Etiket arşivi: İzmir Marşı

ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 8 Eylül 2021

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

DEĞİŞİM

  1. Perinçek, Millet İttifakı’nın adayını ABD’nin belirlediğini söyledi.

2015 seçimleri öncesinde CHP ile yapılan görüşmede kendisi Kılıçdaroğlu’nun aday olmasını desteklediklerini ifade etmişti.

  1. Kulağına ABD mi üflemişti?
  2. ABD o zamanlar emperyalist değil miydi?
  3. Kılıçdaroğlu aynı kişi değil miydi?
  4. Kim veya ne değişti?..

ADALET

RTE, “Devletin dini adalettir” dedi.

AKP iktidarı Cumhur İttifakı belediyelerine %97, Millet İttifakı belediyelerine %3 destek verdi.

Din ile aldatanların adaleti?..

ADALETSİZ

Adalet Bakanlığı meslekte yükselme sınavına giren 350 katipten sınavda yüksek puan alanlar yerine mülakatta yüksek puan verilerek öne çıkarılan düşük puanlılar müdür yapıldı.

Bakanlığın adı ile işlevi uyumlu değil…

VESAYET

Adalet Bakanı Gül, 28 Şubat süreciyle ilgili, “Milletimize o karanlığı yaşatanlara da, millet iradesine vesayet ve darbe vuranlara da yine adaletle cevap verdik”

İktidar vesayetindeki yargının adaletiyle…

DUA

Yargıtay binası açılış töreninde DİB yargıçlara dua okuttu.

  1. Resmi törende okunan her dua laikliğin ruhunadır.
  2. Yargıya din girdikçe adalet çıkmaktadır…

ÇUVAL

Çevre ve Şehircilik eski Bakanı Erdoğan Bayraktar, 17-25 Aralık 2013 döneminde kendisi ile ilgili dosyadaki bilgilerin ve telefon konuşmalarının doğru olduğunu açıkladı. “Reis Cumhurbaşkanım beni hırsız çuvalına attı” dedi.

  1. Doğruluğu zaten biliniyordu.
  2. Üç Bakana resmen hırsız dedi.
  3. Hırsız çuvalı iktidar gücüyle kapatıldı.
  4. Zırhla kaplansa da açılacak, hırsızlar ve işbirlikçileri yargılanacak…

BÜYÜME

RTE, TÜİK’e belirlettiği ekonomik büyüme rakamları ile övünüyor.

Mutlu azınlık dışındaki halk pahalılıktan/yoksulluktan dövünüyor…

SANSÜR

Avrupa şampiyonasında harika maçlar çıkaran kadın voleybol milli takımının maçtan sonra gururla söylediği İzmir Marşı, vergilerimizden geçinen TRT tarafından sansürlendi.

  1. İlahi okusalardı,
  2. Yunan marşı daha iyi olurdu…

NUTUK

AKP Ordu Ulubey İlçe Başkanı S. Özdemir, “Nutuk okuyanlar barda kafa çekerken, Kur’an okuyanlar göklerde SİHA uçuruyordu” diye yazmış.

Nutuk okuyanların dedeleri ülkeyi kurtarma savaşında canlarını ortaya koyarken, Özdemir’in dedeleri neredeydi acaba?..

YETİŞME

RTE, Rize’deki törende kurdele kesiminde acele eden küçük çocuğun kafasına vurarak uyardı.

Bildiğini uyguluyor…

KOMÜNİST

RTE, Rize’nin İkizdere ilçesindeki İşkencedere Vadisi’nde açılması planlanan taş ocağına karşı yapılan eylemler hakkında, “Türkiye’nin değişik yerlerinden ne kadar sol varsa, komünist varsa alıp buraya geliyorlar.” dedi.

Erdoğan’ın bu sözlerine İkizdereliler, “Burada komünist momünist falan yoktur. Ben, malımı, vadimi koruyorum.” yanıtını verdi.

