Etiket arşivi: Mehmet Şevket Eygi

Tillerson’ın Türkiye ziyaretinin düşündürdükleri

Tillerson’ın Türkiye ziyaretinin düşündürdükleri

Onur Öymen 

(AS: Bizim katkımız yazının altındadır..)

ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın Ankara’daki temaslarından sonra basına yapılan açıklamalar ortak bir çalışma grubunun kurulması dışında kamuoyunun beklediği somut sonuçların elde edilemediğini ortaya koymuştur.

Her ne kadar Tillerson basın toplantısında iki ülke arasındaki ilişkilerin önemini vurgulayan ifadelerde bulunmuş ve stratejik ortaklıktan söz etmişse de, Türkiye için ciddi kaygı yaratan konularda, Amerika’nın bilinen tutumlarında olumlu yönde bir değişiklik olabileceği anlamına gelen bir görüşe yer vermemiştir. Hatta, Menbiç konusunda Başkan Obama zamanında verilen sözleri teyit edici bir beyanda dahi bulunmamıştır.

Bu çerçevede Tillerson, PYD’ye verilen silahların geri alınacağı veya en azından bundan sonra silah verilmeyeceği yolunda bir taahhütte bulunmamıştır. Tillerson Türkiye’ye gelirken Lübnan’da yaptığı açıklamada ABD’nin PYD’ye ağır silah vermediğini, dolayısıyla geri alacağı hiçbir şey olmadığını ifade etmişti. Onun bu sözleri, Pentagon sözcüsünün 2017 Kasım ayında PYD’ye verilen ağır silahların toplanacağı yolundaki sözleriyle açık bir çelişki oluşturmaktadır.

Tillerson’ın ifadeleri aynı zamanda Amerikan Savunma Bakanı James Mattis’in, Milli Savunma Bakanımız Nurettin Canikli’ye Brüksel’de söylediği sözlerden de çok farklıdır. Basına yapılan açıklamada, PKK’nın Kuzey Irak’tan tasfiye edilmesi için Türkiye’yle Amerika’nın birlikte çalışacağı yolunda herhangi bir ifadeye de rastlanmamıştır.

Basın toplantısında Fethullah Gülen’in iadesi gibi Türkiye’nin önemle talep ettiği konuların kurulacak komisyonlarda inceleneceğinin ötesinde bir vaatte bulunulmamıştır.

Bütün bunlara rağmen, Türkiye ile Amerika’nın bir diyalog sürecine girmesi ve bu amaçla bazı mekanizmaların oluşturulması, iki ülkenin birbiri hakkında konuşmak yerine birbiriyle konuşma yolunu seçmesi gerginliği tırmandırma politikasından iyidir. Ancak, başlatılan sürecin somut sonuçlar vermemesi ve daha çok kamuoyunu yatıştırma amacına yönelmesi halinde yaratılacak hayal kırıklığı büyük olacak ve bu durum ilişkilerimiz üzerinde daha da ciddi hasarlara yol açacaktır.

Şimdi Amerika’nın Ortadoğu politikasını yeniden gözden geçirmesinin, terörle mücadele gibi yaşamsal konularda ilkeli bir yaklaşım benimsemesinin ve Türkiye’nin güvenlik çıkarlarını daha fazla dikkate almasının zamanıdır.

Saygılar, sevgiler, 16.02.2018
=============================================
Dostlar,

Çok değerli, çok birikimli ve yurtsever diplomat, Dışişleri önceki müsteşarlarından  Sn. Onur Öymen’e öncelikle çabası için teşekkür borçluyuz. 80’e yaklaşan yaşına karşın ülkemiz için çabasını sürdürmekte. Ancak, bu yazısında Türkiye adına beklentileri hep ABD’den ve ülkemiz edilgin (pasif) konumda “birşeyler” bekliyor, umuyor, istiyor. Oysa ülkemizin daha etkin bir konum aması ve elini daha da güçlendirmesi olanakları var. Üsler ve NATO üyeliği bunların en başında gelen 2 stratejik koz. Ayrıca bir yığın da ikili anlaşma var ABD ile aramızda. PKK sorunu 1984’ten bu yana 34 yıldır başımız bela ve ABD açık açık bu bölücü örgüte ve uzantılarına (PYD, YPG, KCK vd.) desteğini pervasızca sürdürmekte..

