşmalar yapılacak  olmasından çekinmek !  

NEDENİ “BİLİMİN GÖSTERDİĞİ ÖNLEMLERİN ALINMAMASI” OLAN İŞÇİ KIYIMI

ÜNİVERSİTE DE KONUŞULMAYACAK DA NEREDE KONUŞULACAK?  KAHVEHANEDE Mİ?


Uğur Dündar’ın  Tweetleri

1.Uğur Dündar
@ugurdundarsozcu   9 Eylül Üni.oğrencileri, beni ve M.Gezen’i yasaklayan Rektor M.Püzün’e,  Atatürk’un 9 Eylül’de İzmir’i duşmandan kurtardığıni  hatırlatmalı!
https://twitter.com/ugurdundarsozcu/status/470145395235233792

2.Uğur Dündar
@ugurdundarsozcu   Soyadı Füzün veya Püzün… Ne farkeder? Farklı düşünceyi yasaklayan rektör olarak tarihe geçmiş olması önemli!..
https://twitter.com/ugurdundarsozcu/status/470153681292492800

SÖZCÜ: Üniversiteden Uğur Dündar’a sansür
http://sozcu.com.tr/2014/gundem/universiteden-ugur-dundara-sansur-516216/

Dokuz Eylül Üniversitesi Rekötürlüğü 26 Mayıs günü yapılacak olan ‘Uğur Dündar ve Müjdat Gezen’ söyleşisini iptal etti.
Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Cumhuriyetçi Düşünce Topluluğu tarafından 26 Mayıs Pazartesi günü saat 13.00′da İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Konferans Salonu’nda düzenlenecek olan ‘Uğur Dündar ve Müjdat Gezen’ söyleşisi üniversite rektörlüğünün talimatıyla iptal edildi.
Konuyla ilgili olarak topluluk temsilcileri ile görüşen İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı’nın etkinliğin iptaline gerekçe olarak ikilinin ‘Hükümet karşıtı söylemleri’ni gösterdiği belirtildi.
22 Mayıs tarihinde İzmir’de yapılan Halk TV’deki ‘Halk Arenası’ programında Soma katliamı ile ilgili konuşmaların siyasi olduğu, sloganların atıldığı ve okul yönetimin üniversitede de bu tür olayların yaşanmasını istemediği dile getirildi. Uğur Dündar ve Müjdat Gezen’in geçtiğimiz ay Ege Üniversitesi’ndeki etkinliği de okul yönetimi tarafından iptal edilmişti.

UĞUR DÜNDAR’IN EÜ SANSÜRÜNE İLİŞKİN TWEETLERİ
https://twitter.com/ugurdundarsozcu/status/453850642952781824
https://twitter.com/ugurdundarsozcu/status/453852329461444608
https://twitter.com/ugurdundarsozcu/status/455323677220147200

———- Yönlendirilmiş ileti ———-
Kimden: Kayhan kantarlı <kayhankantarli@gmail.com>
Tarih: 10 Nisan 2014 14:32
Konu: UĞUR DÜNDAR SANSÜRÜNÜN NEDENİ Fwd: HAY BÖYLE ÜNİVERSİTENİN….Fwd: EGE ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ’NDEN MÜJDAT GEZEN VE UĞUR DÜNDAR’A SANSÜR
Kime:

EGE ÜNİVERSİTESİ’NİN GAZETECİ YAZAR UĞUR DÜNDAR’A UGULADIĞI SÖYLEŞİ YASAĞININ NEDENİ ÜZERİNE
EGE ÜNİVERSİTESİ’NİN GAZETECİ YAZAR UĞUR DÜNDAR’A ÖĞRENCİLERLE MÜJDAT GEZEN’İN  DE KATILACAĞI YAPILACAK BİR SÖYLEŞİYE KATILMA İZNİ VERMEMESİNİN NEDENİ, EGE ÜNİVERSİTESİNDE 2012 DE DÜZENLENEN TÖRENDE  KENDİSİNE VERİLEN  “YAŞAM BOYU ONUR ÖDÜLÜ” nü REKTÖRÜN ELİNDEN ALDIKTAN SONRA YAPTIĞI KONUŞMADAKİ ŞU SÖZLERDEN BAŞKA NE OLABİLİR?