Cumhurun mu, patronun mu başkanı?…

İTİBAR

Kılıçdaroğlu, “İskilipli Atıf Hoca’ya nasıl iadeyi itibar verilmiş ise tabii ki Çerkez Ethem’e de iadeyi itibar verilmeli, daha ötesi mezarı da Türkiye’ye getirilmeli, bunlar bizim değerlerimiz.”

  • Kılıçdaroğlu’nun itibarı da bunlarla ölçülür…

AY-YILDIZ

Gnkur. Bşk.lığı ve Kuvvet Komutanlığı binaları ABD usulü (Pentagon) birleştiriliyor.

Emir komuta birliği yerine binaların birliği dönemi…

DOLDURMA

Konya İl Sağlık Müdürü Mehmet Koç, müdürlüğün koltuklarına AKP’li siyasetçilerin eş-dost-akrabalarını doldurmuş.

AKP’li olmanın, AKP ile iş tutmanın doğal sonucu…

SORUYORUM                                 :

  1. 128 milyar dolar nerede?
  2. Bakan Ruhsar Pekcan ve diğer bakanların / yakınlarının devlete mal satmasının (hem de bozuk)soruşturulması neden engelleniyor?
  3. Sedat Peker’in suçlamaları kamuoyunda karşılık bulmasına karşın niçin araştırılmıyor? Suçlanalar niçin kendini savunmuyor? Cumhurbaşkanlığı niçin sessiz kalıyor?
  4. Orman yangınlarına karşı gerekli önlemleri almayarak yurdumuzun cayır cayır yanmasına, uygunsuz imara izin vererek sel felaketine sebep olanlar ne zaman hesap verecek?..

 

 

İktidar ve muhalefet

Yavuz Alogan yazdı…

İktidar ve muhalefet

Şu sıralarda Saray’a muhalefet etmek çok kolay. Saray suretine bürünmüş siyasî iktidarın tabanı kayıyor, içi fokurduyor. Krizleri yönetemediği, vaziyete hâkim olamadığı, ipin ucunu kaçırdığı çıplak gözle görülüyor.

Nitekim muhalefet partilerinin sözcüleri televizyon ekranlarından ellerini kollarını sallayarak, başarılı hitabet örneği sergileyerek coşkuyla Saray yönetimini eleştiriyorlar. Ekonomi kötüymüş, halk geçinemiyormuş, esnaf kan ağlıyormuş vs… Fakat Saray’ı erken seçime zorlamıyorlar. Seçim yasalarıyla, Siyasî Partiler Kanunu’yla oynamasını önlemiyorlar, hatta eleştirmiyorlar. Burada kilit sözcük “zorlamak”tır.

Zorlamak, konuşmaktan, açıklamaktan farklı bir mücadele yöntemini gerektirir. Siyasî partilerin, başta laiklik olmak üzere Devrim Kanunları’na bağlı kitleleri milyonlarca kişinin katıldığı mitinglerle, yürüyüşlerle harekete geçirmek, alternatif bir program üzerinden muhalefet yapmak gibi bir niyetleri yok. Sorunun rejimin yapısıyla, Devlet’in esas teşkilatıyla ilgili olduğunu görmezden geliyorlar. Parlamentoyu nasıl güçlendireceklerini, yargıyı nasıl bağımsızlaştıracaklarını, kuvvetler ayrımını nasıl sağlayacaklarını da söylemiyorlar. Örgütlü militan kadroları yok. Seçim güvenliğini denetleyebilecekleri bile şüpheli. Konuşuyorlar, yakınıyorlar ve bekliyorlar.

Toplumu zehirleyen tarikatları ve cemaatleri hâlâ “sivil toplum örgütleri” olarak görüyorlar mı, belli değil. Fakat AKP’nin homurdanan tabanını etkilemek için dinî bir söylem tutturmaya çalıştıkları anlaşılıyor. Ana muhalefet partisinin başkanı her lafa “Allah’ın izniyle iktidara geldiğimiz zaman…” diye başlıyor. Şahsen ben Allah’ın Sayın Saray’ı tercih edeceğini düşünüyorum.