  • Türkiye 34 yıldır bir beka savaşı vermekte, daha dün Afrin ile başlamadı bu dava! Öncelikle bu saptamayı yapmakta büyük yarar var.
  • Türkiye artık siyasal satranç tahtasında piyonlarla oynamayı sürdüremez. Haydi “ŞAH” diyemiyorsa da Vezirini ileri sürmelidir; bu, ABD’denin ülkemizdeki üsleridir. Bu kılıcınızı çekemiyorsanız, kınında çürümeye mahkum kalır.
  • Ya da artık stratejik ortaklık hele hele stratejik müttefiklik olgularının içi tümüyle boşalmıştır. Tam tersine, ABD’nin stratejik çıkarları ile bizimkiler açıktan açığa çelişmektedir. Bu gerçekliğin altını kalın çizgilerle çizmek gerekir.

1964’te Kıbrıs’taki soydaşlarımızı Rum soykırımından kurtarmak için askeri müdahale zorunlu olduğunda, ABD Başkanı Johnson bir mektupla (gerçekte ültimatom!) NATO silahlarını bu amaçla kullanamayacağımızı ihtar etmişti. Yoksa 6. Filo bölgeye yollanacaktı.. Başbakan İsmet İNÖNÜ’nün yanıtı son derece onurludur :

  • Yeni bir dünya kurulur ve Türkiye orada yerini alır..

Ve Türk jetleri adadaki Rum mevzilerini bombalar.. Sonrasında da CHP iktidarında Bülent Ecevit Başbakan iken 1974 çıkartmaları yapılır Kıbrıs’a ve KKTC’nin kurulmasına giden yol açılır. Böylesi bir ilkeliliği AKP iktidarından beklemek hayalcilik olur.

  • AKP iktidarının anti-emperyalist olduğunu sanmak saflıktır.

1969’da ABD donanması İstanbul’a gelmesin diye protesto yapan solcu gençlerden ikisini öldüren (Kanlı Pazar!) geleneğin – köklerin sürekleridir. Bu kışkırtma o günlerde başta Mehmet Şevket Eygi olmak üzere Türk dinci sağının yazıları ile yapılmıştı.

AKP; gündemi değiştirmek, geçmiş vahim hatalarını az çok telefi etmek ve düşen oylarını toparlamak için bir aksiyona, bir başarıya, sıra dışı bir eyleme mahkumdur. Ne yazık ki, Afrin operasyonuna elimizi mahkum kılan politik hatalar, AKP tarafından zincirleme yapılmıştır. Dolayısıyla AKP’nin ABD’yi açıktan karşısına alması beklenemez, hayal bile edilemez.

Üstelik ABD dış politikasında, özellikle Ortadoğu’da derin tutarsızlıklara düşmüş iken; uluslararası saygınlığı – gücü hızla azalma – aşınma sürecine girmişken..

Sonuç olarak Sn. Öymen çok iyimser, suya – sabuna dokunuyor, yaraya pansuman öneriyor..

Sevgi ve saygı ile. 16 Şubat 2018, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
Ankara Üniv. Tıp Fak. – Mülkiyeliler Birliği Üyesi
www.ahmetsaltik.net     profsaltik@gmail.com

Prof. Dr. Esat Rennan PEKÜNLÜ’nün hapis cezası neden 2 yıl + 1 ay??


Dostlar,

20 Kasım 2014 günü Rennan hocanın sağlık raporu bitti ve infaz ertelemesi sona erdi. 

portresi

CMK (Ceza Muhakemeleri Kanunu) uyarınca 10 gün içinde Savcılığa teslim olması ve hapis cezasının infazına (yürütülmesine) başlanması gerekiyor.

Perşembe günü Türk Ceza Yasası‘nı karıştırırken cezanın ertelenmesi koşullarına baktık. Üst sınır olan 2 yılın, suçun işlendiği tarihte failin 65 yaşın üstünde olması durumunda
3 yıl olarak alınacağı md. 51’de açıklanıyordu. Heyecanla, başından beri üstün ve örnek bir çaba gösteren Sn. Prof. Dr. Kayhan Kantarlı hocayı (TÜMÖD İzmir Şb. Bşk.) cep telefonundan aradık..

Ne yazık ki olmadı.. Rennan hoca bu koşula uymuyordu..

Bu gün 24 Kasım.. Öğretmenler günü..

Bir üniversite öğretmeni, ilkel bir güdü ile

  • Kuran’da yeri olmayan “türban” denen
    Siyasal İslam uydurması ve dayatması

uğruna, gözdağı için hapse sokulacak.. Türkiye susmaya devam ediyor..

