Etiket arşivi: Kurtuluş Savaşı ve Devrimler

Bülent ESİNOĞLU : Ülkemiz bir yol ayırımında!


Ülkemiz bir yol ayırımında!

Dostlar,

Değerli arkadaşımız Sn. Bülent ESİNOĞLU çok acı ve çarpıcı saptamalar ve
köktenci çözüm önerileri içeren bir makalesini paylaştı :

Ülkemiz bir yol ayırımında!

Dikkatle okumak ve artık “gereğini yapmak”…

Umutsuzluğa asla yer vermeden..

Dünya Devrimler tarihi biz çok öğretici dersler vermekte ve
güven sağlayan deneyimler kazandırmakta..

Türkiye’miz, bu karabasanı da Cumhuriyetin devrimci birikimi ile mutlaka aşacak.

Sorumluları da yargı önünde mutlaka hesap verecekler..

Sıkı durmanın zamanıdır..

Teşekkürler Esinoğlu..

Sevgi ve saygı ile.
19 Eylül 2014, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net

============================================

portresi


Bülent ESİNOĞLU
bulentesinoglu@gmail.com, 19.9.14

 

Koca Osmanlı İmparatorluğu, küçük yöneticilerin eline kalınca, yönetimler kendilerini yenileyemeyince, Osmanlı gericileşti ve kendini savunamaz konuma geldi.

Yani bir yol ayırımındaydı. Kurtuluş Savaşı‘nın yapılması zorunlu hale geldi. Devrimler zorunlu oldu.

Yol ayırımlarında, büyük devletlerin lokması haline gelmemek için,
ittifaklar zorunlu hale gelir.

Tek başına halledemeyeceğiniz konularda, kimi düşüncelerinizden özveride bulunup, size yakın güçlerle ittifak yapmak durumundasınızdır.

Mustafa Kemal de bunu yaptı.

İngiliz ve Fransız emperyalizmine karşı Sovyetler Birliği’nden destek aldı.

Ancak Atatürk’ün vefatından sonra, bu birliktelik sürdürülmedi. Eski mandacıların çocukları ortaya çıktı. Yönetimleri ele aldı. Tekrar Batının, dolayısıyla
Amerika’nın emrine girildi.

Küçük Amerika süreci Türk halkını çürüttü.
Ülkeyi savunan değerler yıkıldı. Vatansız Müslümanlar türedi.

Ülke yoluna devam edemez hale geldi.

Böyle durumlarda halkımızın önüne, bir seçim yapma zorunluluğu çıkar.

Bu yol ayırımı, öncelikle iktidar konumunda olanlar için zorunluk taşır.
Önderlik olmazsa, zaten halk, başındaki belalarla uğraşmaktan,
ülkeyi savunacak bilince ulaşamaz.

Olayları ve olayların yorumunu, iktidardaki çıkar sahiplerinin gözü ile izler.

Önderler bir şeyler yapabilirse yaparlar.

Şimdiye dek ittifak halinde olduğumuz Batı bloku, bizim çıkarlarımızı hiçe saydı. Dolayısıyla, bu blokla ittifak halinde olmanın bir anlamı kalmadı.
(İttifak demek de ne denli olanaklı, bilemiyorum ama…)

Sistem bizim aleyhimize işledi.

Şimdi Batı, Osmanlının son zamanında olduğu gibi, daha çok şey istiyor.

Yani gene ülkemizi biraz daha küçültmek istiyor.

Açılım, toprak vermenin Batılılar tarafından, halkı ikna etmek için icat edilmiş adıdır.

Zaten PKK’ya doğrudan silah vermeleri de, bunu açıkça göstermektedir.

Aynı Bulgarlara, Yunanlara silah verdiği gibi şimdi de, PKK’ya, Peşmergelere
silah veriyor Batı. Kürt milliyetçiliğini yükseltirken, bizim milli değerlerimiz üzerinde, içerdeki işbirlikçilerini kullanarak savaş yapıyor.

İşbirlikçilerin bugüne dek kullandıkları “bölünmüş Türkiye Batı’nın
işine yaramaz” 
iddiasının da sonuna gelmiş olduk.

TÜSİAD hala diyor ki; “Dünyaya Amerika’nın optiğinden bakmalıyız.”

  • IŞİD, ABD’nin AKP’yi de kullanarak,
    milli devletleri istikrarsızlaştırmak için kurduğu bir operasyon aracıdır.

IŞİD bahane edilerek, Batı yeniden Irak ve Suriye’ye yerleşecek. Zaman zaman IŞİD’ı veya IŞİD’a yeni bir isim bularak, bölge ülkelerini tehdit etmeye devam edecektir.

Zaten bu o denli açıktır ki, Şam’ın güneyinde konuşlanmış El Nusra cephesine, Suriye ordusu tarafından bir harekât oldu mu, İsrail Suriye ordusunu vuruyor.

Öte yandan İngiltere, ABD ve Fransa Suriye’deki muhaliflere (aslında teröristlere) yardım yapacaklarını açıkça ifade ediyorlar.

  • Evet, Türkiye bir yol ayırımındadır!

Önce Ulusal bir iktidar kurarak yönetimimizi modernize edeceğiz,
sonra da ulusal çıkarlarımızı ABD’ye karşı korumak için halkımızı hazırlayacağız.

Mevcut iktidar Batıdan hakkaniyetli bir davranış bekliyor.
Mezhepçilikle işleri yürüteceğini sanıyor.

Osmanlı yıkılırken de, Osmanlı aydını, İngiltere ve Fransa’dan gelecek Hakkaniyetli bir Barış bekleyişindeydi.

Aynı noktaya geri geldik…