Tarikat ve cemaatlerin özümseyemediği en yoksul dindar kesimin hızla cihatçı örgütlere yöneleceğini anlamak için üstün zekâlı olmaya gerek yok. AKP yirmi sene boyunca bu yönelimin zeminini hazırladı. Orta vadede AKP’nin kravatlı kadrolarını mumla aratacak cihatçı eylemlere ve kalkışmalara hazır olmak gerekir. Şeriat düzenine ılımlı geçişin başarısızlığa uğraması, ideolojik hegemonya kurmaya çalışan karşıdevrimci partinin yolsuzluk ve rezaletlerle yıpranması, aynı çizgide fakat daha radikal hareketlerin yolunu açacaktır. Bu işler böyledir.

Muhalefet partileri Saray iktidarının bir seçim daha kazanmasını sağlayacak şekilde mevcut seçim yasalarını değiştirmesini, laikliği ebediyen kaldıran “demokratik-tik” bir anayasa kampanyasıyla yeni bir hamle yapmasını, yeni bir “çözüm süreci” başlatmasını mı bekliyorlar?

Beklemiyorlarsa, Saray’a bu yönde zaman kazandıran bir aymazlık içinde neden debeleniyorlar?

Saray, kazandığı zamanı değerlendirerek rejimi daha da derin bir değişime uğratmak, ülkeyi dönüşü olmayan yolda daha ileriye götürmek için Diyanet’e Devlet protokolünde öncelik vermek, Yargıtay Başkanı’na cüppeyle dua ettirmek, en gerici tarikatların vakıflarına vergi muafiyeti sağlayarak bütün cemaatlerin cüretini artırmak gibi hamleler yapıyor. Böylece Ortadoğu ve Asya’da Batı’nın Müslüman halklar üzerindeki operasyonlarına aracı olma rolünü güçlendiriyor.

  • İzmir’de cüppeli adamlar meyhanelerde içenlere ve sokakta el ele tutuşan çiftlere “tebliğ”de bulunuyorlar.

Bizim gençliğimizde bu türden “tebliğ”de bulunanlara haddini bildirirler, çevredeki halkı toplayıp “Türkiye laiktir, laik kalacak!” diye slogan attırırlar, topluca İzmir Marşı’nı söyleyip olaysız dağılırlardı. Fakat günümüzde bu türden baskılara karşı çıkmak şöyle dursun, bunları dile getirmeye cesaret eden bir muhalefet partisi bile yok.  Halkın sessizliği insanların tebliği tebellüğ ettikleri (alıp kabul ettikleri) anlamına gelmiyor, öndersiz oldukları, kendi kaderlerine kayıtsız kaldıkları, başta muhalefet partileri olmak üzere kimseye güvenmedikleri anlamına geliyor. Kentli orta sınıf siyasetten soğuyup, partilerden umudu kestikçe, radikal İslamcı unsurlar AKP’nin önüne geçip toplumu şekillendirmeye çalışacaklardır. Ayrıca “Tebliğciler”in mesela Yozgatlıya değil de İzmirliye musallat olması kimseye bir şey anlatmıyor mu?

Saray’ın “Pentagon” binası askerlerin çok hoşuna gitti. Emekli bir general binanın teknolojik imkânlarını, hava savunma kabiliyetini övdü. 1930’da hizmete açılan, mimarisinde Erkân-ı Harbiye sözcüklerinin baş harfleri esas alınan tarihî Genel Kurmay Başkanlığı binasının muhafazasını rica etti. Binayı tıpkı Ankara Garı’ndaki Mustafa Kemal Evi ve Başkumandanlık Karargâh Binası gibi muhafaza (!) edeceklerinden, onu vakıf üniversitelerine devredeceklerinden, otel rezidans ya da AVM olarak kullanacaklarından emin olabilirsiniz.

Ayrıca mevcut sorun bina ve teknolojiyle değil, bunları kimin nasıl kullanacağıyla, iktidar partisinin değil Devlet’in ve milletin ordusu olmakla, askeriyenin emir-komuta birliğiyle, hiyerarşisiyle ve İç Hizmet Kanunuyla ilgilidir.

  • Laik ülkede Genel Kurmay Başkanı türbanlı teğmene diploma vermiştir.