Barolar Birliği Başkanı Ceza Hukuku Profesörü M. Feyzioğlu ağzını açmıyor.
Hukuk Fakültesi dekanları Profesörler de..
İlahiyat Fakültesi dekanları Profesörler de..
Diyanet İşleri Başkanı Profesör Mehmet Görmez de..
Dinci medya da..
Mehmet Şevket Eygi bile..

Bunun bir tarihsel ve vicdani sorumluluğu olacaktır elbet..
Tarih yarglılayacak ve hükmünü verecektir.

– Bu hükmü veren yargıcın,
– Davacı olan öğrencinin ve de
– Kanıtları yargıdan kaçıran Ege Üniversitesi Rektörünün vicdanı rahat mıdır?

Haydi AİHM, elini tez tut..
Son 5-6 güne girdik..
Geç kalan adalet adalet değildir!

Lütfen aşağıdaki haberi okur musunuz?

Size düşen birşeyler de olabilir, vardır..
Bu arada çooook teşekkürler İstanbul Barosu Başkanı Doç. Dr. Ümit KOCASAKAL!

Sevgi ve saygı ile.
24.11.2014, Ankara

Dr. Ahmet Saltık
www.ahmetsaltik.net

===========================================

Prof. Dr. Esat Rennan PEKÜNLÜ’nün hapis cezası neden 2 yıl + 1 ay??

İSTANBUL Barosu Başkanı Doç. Dr. Ümit Kocasakal,
çarpıcı bir noktaya dikkat çekti

İSTANBUL Barosu Başkanı Ümit Kocasakal, Prof. Dr. Rennan Pekünlü’ye üniversitede türban yasağını uyguladığı için verilen 2 yıl 1 ay hapis cezasını ve Pekünlü’nün
30 Kasım’da cezaevine girecek olmasını Aydınlık‘a değerlendirdi. Kocasakal,
gelinen noktada kimsenin yargıya güvenmediğini belirterek,

  • “Yargının tarafsız ve bağımsız olduğunu kanıtlaması gerekir.
    Geldiğimiz noktada ise kimse yargıya güvenmiyor.
    Eskiden %80’lerde olan yargıya güven,
    bugün %20’lere düşmüş durumda. Yargının da oturup bunu bir düşünmesi gerek.”

dedi.

CEZANIN SÜRESİ ERTELEME KARARINA ENGEL

Pekünlü’ye verilen cezanın 2 yıldan 1 ay fazla olması nedeniyle CMK’ya göre
hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına tabi olamadığını vurgulayan Kocasakal, şöyle devam atti:

“Bazı şeyler gizlenmeye çalışılsa da olmuyor. Eğer Pekünlü’ye verilen ceza 2 yıl olsaydı yasal olarak hükmün açıklanması geri bırakılabilir ya da ertelenebilirdi.
Mahkeme ne ilginçtir ki, 2 yılın bir ay üzerine çıkarak bu yolları kapatmış.
Bu kimsenin dikkatinden kaçmış değil. Ben ceza hukukçusuyum. Haklı olarak bir kuşku taşırım. Pekünlü’nün cezaevine girmesi için özellikle 2 yılın üzerine çıkılmış.”

RENNAN HOCA İÇİN MÜCADELE HAFTASI

Kitle örgütleri ve siyasal partiler, Prof. Dr. Rennan Pekünlü’ye verilen 2 yıl 1 ay hapis cezasının Yargıtay tarafından onanması üzerine harekete geçti. Önümüzdeki hafta Rennan hoca için mücadele haftası olacak.

Ege Üniversitesi Atatürkçü Düşünce Topluluğu (ADT),  9 Eylül Üniversitesi ADT,
Ege Üniversitesi Öğretim Elemanları Derneği, TGB, Eğitim-İş, TÜMÖD ve İzmir Barosu Pekünlü için 26 Kasım Çarşamba günü üniversitenin Astronomi ve Uzay Bilimleri binası önünde toplanarak;

  • “Rennan hocamızın yanındayız, karanlığa geçit yok!”

diyecek.

Barolar ve öğretim üyeleri dernekleri de Pekünlü için 29 Kasım’da ortak bir eyleme
imza atacak. Eyleme İstanbul Barosu Başkanı Ümit Kocasakal ve
YARSAV Kurucu Başkanı Ömer Faruk Eminağaoğlu‘nun da katılması bekleniyor.

Pazar, 23 Kasım 2014

http://www.aydinlikgazete.com/mansetler/57893-umit-kocasakal-carpici-bir-noktaya-dikkat-cekti.html