“…Ödülümü, Nedim Şener ve hala tutuklu olan tüm gazeteciler için alıyorum”
 
REKTÖRLÜK MÜJDAT GEZEN’İ ARAYARAK  Sizin mizah yönünüz var ancak Uğur Dündar siyasi bir kişilik” DEMİŞ…
BİLİNDİĞİ GİBİ YAPTIKLARIYLA TOPLUMA/İNSANLIĞA  MALOLMUŞ BİLİM İNSANLARI, SANATÇILAR, YAZARLAR, GAZETECİLER… BİR KURUMUN KENDİLERİNE ÖDÜL VERMEK İÇİN DÜZENLEDİĞİ TÖRENDE ÖDÜLLERİNİ ALDIKTAN SONRA YAPTIKLARI KONUŞMALARDA İNSANLIĞA/TOPLUMA “SAVAŞ, AÇLIK, KÜRESEL ISINMA -ÇEVRE VE DOĞA KATLİAMI…” KONULARINDA MESAJ VEREREK BU SORUNLARA DİKKAT ÇEKMEYİ TOPLUMSAL BİR SORUMLULUK OLARAK GÖRÜRLER.
UĞUR DÜNDAR’IN SİYASİ BİR KİŞİLİK DEĞİL GÖREVİNİ EN İYİ ŞEKİLDE YAPAN BİR GAZTECİ OLDUĞUNU EÜ REKTÖRÜ GİBİ TÜM DÜNYA BİLMEKTEDİR.
İŞTE BU GAZTECİ UĞUR DÜNDAR DA NİSAN 2012 DE EGE ÜNİVERSİTESİ’NDE DÜZENLENEN TÖRENDE MESLEĞİNDEKİ BAŞARISI NEDENİYLE  KENDİSİNE VERİLEN  “YAŞAM BOYU ONUR ÖDÜLÜ” nü EÜ REKTÖRÜ’NÜN ELİNDEN ALDIKTAN SONRA  YAPTIĞI KONUŞMADA DÜZMECE KANITLARLA CEZAEVLERİNE KAPATILAN GAZTECİLERİN KARŞI KARŞIYA OLDUĞU HAKSIZ VE ADALETSİZ DURUMA DİKKAT ÇEKMİŞTİR.
EÜ REKTÖRÜ’NÜN KENDİSİNİ İNKAR EDECEK ŞEKİLDE GÖSTERDİĞİ BU TUTUM DEĞİŞİKLİĞİ, UĞUR DÜNDAR’IN TÖRENDEKİ  SÖLERİNDEN DUYDUĞU RAHATSIZLIĞI VE BELKİ DE“ERGENEKONCULAR’I SAVUNAN BU KİŞİYE NASIL ÖDÜL VERİRSİNİZ?” DİYE ALDIĞI BİR UYARIYI İŞARET ETMİYORMU?
BU GÖRÜŞLER AYNLISA REKTÖR’E DÜŞEN ÇIKIP DOĞRUSUNU AÇIKLAMAKTIR…. AKSİ TAKDİRDE (ARTIK) YAPACAĞI BELLİDİR…
Prof. Dr. Kayhan Kantarlı
Tüm Öğretim Elamanları Derneği (TÜMÖD) İzmir Temsilcisi
EÜ Emekli Öğretim üyesi
———- Forwarded message ———-
From: Kayhan kantarlı <kayhankantarli@gmail.com>
Date: 2014-04-10 1:59 GMT+03:00
Subject: HAY BÖYLE ÜNİVERSİTENİN….Fwd: EGE ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ’NDEN MÜJDAT GEZEN VE UĞUR DÜNDAR’A SANSÜR
To:

REZALET ! BAKIN NE BULDUM….

UĞUR DÜNDAR’IN ÜNİVERSİTEDE KONUŞMASINA BU GÜN İZİN VERMEYEN EGE ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ İKİ YIL ÖNCE DÜNDAR’A “YAŞAM BOYU ONUR ÖDÜLÜ” VERMİŞ.
Satır içi resim 1

AYNI ÖDÜL TÖRENİNDE MÜJDAT GEZEN’E DE BİR ÖDÜL VERİLMİŞ.

*http://radyoegekampus.com/radyo-ege-kamp%C3%BCs-%C3%B6d%C3%BCl-2012-%C3%B6d%C3%BCl-t%C3%B6reni/

**http://www.ugurdundar.com.tr/detay.aspx?haberkategoriid=16&haberid=1332

***http://www.odatv.com/n.php?n=mujdat-gezene-ugur-dundar-soku-0904141200

UĞUR DÜNDAR BU ÖDÜLE HERHALDE GEREĞİNİ YAPACAKTIR.