Böyle şeyler askerlerin dillerinden düşürmedikleri “birlik beraberlik” ilkesini bozmuyor mu? Bu yol bir kez açıldığında, sarıklı bir amiral, sakallı bir yüzbaşı, deist bir üsteğmen vs. neden olmasın? Demokrasi ve insan hakları oluyor bu, öyle mi?

17-25 Aralık rezaletini (“Babacığım, bir kısmını istifleyip gönderdik, kalan paraları kürekle kamyonete yüklüyoruz” gibisine…) şu dönemde muhalefetin değil de AKP içindeki muhalif unsurların gündeme taşıması çok anlamlıdır. AKP’nin kurucu vekili, “partinin %90’ı itirafçı olacak,” dedi. AKP yolsuzluk irtikap rüşvet ve rezaletin ağırlığı altında çatırdarken, ana muhalefet partisinin başkanı gündemi değiştirdi.

Kılıçdaroğlu şöyle dedi: “İskilipli Atıf Hoca’ya nasıl iadeyi itibar verilmiş ise tabii ki Çerkez Ethem’e de iadeyi itibar verilmeli, daha ötesi mezarı da Türkiye’ye getirilmeli, bunlar bizim değerlerimiz.”

  • İskilipli Atıf bizim değerimiz, öyle mi Kılıçdaroğlu?

Bu sözlerden CHP yönetiminin ve bu sözlere sessiz kalan diğer muhalif parti yönetimlerinin “bizim değerlerimiz”e yabancı olduklarını anlıyoruz. Bir gözüyle yabancı ülke elçiliklerini, öteki gözüyle etnik ve dinî örgütleri gören muhalefet, tarihe, topluma ve geleceğe şaşı bakmaktadır.

Türkiye işgal edilmiş, siyasî partileri “dizayn” edilmiş bir ülkedir. Yurtsever siyasî parti üyelerinin parti yönetimlerine itaat etme mecburiyeti sona ermiştir.

Laik, demokratik ve sosyal hukuk devletinin yeniden kurulması, Kurucu Meclis biçiminde bir heyet-i temsiliye’nin oluşması, bu heyetin Türkiye’yi yeniden tarif etmesi (kimliğini tanımlaması!) ve Kuruluş ilkelerine uygun bir Anayasa yapması gerekir.

ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 4 Ağustos 2021

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

ŞİVAN

Çözüm süreci döneminde Diyarbakır’da RTE ile kol kola sahneye çıkan Perwer, “En büyük düşmanımız Türk devletidir” dedi.

Dünya lideri bu günleri görerek el vermiştir!…

THK

13 uçaklı RTE orman yangınları konusunda yangın uçak filosunu yenileyemediği için THK’yı suçladı.

Yangın uçağı almayan, THK uçaklarına ödenek tahsis etmeyen, kayyum atayarak kurumu işlevsizleştiren, kendi uçaklarını lüks-şatafatla donatanların suçu yok mudur?…

HAVALE

RTE, “Yangını siyaset konusu yapmayın”

Cüppeli havaleyi aldı, diyanetin konusu oldu…

TEKBİR

Cüppeli Ahmet, “Tekbir getirin, yangını söndürür” diyerek Hadis-i Şerife atıfta bulundu.

Dinleyen ve inanan olduğu sürece üfüren eksik olmaz.

Cüppeliyi yangın bölgesine davet ediyorum. Hadi görelim…

KONVOY

RTE, orman yangınlarının devam ettiği Muğla’da yaptığı incelemelerin ardından konvoyla dolaştı, halka çay fırlattı.

Konvoy itibardır!

Yangın seyrederken çay keyfine doyum olmaz!..

GÖÇ

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli;

  • Düzensiz göç, adı konmamış bir istiladır, demografik yapımıza kumpastır.
  • Biz ilkesel olarak ülkemizde geçici statüde bulunan yabancı ülke vatandaşlarının, güvenli ve huzurlu şekilde tekrar kendi ülkelerine gönderilmesinden yanayız.”

dedi. Doğruya doğru…

DÜĞÜN

THK Kayyum Başkanı Cenap Aşçı Türkiye’nin her yerinde ormanlar yanarken düğündeydi.

