Etiket arşivi: Karşıdevrim tarikatı

28 Mayıs ve sonrasında Türkiye

Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen
zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr
26 Mayıs 2023, Cumhuriyet

 

İki hafta önce cuma günü, 14 Mayıs’taki seçimde geleceğe ilişkin umudu yeşertmek için Erdoğan’a karşı oy vermemiz gerektiğini yazmıştım. Aynı cümleyi bugün, 28 Mayıs’ta yapılacak ikinci tur seçimi için kuruyorum.

28 Mayıs’ta Kılıçdaroğlu kazanırsa her şeyin çok güzel olacağını hiç söylemedim; her iki aday konusunda da eleştirilerimi net olarak yazdım, okuyucularımı nesnel bir tavırla bilgilendirdim, gerçeği söylemeyi ertelemedim.

Yine öyle yapacağım.

ERDOĞAN KAZANIRSA…

28 Mayıs’ta Erdoğan kazanırsa…

Devletin televizyonu TRT’ye çıkıp “Ama montaj, ama şu, ama bu” diyerek rakibine iftira atmak için montajlanan bir videoyu kampanyasında kullandığını rahatlıkla söyleyebilen, gerçeği kolaylıkla saptırabilen biri cumhurbaşkanı olacak.

Kadın-erkek eşitliği fıtrata ters diyen biri tekrar cumhurbaşkanı olacak.

Kadın cinayetleri ve cemaat yurtlarındaki tacizler için “münferit” diyen bir cumhurbaşkanı olacak.

Yıllardır sürekli olarak kullandığı nefret söylemleriyle toplumu kutuplaştıran bir cumhurbaşkanı olacak.

Beşli çeteler ceplerini doldururken batan ekonominin bedeli işçi sınıfının, emekçinin sırtına yüklenmeye devam edecek.

“Adalet Sarayı” denilen binalarda adaletin esamesi okunmayacak; yargının, aydınların ve ilerici kesimlerin, hak mücadelesi veren herkesin üzerindeki baskı artacak.

Siyasal İslamcı AKP ile Hizbullah uzantıları, aşırı milliyetçiler ve dinciler arasında kurulan ittifak, Türkiye’deki karanlığı daha önce görülmedik şekilde koyulaştıracak.

  • Emperyalizmin Türkiye’de kurduğu oyunun bir sonucu olan sığınmacı sorunu, şiddetlenerek sürecek ve Türkiye’nin varlığını tehdit eder hale gelecek.

Erdoğan kazanırsa, Türkiye, Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde gerçekleşen laik Cumhuriyet Devrimi’nin 100. yılında, Erdoğan’ın lideri olduğu Karşıdevrim Tarikatına teslim edilecek.

KILIÇDAROĞLU KAZANIRSA…

Kılıçdaroğlu seçilirse, 21 yıldır ülkenin üzerine çöken, Büyük Ortadoğu Projesi’nin ürünü AKP’ye güçlü bir yanıt verilecek; yozlaşmış düzeni değiştirmek isteyen muhalefetin sesini duyurması için daha fazla olanak olacak.

Söz verdiği gibi ilk 24 saat içinde İstanbul Sözleşmesi’ne dönmek söz konusu olacak.

Türkiye, Şahsım Devletinden çıkıp parlamenter sisteme ve hukuk devletine dönüş rotasına girecek.

Elbette tek bir seçimle tüm sorunları çözmemiz, ideal bir sistem yaratmamız olanaklı değildir. Millet İttifakı’na ve seçim sürecinde ortaya koydukları politikalara yönelik eleştirilerim aynı şekilde devam ediyor (biçimde sürüyor).

Kim kazanırsa kazansın, laiklik, tam bağımsızlık ve güçlü bir sol için verdiğimiz mücadele hızlanarak sürecek. Üstelik de karşımızda artık tarihin en sağcı Meclis’i varken!

Ancak son tahlilde (çözümlemede) 28 Mayıs için durum nettir:

  • Erdoğan’ın gitmesi için bir kez daha oy vermek ve sandıklara sahip çıkmak,
    her vatansever yurttaşın temel görevidir. 

Gün kararsızlık günü değildir!

19 Mayıs’ın 104. yılında alınacak devrimci tavır

Zülal Kalkandelen
Zülal Kalkandelen
zulal.kalkandelen@cumhuriyet.com.tr
19 Mayıs 2023, Cumhuriyet

2020’de bu köşede yazdığım bir yazıyı şu satırlarla bitirmiştim.

“Türkiye, 1920’lerde çok ağır bir savaştan çıkmış, emperyalistleri kovmuş, yoksul ama bağımsızlığını kazandığı için geleceğe aklın ve bilimin ışığında umutla bakan bir ülkeyken…

Bugün her açıdan dışa bağımlı hale gelmiş, emperyalistlerle işbirliği yapan, hâlâ yoksul ve siyasal İslamın zifiri karanlığında umudu solan bir ülkedir.