GEÇENLERDE  “YÖK ÜNİVERSİTELERİN TEPESİNE ETTİ” DEMİŞTİM YA…

ÖYLE BİR ETMİŞ Kİ, NE TOPLUMA SAYGI, NE TUTARLILIK NE DE UTANMA DUYGUSU KALMIŞ

HAY BÖYLE ÜNİVERSİTENİN …

———- Forwarded message ———-
From: Kayhan kantarlı <kayhankantarli@gmail.com>
Date: 2014-04-09 23:30 GMT+03:00
Subject: Fwd: EGE ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ’NDEN MÜJDAT GEZEN VE UĞUR DÜNDAR’A SANSÜR
To:

UĞUR DÜNDAR TWİTTER’DA YAZDI….
İzmir Ege ve Yeditepe Üni. yönetimleri, Mujdat Gezen’le benim öğrencilerle soyleşi yapmamıza izin vermedi. Boylece bu iki üniversite tarihe gecti! Ama bilimsel başarılar yerine, Ortaçağ’da olduğu gibi düşünceyi yasaklayarak! Ege ve Yeditepe yönetimlerini yürekten kutlarız!https://twitter.com/ugurdundarsozcu/status/453850642952781824

https://twitter.com/ugurdundarsozcu/status/453852329461444608

———- Yönlendirilmiş ileti ———-
Kimden: Kayhan kantarlı <kayhankantarli@gmail.com>
Tarih: 9 Nisan 2014 14:42
Konu: EGE ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ’NDEN MÜJDAT GEZEN VE UĞUR DÜNDAR’A SANSÜR
Kime:
ACUN’A DEFALARCA KAPILARINI AÇAN EGE ÜNİVERSİTESİ REKTÖRÜ’NDEN MÜJDAT GEZEN VE UĞUR DÜNDAR’A SANSÜR !

http://www.odatv.com/n.php?n=mujdat-gezene-ugur-dundar-soku-0904141200

Müjdat Gezen’e Uğur Dündar şoku

Sanatçı Müjdat Gezen ve gazeteci Uğur Dündar’ın Ege Üniversitesi’nde katılacağı söyleşi Rektörülük tarafından iptal edildi.

Ege Üniversitesi Mizah Kulübü, Müjdat Gezen’i söyleşi için davet etti. Gezen, söyleşi teklifini kabul etti ve böyle etkinliklere Uğur Dündar ile birlikte gittiğini belirtti. Bu durum karşısında mutlu olan öğrenciler Rekötürlük engeli ile karşı karşıya kaldı.

Rektörlük, Müjdat Gezen’i arayarak “Sizin mizah yönünüz var ancak Uğur Dündar siyasi bir kişilik” dedi. Gezen, bu durum karşısında Dündar’ın gazeteci olduğunu söyledi.

Rektörlük; Gezen ve Dündar’ın birlikte söyleşiye katılmasını kabul etmedi. Müjdat Gezen’in de söyleşiye tek katılmayı kabul etmemesi üzerine söyleşi iptal oldu.

YEDİTEPE ÜNİVERSİTESİ REKTÖRLÜĞÜ DE SÖYLEŞİYİ ENGELLEDİ

Aynı durum Yeditepe Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Kulübü‘nün düzenlenmek istediği bir söyleşide de meydana geldi. Gezen’in katılacağı söyleşi Rektörlük tarafından kabul edilmedi ve gerçekleştirilemedi. Müjdat Gezen bir önceki yıl
Yeditepe Üniversitesi’nde bir söyleşiye katılmıştı.

Odatv.com

Kayhan KANTARLI
e-mail: kayhankantarli@gmail.com
Tel: (0532)-6301473

100 sanatçıdan ilan : KAYGILIYIZ!

Dostlar,

100 sanatçı bir basın ilanı verdi..

  • KAYGILIYIZ!..
  • Nefret söylemi ve baskılar  sona ermeli..
  • Toplum kutuplaşıyor…….

Çok sevindirici bir gelişme..

Destekliyoruz..

Metin aşağıda..

Sevgi ve saygı ile.
30.6.2013, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

=================================

100 aydından ilan: Kaygılıyız!