Paraşütle göreve gelene yangın bile düğün bayram…

YARDIM

Her yer yanmaya başlayınca Diyanet, Kızılay, THK yardım çağrısı yaptı.

Bakan Çavuşoğlu da “Milletimiz cömerttir destek verir” diyerek valiliğin açtığı hesabı adres gösterdi.

“Devletimiz güçlüdür” diyenler yine millete sarıldı…

İZMİR

Milli sporcular olimpiyat köyünde okçu Mete Gazoz‘un altın madalyasını İzmir Marşı ile kutladı.

Atatürk gençliği…

GÜLÜŞ

Antalya Gündoğmuş’un AKP’li Belediye Başkanı Mehmet Özeren, evi yanan yurttaşlara TOKİ tarafından 20 yıl ödeme ile evler yapılacağını duyururken; ”Evi eski olan vatandaşlar, ‘keşke bizim de evimiz yansaydı’ diyecekler” diyerek güldü.

Sağ olsun, birkaç kişiyi güldürmüştür şu acılı günlerde!… (AS: cüruf anlayış!)

TRT

TRT ekibi “Hisarönü kurtuldu” diye yayın yaptığı için vatandaşlar tepki gösterdi.

RRT …

TOKİ

Yandaş medya yanan yerlere TOKİ’nin evler yapacağı reklamına başladı.

Yangın garantili ev yapım ihalesi mi verildi?..

GÜDÜMLÜ

Tarım Orman Bakanı Pakdemirli, Cumhurbaşkanı’nın talimatı ile yangın bölgesine gittiğini söyledi.

Bakan kul mudur, kukla mıdır?…
(AS: AY m.8 gereği Yürütme yetkisi salt Cumhurbaşkanında. Bu açıklamayı yapmasalar, Bakanlara “Sen kimsin hangi yetkiyle buradasın??” denebilir çoooook rahatlıkla.. İşte dünyada örneği olmayan Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi böyle ucube ve bilim dışı!)

MESELE

Yeni Şafak yazarı İbrahim Karagül, Twitter’da “CHP; orman yangınlarında PKK ile birlikte hareket etti. PKK ormanları yaktı, onlar işi başka yerlere çekip hedef şaşırttı. Çok kirli bir ittifak bu. Kılıçdaroğlu bir milli güvenlik meselesidir. Marmaris’i böyle yaktılar!” dedi.

Akıl, mantık meselesi… (AS: Ya ajan ya iyi yemleniyor..)

YAKINCA

Yandaş TV’de konuşan Aydınlık yazarı Gaffar Yakınca yangınla mücadelede iktidarın başarılı olduğunu söyledi.

  1. Yandaş medyadan yangın izlenince öyle görünüyor.
  2. Yanan bölgelerin kapsadığı alanı görme olanağı olsa da bir kere daha konuşsa.
  3. Adam “yakınca” filan değil bağırsak içine girmişe…

SORUYORUM                                        :

  1. THK’nu kayyuma emanet edip uçakları çürütenler millete nasıl hesap verecek?
  2. Cumhurbaşkanlığına 13 uçak alanlar, bakanlara lüks uçak alanlar, bu uçakların çerez parasına kaç tane yangın uçağı alabilirlerdi?
  3. O uçakların koltuklarında rahatsız olmadan oturmak nasıl bir şeydir?
  4. İHA’ların en ufak dumanı görüp haber verdiğini söyleyen yandaş medya, kilometrelerce kare alanın neden yandığını nasıl açıklar?..

ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 16 Mayıs 2018

ÇARŞAMBA İĞNELERİ – 16 Mayıs 2018

Türk Vatandaşı Naci BEŞTEPE

TAMAM
Millet, “şeker vatandır, sattırmayız” dedi, sattı.
Millet , “üniversiteleri böldürtmeyiz” dedi, böldü.
Okluk’ta 50 bin ağacı keyfi için kestirdi.
Son bir ay bile yetti, TAMAM!