Mustafa Kemal Atatürk’ün devrimci ruhu bu ülkede yaşıyor diyebilmek için, onun mirasına sahip çıkmak için bu manzarayı tersine çevirmeliyiz.

Ve bu ‘Çöküş Dönemi’nde, bağımsız ve demokratik bir laik Cumhuriyet için sormalıyız:

BANDIRMA VAPURU NE ZAMAN KALKACAK?”

Bugün Mustafa Kemal Paşa’nın devrimi Anadolu’da örgütlemek üzere Bandırma vapuru ile Samsun’a çıkışının 104. yıldönümünde ise başlıktaki soruyu haykırarak soruyorum. Çünkü Cumhuriyet tarihinin en önemli seçimi ile karşı karşıyayız.

UÇURUMDAN ÖNCEKİ SON ÇIKIŞ

TBMM’de artık kadın haklarına temelde karşı olan, şeriatçı Hizbullah terör örgütünün uzantısı HÜDA PAR da temsil ediliyor!

Seçim aracında kadın adayın adına yer verip fotoğrafını sadece karanlık bir silüet olarak göstererek sansürleyen Yeniden Refah Partisi’nin TBMM’de artık beş milletvekili var.

  • 21 yıllık AKP döneminin yarattığı travmanın üstüne tarihin en sağcı ve gerici Meclis’i oluştu.

Muhalefetin yanlışlarını ve Millet İttifakı’nın baştan yanlış bir stratejisi olduğunu yıllardır yazıyorum. Çarşamba günkü yazımda da karşımızda AKP’nin kurduğu Karşıdevrim tarikatının olduğunu anlattım.

Ancak bu aşamada görmemiz gereken manzara şu: Uçurumdan önceki son çıkışa vardık!

28 Mayıs’ta önümüze tekrar bir sandık konulacak. Orada vereceğimiz oy, hem kendi hayatımızın hem de ülkenin gidişatını belirleyecek.

O nedenle, muhalefete dair eleştirilerimin hiçbirini unutmadan Erdoğan ile Kılıçdaroğlu arasında yapılacak seçimde elbette Erdoğan’a karşı oy kullanacağım. 

‘KARŞIDEVRİM TARİKATI’NA HAYIR!

Çünkü ben anayasasında laik olduğu yazan bu ülkede artık siyasal İslamın püskürtülmesini istiyorum. Seçimden bir gün önce camiye gidip ezan okuyan, camide miting yapan, tarikatları ziyaret edip oy isteyen bir cumhurbaşkanının anayasaya aykırı olduğunu biliyorum.

“Şahsım devleti”nde yaratılan “reis” modeline ve partili cumhurbaşkanına karşıyım.

Abdülhamit gibi bir gericiyi, Necip Fazıl Kısakürek gibi bir Atatürk düşmanını kendisine rol model (modeli) olarak belirleyen bir cumhurbaşkanı istemiyorum.

10 yaşındaki çocuğun eline mikrofon verip ana muhalefet liderine “hain” dedirten, 15 yaşındaki evladı ölmüş bir anneyi mitingde yuhalatan bir cumhurbaşkanı istemiyorum.

Hakkını arayan çiftçiyi “Ananı da al git!” diye azarlayan, Gezi eylemlerine katılanlara sürtük, çürük diyen bir cumhurbaşkanı istemiyorum.

104 yıl önce 19 Mayıs günü ülke işgal altındayken devrimci direnişi örgütlemek için Bandırma Vapuru ile Samsun’a giden, canını ortaya koyarak Kurtuluş Savaşı’na liderlik eden, saltanatı ve hilafeti kaldırıp şeriat hukukuna son veren, TBMM’yi kurup Cumhuriyeti ilan eden, laikliği anayasaya sokan, ülkede bir kalkınma hamlesi başlatıp kadın haklarının öncülüğünü yapan bir lidere ve onun en yakınındaki silah arkadaşına “ayyaş” diyen bir cumhurbaşkanı istemiyorum!

Bu köşeye sığmayacak daha pek çok itirazım var. Son 21 yılda tanık olduğumuz yolsuzlukları, sömürüleri, adaletsizlikleri ve her alanda kurulan faşizan baskıyı da istemiyorum.

  • Bu nedenle oyumu Erdoğan’a hayır demek için kullanacağım.

Ondan sonra da halkı sermayenin, çetelerin, emperyalistlerin, tarikat ve cemaatlerin cenderesinden kurtarmak için, tüm devrimci ve ilerici güçlerin mücadelesine omuz vermeye devam edeceğim.

28 Mayıs’ta alınacak devrimci tavır,
sandığa gidip Erdoğan’a, karşıdevrime hayır demektir!