Etiket arşivi: LAİK – BİLİMSEL – ÇAĞDAŞ ve ÜCRETSİZ EĞİTİM

OKUL ÖNCESİ EĞİTİMDE ÇOCUKLARA DİN EĞİTİMİ VERİLMESİ

logo ata

BASIN ve KAMUOYUNA

Adında hâlâ MİLLİ ve EĞİTİM sözcüklerini barındıran, katılımcıları değiştirilmiş, yöntem ve gelenekleri tarumar edilmiş, tümüyle mevcut iktidar anlayışının yandaşlarından oluşturulmuş bir grup “eğitimci” nin katılımı ile toplanan 20. Milli Eğitim Şurası’nda OY ÇOKLUĞU ile “OKUL ÖNCESİ EĞİTİMDE ÇOCUKLARA DİN EĞİTİMİ VERİLMESİ” öneri kararı alındığını basından öğrendik.

Bu ÖNERİ KARARI “çocuğun üstün yararı” ilkesine ve pedagoji bilimine aykırı, çağ ve akıl dışı bir karardır.

Böyle bir kararın uygulanması okul öncesi eğitim çağındaki çocuklarımızın ruh ve akıl sağlıkları için ciddi bir tehdit olacaktır.

Eğitimin bilimsellikten uzaklaştırılıp dinselleştirilmesi, ilk öğretimde 4+4+4 sitemi ile yaratılan olumsuzluklar, 8 kez değişen Milli Eğitim Bakanlarının her birinin yap boz denemeleri, okullarda din ve ahlâk bilgisi derslerinin kimi tarikat ve cemaatlerle verilmesi, Bakanlığın kimi şaibeli ve Laik Cumhuriyet karşıtı vakıflarla imzaladığı protokoller, hukuken tartışmalı ZORUNLU DİN DERSİ uygulaması ve nihayet DİNDAR VE KİNDAR NESİLLER YETİŞTİRME çabalarının eğitimde nasıl bir felakete yol açtığı ortada iken;

Bir de Milli Eğitim Şuralarının tarihsel ve bilimsel önem ve değerine uymayan bu çağ dışı kararın alınabilmiş olması gerçekten esef vericidir.

Atatürkçü Düşünce Derneği bu kararı kabul etmemekte;

büyük Atatürk’ün gösterdiği “Muasır medeniyet seviyesini aşma” hedefine ancak LAİK, BİLİMSEL, ÇAĞDAŞ ve ÜCRETSİZ EĞİTİM ile ulaşılabileceği gerçeğini Milli Eğitim Bakanlığına hatırlatmayı görev saymakta ve bu öneri kararının asla uygulanmayacağını duymayı beklemektedir.

Kamuoyuna saygı ile duyururuz. 06 Aralık 2021

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCE DERNEĞİ
GENEL MERKEZİ
============================

Dostlar,

ADD Genel Merkezince yapılan açıklamaya ve yüksek sesle karşı çıkışa tümüyle katılıyoruz.
Seçenek olarak

İKİNCİ YÜZYILDA EĞİTİM HAKKI ÇALIŞTAYI KISA SONUÇ BİLDİRGESİ

temel alınmalıdır (http://ahmetsaltik.net/2021/12/03/ikinci-yuzyilda-egitim-hakki-calistayi-kisa-sonuc-bildirgesi/)

  • “Zorunlu din dersi” insan haklarına açıkça ve tartışmasız biçimde aykırıdır.

AİHM’nin bu bağlamda Türkiye’den yapılan başvurulara verdiği kararlar eldedir.
Hele Türkiye’de olduğu gibi salt İslam dininin “Hanefi” Sünni mezhebinin üstelik gerçek köklerinden kopmuş / yerli – yabancı siyasal İslamcılarca elbirliğiyle koparılmış içeriğinin “Din ve Ahlak Bilgisi” adı altında yıllardır dayatılması asla kabul edilemez!
Bu, açıkça din faşizmidir ve ibret verici olan; Yeşil Kuşak Öğretisi (doktrini) ile 1968’lerde siyasallaştırılarak Batı Emperyalimiznin güdümüne sokulan çarpık, “
sözde din” eğitimidir.

Küçük, çok küçük yaşlarda, dehşet verici biçimde okul öncesi çağda “din eğitimi” diye bir bilimsel olgu, eylem yok – tur!

Hedeflenen, içerik olarak bir an için uygun olsa bile, körpe beyinleri bütünü ile korkuya dayalı koşullandırma ve bilinç altına yönelik beyin yıkama operasyonudur ve iç – dış kurguludur. Bu yaşlardaki çocukların mental sağlığı için son derece sakıncalı hatta tehlikelidir. Çünkü Din ve bağlantılı kavramlar büyük ölçüde soyut temelli olup, okul öncesi çocukların soyutlama yeteneği gelişmemiştir. Bu yetenek ergenlikle, 16 yaşlarında kazanılmaktadır ve din kültürü ve ahlak bilgisi eğitimi anababanın izniyle bilimsel – yansız, pedagojik ilkelerle sıkı sıkıya uyumlu olarak verilebilir.

BM Çocuk Hakları Sözleşmesi ve 5395 s. Çocuk Koruma Yasası “her durumda çocuğun en üstün yararı” nı temel bir ilke olarak benimsemiştir (m. 4, 41/A,B,C, H).

  • Milli Eğitim (!?) Şurasında alınan bu “öneri kararı” akla – bilime ve hukuka aykırıdır.
  • Uygulanmaya konması durumunda yargıya taşınmalıdır. (Henüz hazırlık işlemi aşamasında)

BM Çocuk Hakları Sözleşmesi, Anayasa’nın 90/5 maddesi uyarınca bağlayıcıdır, yasa hükmündedir ve Anayasaya aykırılığının ileri sürülmesi olanaksızdır (4058 s.onay yasası, 1994). Temel hak ve özgürlükler bağlamında olduğundan, iç hukukta yasalarla çelişmesi durumunda üstün norm olarak uygulanacaktır yine aynı Anayasa maddesi uyarınca.

AKP iktidarı, AİHM’nin bu kapsamda bağlayıcı kararlarına (AİHS m. 46) uymadığı gibi, Anayasayı da açıkça çiğnemektedir. Anayasa md. 2, 24, 42, 90 ve 174 apaçık çiğnenen maddelerdir ve Türk Ceza Yasası’nın 309. maddedsinde düzenlenen Anayasayı çiğneme (ihlal) suçu oluşturmaktadır. Son MEB Şurasında böylesi bir kararı öneri olarak alanlar bile suç işlemişlerdir ve haklarında suç duyurusunda bulunulmalıdır. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının kendiliğinden harekete geçmesi beklenir.

  • Ne var ki, AKP iktidarında Türkiye hızla, açık bir dinci faşizme kurgulu olarak sürüklenmektedir.

Sonuç olarak;

Bu akıl, bilim ve çağdışı ilkel, dinci politikalar ve eylemli dayatmalar; AKP iktidarının siyasal, demokratik, hukuksal, anayasal ve insan hakları temelli meşruluğunu giderek yitirmesi demektir!

Sevgi, saygı ve DERİN KAYGI ile.
06 Aralık 2021, Ankara


Prof. Dr. Ahmet SALTIK MD, MSc, BSc
Halk Sağlığı Uzmanı – Hekim
Sağlık Hukuku Uzmanı, Siyaset Bilimi – Kamu Yönetim (Mülkiye)
www.ahmetsaltik.net         profsaltik@gmail.com
facebook.com/profsaltik    twitter : @profsaltik