FETÖCÜ
Mahir Ünal’a göre “tamam” twitterları FETÖ’cü ve PKK’lıların yoğun olduğu ülkelerden atılıyormuş.
Demek ki AKP yandaşları oralara gitmiş…

İZMİR
Antalyaspor yöneticileri, kendi milli duygularını da yansıtan “İzmir Marşı”nı seyircilerin söylemesini siyasi buldu.
Bir çamur atacaklar da yürekleri yetmiyor…

SAKALLI
Jet Fadıl mağduru vatandaşa hakim, ”Her sakallıya inanmasaydınız”
Devleti yöneten sakallıları ne yapacağız?…

LEKE
Bahçeli ve Bekir Bozdağ CHP’li 15 vekilin İYİ Partiye desteğini demokrasimize leke olarak nitelediler.
Sevsinler sizin temizlik anlayışınızı…

ÇÖPLÜK
RTE, CHP için “çöplük, pislik” dedi.
CHP, tarihimizde çok önemli yeri olan bir partidir.
Pisliği çöpe atar, milleti rahatlatır…

MAĞDUR
Cumhurbaşkanı adaylarının mitinglerinin yayımlanmamasından dolayı RTE mağdurmuş.
Seçilirse yayımlatacakmış.
Mart kedisi…

YUSUF
İnce, “Soma’daki tekmenin hesabını sormazsam namerdim!” dedi.
Tekmeci Yusuf Yerkel halktan özü diledi.
Arka duvar çöküyor, Yusuf yusuf ötüyor…

DAMAT
Meclis Başkanı Kahraman, gazetecilerin “Damadınız FETÖ’cülükten dolayı firari mi?” sorusuna “Onu ben bilemem. Şahıslara ait keyfiliktir” dedi.
Keyfiniz bol olsun…

BİLİM
Gaziantep Kocatepe Ortaokulu’ndaki TÜBİTAK Bilim Fuarı’nda öğrenciler Hac’da yapılanları gösterdi.
Bu Türkiye uçar!…

AF
Bahçeli, ”Allah’ın izniyle af çıkacak”
İzin makamını yanlış söylüyor.

 

 

 

 

 

Karşıyaka’da 3 bin kişilik Andımız tepkisi

Karşıyaka’da 3 bin kişilik Andımız tepkisi

İzmir’de öğrenciler, veliler ve sivil toplum kuruluşlarından oluşan yaklaşık 3 bin kişi, bir okul müdürünün andımız okumak isteyen öğrenciye müdahale etmesine tepki olarak Andımız okudu.
(AS : Bizim katkımız yazının altındadır..)

İzmir’de, yaklaşık 2 bin öğrenciye ücretsiz eğitim desteği sağlayan Karşıyaka Belediyesi Gençlik Eğitim Merkezi’nde (KARGEM) yeni eğitim sezonu törenle başladı. Öğrenciler, veliler ve sivil toplum kuruluşlarından oluşan yaklaşık 3 bin kişi, törende ‘Andımız’ı okudu. Bİr okulda müdürün ‘andımız’ı okumak isteyen öğrenciye çıkışı burası ‘Dingo’nun ahırı mı?’ demesine tepki gösteren Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, “Burası, kendini bilmezlerin tabiri ile ‘Dingo’nun Ahırı’ değil, Cumhuriyet’in kalesi ve Atatürk’ün ilçesi Karşıyaka‘dır” dedi.

KARGEM’in de bulunduğu Bahçelievler Katlı Pazaryeri’nde düzenlenen törene yaklaşık 3 bin kişi katıldı. CHP’li Karşıyaka Belediye Başkanı Hüseyin Mutlu Akpınar, Karşıyaka’daki sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, veliler ve vatandaşlar da öğrencileri yalnız bırakmadı. Yüzlerce KARGEM’li çocuk ve gencin okuduğu Andımız’a tüm katılımcılar hep bir ağızdan eşlik etti. Törende İzmir Marşı da çalındı. Tüm katılımcılara bayrak ve Andımız metninin dağıtıldığı etkinliğin ardından, öğrenciler için ilk ders zili çaldı.