Yazarlar Yaşar Kemal ve Orhan Pamuk, oyuncular Halit Ergenç, Ruktay Aziz ve Çetin Tekindor, şarkıcılar Zülfü Livaneli, Leman Sam ve Harun Tekin’in de

aralarında bulunduğu 100 sanatçı gazetelere ilan verdi.

ntvmsnbc,

29 Haziran 2013

Aralarında çok sayıda edebiyatçı, oyuncu ve şarkıcının bulunduğu sanatçılar gazetelere ilan verdi.

Kaygılıyız” başlıklı ilanda, toplumda yaşanan kutuplaşmaya dikkat çekildi.

İlanda şu ifadelere yer verildi                         :

“Sanat, hayatımızı diri tutan, bizi acılarımızdan arındıran, soluk almamızı sağlayan nefes borumuzdur. Bu ülkenin toplumsal değerlerine, acılarına
her zaman yakın durmuş, sorunlarını gözlemlemiş, bu uğurda acılar çekmiş sanatçılar olarak diyoruz ki;

Ortada yine bir öfke ve nefret kokusu var. Sanatçı ve sanatçıyı değersizleştirme, hedef gösterme, itibarsızlaştırma, suçlama, baskı altına alma girişimleri olanca hızıyla sürüp gidiyor. “Ayaklar baş oldu”
sözünü sakınmadan söylenen dil, topluma nefret tohumları ekiyor.
“Siz ve biz” söylemi toplumsal kutuplaşmayı keskinleştiriyor.

Aşağıda imzası bulunan sanatçılar olarak, toplumda yeni mağduriyetler yaşanmaması için nefret dilinin sona ermesini,
sanatçıların ve sanat eserlerinin hedef gösterilmemesini ve
toplum üzerindeki baskıların kaldırılmasını istiyoruz.”

İlanda imzası bulunan sanatçılar şöyle:

Yaşar Kemal, Zülfü Livaneli, Ara Güler, Orhan Pamuk, Nuri Bilge Ceylan, Fazıl Say, Ferzan Özpetek, Murathan Mungan, Ayşe Kulin, Sırrı Süreyya Önder, Halit Kıvanç, Tarık Akan, Elif Şafak, Emrah Serbes, Haldun Dormen, Filiz-Fikret Otyam, Ahmet Ümit, Halit Ergenç, Rutkay Aziz, Çetin Tekindor, Okan Bayülgen, Serra Yılmaz, Volkan Konak, Ayfer Tunç, Nebil Özgentürk, Yavuz Bingöl, Sunay Akın, Haluk Bilginer, Can Dündar, Erdal Beşikçioğlu, Ataol Behramoğlu, Cahit Berkay, Levent Üzümcü, Devrim Erbil, Selçuk Yöntem, Vedat Sakman, Erol Demiröz, Mustafa Alabora, Zeynep Oral, Gürer Aykal, Latife Tekin, Halil Ergün, Ece Temelkuran, Derya Köroğlu, Müge İplikçi, Edip Akbayram, Cihan Ünal, Müjde Ar, Ferhan Şensoy, Leyla Erbil, Onur Akın, Ahmet Telli, Bejan Matur, Metin Üstündağ, Yılmaz Odabaşı, Zeki Alasya, Mehmet Aksoy, Ahmet Say, Müjdat Gezen, Demet Akbağ, Yüksel Aksu, Ferhan-Ferzan Önder, Gülsin Onay, Leman Sam, Musa Kart, Kürşat Başar, Ahmet Güneştekin, Menderes Samancılar, Sermiyan Midyat, Ercan Kesal, Bulutsuzluk Özlemi, Ömer Faruk Sorak, Musa Eroğlu, Osman Şahin, Harun Tekin, Kardeş Türküler (BGST), Kudsi Ergüner, Duman,
Bedri Koraman, Nejat İşler, İdil Biret.

Müjdat Gezen : “Diktatör” (!) Atatürk Padişahlığı, Halifeliği reddetti.. / Ataturk refused to become Chalipate-Sultan.. could he be a dictator ?

Teşekkürler usta sanatçı.. Bu sözünüzle insanlara asıl iletiniz bence;
1. Düşünmeye çağrı..
2. Soru sormaya çağrı..
3. Bu 2 yolla da aldatılmama, aptal yerine konmama, dahası beyninin iğfal edilmesine izin vermemeyi öğretme..