“EN GÜZEL YANIT”

Karşıyaka Belediye Başkanı Akpınar,

  • “Burası; Cumhuriyet değerlerini yılmadan savunan, Atatürk ilke ve devrimlerini yorulmadan koruyan ve en büyük emanetimiz Zübeyde Hanım’ın hatırasını sonsuza kadar yaşatacak olan Karşıyaka’dır. Burası, kendini bilmezlerin deyimi ile ‘Dingo’nun Ahırı’ değil, Cumhuriyet’in kalesi, Atatürk’ün ve Zübeyde Annemizin ilçesi Karşıyaka‘dır. Bunu herkes bilmek ve öğrenmek zorundadır. Bu zor zamanlarda bizi düzlüğe çıkartacak olan da Cumhuriyet’tir, Atatürk ilke ve devrimleridir. Bu bağlılığımızdan, bu kararlılığımızdan asla vazgeçmeden çalışacak ve hem evlatlarımızı hem de ülkemizi karanlık zihinlerin esaretinden kurtaracağız. Bugün burada hep bir ağızdan Andımız’ı okuyarak, bizi yolumuzdan döndürmek için uğraşanlara Karşıyaka’dan en güzel cevabı verdik. Her zaman çocuklarımızın yarınları için mücadeleye devam edeceğiz. Çağdaş eğitimi kavrayamayanlar da layık oldukları yerlerde görev yapmalıdır. Tüm evlatlarımıza yeni eğitim döneminde başarılar diliyorum” dedi.

Karşıyaka’da yaşayan ihtiyaç sahibi öğrencilerin çocuklarına ücretsiz eğitim desteği sağlayan KARGEM, bu yıl 5’ten 12’nci sınıfa kadar, yaklaşık 2 bin çocuğa hizmet verecek. Öğrenciler yıl boyunca TEOG, YGS, LYS’ye hazırlanacak. Ayrıca KARGEM öğrencileri için yıl boyunca sosyal etkinlikler, söyleşiler ve geziler de düzenlenecek.

OLAY NEYDİ?

İzmir’de bulunan Karşıyaka Atakent Erdoğan Kibarer Ortaokulu’nda, ilk bir haftada verilen eğitimden hoşnut olmayan kimi velilerin isteği üzerine çocuklar bayrak töreninden sonra Andımız’ı okumak istedi. Ancak öğrencilerin bu girişimine tepki gösteren Okul Müdürü Rahmi Önder Karamustafaoğlu, “Kendinize gelin. Talimat almadan ne yapıyorsunuz? Talimat mı aldın? Dingonun ahırı mı burası? Devletin kurumunun işleyişini kimse bozamaz..” diye tepki gösterdi. Bu olaydan sonra okul müdürü hakkında soruşturma açıldı.
======================================
Dostlar,

“Vah Türkiye’m, seni bu durumlara da düşürecekler miydi??” diye mi dövünelim; bu sefil eylemin öznelerini mi kınayalım?? Ayıp ve utanç verici (stigmatik) davranış sahiplerini, olağanüstü büyük yanlışlarından dönmeye ve okullarımızda ANDIMIZIN okunmasına yeniden dönülmesini sağlamalarını bekliyoruz.. Bu metin ayrıştırıcı değil birleştiricidir, ulusal dayanışmayı ve bilimci güçlendiricidir, anti – emperyalisttir.. Karşıt olup yasaklayanlar neyin nesi, kimin fesidir?? ANDIMIZIN metni, bu sorunun da yanıtıdır açık ve de seçik..

andımız ile ilgili görsel sonucu

Eylem koyan ve destekleyenleri saygı ile selamlıyoruz.
Yasakçıları kınıyor, kıraldan çok kıralcı davranan kimi kamu görevlilerini esefle karşılıyor ve iktidarın memuru değil, Cumhuriyetin değerlerini savunan Devlet memuru olmalarını diliyoruz.

Sevgi ve saygı ile.
01 Ekim 2016, Ankara

Dr. Ahmet SALTIK
www.ahmetsaltik.net
profsaltik@gmail.com